Sevr Anlaşması Tarafları
Bir tarafta Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya , Japonya ve İttifak Devletleri altındaki Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Lehistan, Protekiz , Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslovakya Devletleri.
Diğer tarafta Türk Osmanlı Devleti

Bir barış görüşmesi yapılmak üzere devletlerin kendi taleplerine üzerine, 30 Ekim 1918 de bitirilen İttilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti Savaşı kapsamında, İttilaf Devletlerinin bazılarının Dolaylı bazılarının ise doğrudan savaşa katılarak Başlangıcı 28 Temmuz 1914 Avusturya Macaristan Devletinin İmpartorunun Savaş ilanı ile ba

30 Ekim 1918 tarihinde, başlıca İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu hükümetinin talebi üzerine Türkiye ile bir ateşkes müzakeresi başlatmak istediler. İtilaf Devletleri içinde bazıları, özellikle eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun 28 Temmuz 1914’te Sırbistan’a savaş ilan etmesi ve Türkiye’nin 29 Ekim 1914’te İtilaf Devletleri’ne karşı savaş açması gibi olaylar nedeniyle Türkiye’ye doğrudan veya dolaylı olarak karıştırıldıkları ve bu savaşın sona ermesini ve güçlükle sürdürülen mücadeleyi sonlandırmayı istediler. Bu nedenle, İtilaf Devletleri, kendi temsilcilerini göndererek bir barış antlaşması müzakeresi başlatmaya karar verdiler.

Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı ve Hindistan İmparatoru temsilcisi Sir George Dixon Graham, K.S.V.O., Büyük Britanya Kralı’nın Paris Büyükelçisi olarak bu görüşmelere katıldı.



1

Sevr Antlaşması metni, “Sevr – Devlet-i Aliye ile Sulh Muahedesi – 10 Ağustos 1920” başlığıyla, Konya’da Öğüt Matbaası tarafından 1920 (Hicri 1336) yılında basılmıştır. Bu nüsha, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Katalog No: 1339-153; Referans No: S. M. 130). Ancak bu belge, onaylanıp resmi gazete olan Takvim-i Vekayi ya da Düstur‘da yayımlanmadığı için, elimizdeki Türkçe basılı metin, esas alınan Fransızca metinle karşılaştırılmıştır.

Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi’ndeki ilgili nüsha, şu başlığı taşımaktadır:
“Traité de Paix entre les Puissances Alliées et Associées et la Turquie signé le 10 août 1920 à Sèvres” (Fransızca, İngilizce ve İtalyanca Metinler). Bu belge, kütüphanede Esas No: 1932-1308 ve Referans No: S. M. 543 olarak kayıtlıdır.

Kanada Dominyonu için:

  • Sayın Sir George Halsey Perley, K. S. M. G., Birleşik Krallık nezdinde Kanada Yüksek Komiseri.

Avustralya için:

  • Çok Sayın Andrew Fischer, Birleşik Krallık nezdinde Avustralya Yüksek Komiseri.

Yeni Zelanda Dominyonu için:

  • Sir George Dixon Graham, K. S. V. O., Britanya Kralı’nın Paris Elçisi.

Güney Afrika Birliği için:

  • M. Reginald Andrew Blankenberg, O. B. E., Birleşik Krallık nezdinde Yüksek Komiserlik görevini yürütmekte.

Hindistan için:

  • Sir Arthur Hirtzel, K. S. B., Hindistan İşleri Müsteşar Yardımcısı.

Fransa Cumhurbaşkanı:

  • M. Alexandre Millerand, Dışişleri Bakanı,
  • M. Frédéric François-Marsal, Maliye Bakanı,
  • M. Auguste Paul-Louis Isaac, Ticaret ve Sanayi Bakanı,
  • M. Jules Cambon, Fransa Büyükelçisi,
  • M. Georges Maurice Paléologue, Fransa Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri.

Majesteleri İtalya Kralı:

  • Kont Lelio Bonin Longare, İtalya Kraliyet Senatosu Üyesi, Paris Fevkalade ve Tam Yetkili Büyükelçisi,
  • General Giovanni Marietti, Yüksek Harp Konseyi’nde İtalyan askeri temsilcisi.

Majesteleri Japonya İmparatoru:

  • Vikont Chinda, Japonya İmparatoru’nun Londra Fevkalade ve Tam Yetkili Büyükelçisi,
  • M. K. Matsui, Japonya İmparatoru’nun Paris Fevkalade ve Tam Yetkili Büyükelçisi.

Ermenistan Cumhurbaşkanı:

  • M. Avetis Aharonian, Ermenistan Cumhuriyeti Delegasyonu Başkanı.

Majesteleri Belçika Kralı:

  • M. Jules van den Heuvel, Fevkalade Temsilci ve Tam Yetkili Elçi, Devlet Bakanı,
  • M. Rolin Jaequemyns, Uluslararası Özel Hukuk Enstitüsü Üyesi, Belçika Delegasyonu Genel Sekreteri.

Majesteleri Yunan Kralı:

  • M. Eleftherios K. Venizelos, Bakanlar Kurulu Başkanı,
  • M. Athos Romanos, Yunanistan Kralı’nın Paris Fevkalade Temsilcisi ve Tam Yetkili Elçisi.

Majesteleri Hicaz Kralı:


Polonya Cumhurbaşkanı:

  • Kont Maurice Zamoyski, Polonya Cumhuriyeti Paris Fevkalade Temsilcisi ve Tam Yetkili Elçisi,
  • M. Erasme Piltz.

Portekiz Cumhurbaşkanı:

  • Dr. Affonso Augusto da Costa, Bakanlar Kurulu Eski Başkanı.

Majesteleri Romanya Kralı:

  • M. Nicolae Titulescu, Maliye Bakanı,
  • Prens Dimitrie Ghika, Romanya Kralı’nın Paris Fevkalade Temsilcisi ve Tam Yetkili Elçisi.

Majesteleri Sırp-Hırvat-Sloven Kralı:

  • M. Nicolas P. Pachitch, Bakanlar Kurulu Eski Başkanı,
  • M. Ante Trumbic, Dışişleri Bakanı.

Çekoslovak Cumhurbaşkanı:

  • M. Edouard Benes, Dışişleri Bakanı,
  • M. Stephen Osusky, Çekoslovak Cumhuriyeti Londra Fevkalade Temsilcisi ve Tam Yetkili Elçisi.

Türkiye:

  • Hâdi Paşa, Senato Üyesi,
  • Rıza Tevfik Bey, Senato Üyesi,
  • Reşad Halis Bey, Türkiye’nin Bern Fevkalade Temsilcisi ve Tam Yetkili Elçisi.

Temsilciler, yetki belgelerini usule uygun bir şekilde sunduktan sonra aşağıdaki hükümleri karara bağlamışlardır:

  • İşbu antlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren savaş hali sona erecektir.
  • Bu andan itibaren antlaşmada belirtilen koşullar altında müttefik devletler ile Türkiye arasında resmi ilişkiler başlayacaktır.



BİRÎNCÎ BÂB 1
Cemiyet-i Akvam Ahidnamesi
Düvel-i müteakide, beynelmilel iştirak-i mesainin inkişafı
ve milletlere sulh ve meniyetin temini için harbe tevessül etme
mek üzere bazı taahhüdatın kabulü adil ve namus üzerine mü
esses münasebat-ı beynelmilelin alenen icrası badema hükûmatça
bilfiil rehber-i hareket ittihaz olunacak kavaid-i hukuk-ı düvelin
tamamile meriyeti, akvam-ı müteazzıvenin münasebat-ı müte
kabillerinde adlin hükümranı ve muahedattan münbeis kâffe-i
tahhüdatın harfiyen meriyeti muktazi olduğuna binaen Cemiyet-i
Akvamı tesis eden işbu ahidnameyi kabul eylemişlerdir.
Madde 1 — Cemiyetin âza-yı asliyesi, işbu ahidnameye vazı-
ülimza olanlardan muahedeye merbut cevtelde esamisi muharrer
olanlar ile kezalik melfufta esamisi mezkûr olup da ahidnamenin
mevki-i meriyete vaz’ından itibaren iki mah zarfında kitabete
tevdi ve cemiyetin diğer azasına tebliğ edilecek olan bir beyan
name ile hiç bir kayd-ı ihtirazı tahtında olmayarak işbu ahidna
meye iştiraki kabul eden hükümetlerdir. Kendini serbestçe idare
eden ve melfuf cetvelde zikir edilmeyen her hangi bir devlet,
dominyon yahut müstemleke, heyetin sülüsanı tarafından Ce
miyete kabulüne karar verildiği takdirde taahhüdat-ı beynel-
mileliyeye samimî bir surette riayat edeceğine dair teminat-ı ha
kikiye vermek ve kuva-yı harbiye, bahriye ve havaiyesi hakkında
cemiyetin nizamatını kabul eylemek şartile Cemiyete dahil ola
bilir. Cemiyetin her bir âzası iki sene evvel malûmat vererek
Cemiyetten çekilebilir. Ancak hin-i müfarekatında işbu ahidna
menin tahmileylediği taahhüdat da dahil olmak üzere bilcümle
taahhüdat-ı beynelmileliyeyi ifa eylemiş olmak şarttır.
Madde 2 — Cemiyet, maiyetinde daimî bir Daire-i Kitabet
bulunan bir heyet ve bir Meclis vasıtasile işbu ahidnamede tayin
edildiği veçhile icra-yı vazife eder.
Madde 3 — Heyet, âza-yı Cemiyetin mümessillerinden müte
şekkildir. Evkat-ı muayyenede ahvalin icabettirdiği diğer her
1
Burada Türkçe metinde “kısım” yazılıdır ; Fransızca metinde “Partie”
kelimesi vardır. Ancak ilerki bölümlerde ayni Fransızca kelime yerine “Bâb”
kelimesi kullanılmıştır. Bunun için Türkçe metin “Partie = Bâb” olarak
düzeltilmiştir.
zaman Cemiyetin merkezinde yahut tayin olunabilecek diğer
bir mahalde içtima eder. Heyet Cemiyet-i Akvam’ın saha-i faa
liyetine dahil olan veyahut sulh-ı âleme tesir eden kâffe-i me-
sail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır. Cemiyet-i Akvam’ın
her âzası heyette üçten fazla mümessil bulunduramaz. Ve ancak
bir reye maliktir.
Madde 4 — Meclis, başlıca düvel-i müttefika ve müşarikenin
ve Cemiyetin diğer dört azasının mümessillerinden mürekkeptir.
Cemiyetin işbu dört âzası heyet itarafından serbestçe ve her
istediği zamanlarda tayin olunur. Meclis tarafından ilk tayin
vaki oluncaya kadar Belçika, Brezilya, İspanya ve Yunanistan
murahhasları meclis âzasından bulunurlar. Ekseriyet-i heyetin
tasvibile Meclis Cemiyetin diğer azasını tayin edebilecek ve bu
âza Mecliste suret-i daimede hazır bulunacaktır. Meclis yine
ekseriyet-i heyetin tasvibile Mecliste temsil edilmek için Heyet
tarafından intihap olunacak Cemiyet azasının adedini tezyit
edebilir. Meclis, icabettikçe ve laekal senede bir defa Cemiyetin
merkezinde veya irae olunacak sair bir mahalde içtima eder.
Meclis, Cemiyetin saha-i faaliyetine dahil olan ve sulh-ı âleme
icra-yı tesir eden kâffe-i mesail hakkında ita-yı hükme salâhi
yettardır. Mecliste temsil edilmeyen âza-yı Cemiyetten herhan
gisi hassatan kendisini alâkadar eden bir mesele Meclise arzo-
lunduğu zaman Meclise bir mümessil izamına davet olunur.
Mecliste temsil edilen Cemiyetin her bir azasının bir reyi ve
bir mümessili bulunur.
Madde 5 — İşbu ahidname veyahut işbu muahedename
ahkâmına sarahaten muhalif ahkâm bulunmadığı takdirde He
yetin veya Meclisin kararları içtimada temsil edilen Cemiyet
azasının ittifak-ı ârâsı ile ittihaz olunur. Nokat-ı hususiye hak
kında icra-yı tahkikata memur komisyonların tayini hususu da
dahil olduğu halde Heyet veya Meclisin içtimalarında mevzuu-
bahis olan usule ait mesail Heyet veya Meclis tarafından hal
ve faslolunur ve içtimada hazır bulunan Cemiyet azasının ek
seriyeti tarafından karara rabtolunur. Gerek Heyetin ve gerek
Meclisin birinci içtimai Amerika Hükûmat-ı Müttefikası Reisinin
daveti üzrine vaki olacaktır.
Madde 6 — Daimî Kitabet Dairesi cemiyetin merkezinde
bulunur. Bu Kitabet Dairesi, bir Kâtib-i Umumî ve lüzumu
F. 34
kadar kâtipler ve heyet-i müstahdiminden mürekkeptir. İlk
Kâtib-i Umumî muahedeye merbut varakada gösterilmiştir. Bunu
istihlâf edecek Kâtib-i Umumî, heyetin ekseriyetinin tasvibi ile
Meclis tarafından tayin olunacaktır. Daire-i Kitabet ketebesile
heyet-i müstahdimin Meclisin tasvibi ile Kâtib-i Umumî tarafın
dan tayin olunur. Cemiyetin Kâtib-i Umumisi aynı zamanda
Heyetin ve Meclisin de Kâtibi Umumisidir. Heyet-i tahririyenin
masarifi Umumî Posta İttihadı Beynelmilel Kalemi için muay
yen nisbet dahilinde âza-yı Cemiyet tarafından tesviye olunur.
Madde 7 — Cemiyetin merkezi Cenevre’de tesis olunmuştur.
Meclis her zaman merkezini diğer herhangi mahalde tesis için
bir karar verebilir. Kitabet dairesi de dahil olduğu halde Cemi
yetin bilcümle vazaifine veyahut hidematına erkek ve kadın
alesseviye kabul olunur. Cemiyet azasının mümessilleri ve me
murları ifa-yı vazife halinde diplomasi imtiyazat ve muafiyattan
müstefit olurlar. Cemiyet tarafından ve Cemiyete ait hidemat
ve içtimaattan dolayı işgal olunan mebani ve arazi tecavüzden
masundur.
Madde 8 — Teslihat-ı milelin asayiş-i millî ve bir hareket-i
müşterekenin icap ettireceği taahhüdat-ı düveliye icrası ile ka
bili telif olacak bir had-di asgariye tenzili sulh ve müsalemetin
muhafazası için muktazi olduğu Cemiyet âzası tarafından tasdik
edilir.
Meclis her devletin mevki-i coğrafisini ve ahval-i hususi-
yesini nazarı itibare alarak hükûmat-i muhtelife tarafından tetkik
ve ittihaz-ı karar olunmak üzere bu tenzile ait plânları ihzar
eyler. Mezkûr plânların yeniden tetkiki ve indelhace lâekal on
senede bir defa tekrar tetkiki icap eder.
Plânların hükûmat-ı muhtelife tarafından kabulünden sonra
bu suretle haddi tayin edilen teslihat mikdarı Meclisin rizası
olmaksızın tecavüz edilmeyecektir. Cemiyetin âzası mühimmat
ve levazım-ı harbiyenin hususî surette imalinin itirazat-ı vahi-
meye bâis olduğunu nazar-ı dikkate alarak bu husustaki ne-
tayic-i müessifeden tevekkiye hadim tedabire tevessül vazifesini,
emniyetleri için muktazi mühimmat ve levazımatı imal edeme
yen âza-yı Cemiyetin ihtiyacatı nazar-ı itibare alınmak şartile
Meclise tevdi ederler. Cemiyetin âzası teslihatlarının mikyasına,
berrî ve bahrî ve havaî programlarına ve harpte istimale salih
sanayilerinin mikdarına müteallik kâffe-i malûmatı begayet sa
mimî ve tam bir surette teati etmeği taahhüt ederler.
Madde 9 — 1 ve 8 inci maddelerin ahkâmının icrası ve su-
ret-i umumiyede askerî ve bahrî ve havaî mesail hakkında mü
talâasını Meclise beyan etmek üzere daimî bir komisyon teşkil
olunacaktır.
Madde 10 — Cemiyetin âzası bilumum âza-yı Cemiyetin
Cemiyete tamamiyet-i mülkiyelerile hal-i hazırdaki istiklâl-i si
yasilerine riayet ve bunları her türlü tecavüzat-ı hariciyeye karşı
muhafaza eylemeği taahhüt ederler. Bir tecavüz vukuu veya
tecavüz tehdidi veyahut tehlikesi mevcut olduğu takdirde Meclis
işbu taahhüdün icrasını temin vasaitine tevessül eder.
Madde 11 — Cemiyet âzasından birine gerek doğrudan doğ
ruya taalûk etsin gerek etmesin her bir harp veya tehlike-i harp
bütün Cemiyeti alâkadar edeceği ve Cemiyetin sulh-ı mileli su-
ret-i müessirede muhafazaya hadim tedabiri ittihaz eylemesi
lâzım geleceği sarahaten beyan olunur. Bu gibi ahvalde Kâtib-i
Umumî cemiyet âzasından herhangi birinin talebi üzerine Mec
lisi derhal içtimaa davet eder. Bundan maada münasebat-ı dü-
veliyeye icra-yı tesir etmek mahiyetini haiz olan ve binnetice
sulh ve müsalemeti veyahut bu sulh ve müsalemetin mevkuf-ı
aleyhi olup beynelakvam hüsn-i amizişi ihlâl edecek olan kâffe-i
vekayi hakkında Heyetin veyahut Meclisin nazar-ı dikkatim bir
suret-i dostanede celbetmeğe Cemiyet âzasından her birinin hakkı
olduğu dahi beyan olunur.
Madde 12 — Bütün âza-yı Cemiyet, aralarında inkita-ı mü-
nasebatı tevlit edecek mahiyette bir ihtilâfın tahaddüsü halinde
ihtilâf-ı mezkûru ya hakeme veyahut Meclisin tetkikine tevdi
etmeği müttefikan kararlaştırırlar. Kezalik hiç bir veçhile ha
kemlerin kararının veyahut Meclisin raporunun itasından itiba
ren üç ay mühletin inkizasından evvel harbe müracaat eyleme
mek hususunu dahi kararlaştırırlar. Bu maddede mezkûr bil
cümle ahvalde hakemlerin kararının münasip bir müddet zar
fında itası ve Meclis raporunun ihtilâfın Meclise tevdi-i gününden
itibaren altı mah zarfında tanzimi iktiza eder.
Madde 13 — Aza-yı Cemiyet, beyinlerinde kendi itikatlarına
göre hakem marifetile kabil-i tesviye olan bir ihtilâf zuhur eder
ve bu ihtilâf, diplomasi tarikile mucib-i memnuniyet bir surette
hal ve tesviye edilemezse bu meselenin tamamile hakeme hava
lesini kararlaştırırlar. Bir muahedenin hukuk-ı düvelin her nokta-i
nazarından tefsirine ve subutu takdirinde bir taahhüd-ı düvelinin
inkitaını mucip olacak her nevi hâdisatın tahakkukuna veyahut
böyle bir inkıtaın istilzam eyleyeceği tamirin vüsat veya mahi
yetine taallûk eden bu gibi ihtilâfatın suret-i umumiyede hakem
vasıtasile kabil-i hal ihtilâfat meyanında bulunduğu beyan olunur.
Davanın tevdi olunduğu hakem mahkemesi tarafeynce tayin
edilen veya mukavelât-ı mütekaddimede musarrah bulunan bir
mahkemedir.
Cemiyet âzası ita olunan hükümleri hüsn-i niyetle icra ey
lemeği ve bu hükümlere tevfik-i hareket eden Cemiyet âzasın
dan herhangi birine karşı harbe müracaat etmemeği taahhüt
ederler. Hükmün adem-i icrası halinde Meclis hükmün temin-i
icrasına sâlih tedabiri teklif eder.
Madde 14 — Meclis, beynelmilel daimî bir Mahkeme-i Ad
liye lâyihasını ihzar ve âza-yı Cemiyete tevdie memurdur. Bu
mahkeme bir mahiyet-i beynelmileliyeye haiz olup tarafinin ken
disine tevdi edeceği kâffe-i ihtilâfatı rüyet edecektir. Meclis veya
Heyet tarafından kendisine havale olunacak her nevi ihtilâfat
ve nokat hakkında da istişarî mütalâatı beyan eyleyecektir.
Madde 15 — Âza-yı Cemiyet arasında inkita-ı münasebatı
tevlit edecek bir ihtilâf tahaddüs eder ve işbu ihtilâf 13 üncü
maddede musarrah hake’me havale edilmezse ihtilâf-ı mezkûrun
Meclise tevdii âza-yı Cemiyetçe mukarrerdir. Bu hususta azadan
birinin bu ihtilâftan tahkikat ve tetkikat-ı mükemmele icrası
zımnında kâffe-i tedabire tevessül edecek olan Kâtib-i Umumiyi
haberdar etmesi kâfidir. Tarafin müddet-i kalile-i mümküne
zarfında davalarının bilcümle vaka-yi müteferriası ve evrak-ı
müsbitesini cami bir fezlekeyi Kâtib-i Umumiye tevdi eylerne-
lidirer. Meclis bu fezlekenin hemen neşrini emir edebilir.
Meclis ihtilâfın hal ve tesviyesini temine sarf-ı mesai eder
ve husul-i muvaffakiyet halinde vekayi-i ve bunlara ait izahat-ı
muktaziyeyi ve suver-i tesviyeyi mübeyyin bir fezlekeyi müna-
sib gördüğü veçhile neşreder. İhtilâf hal edilemediği takdirde ih
tilâfın esbabını ve bu işte en münasib ve en mukarin-i adalet
gördüğü suret-i tesviyeyi bildirmek üzere ister ittifak-ı ârâ veya
ekseriyet-i ârâ ile kararlaştırdığı raporu tanzim ve neşreder.
Mecliste bulunan Cemiyet âzasından her biri esbab-ı ihtilâf
ve mukarrerat-ı zatiyesini mübeyyin bir rapor neşredebilir. Mec
lisin raporu, tarafin mümessillerinin reyi hariç olduğu halde
müttefikan kabul olunduğu takdirde Cemiyet âzası mezkûr ra
por ahkâmına tevfik-i hareket eden taraf aleyhine harbe giriş
memeği taahhüt ederler. Meclis tarafin-i münaziünfihadan her
birinin mümessillerinden maada diğer umum azasına raporunu
kabul ettiremediği takdirde Cemiyet âzası hak ve adaletin
muhafazası emrinde münasib görecekleri veçhile hareket etmek
hakkını muhafaza ederler.
Tarafinden biri ihtilâfın, hukuk-ı düvelin tamamile kendi
salâhiyetine terk ettiği bir meseleye taallûk ettiğini iddia eder
ve bu iddia Meclis tarafından kabul edilecek olursa meclis bu
keyfiyeti bir raporda bast ve temhit eylemekle beraber bir gûna
suret-i tesviyeyi tavsiye eylemez.
Meclis işbu maddede tasrih olunan ahvalin kâffesinde ihti
lâfı Heyete havale edebilir. Kezalik Heyet tarafinden birinin
istidası üzerine ihtilâfı tetkik edebilecektir. İşbu istida ihtilâfın
Meclise tevdi olunduğu günden itibaren 14 gün zarfında takdim
olunmalıdır. Heyete tevdi olunan her meselede Meclisin fiil-i
hareket ve salâhiyetine taallûk eden bu madde ile 12 inci mad
denin ahkâmı Heyetin fiil ve hareket ve salâhiyetin de tatbik
olunur. Her meselede tarafın mümessilleri hariç olmak üzere Mec
liste bulunan âza-yı cemiyet mümessillerinin tasvibi ve diğer
âza-yı cemiyetin ekseriyet-i ârâsı ile heyet tarafından tanzim
olunan rapor tarafın mümessillerinden gayri diğer âzasnın itti-
fak-ı ârâsı ile Meclis tarafından tanzim olunan raporun hüküm
ve kuvveti gibi bir hüküm ve kuvveti haizdir.
Madde 16 — Âza-yı Cemiyetten biri 12 inci, 13 üncü veyahut
15 inci maddelerdeki taahhüdat hilâfına olarak muharebeye
müracaat ettiği takdirde Cemiyetin diğerbütün âzası aleyhine
bilfiil harp ika eylemiş addolunur. Bunlar derhal kendisile bütün
münasebat-ı ticariye ve maliyelerini kat ve kendi tebealeriyle
ahidnameyi nakzeden hükümet tebeası arasındaki kâffe-i müna-
sebatı men etmeği ve bu hükümet tebeası ile Cemiyet-i Akvam’a
dahil bulunan ve bulunmayan diğer devletlerin her birinin bey
ninde bilcümle münasebat-ı maliye, ticariye veyahut şahsiyeyi
men etmeği taahhüt ederler.
Bu takdirde Meclis taahhüdat-ı Cemiyetin infazına tahsis
olunan kuva-yı müsellehaya cemiyet azasının hangi bahrî ve
havaî askerî kuvvetler ile iştirak edeceğini alâkadar olan muhtelif
hükümetlere tavsiye etmek vazifesile mükelleftir.
Bundan maada âza-yı Cemiyet işbu madde mucibince itti
haz olunacak tedabir-i iktisadiye ve maliyenin tatbikatından
tahaddüs edecek zayiat ve mehaziri had-di asgariye tenzil için
yekdiğerine karşı müzaherat-ı mütekabilede bulunmağı kararlaş
tırır. Aza-yı Cemiyet, ahidnameyi nakzeden devlet tarafından
kendilerinden biri aleyhine ittihaz olunan bir tedbir-i mahsusa
mukavemet için kezalik yekdiğerine mütekabilen zahir olacaktır.
Aza-yı Cemiyet taahhüdat-ı Cemiyeti tenfiz için icra olunan bir
hareketi müşterekeye iştirak eyleyen âza-yı cemiyetten her hangi
birine ait kuvvetlerin kendi arazilerinden mürurlarını teshil etmek
üzere tedabir-i muktaziyeye tevessül ederler.
Ahidnameden münbais taahhüdatın nakzından dolayı mesul
olan her bir âza Cemiyetten ihraç olunabilir. İhraç keyfiyeti Mec
liste bulunan diğer bütün âza-yı Cemiyetin ârâsı ile ittihaz olunur.
Madde 17 — Yalnız biri Cemiyete dahil bulunan veyahut her
ikisi de Cemiyetin âzasından olmayan iki devlet arasında ihtilâf
tekevvün ettiği takdirde Cemiyete dahil olmayan devlet veya
devletler ihtilâfın tesviyesi için Meclis tarafından tensib olunan
şeraite tevfikan kendi azasına tahmil olunan taahhüdata tabi
olmağa davet olunurlar. Dâvet-i vakıa kabul olunduğu halde
12 ilâ 16 ıncı maddeler ahkâmı Meclisçe lüzum görülecek tadilât
ile tatbik olunur. Davetname irsal olunur olunmaz Meclis esbab-ı
ihtilâf hakkında icra-yı tahkikata mübaderet eder ve hadise-i
mahsusada kendisince ahsen ve en müessir görünen teedbiri itti
haz eyler.
Davet edilen devlet ihtilâfın halli için Cemiyet azasının taah-
hüdatını kabulden istinkâf ederek âza-yı Cemiyetten biri aley
hine harbe tevessül ederse 16 inci madde ahkâmı kendi hakkında
mabihüttatbik olunur. Davet edilen tarafeyn ihtilâfın halli için
Cemiyet azasının taahhüdatını kabulden istinkâf eyledikleri su
rette Meclis muhasamata mani olacak ve ihtilâfın hallini intaç
edecek her gûna teküfat-ı dermeyen her gûna tedabiri ittihaz
ve dermeyan edebilir.
Madde 18 — Cemiyet âzasından biri tarafından atiyen akd-
olunacak herhangi bir muahedename veya taahhüdame-i düveli
Kitabet dairesince derhal kayıt ve tescil ve sürat-i mümküne
ile neşredilmelidir. Bu muahedename veya taahhütname-i düve
liden hiç biri kayıt ve tescil olununcaya kadar vacibülicra ol
mayacaktır.
Madde 19 — Heyet, âza-yı Cemiyeti gayr-i kabil-i tatbik bir
hal kesbeden ve idameleri sulh ve müsalemet-i âlemi bir muha
taraya ilka edebilecek olan muahedenamelerle vaziyat-ı düveli-
yeyi arasıra yeniden tetkike davet edebilir.
Madde 20 — Aza-yı Cemiyet kendilerine münferiden taal
lûk eden hususatta işbu ahidnamenin miyanelerinde mevcut
olup ahkâmile gayr-i kabil-i telif olan bilumum taahhüdat ve
itilâfatı fesh ve ilga ettiğini tasdik eder. Ve ileride taahhüdat
ve iltilâfat-ı mümasile akdetmemeği resmen taahhüt eylerler.
Azadan biri Cemiyette duhulundan mukaddem ahidname ahkâ
mile gayr-i kabil-i telif bir takım taahhüdat deruhde etmiş ise
işbu taahhüdatından kurtulmak için derhal tedabir-i lâzıma itti
haz eylemek mecburiyetindedir.
Madde 21 — Hakem ahidnameleri ve Monroe kaidesi gibi bir
memlekete mahsus itilâfat misillû sulh ve müsalemetin muhafa
zasını kâfil bulunan taahhüdat-ı düveliye işbu ahidname ahkâ
mından hiç birile gayr-i kabil-i telif addedilmeyecektir.
Madde 22 — Usul ve kavaid-i atiye mukaddema kendilerini
idare etmiş olan hükûmatın kalemrev-i hükümdarisinden harbi
müteakip huruç etmiş olan ve medeniyet-i haziranın bilhassa
müşkül bulunan şeraiti dahilinde kendilerini idareye henüz muk
tedir olamayan milel ve akvamın sakin oldukları müstemlikât
ve arazi hakkında tatbik olunur. Bu milel ve akvamın saadet-i
hal ve inkişaf ve terakkisi medeniyet için bir vazife-i mukaddese
olduğundan bu vazifenin ifası için ahidname-i hazıraya bazı
teminat derç ve ithali münasiptir.
Bu usul ve kaidenin hayyiz-i fiile isali için ahsen-i tedbir
milel ve akvam-ı mezkûrenin vasayetini menabi-i servet ve ter-
carüb yahut vaziyet-i coğrafiyeleri itibarile işbu mesuliyeti de-
ruhdeye en muktedir olan ve bunu kabul hususunda izhar-ı mu
vafakat eylemiş olan milel-i müterekkiyeye tevdi edilmekten
ibarrettir. Milel-i müterekkiye işbu vasayeti mandater sıfatile
ve cemiyet namına ifa edeceklerdir.
Mahiyet-i vesayet milletin derece-i terakkisi ve arazisinin
mevki-i coğrafisi ile şerait-i iktisadiyesine ve buna müşabih sair
bilcümle ahvale göre tahallüf etmelidir.
Mukaddema Devlet-i Aliye’ye tabi bulunmuş olan bazı ce
maat bir derece-i terakkiye mazhar olmuşlardır ki milel-i müs
takbele halinde mevcudiyetleri muvakkaten tasdik olunabilir.
Şu şartla ki bir mandaterin nasayih ve muaveneti kendilerini
başlıbaşına harekete muktedir olacakları zamana kadar bunları
idareye rehber olsun.
Mandater intihabı hususunda cemaatların evvelce arzuları
nazarı itibare alınmalıdır.
Milel-i saire bulundukları derece-i terakki ile bilhassa vasatı
Afrika akvamının derece-i terakkileri esir, esliha ve küul ticareti
gibi sui istimalâtın men’i suretile intizam-ı umuminin ve hüsn-i
ahlâkın muhafazasını kâfil olabilecek tahdidattan maada sair
bir gûna tahdidat icra edilmeksizin serbesti-i vicdan ve mezhebin
ve umur-ı inzibatiye yahut müdafaa-i arazi müstesna olduğu
halde kılâğ ve istihkâmat veya üssülhareke-i askeriye ve bahriye
tesisinin ve yerlilere askerlik taliminin men’ini mutazammın ve
Cemiyetin kezâlik âza-yı sairesine mübadelât ve ticaret için
şerait-i mütesaviye temin eyleyecek olan şerait tahtında man
daterin orada arazinin idaresini deruhte eylemesini müstelzimdir.
Elhasıl Afrika’nın cenub-i garbisi ve cenub-î Okyanusya’da kâin
bazı cezair gibi yerler vardır ki ahalisinin seyrekliği, mesaha-i
sathiyesinin mahdudiyeti, merakiz-i medeniyetten bu’du manda
terin arazisine mülasık olması veyahut ahvali saire dolayısile
bâlâda beyan olunduğu veçhile yerli ahalinin nef’ine bir takım
teminat itası kayd-ı ihtirazisi tahtında olarak mandaterin ec-
za-yı mütemmime-i arazisinden bulunuyormuş gibi ancak man
daterin kavanini mucibince idare olunabilir. Her halde manda
terin idaresini deruhde etmiş olduğu arazi hakkında Meclise her
sene bir rapor ita etmesi lâzımgelir. Mandaterin derece-i hükm
ve nüfuzu ile tarafından icra edilecek murakaba veya idare hak
kında âza-yı Cemiyet arasında evvelce bir mukavelename mevcut
değilse Meclis tarafından bu nokat hakkında bilhassa ita-yı hü
küm ve karar edilecektir.
Mandaterin her sene vereceği raporları ahız ve tetkik eyle
mek ve vasayetlerin ifasına mütedair bilcümle mesail hakkında
Meclise rey beyan etmek vazifesile mükellef daimî bir komisyon
teşkil olunacaktır.
Madde 23 — Kayd-ı ihtirazı tahtında ve elhaletühazihi mev
cut olan veyahut bilâhara akdedilecek olan mukavelât-ı düveliye
ahkâmına tevfikan Cemiyetin âzası :
a) Kendi arazileri ile münasebatı ticariye ve sınaiyelerinin
şamil olduğu bilcümle memâlikte erkek, kadın ve çocuklar için
hakkaniyet ve insaniyetperverane şerait-i say ve amelin temin
ve muhafazasına ve bu maksadla iktiza eden beynelmilel teşki
lâtın icra ve idamesine sarf-ı mesai edeceklerdir.
b) Kendi idarelerine mevdu arazisi dahilindeki yerli ahali
hakkında âdilâne bir surette muamele icrasının teminini deruhde
ederler.
c) Nisvan ve etfal ile afyon ve sair ecza-yı tıbbiye-i muzırra
ticaretine müteallik itilâfatın murakabesine Cemiyeti memur
ederler.
d) Esliha ve mühimmat ticareti murakabasının menafi-i
umumiye için muktazi bulunduğu memalik ile olacak bu ticareti
murakabe-i umumiye tahtında bulundurmağa Cemiyeti memur
ederler.
e) Münakalât ve transitin muhafaza-i serbestisini ve bil
umum aza-yı Cemiyete ait ticaret hakkında muhikkane bir mu
amele icrasını temin için tedabir-i lâzımeyi ittihaz eyleyecekler
dir. Şu kadar ki 1914 senesinden 1918 senesine kadar esna-yı
harbda tahrip edilen memalikin havayic-i mahsusası nazar-ı iti
bare alınmalıdır.
f) Emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadelede bulun
mak üzere bir mahiyet-i beynelmileliyevi haiz bir takım tedavir
ittihazına sarf-ı mesai edeceklerdir.
Madde 24 — Müşterek muahedenamelerle mukaddema tesis
edilen bilumum beynelmilel kalemler, tarafinin inzimam-ı muva
fakati kayd-ı ihtirazisi tahtında Cemiyetin daire-i salâhiyeti altına
vazolunacaktır.
Menafi-i düveliyeye ait umur ve mesalihin tesviyesi için bu
hara tesis olunacak olan diğer bilcümle aklam ve heyet Cemi-
vetin taht-ı idaresine vazedilecektir.
Mukavelat-ı umumiye ile bir suret-i tesviyeye rabtedilen ve
fakat beynelmilel komisyon veya kalemlerin murakabesine tevdi
edilmeyen menafi-i beynelmileliyeye müteallik bilumum mesail
Cemiyetin Kitabet Dairesi âkidlerce talep vukubulduğu ve Mec
lisçe de buna muvafakat edildiği takdirde bilcümle malûmat-ı
müfideyi cem ve tevzi eyleyecek ve her gûna muzaheret-i muk-
taziye veya matlubeyi ifa edecektir.
Meclis, Kitabet Dairesinin masarifi meyanına Cemiyetin
zir-i idaresine vazedilen herhangi kalemin veya komisyonun ma
sarifini ithale karar verebilir.
Madde 25 — Aza-yı Cemiyet sıhhat-ı umumiyenin ıslahı,
emraza karşı tedabir-i mania ittihazı ve dünyada âlâm ve izti-
rabatın tahfifi hususlarını istihdaf eden ve usul ve nizamı dai
resinde haiz-i salâhiyet bulunan Salib-i Ahmer gönüllü teşki-
lât-ı milliyesinin tesis ve teşrik-i mesaisini teşvik ve sahabet
eylemeği taahhüt eylerler.
Madde 26 — İşbu ahidnamece icra edilecek tadilât, mümes
silleri Meclisi teşkil eden âza-yı Cemiyet ile mümessilleri Heyet-i
Umumiyeyi teşkil eden azanın ek seriyeti tarafından tasdik edilir
edilmez meriyülicra olacaktır.
Cemiyetin her âzası ahidnamece yapılacak tadilâtı kabul
etmemekte serbest olup bu takdirde Cemiyetin âzalığından çık
mış olur.
Melfuf
1 — Cemiyet-i Akvamın aza-yı asliyesi:
Cemahir-i Müttehide-i Amerika Hayti
Belçika Hicaz
Bolivya Honduras
Brezilya İtalya
Britanya İmparatorluğu Japonya
Kanada Liberya
Avustralya Nikaraguva
Afrika-yı Cenubî Panama
Yeni Zelanda Peru
Hindistan Polonya
Çin Portekiz
Küba Romanya
Ekvator Sırp-Hırvat-Sloven hükümeti
Pransa Siyam
Yunanistan Çekoslovakya
Guetamala Uruguay
Ahidnameye iştirake davet edilen hükümetler :
Arjantin İran
Şili Salvador
Kolombiya İsveç
Danimarka İsviçre
İspanya Venezuela
Norveç Felemenk
Paraguey
2 — Cemiyet-i Akvamın ilk Kâtib-i Umumîsi
Sir Ceymis Erik Drumond. K. S. M. G., C.B.
Birinci kısmın (Cemiyet-i Akvam Ahidnamesi) dördüncü
maddesinde beyan olunan başlıca düvel-i müttefika ve müşareke
Almanya ile akdolunan 28 haziran 1919 tarihli muahedename-
den münfahim olan başlıca düvel-i müttefika ve müşarekedir.
İKİNCİ BÂB
Türkiye’nin Hudutları
Madde 27— Evvelâ Avrupa’da Türkiye hudutları berveçh-
âti tayin edilecektir (Bir numaralı melfuf haritaya müracaat)
1 — Karadeniz: Boğaziçi methalinden itibaren âtide mu
sarrah noktaya kadar;
2 — Yunanistan ile: Podima’nın takriben 7 kilometre şi
mal-i garbisinde kâin Büyükdere mansabında Karadeniz sahi
linde tayin olunacak bir noktadan itibaren cenub-i garbiye doğru
ve İstıranca dere havzası hudutlarının münteha-yı şimal-i garbî
noktasına kadar (Istranca’nın takriben 8 kilometre şimal-i gar
bisinde vaki nokta):
Kaplıcadağ ve Üçpınar tepesi noktalarından geçmek üzere
arazi üzerinde tayin olunacak bir hat;
Oradan itibaren, cenup ve cenub-i şarkî istikametinde ve
Sinekli istasyonunun takriben bir kilometre garbinde Çorlu-
Çatalca şimendifer hattı üzerinde intihap olunacak bir noktaya
kadar;
Istranca dere havzasının garp hududunu mümkün olduğu
kadar takip eden bir hat;
Oradan cenub-i şarkiye doğru ve şimal-i şarkî cihetinde
Büyükçekmece Gölü’ne akan ırmaklar havzalarile cenub-i gar
bide doğrudan doğruya Marmara denizine dökülen ırmakların
havzası arasındaki taksim-i miyah hattı üzerinde Fener ve Kurfalı
mevkileri arasında intihap edilecek bir noktaya kadar;
Sinekli’nin cenubundan geçmek üzere arazi üzerinde tayin
edilecek bir hat;
Oradan cenub-ı şarkiye doğru ve Kalikratya’nın takriben
bir kilometre cenub-i garbisinde Marmara denizi üzerinde intihap
edilecek bir noktaya kadar;
Berveçh-i bâlâ tayin olunan taksim-i miyah hattını mümkün
mertebe takibeden bir hat;
3 — Marmara Denizi:
Bâlâda tayin olunan noktadan Boğaziçi methaline kadar
saniyen Asya’da Türkiye hudutları berveçh-i âti tayin olunacaktır.
(Melfuf iki numaralı haritaya müracaat):
1 — Garpta ve cenupta, Marmara denizi üzerinde Boğaziçi
methalinden itibaren şarki Bahr-i Sefitte İskenderun körfezi ci
varında Karataşburnu kurbinde berveçh-i âti tayin olunan bir
noktaya kadar :
Marmara denizi, Çanakkale boğazı, şarkî Bahrisefit, Mar
mara adaları ve Devlet-i Osmaniye’de kalan sevahilde 3 mil
bu’du mesafede kâin adalar dördüncü babın ahkâmı ile üçüncü
kısmındaki (Ahkâm-ı siyasiye) 84 üncü ve 122 inci maddelerin
ahkâmı mahfuzdur.
2 — Suriye ile :
Şimal-i şarkî cihetinde Hasandede geçidinin sahil-i şarkisi
üzerinde ve Karataşburnu’ndan takriben üç kilometre şimal-i
garbide intihap edilecek bir noktadan Ceyhan ırmağı üzerinde
Babeli’nin takriben bir kilometre şimalinde intihap olunacak
bir noktaya kadar Karataşın şimalinden geçmek üzere tayin
olunacak bir hat; oradan Kesikkale’ye kadar Ceyhan ırmağının
menba cihetine doğru mecrayı takip edecektir. Oradan şark-ı
şimaliye doğru ve Ceyhan ırmağı üzerinde Karspazar’ın takriben
onbeş kilometre şark ve cenub-ı şarkisinde intiha]) olunacak bir
noktaya kadar :
Karatepe’nin şimalinden geçmek üzere arazi üzerinde tayin
edilecek bir hat; oradan Düldül dağının garbinde kâin Ceyhan
ırmağının dirseğine kadar; Ceyhan ırmağının menbaı cihetine
doğru mecrasını takip edecektir; hudut bundan sonra cenub-i
şarkî istikamet-i umumiyesinde ve Gâvurgölün takriben 15 ki-
metre cenup ve cenub-i garbisinde Emirmusa dağı üzerinde in
tihap olunacak bir noktaya kadar şimendifer hattından takriben
18 kilometre mesafeden murur etmek ve Düldül dağını Suriye’de
bırakmak üzere takip edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru ve Urfa’nın takriben beş kilometre
şimaline kadar Bağçe, Ayıntap, Birecik ve Urfa şehirlerini yek
diğerine rabteden yolların şimalinden geçmek ve bu şehirlerden
son üçünü Suriye’de bırakmak üzere garptan şarka bir istika
met-i umumiyede arazi üzerinde ve hissolunacak mertebede
müstakim olarak tayin edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru Dicle’nin Azeh (Azekh)’in takriben 6
kilometre şimalinde teşkil ettiği dirseğin münteha-yı cenub-i
garbisine kadar (Cezire-i ibn-i Ömeri’in 10 kilometre garbinde):
garptan şaka doğru istikamet-i umumiyede ve Mardin şehrini
Suriye’de bırakmak üzere hissolunur derecede müstakim surette
tayin edilecek bir hat;
Oradan Habursu ile Dicle’nin telâki ettiği mahal ile bu ma
hallin takriben 10 kilometre şimalinde Dicle dirseği arasında ve
Dicle üzerinde intihap olunacak bir noktaya kadar: Cezire-i
ibn-i Ömer şehrinin kâin olduğu adayı Suriye’ye bırakmak üzere
Dicle’nin mansabma doğru mecrası.
3 — Elcezire ile :
Oradan garptan şarka doğru bir istikamet-i umumiyede
Musul vilâyetinin hudud-ı şarkîsi üzerinde intihap edilecek bir
noktaya kadar: Arazi üzerinde tayin edilecek bir hat;
Oradan bu hattın şarka doğru giderek Türkiye ve İran hu
duduna tesadüf ettiği noktaya kadar :
Musul vilâyetinin İmadiye’nin cenubundan geçecek bir surette
4 — Şark ve şimal-i şarkî :
Balâda tayin ve tahdit olunan noktadan Karadeniz’e kadar
Türkiye ile İran arasında hudud-ı hâzıra ve Türkiye ile Rusya
arasındaki eski hudut 89 uncu maddenin tayin ettiği kuyut tah
tında muhafaza olunacaktır.
5 — Bahr-i Siyah :
Madde 28 — İşbu muahede ile tarif edilen hudutlar mua-
I
hedeye merbut 1.000.000 mukabili haritalarda çizilmiştir. Me
tin ile harita arasında ihtilâf vukuunda metin muteber olacaktır.
Madde 29 — Teşkilâtı işbu muahede ile tesbit edilen veya
hut muahedat-ı mütemmime ile tesbit edilecek olan tahdid-i
hudut komisyonları bu hudutları arazi üzerinde işaret eyleyecek
lerdir. Bu komisyonlar yalnız “arazi üzerinde . tayin edilecek
hat” tabir olunan kısmın tayini değil, fakat lüzum görürlerse
taksimat-ı mülkiye hudutları ile diğerlerinin tashihi hususunda
dahi salâhiyet-i kâmileyi haiz olacaklardır. Her iki halde de,
muahede de beyan olunan tarifatı taksimat-ı mülkiye hudut
ları ile menafi-i iktisadiyeyi mümkün olduğu kadar nazar-ı dik
kate almak şartiyle tamamile tatbik ve takibe bezl-i mesai ede
ceklerdir.
Komisyonların mukarreratı ekseriyet-i ârâ ile ittihaz oluna
cak ve alâkadaran için mecburiyülkabul olacaktır.
Tahdid-i hudut komisyonlarının masarifi bu bapta alâkadar
olan iki taraftan deruhde edilecektir.
Madde 30 — Bir su mecrası ile tarif edilen hudutlara ge
lince işbu muahedenamenin tarifatında istimal olunan “mecra”
veya “kanal” tabirleri bir taraftan seyr-i sefaine gayr-i salih ne
hirler için suyun veyahut bunun başlıca kolunun mecrasının
hat-tı vasatisini diğer taraftan da seyr-i sefaine salih nehirler
için ve seyre müsait olan kanalın hat-tı vasatisini ifade eder.
Her halde hat-tı hududun, muhtemel olan tebeddülatına naza
ran mecra yahut kanalı mı takip edeceği ve yahut mecra veya
kanalın muahedenin mevki’i meriyete vaz’ı tarihindeki vaziyete
nazaran kat’î olan kısım mı tayin edileceğini tasrih etmek bu
muahede de nazarı dikkate alınan tahdid-i hudut komisyon
larına ait olacaktır, işbu muahedenamede münderiç ahkâm ve
şeraite muhalif olmadıkça bahrî hudutlar sahilden itibaren üç
milden daha aşağı mesafedeki adacıkları ihtiva ederler.
Madde 31 — Alâkadar bulunan hükûmat-ı muhtelife komis
yonlara kendi işleri için lâzım olacak bilcümle vesaiki ve alel-
husus hal-i hazırdaki hudutların veya eski hudutların tahdidi
hakkında mevcut zabıtnamelerin suret-i musaddakaları ile mev-
cut büyük mikyastaki tekmil haritaları, taksim-i araziye müte
allik malûmatı, icra edilmiş fakat tab edilmemiş mesaha hari
talarını, su mecrası olan hudutların tebeddülatı hakkındaki ma
lûmatı ita etmeği taahhüt eder. Memurin-i Osmaniye yedinde
bulunan haritalar ile taksim-i araziye müteallik malûmat ve
hatta tab ve neşredilmemiş mesaha haritaları İstanbul’da mu
ahedenin mevki-i meriyete vaz’ını takip edecek otuz gün zar
fında, başlıca düvel-i müttefikanın irae edeceği her hangi bir
alâkadar komisyon mümessiline verilecektir. Alâkadar hükümet
bundan başka komisyonlara memurin-i mahalliyece bilcümle
vesaikin, alelhusus plânlarla kadastro haritalarının ve temellü-
kât defterlerinin ita ve tebliğ ettirilmesini ve vaki olacak talep
leri üzerine emlâk ve cereyan-ı iktisadî hakkındaki malûmat ile
malûmat-ı saire-i lâzımanın itası esbabını temin etmeği taahhüt
ederler.
Madde 32 — Alâkadar olan hükûmat-i muhtelife tahdid-i
hudut komisyonlarına gerek doğrudan doğruya ve gerek memu
rin-i mahalliye vasatatile, nakliyat, ikamet, say ve amel, mal
zeme (kazık, sınır taşı) gibi vazifelerinin ifa ve ikmaline hadim
olan bilumum hususatta muavenet etmeği taahhüt ederler. Be-
tahsis hükûmet-i Osmaniye tahdid-i hudut komisyonlarının
ikmal-i vazife edebilmeleri için muktazi olan başlıca düvel-i
müttefikaca lüzum görülen heyet-i fenniyeyi tedarik etmeği ta
ahhüt eder.
Madde 33 — Alâkadar olan hükûmat-ı muhtelife komisyon
lar tarafından vazedilen şimdiki noktaları ile işaretlere kazık ve
hudut alâmetlerine riayet etmeği taahhüt ederler.
Madde 34 — Hudut işaret taşları biribirinden diğeri görü
lecek bir mesafede vazedilecek ve üzerine numaralar konacak ve
numaraları tarif üzerinden işaret edilecektir.
Madde 35 — Tahdid-i hududa müteallik kat’î zabıtnameler
ile bunlara merbut harita ve vesaik üç nüsha olarak tanzim kı
lınacak ve bunlardan iki nüshası hükûmat-ı mütecavireye üçün
cüsü dahi Fransa Hükûmet-i Cumhuriyesine tevdi olunacak ve
bu hükümetler işbu muahedenameye vaz’ı imza eden devletlere
bunların nüsha-i musaddakalarını teslim eyleyeceklerdir.
ÜÇÜNCÜ BÂB
Mevad-dı Siyasiye
Birinci Kısım1
İstanbul
Madde 36 — Tarafiyn-i akidiyn-i Âliye işbu muahede ah
kâmı mahfuz kalmak* şartile Osmanlı hükümetinin İstanbul üze
rindeki hukuk ve tasarrufatına halel iras olunmaması hükûmet-i
müşarünileyha ile zat-ı hazret-i padişahinin şehr-i mezkûrda
ikamet etmek ve orada Devlet-i Osmaniye payitahtını muha
faza eylemek hususunda serbest bulunduklarında müttefiktirler.
Maamafih Hükûmet-i Osmaniye bu muahede ile muahedat
ve mukavelât-ı mütemmime ahkâmına —bilhassa ırkî ve dinî
ve lisanî ekaliyetlerin hukukuna sadıkane bir surette riayet et
mekte tecviz-i kusur ettiği takdirde düvel-i müttefika anifüz-
zikir taahhüdü tadil etmek hakkını sarahatan muhafaza ederler
ve Hükûmet-i Osmaniye de bu bapta ittihaz edilecek olan kâffe-i
mukarrerata şimdiden mümaşat etmeği taahhüt eyler.
ikinci Kısım
Boğazlar
Madde 37 — Çanakkale, Marmara deniz ve boğazını ihtiva
eden boğazlarda seyr-i sefain atiyen gerek vakt-ı hazarda ve
gerek vakt-ı harpte her hangi sancağı hamil bulunursa bulunsun
bilcümle sefain-i ticariye ve harbiyeye ve askerî ve ticarî tayya
relere küşade bulunacaktır. Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından
verilen kararın icrası müstesna olmak üzere bu sular ablukaya
tabi değildir. Oralarda hukuk-ı harpten hiç biri icra edilemeyecek
ve hiç bir hareket-i hasmane ika olunamayacaktır.
Madde 38 — Hükûmet-i Osmaniye 37 nci maddede
musarrah serbesti-i seyr-i sefaini temin için tedabir-i cedide
ittihazı lüzumunu tasdik eder ve binaenaleyh kendine taallûk
eden hususda Boğazlar Komisyonu unvanını alacak olan ve
zirde “komisyon” kelimelerile zikredilen bir komisyona 39 uncu
maddede tasrih edilen suların murakabesini havale eyler.
1
Fransızca metinde “section” kelimesi vardır. Türkçe metinde bu ayni
kelime gâh “kısım”, gâh “fasıl” kelimeleriyle karşılanmıştır. Hepsi “kısım”
olarak düzeltilmiştir.
Yunan Hükümeti kendine ait olan hususta aynı salâhiyeti
komisyona havale eder. Ve bu komisyona her hususta aynı teş
kilâtı irae etmeği taahhüt eyler. Murakabe mütekabilen Osmanlı
ve Yunan Hükümetleri namına ve işbu fasılda taahhüt edildiği
veçhile icra olunacaktır.
Madde 39 — Komisyonun daire-i salâhiyet-i Bahr-i Sefit
cihetinden Çanakkale Boğazının methali Karadeniz cihetinden,
Karadeniz Boğazının methali arasındaki suları bu methallerin
her birinden üç mil açıklara kadar ihtiva eyler.
İşbu fasıl ahkâmının ifası icap ettikçe bu salâhiyet sahil
üzerinde dahi istimal edilebilecektir.
Madde 40 •— Komisyon, Amerika Hükûmet-i Müttehidesi
buna iştirak etmek isterse ve iştirak ettiği günden itibaren, hü
kûmet-i mezkûre tarafından ve İngiltere, Fransa, İtalya, Japon
ya ve Cemiyet-i Akvam âzasından olur ise ve olduğu günden
itibaren Rusya, Yunanistan ve Romanya ve Cemiyet-i Akvam
âzasından olur ise ve olduğu günden itibaren Bulgaristan taraf
larından tayin edilecek delegelerden mürekkep olacaktır, her dev
let bir mümessil tayin edecektir, Cemahir-i Müttehide-i Amerika,
İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya mümessillerinin her
biri iki reye Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan mümessil
lerinin her biri de bir reye sahip olacaktır. Komiserlerden hiç
biri kendisini tayin eden hükümetten başkası tarafından memu
riyetinden azledilemez.
Madde 41 — Komiserler otuzdokuzuncu maddede tayin
edilen hudut dahilinde imtiyazat-ı diplomatikiyelerinden müstefit
olacaklardır.
Madde 42 — Komisyon işbu muahedenamenin kendisine
bahşettiği salâhiyeti hükûmet-i mahalliyeden tamamile müstakil
olarak istimal edecek ve kendine mahsus bir sancağı ve bir büt
çesi ve teşkilâtı olacaktır.
Madde 43 — Komisyon otuzdokuzuncu maddede tayin edi
len daire-i kazasının hududu dahilinde vazaif-i âtiyenin ifası ile
mükellef olacaktır.
a) Geçidlerin ve liman methallerinin İslahı için lüzum görü
lecek kâffe-i ameliyatın icrası,
b) Geçidlerin tenviri ve sığ ve tehlikeli mahallere nişanlar
vaz’ı;
F. 35
c) Kılavuz ve yedek çekdirme hükümleri hakkında umur-ı
inzibatiye,
d) Gemilerin şamandırabent oldukları mahallerin umur-ı
inzibatiyesi.
e) İşbu muahedenamenin (limanlar, turuk-i miyah ve tu-
ruk-i hadidiye) on bininci kısmının 335’den 344 üncüye kadar
olan maddelerinde tayin edilen usul ve muamelerinin İstanbul
ve Haydarpaşa limanlarına tatbikini temin için murakabe-i
lâzımanın ifası.
f) Kazazade gemiler enkazına ve sefain ile emval-i ticari-
yenin tahlisine taallûk eden her hususun murakabesi.
g) Mavnalara ait umur-ı inzibatiye.
Madde 44 — Komisyon Boğazlardan serbesti-i mürura ika-ı
mevani edildiği itikadında bulunduğu takdirde 178 inci mad
dede zikrolunan kuva-yı işgaliye-yi bulunduran düvel-i müttefi-
kanın Dersaâdet mümessillerine ihbar-ı keyfiyet edecektir. O
vakit bu mümessiller Boğazların muhafaza-i serbestisi için lüzum
görülecek tedabir hakkında kuva-yı mezkûrenin bahrî ve berrî
kumandanları ile itilâf hasıl edeceklerdir. Haricî bir hareket
boğazların serbesti-i mürurunu tehdit edecek olursa bu mümes
siller aynı suretle hareket edeceklerdir.
Madde 45 — Komisyon ihtiyaç hissedildikte emlâkin iştirası
ve ameliyat-ı daimenin icrası için lüzum göreceği istikrazları
akdetmek hakkını haiz olacaktır. Bu istikrazlara, mümkün ol
duğu kadar 53 üncü maddede tasrih edildiği veçhile boğazlardan
geçecek olan sefainden istifa olunacak rüzum karşılık gösterile
cektir.
Madde 46 — İstanbul Sıhiye Meclis-i Âlisi ve bu meclisin
taht-ı idaresinde bulunan Osmanlı Sıhhiye İdaresi tarafından
akdemce ifa olunan vazaifle Karadeniz Boğazındaki sefain-i tah
lisiye idare-i milliyesi tarafından ifa kılınan vazaif otuz doku
zuncu maddede tayin edilen hudut dahilinde komisyonun taht-ı
murakabasında ve kendisi tarafından tayin edilecek tarzda ifa
olunacaktır.
Komisyon emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadele
etmek üzere Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından kabul edilen
herhangi bir siyaset-i müşterekenin hayyiz-i fiile îsali emrinde
teşrik-i mesai eyleyecektir.
Madde 47 — Elyevm fenerlere, havuzlara, rıhtımlara ve
bunlara mümasil teşebbüsata müteallik imtiyazatı haiz bulunan
eşhası ve şirketlerin hukuku, komisyona bahşedilen murakabeye
ait salâhiyet-i umumiyesi mahfuz kalmak şartile muhafaza edi
lecektir. Maamafih komisyon menafi-i umumiyece lüzumlu adet-
tiği takdirde» muahedenin 311 inci maddesinde dokuzuncu kısım
(ahkâm-ı iktisadiye) işbu tasrih edilen şeraite tevfikan mezkûr
hukuku iştira veya tadil eylemekte veyahut yeni bir imtiyaz
deruhte etmekte muhtardır.
Madde 48 — Komisyon işbu faslın kendisine tevdi ettiği
vazaifin ifasını teshil zımnında lüzum görülecek heyet-i zabıta-i
mahsusa teşkil etmek salâhiyetini haiz olcaktır. Bu heyet-i
zabıta Limni, İmroz, Semendirek, Bozcaada ve Midilli adaları
müstesna olmak üzere mümkün mertebe, 178 inci maddede be
şinci kısım (ahkâm-ı askeriye, bahriye ve havaiye) tasrih edilen
boğazlar ve adalar mıntakası ahali-i mahalliyesinden teşkil olu
nacak ve komisyon tarafından tayin edilecek ecnebi polisi zabi-
tanının kumandası tahtına verilecektir.
Madde 49 — Marmara denizindeki adalar da dahil olduğu
halde boğazlar mıntakasımn Osmanlı kalan kısmından 136 ıncı
maddede zikredilen Osmanlı Adliye teşkilâtı hakkındaki ıslahatın
mevki-i meriyete vaz’ına intizaren kapitülâsyonlardan müstefit
olan devletler tebeasından komisyonun vaz’ettiği ahkâm ve niza-
mat hilâfında hareket edenler düvel-i mezkûre konsoloshaneleri
mahakimine sevkolunacaklardır. Düvel-i müttefika kendi konso
loshaneleri mahakimi ile memurinine bu bapta salâhiyet itası
emrinde itilâf hasıl eylemişlerdir. Ahkâm ve nizamat-ı mezkûre
hilâfında hareket eden tebea-i Osmaniye veyahut kapitülâsyon
lardan müstefit olmayan devletler tebeası salâhiyettar Osmanlı
devair-i adliyesine sevkedileceklerdir. Mıntaka-i mezkûrenin Yu
nan hâkimiyetine vaz’olunan kısmında salifüzzikir nizamata mu
halif harekât mürtekipleri salâhiyettar Yunan devair-i adliyesine
sevkedileceklerdir.
Madde 50 — Komisyonun hudud-ı salâhiyeti dahilinde de
nizde veya karada ika edilmiş cinayet, cünha veya kabahattan
naşi hudud-ı mezkûre dahilinde bulunan her hangi bir sefine-i
ticariyenin süvari ve taifeleri karada tevkif edilecek olurlarsa
komisyonun zabıtası marifetiyle salâhiyettar devair-i adliyeye
sevk olunacaklar ve maznununaleyh komisyon zabıtasından
gayri bir kimse tarafından tevkif edilmiş ise bilateahhür bu ko
misyon zabıtasına teslim olunacaktır.
Madde 51 —• Komisyon deruhte ettiği vazaifi ifa için hid-
metine elzem addedeceği zabitan ve madun memurin tayin ede
cektir.
Madde 52 — Komisyon kendi kazası dahilinde seyr-i sefaine
müteallik bilcümle mevadda 37 inci maddede tasrih edilen bilcümle
sefain hakkında tamamen müsavi surette muamele edilecektir.
Madde 53 — 47 inci madde ahkâmı mahfuz kalmak üzere
komisyonun daire-i kazası dahilinde sefainden veya bu sefain
hamulelerinden gerek Hükûmet-i Osmaniye tarafından doğrudan
doğruya ve gerek beynelmilel müessesat veya hususî şirketler
taraflarından istifa edilmekte bulunan rüsum veya tekâlif-i saire
müstenidünileyhi olan ve elyevm mevcut bulunan hukuk, ko
misyonuna devrolunacaktır. Komisyon bu rüsum ve sefain-i
saireyi inşaat masarifine ve seyr-i sefaine edilen hizmete tekabül
etmek ve komisyonun masarif-i umumiye-i idarisile bu fasla
mülhak zeylin üçüncü fıkrasında musarrah maaşata kifayet ey
lemek için mutedil bir tarife tayin edecektir.
Komisyon münhasıran berveçh-i bâlâ makasıdı temin etmek
üzere evvel beevvel Cemiyet-i Akvamın inzimam-ı muvafakatiyle
elyevm mevcut olan rüsum ve tekâliften başka rüsum ve tekâlif
vaz ve bunların mikdarını tayin edebilecektir.
Madde 54 — Bilcümle sefainden komisyon tarafından tar-
hedilen kâffe-i rüsum ve tekâlif hiç bir fark gözetilmeksizin ve
bir müsavat-ı tamme esası üzerine menşe, mevrid ve hareket
limanları, sancakları veya sahiplerinin tabiiyet ve san’atı ne olur
ise olsun istifa edilecektir.
îşbu ahkâm komisyonun bu fasılda tasrih edilen rüsumu
tayin etmek hakkına halel iras etmez.
Madde 55 — Osmanlı Hükümetiyle Yunan hükümeti, her
biri kendine müteallik hususatta komisyonun kendisine tevdi
olunan vazaifi müfit bir surette ifa edebilmesi için lüzum gö
receği bilcümle arazi ve mebaniyi iştira eylemesini teshil etmeği
taahhüt eder.
Madde 56 — 39 uncu maddede tasrih edilen sulardan tran
sit suretile mürur edecek olan sefain-i harbiye bilcümle hususatta
seyr-i sefain kavaidile icabat-ı sıhiyeye riayeti teminen komis
yon tarafından isdar olunan nizamata tevfiki hareket eyleyecek
lerdir.
Madde 57 —
I. Muhariplerin süfün-i harbiyesi boğazlardan mürur etmek
ve yanaşabilecekleri en yakın bir limana vasıl olmak için ancak
elzem ve zarurî olan mikdarda erzak tedarik edebilirler. Sefain-i
mezkûre komisyonun murakabesine tabi sularda erzakını veya
malzeme-i harbiyesini, teslihatını ikmal ve tezyit ve mürettebat
larını ikmal edemezler. Bu sefaince yalnız seyr ve sefere salih
bir hale getirilebilecek elzem ve zarurî olan tamirat icra edilebilir
ve sefain hiç bir veçhile kıymet-i harbiyelerini arttıramazlar.
İcap eden tamiratın neden ibaret olduğu komisyon tarafından
tayin edilecek ve bu tamirat müddet-i kalile-i mümkine zarfında
icra olunacaktır.
II. Muhariplere ait sefain-i harbiyenin komisyonun muraka
besine tabi bulunan sulardan transit suretile müruru en kısa
bir müddet zarfında icra edilecek ve icabat-ı hizmetten tevellüt
edebilecek tevekkuftan maada teahhür vukubulmayacaktır.
III. Sefain-i harbiyenin tevakkufu kaza vukuu müstesna
olmak üzere komisyonun murakabesine tabi bulunan limanlarda
yirmi dört saati tecavüz etmeyecektir. Sefain-i mezkûre bu gibi
ahvalde en kısa bir zamanda hareket mecbur bulunacaklardır.
Muharip bir sefine-i harbiyenin komisyonun murakabesine tabi
sulardan hurucile diğer muhasım tarafa ait bir geminin hareketi
sırasında asgarî olarak daima yirmi dört saatlik bir müddet mürur
edecektir.
IV. Vakt-ı harpte komisyonun murakabesine tabi bulunan
sulara müteallik ve bilhassa hükûmet-i Osmaniye düşmanlarına
mahsus mühimmat-ı harbiye ve kaçak eşyanın müruruna veya
mezkûr sularda arzak tedarikine veya tamirata mütedair bil
cümle nizamat Cemiyet-i Akvam tarafından tayin edilecektir.
Madde 58 — Muhariplere ait ganaim her veçhile muharip
lerin sefain-i harbiyeleri hakkında tatbik edilen şeraite tabi bu
lunacaktır.
Madde 59 — hiç bir muharip komisyonun murakabesine tabi
bulunan sularda kuva-yı askeriye, mühimmat ve malzeme-i har
biye irkâp veya ihraç edemez. Şu kadar ki mürura mâni bir kaza
vukuu müstesna olup bu takdirde transit muamelesinin ikma
line sürat-i mümküne ile devam olunacaktır.
Madde 60 — 57, 58, 59 uncu maddeler ahkâmından hiçbiri
Cemiyet-i Akvam tarafından müttahaz bir karara tevfikan ha
reket eden bir veya bir kaç muhasımın harekâtını tahdit edecek
mahiyette tefsir olunamayacaktır.
Madde 61 — Bu faslın ahkâmiyle İstanbul ve Haydarpaşa’ya
dair olan 335 ilâ 344 üncü maddelerde onbirinci kısım (limanlar
turuk-i nehriye ve hadidiye) münderiç ahkâmın tefsir ve tatbiki
hakkında devletler arasında zuhur edecek bilcümle ihtilâfat ko
misyona havale olunacaktır. Komisyonun kararı bir devlet tara
fından kabul edilmediği takdirde mesele alâkadar olan herhangi
bir devletin talebi üzerine Cemiyet-i Akvam tarafından tayin
edilen şekilde hal olunacak ve o zamana kadar komisyonun kararı
mevki-i tatbik ve icraya vaz olunacaktır.
Zeyil
— 1 —
Boğazlar komisyonunun riyaseti iki reye sahip komisyon
âzası tarafından iki sene müddetle ve sıra ile ifa edilecektir. Ko
misyon mukarreratını ekseriyet-i ârâ ile ittihaz edecek ve reisin
reyi haiz-i tefevvuk olacaktır.
Her gûna istinkâf, münakaşa edilen teklife muhalif rey gibi
telâkki olunacaktır. Komiserlerden her biri isbat-ı vücut ede
meyeceği zaman kendisini bir murahhasla temsil ettirmek hak
kına maliktir.
— 2 —
Komisyon azasının maaşı kendilerini tayin eden hükümet
tarafından tesviye edilecek ve bu maaş, komisyonda temsil edilen
hükümetler tarafından müttefikan kabul olunup vakit vakit tekrar
gözden geçirilecek olan erkam nazar-ı itibare abnmak suretiyle
bir tarz-ı adlilânade tayin edilecektir.
— 3 —
48 inci maddede musarrah polis zabitanı maaşı ile 51 inci
madde mucibince tayin edilecek olan sair zabitan veya memu
rinin ve yine mezkûr 48 inci maddede zikir edilen mahallî polis
efradının maaşatı seyr-i sefaine mevzu rüsum ve tekâliften
tahassül edecek mebaliğden tesviye olunacaktır.
Komisyon kendisinin tayin edeceği zabitan ve memurininin
şerait-i istihdamına müteallik nizamnameleri ihzar edecektir:
— 4 —
Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmına tevfikan vazaifini ifa
edebilmek için ihtiyaç görülecek sefinelere malik olacaktır.
— 5 —
Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmının kendisine tahmil
ettiği bilcümle vazaifi tayin edilen hudut dahilinde ifa edebil
mek için lâzım gelen nizamnameleri ihzar ve neşir ve tatbik
etmek salâhiyetini haiz olacaktır. Bu salâhiyet elyevm mevcut
olan nizamnameleri icabı takdirinde tadil veya ilga etmek hak
kını şamil bulunacaktır.
— 6 —
Komisyon taht-ı murakabesine vaz edilen bilcümle hasılat
ve bilcümle masarifin hesabatı ne suretle tutulacağına ve bu
hesabatın suret-i tetkikine ve bu bapta malûmat-ı mükemmele
ve sahihayı havi senelik bir rapor neşrine dair nizamat ihzar
edecektir.
Üçüncü Kısım
Kürdistan
Madde 62 — Fırat’ın şarkında, müstakbelde tayin edilecek
olan Ermenistan hudud-ı cenubiyesinin cenubunda ve 27 inci
maddenin ikinci kısmının ikinci ve üçüncü fıkralarının tasvirine
tevfikan taayyün ve Türkiye’yi Suriye ve Elcezire’den tefrik
eden hat-tı hududun şimalinde kâin kürt unsurunun adeden faik
bulunduğu havalinin muhtariyet-i mahalliyesi işbu muahedena-
menin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren altı ay zarfında is
tanbul’da inikat edip İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinden
her birinin bir murahhasından teşekkül edecek olan bir komisyon
tarafından ihzar edilecektir. Bazı mesail hakkında ittihad-ı tam
hasıl olmadığı takdirde bu mesail komisyon âzası taraflarmdan
mensup oldukları hükümetlere havale olunacaktır. Bu plân
Süryani-Gildaniler ile havali-i mezkûre içerilerinde bulunan sair
ırkî veya dinî ekaliyetlerin himayesine dair taahhüdat-ı katiyeyi
şamil bulunacak ve bu maksadla İngiltere, Fransız, İtalyan, İran
ve Kürt mümessillerinden müteşekkil bir komisyon mahallerinde
icra-yı tetkikat ederek işbu muahede mucibince Türkiye’yi İran’
dan ayıran hudut hattında icap ederse ne gibi tashihat icrası
lâzım geldiğini taht-ı karara alacaktır.
Madde 63 — Hükûmet-i Osmaniye 62 inci maddede mev-
zu-i bahis komisyonlardan birinin veya diğerinin kararlarını ve
kendisine iblâğ edildiği günden itibaren üç ay zarfında icra ede
ceğini şimdiden taahhüt eyler.
Madde 64 — İşbu muahedenin mevki-i meriyete vazından
bir sene sonra 62 inci maddede zikredilen havalideki kürtler,
bu havali kürtlerinin ekseriyeti Türkiye’den ayrılarak müstakil
olmak arzu ettiğini ispat ederek Cemiyet-i Akvam Meclisine
müracaat ederler ve Meclis de ahali-i mezkûreyi bu istiklâle lâ
yık görür ve onlara istiklâl bahşetmesini Türkiye’ye tavsiye eyler
ise Türkiye işbu tavsiyeye muvafakat ve bu havali üzerindeki
bilcümle hukukundan feragat etmeği şimdiden taahhüt eder.
Bu feragatin teferruatı başlıca müttefik hükümetlerle Türkiye
arasında akdedilecek bir mukavelename-i mahsus ile tesbit
edilecektir.
Bu feragat vukua gelmiş veya vukua gelecek olursa Kür-
distan’ın şimdiye kadar Musul vilâyetinde kalmış olan kısmında
mütemekkin kürtlerin bu müstakil Kürt devletine ihtiyarî ilti
haklarına karşı müttefik hükümetler tarafından hiç bir itiraz
dermeyen edilmeyecektir.
Dördüncü Kısım
İzmir
Madde 65 — İzmir şehri ile 56 ncı maddede mezkûr olup
şehr-i mezkûre muttasıl bulunan arazi 83 üncü maddeye tev
fikan vaziyet-i katiyeleri taayyün edinceye kadar bu fasılda mez
kûr ahkâma tabi bulunacaklardır.
Madde 66 — İzmir şehrine muttasıl arazinin hudud-ı coğra
fisi berveçh-i âtidir:
(Merbut harita numara 1) Iskalanova (Kuşada’sı)nın beş
kilometre şimalinde Adalar Denizi’ne munsab olan nehrin munsab
noktasından itibaren şarka, nehrin menbaına doğru nehir mec
rasını takip ederek badehu cenub-i şarkiye doğru,
Bu nehrin cenup kolunun mecrasını takip ederek,
Oradan itibaren cenub-i .şarkiye doğru Gümüş dağının tepe
sinin münteha-yı garbine kadar bir hat arazi üzerinde Çmar-
kale’nin garbinde ve Akçaova’nın şarkından geçmek üzere tah
dit edilecektir,
Oradan itibaren şimal-i şarkiye doğru,
Bir hat mümkün mertebe hat-tı bâlâyı takip ederek,
Badehu şimale teveccüh ederek Ayasuluğ-Değirmencik şi
mendifer hattı üzerinden Balatcık istasyonundan takriben bir
kilometre garbinde intihap olunacak bir noktaya kadar :
Bir hat arazi üzerinde Söke-Balatcık şimendifer hattını
Türk arazisinde bırakacak veçhile tahdit olunacaktır,
Oradan şimale doğru İzmir sancağının cenup hududu üzerinde
tayin olunacak bir noktaya kadar devam edecektir;
Bir hat arazi üzerinde tesbit edilecek”;
Oradan Ödemişin takriben onbeş kilometre şimal-i şarki-
sindeki Bozdağ civarında tayin olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir;
izmir sancağının cenup ve şark hududu;
Oradan şimale doğru gidilerek Manisa-Alaşehir şimendifer
hattı üzerinde ve Salihli’nin takriben sekiz kilometre garbinde
intihap olunacak bir noktaya kadar devam edecek;
Bir hat arazi üzerinde tesbit edilecek;
Oradan Gerenez Dağı’na kadar şimale doğru gidilecek :
Bir hat arazi üzerinde Mermer Göl’ün şarkından Kemer
garbinden, Akçealan’ın takriben cenubunda Kumçayı geçerek
ve oradan Kavakalan garbinde hat-tı taksim-i miyahı takip eyle
yecektir;
Oradan şimal-i garbiye doğru Kırkağaç ve Akhisar kazaları
hudutları üstünde takriben 16 kilometre Kırkağacın şarkında ve
20 kilometre Akhisar şimalinde intihap olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir;
Arazi üzerinde tayin olunacak bir hat;
Oradan hudut garbe doğru giderek Soma kazası hududile
telâki edecektir;
Kırkağaç kazasının cenub hududu;
Oradan garbe doğru İzmir sancağının hududu ile telâki
edecektir;
Soma kazası cenup hududu;
Oradan şimale doğru İzmir vilâyeti hududile telâki edecektir:
İzmir sancağının şimal-i şarki hududu;
Oradan itibaren garbe doğru Çarpacık tepe civarında inti
hap olunacak bir noktaya dahil olacak;
İzmir vilâyetinin şimal hududu;
Oradan şimale doğru giderek Köylice’nin takriben 4 kilo
metre cenub-ı garbisinde intihap olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir:
Hat arazi üzerinde tesbit edilecektir;
Oradan itibaren garbe doğru giderek Kapdahlina ve Kemer
iskele arasında tayin olunacak bir noktaya vasıl olacaktır :
Bu hat arazi üzerinde Kemer ve Kemer iskele ile bu iki mev
kii birbirine rapteden hattın cenubundan geçmek üzere intihap
olunacaktır.
Madde 67 — Atmış altıncı maddede tasrih edilen arazinin
hududunu tayin etmek üzere işbu muahedenin mevki-i icraya
vaz’ını müteakip on beş gün zarfında bir komisyon teşkil edi-
cecektir. İşbu komisyon İngiltere, Fransa ve İtalya hükümetleri
tarafından tayin edilecek üç ve Yunanistan hükümeti ile hükû
met-i Osmaniye taraflarından tayin edilecek birer azadan mürek
kep olacaktır.
Madde 68 — İşbu kısımda münderiç ahkâm ile mukayyet
olmak üzere İzmir şehri ve atmış altıncı maddede musarrah
arazi işbu muahedenin tatbikile Türkiye’den fek edilen araziden
madut olacaktır.
Madde 69 — İzmir şehri ile altmış altıncı maddede mu
sarrah arazi hakimiyet-i Osmaniye altında kalacaktır. Maamafih
Türkiye İzmir şehri ile arazi-i mezkûre üzerindeki hukuk-ı hâki
miyetinin icrasını Yunan hükümetine devredecektir. Bu hâki
miyete alâmet olmak üzere Osmanlı sancağı daimî surette şeh
rin haricî bir istihkâmı üzerine keşide edilecektir. Bu istihkâm
başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin edilecektir.
Madde 70 — Yunanistan hükümeti izmir şehrile altmış al
tıncı maddede musarrah arazinin idaresinden mes’ul olacak ve
bu idareyi suret-i mahsusada bir heyet-i memurin marifetile icra
•edecektir.
Madde 71 — Yunanistan hükûmet-i İzmir şehrile altmış al
tıncı maddede musarrah arazi dahilinde asayiş ve emniyet-i umu-
miyenin muhafazası için lâzım gelen kuva-yı askeriyeyi bulun
durmak hakkını haiz olacaktır.
Madde 72 — Irk, lisan veyahut din itibariyle ekaliyetler
dahi dahil olmak üzere bilcümle aksam-ı ahalinin temsil-i nisbî
esası dairesinde temsilini temine salih bir usul-i intihap ile ma
hallî bir parlemento tesis edilecektir. Yunanistan hükümeti işbu
muahedenin mevki-i icraya vaz’ından itibaren altı ay zarfında
bâlâda zikredilen şeraite muvafık olmak üzere Cemiyet-i Akvam
Meclisine bir usul-i intihap projesi takdimine mecbur olacak ve
işbu proje ancak mezkûr Meclis tarafından ekseriyet-i ârâ ile
tasvip edildikten sonra mevki-i icraya vaz edilebilecektir.
Yunanistan hükümeti memurin-i Osmaniye tarafından tard
ve tebid edilmiş olan sekenenin avdeti için lâzımgelen müddet
zarfında intihabatı tehir edebilecek ve maamafih bu müddet
işbu muahedenin mevki-i icraya vazından itibaren bir seneyi
tecavüz edemeyecektir.
Madde 73 — Yunanistan idaresi ile mahalli parlamento
arasındaki münasebat mezkûr idare tarafından vazolunan ka-
nun-ı esasî usul ve kavaidine tevfikan tanzim edilecektir.
Madde 74 — 83 üncü maddede musarrah kanunun suret-i
katiyede takarrürüne kadar İzmir şehrinde ve altmış altıncı
maddede musarrah arazi dahilinde mecburî bir gûna hizmet-i
askeriye tatbik ve icra edilmeyecektir.
Madde 75 — Irk ve lisan ve din itibarile ekaliyetlerin hi
mayesine ve ticaret ve transitin serbestisine müteallik olup sek
sen altıncı maddede musarrah olan hususî muahedede münderiç
ahkâm İzmir şehrile atmış altıncı maddede musarrah araziye
dahi tatbik edilecektir.
Madde 76 — Yunanistan hükümeti altmış altıncı maddede
musarrah hudut üzerinde bir gümrük hattı tesis edebilecek ve
izmir şehrile mezkûr maddede zikredilen araziyi Yunanistan’ın
gümrük usulüna tabi tutabilecektir.
Madde 77 — Yunanistan hükümeti mevcut Türk akçesinin
kıymetini tenzil edebilecek hiç bir gûna tedabir ittihaz etmemeği
taahhüt eder. işbu akçe seksen üçüncü maddede münderiç ka-
nunun suret-i katiyede (statut définitif) takarrürüne kadar ma-
hiyet-i kanuniyesini muhafaza edecektir.
Madde 78 — Menfaat-ı beynelmileliyeyi haiz limanlar ile
serbest limanlar usulüne ve transite müteallik olan on birinci
kısmın (limanlar, turuk-ı miyahiye ve hadidiye) ahkâmı İzmir
şehrile altmış altıncı maddede musarrah araziye tatbik edilecektir.
Madde 79 — Tâbiiyet nokta-i nazarından tebea-i Osmani-
yeden bulunan ve işbu muahedenamenin ahkâmı mucibince başka
hiç bir tâbiiyet iddiasında bulunamayacak olan İzmir şehri ve
altmış altıncı maddede musarrah arazi sekenesi hakkında her
hususta Yunan tebeası misillû muamele olunacak ve bunların
hariçte himayeleri Yunan sefaret ve şehbenderleri tarafından
temin edilecektir.
Madde 80 — Sekizinci kısmın 241 inci maddesi ahkâmı
(umur-ı maliyeye müteallik) İzmir şehrile altmış altıncı maddede
musarrah araziye tatbik edilecektir.
Dokuzuncu kısmın (iktisadî maddeler) 293 üncü maddesi
hükümleri adı geçen İzmir şehrine ve adı geçen araziye tatbik
edilmiyecektir ]
.
Madde 81 — 80 üçüncü maddede münderiç kanunun suret-i
katiyede tekarrürüne kadar Osmanlı Düyun-ı Umumiye İdare
sine ait olup Foça’da bulunan memlehaların işletilmesi hukuku
bilcümle âlât ve edevat, makina ve berrî ve bahrî vasait-i nakliye
dahil olduğu halde hiç bir suretle tadil veya müdahaleye maruz
kalmayacaktır. Bu müddet zarfında mezkûr memlehalardan istih
sal edilen tuzun imali, harice şevki veyahut nakli için bir gûna
rüsum ve tekâlif vazedilmeyecektir. Yunanistan idaresi İzmir
ile altmış altıncı maddede musarrah arazide tuz istihlâkini tan
zim etmek ve resme tabi tutmak hakkını haiz olacaktır.
Fıkra-i anifede tayin edilen müddetin hitamında Yunanistan
hükümeti bâlâdaki ahkâmın adili iktiza ettiği mütalâasında bu
lunursa Foça memlehaları imtiyazattan madut olarak bunlar
hakkında dokuzuncu kısmın (mevad-dı iktisadiye) 312 inci mad
desinde musarrah teminat, işbu muahedenin 8 nci kısmının
1
Bu sonuncu fıkra tiirkçe metinlerde unutulmuştur. Fransızca metin
den tercüme edilerek alınmıştır.
(mevad-dı maliye) 246 mcı maddesinde musarrah ahkâm ihlâl
edilmemek şartiyle tatbik edilecektir.
Madde 82 — İşbu muahedename ile hal ve tesviye edilme
yen ve bu faslın mevki-i icraya vaz’ından tevellüt edebilecek olan
bilcümle mesail bilâhara akdedilecek mukavelât ile hal ve tes
viye edilecektir.
Madde 83 — İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz’ından
itibaren beş sene müddet mürurunda yetmiş ikinci maddede
musarrah mahallî parlemento ekseriyet-i ârâya müstenit bir
karar ile İzmir şehrile atmış altıncı maddede musarrah arazinin
suret-i kat’iyede Yunanistan kırallığına ilhakını Cemiyet-i Ak
vam Meclisinden talep edebilecektir. Meclis tayin edeceği şerait
dairesinde evvel emirde ârâ-yı ahaliye müracaat edilmesini talep
edebilecektir. Keyfiyet-i ilhak fıkra-i ânifenin tatbik ve icrası
dolayısile Türkiye’nin altmış dokuzuncu maddede musarrah
hak-kı hâkimiyetine hitam verecektir. Türkiye bu takdirde İz
mir şehrile ve altmış altıncı maddede musarrah arazi üzerindeki
bilcümle hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine olarak
feragat ettiğini şimdiden beyan eyler.
Beşinci Kısım
Yunanistan
Madde 84 — 27 teşrinisani 1919 tarihinde Nöyi-sür-Sen
(Neuilly-sur-Seine) de mumzi muahede mucibince Bulgaristan’a
tahsis edilmiş olan hudut mahfuz kalmak üzere Türkiye eski
Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa kıtasında ve işbu muahede
name ile muayyen hudud-ı Osmaniyenin ötesinde vaki arazisi
üzerindeki bilcümle hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine
olarak feragat eder.
Marmara adaları fıkra-i ânifede musarrah Osmanlı hâkimi
yetinin feragati keyfiyetine dahil değildir. Bundan maada Türki
ye İmroz ve Bozca ada (Tenedos) cezireleri üzerindeki bilcümle
hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine olarak feragat eyler.
Yunanistan’ın Bahr-i Sefid-i şarki adaları ve ezcümle Limni,
Samotras, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerindeki
hâkimiyetine dair Londra Süfera Konferansı tarafından 17-30
mayıs 1913 tarihli Londra Muahedenamesinin beşinci madde-
sinin ve 1-14 teşrinisani 1913 tarihli Atina Muahedenamesinin
on beşinci maddesinin icrası zımnında ittihaz ve 13 şubat 1914
tarihinde Yunanistan hükümetine tebliğ edilmiş olan karar işbu
muhadenin İtalya hâkimiyeti altına vazedilmiş olan 122 inci
maddede musarrah adalar ile Asya sahilinden üç mil mesafeden
beride bulunan adalar hakkındaki ahkâmını ihlâl etmemek şar-
tiyle teyit edilmiştir (1 numaralı haritaya müracaat).
Mamafih işbu muahedename mucibince Yunanistan hâki
miyeti altına vazedilmiş olan 178 inci maddede münderiç boğaz
lar ve adalar mıntakası kısmında Yunanistan işbu muahedename
hilâfına ahkâm mevcut olmadıkça Boğazların serbestisini temin
zımnında Marmara adaları da dahil olmak üzere mezkûr mın-
takanın Osmanlı hâkimiyetinde kalan kısmında işbu muahede
name mucibince Türkiye’ye tahmil edilen bilcümle taahhüdatı
kabul ve bunları riayet etmeği taahhüt eyler.
Madde 85 — 27 inci maddenin birinci kısmında iki rakkamh
fıkrasında musarrah hat-tı hududu arazi üzerinde tayin etmek
üzere işbu muahedenamenin mevki-i icraya vazından itibaren
onbeş gün zarfında bir komisyon teşkil edilecektir. Bu komisyon
Düvel-i Müttefika-i Muazzama tarafından tayin edilecek dört
âza ile Yunanistan ve Türkiye taraflarından tayin edilecek birer
azadan mürekkep olacaktır.
Madde 86 — Yunanistan başlıca Edirne hakkında Yunanis
tan’ın ırk, lisan ve din itibarile ahalinin ekseriyeti haricinde
kalan sekenenin himaye-i menafi-i zımnında lüzum görülecek
ahkâmı bunların hususî bir muahedeye dercine muvafakat etmek
suretile kabul eder.
Yunanistan kezalik hususî bir muahedenameye transitin
serbesti-i icrasını temine ve milel-i sairenin ticareti için muhik
bir usul tesisine müteallik ahkâm dercine muvafakat eder.
Madde 87 — Yunanistan hükümetinin taht-ı hâkimiyetine
vazedilen arazi itibarile deruhte edeceği Türkiye’ye ait taahhü
dat-ı maliyenin nisbet ve nevi sekizinci kısmın (ahkâm-ı maliye)
241 ve 244 üncü maddelerine tevfikan tayin edilecektir. İşbu
muhadename ile hal ve tesviye edilmeyen mevzu-ı bahis arazinin
intikalinden tevellüt edebilecek olan bilcümle mesail bilâhara
diğer mukavelât ile hal ve tesviye edilecektir.
Altıncı Kısım
Ermenistan
Madde 88 — Türkiye Ermenistan’ı düvel-i müttefika misillû
hür ve müstakil bir devlet olarak tanıdığını beyan eder.
Madde 89 — Devlet-i Osamniye ile Ermenistan ve diğer
düvel-i müteakide Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis vilâyetler-
rinde Türkiye ile Ermenistan arasındaki hududun tayini Ce
mahir-i Müttehide-i Amerika Reisicumhurunun hakemliğine ha
vale ve bunun vereceği kararı ve Ermenistan’ın mahreci bah
risine ve mezkûr hududa mücavir Osmanlı arazisi üzerinde ter-
tibat-ı askeriyenin ilgasına (demilitarizasyon) müteallik olmak
üzere tayin edeceği bilcümle ahkâmını kabul etmeği kararlaştır
mışlardır.
Madde 90 — 89 uncu madde mucibince tayin edilecek hu-
dud mezkûr vilâyetlerin kısmen veya tamamen Ermenistan’a
terkini müstelzim bulunduğu takdirde Devlet-i Osmaniye mez
kûr karar tarihinden itibaren terk edilen arazi üzerindeki bil
cümle hukuk ve tasarrufatından feragat ettiğini şimdiden beyan
eder. işbu muahedenin Türkiye’den fek edilen araziye tatbik
edilecek olan ahkâmı o andan itibaren mazkûr araziye dahi tat
bik edilecektir. Ermenistan’ın, taht-ı hâkimiyetine vazedilen
arazi itibarile deruhde edeceği Devlet-i Osmaniye’ye ait taahhü
dat-ı maliyenin veyahut iddia edebileceği hukukun nisbet ve
nevi işbu muahedenin sekizinci kısmının (mevad-dı maliye) 241
ve 244 üncü maddelerine tevfikan tayin edilecektir.
işbu muahede ile hal ve tesviye edilmemiş bulunan ve mez
kûr arazinin intikalinden tevellüt edebilecek olan bilcümle me
sail bilâhara diğer mukavelât ile hal ve tesviye edilecektir.
Madde 91 — 89 uncu maddede musarrah arazinin bir kısmı
Ermenistan’a intikal ettiği takdirde Devlet-i Osmaniye ile Er
menistan arasında mezkûr maddede münderiç karara müsteniden
tayin edilecek olan hudud-ı arazi üzerinde tatbik etmek üzere
mezkûr kararın ittihazından onbeş gün sonra suret-i teşekkülü
bilâhara tayin edilecek olan bir tahdid-i hudut komisyonu teşkil
edilecektir.
Madde 92 — Ermenistan’ın Azerbaycan ve Gürcistan ile
olan hududu alâkadar devletler tarafından bilitilâf tayin edile-
çektir. 89 uncu maddede musarrah karar ittihaz edildikten sonra
alâkadar devletler bilitilâf hudutlarını tayine muvaffak olama
dıkları herhangi bir halde işbu hudut düvel-i muazzama-i mütte
fika tarafından tayin edilecek ve bunun arazi üzerinde tatbikinin
icrası kendilerine ait bulunacaktır.
Madde 93 — Ermenistan hükümeti Ermenistan’da ırk, lisan
ve din itibarile ahalisinin ekseriyeti haricinde bulunan sekenenin
menafiini himaye için başlıca düvel-i müttefikanın lüzum göre
cekleri ahkâmı ve düvel-i mezkûre ile akdedilecek bir muahe
deye işbu ahkâmın dercine muvafakat etmek suretile kabul eder.
Ermenistan başlıca düvel-i müttefika ile akdedilecek bir
muahedenameye transitin serbesti-i icrasını temine ve milel-i
sairenin ticareti için muhik bir usul tesisine müteallik olmak
üzere düvel-i mezkûrenin lüzum görecekleri ahkâmın dercine
dahi muvafakat eder.
Yedinci Kısım
Suriye, Elzecire, Filistin
Madde 94 — Düvel-i müteakide kendilerini yalnız başına
idareye muktedir oluncaya kadar bir mandaterin vesaya ve
muzahereti emr-i idarelerince rehber ittihaz edilmek şartile bi
rinci kısmın 22 maddesinin ve dördüncü fıkrasına tevfikan (Cemi
yet-i Akvam Ahidnamesi) Suriye ve Elcezire’nin muvakkaten
müstakil devlet olarak tanınmaları hususunda müttehittirler.
İşbu muahedenin mevki-i icraya vazından itibaren onbeş
gün zarında 27 inci maddenin ikinci kısmının iki, üç rakkamlı
fıkralarında musarrah hat-tı hududun arazi üzerinde tayini zım
nında bir komisyon teşkil edilecektir. İşbu komisyon Fransa,
ingiltere, italya tarafından tayin edilecek üç âza ile Devlet-i
Osmaniye tarafından tayin olunacak bir azadan mürekkep ola
caktır. Bu komisyona icabına göre Suriye hududu için bir Suriye
mümessili ve Elcezire hududu için bir Elcezire mümessili iştirak
edecektir.
Mezkûr devletlerin diğer hudutları mandaterin intihabı gibi
başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin edilecektir.
Madde 95 — Düvel-i müteakide 22 inci madde ahkâmını
Filistin idaresinin başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin
edilecek hudut dahilinde yine başlıca devletler tarafından intihap
edilecek bir mandatere tevdii hususunda müttehittirler. Mandater
kavm-i yahud için Filistin’de millî bir yurt tesisi hakkında in
giltere hükümeti tarafından evvelce 2 teşrinisani 1917 tarihinde
vukubulup diğer düvel-i müttefika tarafından kabul edilmiş olan
beyannamenin mevki-i icraya vaz’ından mes’ul olacaktır. Şurası
mukarrerdir ki Filistin’de museviyetin gayri cemaatların hukuk-ı
medeniye ve diniyelerini ve ne de memâlik-i sairedeki musevi-
lerin müstefit oldukları hukuk ve vaziyet-i siyasiyelerini ihlâl
edebilecek hiç bir şey yapılmayacaktır.
Mandater olacak devlet edyan-ı muhtelifeye mensup cema
a t a müteallik herhangi meseleyi tetkik etmek ve bu bapta bir
nizamname kaleme almak için müddet-i kalile-i mümküne zar
fında hususî bir komisyon teşkil etmeği taahhüt eyler, işbu ko
misyonun suret-i teşekkülünde mevzu-ı bahsolan menafi-i dini
ye nazarı dikkate alınacaktır. Komisyon reisi Cemiyet-i Akvam
Meclisi tarafından tayin edilecektir.
Madde 96 — Bâlâda zikrolunan araziye müteallik mandalar
başlıca düvel-i muazzama tarafından kararlaştırılacak ve bera-yı
tasdik Cemiyet-i Akvam Meclisine tevdi kılınacaktır.
Madde 97 — Türkiye bu fasılda musarrah mesail hakkında
ittihaz edilecek bilcümle kararları 132 inci madde ahkâmına tev
fikan kabul etmeği şimdiden taahhüt evler.
Sekizinci Kısım
Hicaz
Madde 98 — Türkiye düvel-i müttefika misillû Hicaz’ı hür
ve müstakil bir devlet olmak üzere tanıdığını beyan eder. Ve
işbu muahedename ile tesbit edildiği veçhile Türkiye’nin hududu
haricinde bulunan ve muahharan tayin olunacak hudut dahilinde
bulunacak olan sabık Osmanlı imparatorluğu arazisi üzerindeki
bilcümle hukuk ve tasarrufatından hükûmet-i mezkûre lehine
olarak feragat ettiğini beyan eder.
Madde 99 — Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere
şehirlerile makamat-ı mübareke kâffe-i memâlikte sakin bilcümle
müslümanların tasdik ettikleri mahiyet-i mukaddesesi hasebile
Hicaz sultanı hazretleri ifa-yı fariza-i haç arzusile veya diğer
F. 36
herhangi bir maksad-ı dinî ile Hicaz’a gitmek isteyen kâffe-i me-
malikte müslümanların serbestçe azimet ve avdet etmelerini tes
hil eylemeği ahkâm-ı Kuraniyeye tevfikan bilcümle memâlikin
müslümanları tarafından buralarda tesis edilmiş veya edilecek
olan nıüessesat-ı mevkufeye riayet etmeği ve ettirmeği taahhüt
eyler.
Madde 100 — Hicaz sultanı hazretleri düvel-i müttefika veya
eski Osmanlı imparatorluğu arazisi üzerinde teşekkül eden dev
letlerden birinin ve Cemiyet-i Akvam âzasından bulunan dev
letlerin sefainini, emtia-i ticariyesini ve tebeasından bulunan
eşhas hakkında ticaret nokta-i nazarından Hicaz arazisi üzerinde
müsavat-ı tammeye müsteniden muamele edilmesini temin et
meği taahhüt eyler.
Dokuzuncu Kısım
Mısır, Sudan ve Kırbıs
1 — Mısır
Madde 101 — Türkiye Mısır’da ve Mısır üzerindeki bütün
hukuk ve tasarrufatından feragat eder. Bu feragat 5 teşrinisani
1914 tarihinden itibaren muteber olacaktır. Türkiye düvel-i müt
tefika tarafından müttahaz esasa tevfikan İngiltere’nin 18 kâ
nunuevvel 1914’de Mısır üzerinde ilân ettiği himayeyi tasdik
eylediğini beyan eder.
Madde 102 — 18 kânunuevvel 1914 tarihinde Mısır’da mü-
temekkin bulunan ve mezkûr tarihte muvakkat bir müddet için
Mısır’a terk etmiş ve o tarihtenberi oraya avdet etmemiş olan
Osmanlı tebaası Mısır tabiyetini bihakkın iktisap ve Osmanlı
tabiyetini kaybedeceklerdir. Avdet etmemiş olanlar müstesna
olmak üzere Mısır hükümetinin müsaade-i mahsusasını istihsal
etmeden Mısır tabiyetini iktisap edemezler.
Madde 103 — 18 kânunuevvel 1914 tarihinden sonra Mı
sır’da yerleşmiş olup işbu muahedenamenin mevki-i meriyete
vaz’ı tarihinde orada mütemekkin bulunan Osmanlı tebeası hak-kı
hiyara dair 105 inci maddede mezkûr şerait dairesinde Mısır
tabiyetine iddia-yı istihkak edebileceklerdir. Maamafih işbu iddi-
a-yı istihkak şahsa ait hususatta memurin-i müteallikası tara
fından reddedilebilecektir.
Madde 104 — işbu muahedenameye müteallik bilcümle me-
sailde Mısır ile Mısır tebaası ve emval ve sefaini 1 ağustos 1914
tarihinden itibaren tamamile düvel-i müttefika ile tebaası ve
emval ve sefain-i misillû aynı muameleye mazhar olacaktır.
işbu muahedename mucibince Osmanlı hâkimiyetinde kalan
veya Türkiye’den fek edilen arazi hakkındaki ahkâm Mısır’a
kabil-i tatbik değildir.
Madde 105 — On sekiz yaşını mütecaviz olup 102 nci mad
de mucibince Mısır tabiyetini iktisap etmiş olan eşhas, işbu mu
ahedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren bir sene zarfında
Osmanlı tabiiyetini ihtiyar etmek hakkına malik olacaklardır.
Eşhas-ı mezkûre ile 103 üncü madde mucibince Mısır tabiiyetini
talebe hakkı caiz olan eşhas Mısır ahalisinin ekseriyetini teşkil
eden ırktan başkasına mensup oldukları takdirde Türkiye’den
nefilerine arazi terk edilen hükûmattan birinin tabiiyetini aynı
müddet zarfında ihtiyar etmek hakkına malik olacaklar ise de
hak-kı hiyarını istimal eden şahıs ile o devletin ekseriyet-i ahalisi
nin aynı ırka mensup olması şarttır.
Zevcin ihtiyarı, zevcenin ihtiyarını ve ebeveynin ihtiyarı
onsekiz yaşından dûn olan çocukların ihtiyarını istilzam eder.
Bâlâda zikredilen hak-kı hiyarı istimal etmiş olan eşhas Mısır’da
ikamette devama mezun bulunmadıkça ilk on iki ay zarfında,
tabiiyetini ihtiyar ettiği hükümetin memaliki dahiline nakl-i
mekân etmeğe mecburdurlar. Eşhas-ı mezkûre Mısır’daki emval-i
gayr-i menkulelerini muhafaza etmek ve emval-i menkulelerini
her ne olursa olsun beraber götürmek hakkına malik olacaklar
ve bundan dolayı bunlara huruç ve duhul için hiç bir resim tarh
olunmayacaktır.
Madde 106 — Mısır hükümeti Mısır’da Osmanlı tebeasmın
vaziyet-i hukukiyesini ve hangi şerait dahilinde Mısır’da yerle
şebileceklerini tanzim etmekte tam bir serbesti-i harekete malik
olacaktır.
Madde 107 — Mısır tebeası memâlik-i ecnebiyede İngiltere
sefaret ve şehbenderhanelerinin himayesine mazhar olacaklardır.
Madde 108 — Türkiye’ye ithal olunan Mısır emtiası İngiliz
emtiasına bahşedilen aynı muameleye mazhar olacaktır.
Madde 109 — Türkiye Süveyş kanalından serbesti-i mürura
dair 29 teşrinievvel 1888 tarihinde Dersaadet’te imza edilen mu-
kavelenamenin zat-ı hazret-i padişahiye bahşettiği salâhiyattan
İngiltere lehine olarak feragat eder.
Madde 110 — Mısır’da Hükûmet-i Osmaniyeye ait olan bil
cümle emval ve emlâk bilâbedel Mısır hükümetine intikal ede
cektir.
Madde 111 — Mısır’da Mısır tabiiyetini iktisap etmeyen
Osmanlı tebaasına ait bilcümle emval-i menkule veya emval-i
gayr-i menkule işbu muahedenamenin dokuzuncu kısmının
(mevad-dı iktisadiye) ahkâmına tevfikan muameleye tabi tutula
caktır.
Madde 112 — Türkiye evvelce Mısır tarafından ita olunan
vergi üzerindeki kâffe-i hukukundan feragat eder.
İngiltere Türkiye’yi Mısır vergisi karşılık gösterilerek akd
etmiş olduğu istikrazlar hakkındaki her gûna taahhüdatından
azade kılmağı taahhüt eder.
Bu istikrazlar şunlardır :
Teminatlı 1855 istikrazı;
Tahvil edilmiş 1854 ve 1871 istikrazları yerine kaim olan
1894 istikrazı;
Tahvil edilmiş 1877 istikrazı verine kaim olan 1891 istikrazı.
Mısır Hidivlerinin mezkûr istikrazlarını mevki-i tedavüle
ihraç etmeği deruhte etmiş olan müessesata muhtelif zamanlarda
tediye eylemeği taahhüt etmiş oldukları mebaliğ vaktile yapıl
dığı ve mazide olduğu gibi 1894 ve 1891 istikrazlarının itfasına
kadar bu istikrazların faiz ve amortismanına tahsis kılınacaktır.
Mısır hükümeti de teminatlı 1855 istikrazının tediye-i faizine
mukaddema verilmekte olan aynı mebaliği tahsis etmeğe de
devam edecektir.
1894, 1891, 1855 istikrazları itfa olunduğu zaman mukad
dema Mısır tarafından Türkiye’ye verilen vergiden münbais
Mısır hükümetinin bilcümle taahhüdatı hitampezir olacaktır.
Muvakkat 1
1855 istikrazı faizinin tesviyesi İngiltere ve Fransa hükümetleri tarafın
dan tekeffül edilmiş olmağla tarafeyn-i akideyn-i âliye İngiltere hükümetinin
bu faizlere müteallik bilcümle mebaliğ hakkında Fransa hükümetine tazminat
ita etmeği kabul ettiğini ve binaberin Fransa hükümetini taht-ı tekeffülündeki
her taahhütten âzâde kıldığını kaydederler.
Madde 112 (muvakkat) — İngiltere hükümeti, Mısır hükümeti tarafından
mevki-i tedavüle ihraç edilmiş olan istikrazata ait tahvilât hamillerinin mena
fimi muhafaza için teminatlı düyunun taksit-i senevisi veyahut imtiyazlı dü
yunun veya düyun-ı muvahhidenin faizleri Mısır hükümeti tarafından tesviye
olunmadığı takdirde Mısır’da tevazün-i maliyi iade eylemek ve Mısır düyun-ı
umumiyesi tahvilâtı hamillerinin menafiini tediye etmek üzere tedabir-i lâzı-
maya tevessül edeceğini beyan eyler.
Madde 113 (muvakkat) — Yüz on ikinci maddede İngiltere hükümeti
tarafından vııkubulan beyanat üzerine Mısır düyun-ı umumiyesi hamillerinin
muhafaza-i menafii için Mısır düyun-ı umumiyesi komisyonuna ihtiyaç kal
madığı cihetle tarafeyn-i akideyn-i âliye Hidiv hazretlerinin 28 teşrinisani 1904
tarihli emirnamelerinin Mısır hükümetince lüzum görüleceği veçhile lağıv veya
tadilini kabul ederler.
Madde 114 (muvakkat)—İngiltere hükümeti Mısır idare-i siyasiyesinin
tebeddülü üzerine 18 mart 1885 tarihinde Londra’da imza ve senc-i merkume
temmuzunun yirmi beşi tarihinde tadil edilen mukavelename mucibince Mısır
hükümeti tarafından 1885 senesinde akdedilmiş olan dokuz milyon İngiliz
liralık istikrazın faizlerile amortismanı hakkında Almanya, Avusturya, Fransa,
İtalya, Rusya ve Osmanlı hükümetlerinin deruhte etmiş oldukları her gûna
taahhüdattan hükûmat-ı mezkûreyi âzâde kılmağı kabul eder. İngiltere hükü
meti mezkûr istikrazlara tahsis edilen 315.000 İngiliz lirasına baliğ olan taksit-i
senevinin muntazaman tediyesini tekeffül eylemek mecburiyetinde olduğunu
tasdik eder.
2 — Sudan
Madde 113 — Tarafin-i akidin-i âliye Sudan’ın vaz’iyet-i
hukukiye ve şekl-i idaresini muayyen olarak ingiltere ve Mısır
hükümetleri arasında 19 kânunusani 1889 tarihinde akd ve imza
olunup Sevakin şehrine müteallik olarak 10 temmuz 1899 tari
hinde imza edilen bir mukavele-i müzeyyele ile tadil edilmiş
olan mukavelenameye kesb-i ittilâ ettiklerini ve onu resmen
tasdik eylediklerini beyan ederler.
1
Türkçe metinde “Muvvakkat” kaydı altında gösterilen bu hükümler
fransızca, ingilizce ve italyanca olan asıl metinlerde yoktur. 110 uncu madde
den itibaren 120 inci maddeye kadar, madde numaraları da asıl metine uyma
maktadır. Buraya “Muvakkat” hükümler aynen alınmış fakat madde numa
raları fransızca metine göre düzeltilmiştir.
Madde 114 — Sudan tebeası memâlik-i ecnebiyede İngiltere
sefaret ve şehbenderhanelerinin himayesine mazhar olacaktır.
3 — Kıbrıs
Madde 115 — Tarafin-i akidin-i âliye İngiltere hükümeti
tarafından 5 teşrinisani 1914 te ilân edilmiş olan Kıbrıs’ın ilha
kını tasdik eylediklerini beyan ederler.
Madde 116 — Cezire-i mezkûre tarafından mukaddema zat-ı
şahaneye tediye olunan vergi hakkı da dahil olmak üzere Türkiye
Kıbrıs üzerindeki veya Kıbrıs’a müteallik bilcümle hukuk ve
tasarrufatından feragat eder.
Madde 117 — Kıbrıs ceziresinde doğan veyahut mukim bu
lunan Osmanlı tebaası kavanin-i mahalliye ahkâm ve şeraitine
tevfikan İngiliz tabiiyetini iktisap edecekler ve tabiiyet-i Osma-
niyeyi terk eyleyeceklerdir.
Onuncu Kısım
Fas ve Tunus
Madde 118 — Türkiye Fransa’nın Fas üzerindeki himayesini
tasdik ve bunun bilcümle netayicini kabul eder. İşbu tasdik
keyfiyeti 30 mart 1912 tarihinden itibaren muteber olacaktır.
Madde 119 — Fas emtia-i ticariyesi Türkiye’ye hin-i itha
linde Fransız emtia-i ticariyesine yapılan aynı muameleye tabi
tutulacaktır.
Madde 120 — Türkiye Fransa’nın Tunus üzerindeki hima
yesini tasdik ve bunun bilcümle netayicini kabul eder. Bu tasdik
keyfiyeti 12 mayıs 1881 tarihinden itibaren muteber olacaktır.
Tunus emtia-i ticariyesi Türkiye’ye hin-i ithalinde Fransız
emtia-i ticariyesine yapılan aynı muameleye tabi tutulacaktır.
Onbirinci Kısım
Bingazi ve Adalar denizindeki
Cezayir
Madde 121 — Türkiye 12 teşninievvel 1912 tarihli Lozan
muahedenamesi mucibince zat-ı şahanenin Bingazi’de muhafaza
buyurdukları bilcümle hukuk ve imtiyazattan suret-i katiyede
feragat eder.
Madde 122 — Türkiye elyevm İtalya’nın taht-ı işgalinde
bulunan Cezayir-i Bahr-i Sefid adaları yani: Stampalya, Rodos,
Herkit, Kerpe, Kaşot, Piskopis, İncirli, Kalimnos, Loryos, Patnos,
kâffe-i hukuk ve tasarrufatından İtalya lehine olarak feragat
eyler1
(1 numaralı haritaya müracaat).
Onikinci Kısım
Tâbiiyet
Madde 123 — işbu muhade mucibince Türkiye’den tefrik
olunan arazide mütemekkin tebaa-i Osmaniye kavanin-i mahal
liye şeraitine tevfikan ve bihakkın o arazinin kendisine intikal
ettiği hükümet tabiiyetini ihtaz edecektir.
Madde 124 — Onsekiz yaşını mütecaviz olup ta 123 üncü
madde mucibince tabüyet-i Osmaniyeden çıkacak bihakkın bir
tabiiyet-i cedideyi iktisap eden eşhas işbu muahedenin mevki-i
meriyete vaz’ından itibaren bir sene müddet zarfında tabiiyet-i
Osmaniyeyi ihtiyar edebileceklerdir.
Madde 125 — On sekiz yaşını mütecaviz olup da işbu mua
hedeye tevfikan Türkiye’den tefrik edilen araziden birinde ve
ırkan o arazinin ekseriyetinden farklı bulunan eşhas işbu mua
hedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren bir sene müddet
zarfında Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan Yunanistan, Hicaz,
Elcezire, Suriye, Bulgaristan veya Türkiye tabiiyetlerini ^ihti
yar edebileceklerdir. Şu kadar ki tercih ve ihtiyar olunan hükü
metteki ekseriyet-i nüfus hak-kı hiyarını istimal eden şahsın
ırkına mensup olması meşruttur.
Madde 126 — 124 ve 125 inci maddeler ahkâmı mucibince
hak-kı hiyarını istimal eden eşhas ilk on iki ay zarfında ikamet
gâhlarını hak-kı hiyarlarını lehine istimal etmiş oldukları dev
letin memalikine nakletmeğe mecbur olacaklardır. Bunlar hak-kı
hiyarlarının istimalinden evvel ikametgâhlarının bulunduğu diğer
1
Fransızca metinde adaların adları şu şekilde sıralanmıştır: Stampalia
(Astropali), Rhodes (Rhodos), Calki (Kharki), Scarpanto, Casos (Casso), Pisco
pis (Tilos), Misiros (Nisyros), Calimnos (Kalymnus), Leros, Patmos, Lipsos
(Lihso), Simi (Symi), Cos (Kos), Costellorizzo.
devletin arazisinde mutasarrıf oldukları emval-i gayr-i menku-
leyi muhafazada serbest olacaklar ve her nevi emval-i menku
lelerini beraberlerinde götürebileceklerdir. Bundan dolayı kendi
lerine bir gûna ihracat ve ithalât resmi tahmil olunmayacaktır.
Madde 127 — Tarafin-i akidin-i âliye işbu muahedede
veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya Macaristan ile mü-
nakid muahedat-ı sulhiyede veya düvel-i müttefika veya anlar
dan birile Rusya arasında veya bizzat müttefik devletlerin yek
diğeri arasında akdolunup alakadarlara kendileri için kaabil-i
iktisap olan bir tabiiyetin ihrazına müsaade bahşeden bir mu
ahedede musarrah hak-kı hiyarın istimali hususunda bir gûna
mevani ika etmemeği düvel-i müteakide taahhüt eylerler.
Hususile Türkiye, 125 inci maddede musarrah hak-kı hiyarı
istimal arzusunda bulunan eşhasın ihtiyarî muhacer terini yed-i
iktidarında bulunan kâffe-i vasait ile teshil eylemeği ve bu hu
susta Cemiyet-i Akvam tarafından emir olunabiliecek kâffe-i
tedabiri icra eylemeği taahhüt eder.
Madde 128 — Türkiye, düvel-i müttefika veya düvel-i ce
dide kavanini mucibince ve düvel-i mezkûre salâhiyettar deva-
irinin mukarreratına tevfikan gerek diğer bir tabiiyet ihraz etmek
suretile ve gerek bir muahede hükmüne binaen tebaa-i Osmaniye
tarafından iktisap olunan tabiiyet-i cedideyi tanımağı ve tebaa-i
mezkûreyi tabiiyet-i cedideyi iktisabından dolayı hükûmet-i asli
yesine karşı olan merbutiyetinden her nokta-i nazardan tecrit
etmeği taahhüt eyler.
Alelhusus işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından evvel
müttefik devletlerden birinin kanununa tevfikan o devletin tabii
yetini ihraz etmiş olan eşhas, kanun-i Osmaninin buna mugayir
olan kâffe-i ahkâmı nazarı itibare alınmayarak hükûmet-i Os
maniye tarafından o devletin tebaası sıfatiyle tanınacaklar ve
tabiiyet-i Osmaniyeyi zayi etmiş addolunacaklardır.
Tabiiyet-i mezkûrenin iktisabından dolayı kanun-ı Osmanide
musarrah musadere-i emlâk veya diğer hiç bir ceza tertip olun
mayacaktır.
Madde 129 — Osmanlı tabiiyetinden gayri bir tabiiyeti haiz
olup işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ı tarihinde Filistin’in
94 üncü madde mucibince tayin olunan hudutları dahilinde
ikamet olan museviler bihakkın Filistin tebaası addolunacak
lar ve herhangi bir tabiiyetten çıkmış olacaklardır.
Madde 130 — İşbu fasıl ahkâmının tatbikatınca zatüzzevç
kadınlar zevçlerine ve on sekiz yaşından dûn olan çocuklar ebe
veynlerine tabi olacaklardır.
Madde 131 — işbu fasıl ahkâmı, 83 üncü maddede musarrah
usul-i idare suret-i kat’iyede tesis olunur olunmaz İzmir şehrile
66 ncı maddede tayin olunan arazi hakkında dahi tatbik oluna
caktır.
Onüçüncü Kısım
Ahkâm-ı Umumiye
Madde 132 — Türkiye bu muahedename ile tayin olunan hu
dutları haricinde olup mezkûr muahedename ahkâmınca hiç bir
daire-i nüfuza dahil bulunmayan ve Avrupa haricinde bulunan
kâffe-i arazi üzerinde veya işbu araziye müteallik iddia edebile
ceği bilcümle hukuk ve tasarrufatından düvel-i müttefika lehine
olarak feragat eylediğini beyan eyler.
Türkiye işbu hükmün netayicini tanzim etmek üzere başlıca
düvel-i müttefikanın ledelicap düvel-i saire ile müttefikan ittihaz
ettiği veya edeceği ahkâmı kabul ve tasdik eylemeği taahhüt
eyler.
Madde 133 — Türkiye kendisile birlikte harp ettiği devletler
ile düvel-i müttefika beyninde münakit muahedat-ı sulhiye ile
mukavelât-ı müzeyyelenin tamami-i meriyetini tanımağı ve eski
Almanya, Avusturya ve Macaristan ve Bulgaristan arazisi hak
kında ittihaz edilmiş veya edilecek olan mukarreratı ve kendi
lerine bu suretle tayin edilen hudut dahilindeki yeni devletleri
tasdik etmeği taahhüt eyler.
Madde 134 — Türkiye, Almanya, Avusturya, Bulgaristan^
Yunanistan, Macaristan, Lehistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-
Sloven ve Çekoslovakya devletlerinin 133 üncü maddede musar
rah muahedat veya mukavelât-ı mütemmime ile tayin edilen
hudutlarını olduğu gibi kabul ve tasdik ettiğini şimdiden beyan
eder.
Madde 135 — Türkiye düvel-i müttefikanın 1 ağustos 1914
tarihindeki eski Rusya İmparatorluğuna ait kâffe-i arazinin
tamamı veya bir kısmı üzerinde teessüs etmiş veya edecek olan
hükümetler ile akdedeceği kâffe-i muahedat ve itilâfatı tama-
miyle tanımağı ve bu devletlerin hudutlarını tayın olunacağı
veçhile habul etmeği taahhüt eder.
Türkiye mezkûr devletlerin istiklâlini daimî ve gayr-i ka-
abil-i terk olmak üzere tanır ve anlara riayet etmeği taahhüt eder.
8 inci kısmın (ahkâm-ı maliye) 259 uncu maddesi ve 9 uncu
kısmın (ahkâm-ı iktisadiye) 277 nci maddesi ahkâm-ı münde-
ricesine tevfikan Türkiye Rusya’daki maksimalist hükûmetile
akdettiği Brest-Litovsk muahedesile diğer kâffe-i muahedat,
itilâfat ve mukavelâtın kat’î surette mefsuh olduğunu kabul
eyler.
Madde 136 — İşbu muahedenamenin mevki-i icraya vaz’ını
takip eden altı ay zarfında sair bitaraf devletlerin tayinine davet
edecekleri mütahassısın-i fenniyesinin inzimam-ı muavenetile
Türkiye’de el-hâletü hazihi mevcut olan adlî kapitülasyonlara
kaim olacak olan ıslahat-ı adliye projesini ihzar için Britanya
İmperatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya hükümetleri tarafın
dan mansup dört azadan mürekkep bir komisyon teşkil olunacak
tır. Bu komisyon hükûmet-i Osmaniyenin reyini aldıktan sonra
gerek muhtelit ve gerek müttehit bir usul-i adlinin tesisisini
tavsiye edebilecektir.
Komisyon tarafından ihzar edilen proje alâkadar olan müt
tefik ve bitaraf devletler hükûmatına tevdi olunacaktır. Başlıca
düvel-i müttefika bu projeyi tasvip eder etmez usul-i cedideyi
şimdiden kabul etmeği taahhüt etmekte olan hükûmet-i Osma-
niyeye keyfiyeti işa’r edeceklerdir. Usul-i cedidenin mevki-i me
riyete vaz’ı müddeti hakkında başlıca düvel-i müttefika kendi
aralarında ve ledeliktiza alâkadar olan diğer müttefik ve bitaraf
devletler ile itilâf hasıl etmek hakkını muhafaza ederler.
Madde 137 — Yedinci kısmın (mücazat) ahkâmı muhafaza
edilmek kayd-ı itirazisi tahtında olarak Türkiye sekenesinden
hiçbiri 1 ağustos 1914 tarihinden muahedenin mevki-i meriyete
vaz’ına kadar efal-i askeriye veya siyasiyesinden yahut müttefik
devletler veya bu devletlerin tebeasına herhangi bir muavenetten
dolayı hiçbir surette tazip ve izaç edilmeyecektir.
Türkiye ahalisinden biri aleyhine bu bapta ita olunan her-
hangi bir hüküm ve ve karar tamamen feshedilecek ve hakkında
israsına iptidar edilmiş olan takibata nihayet verilecektir.
Madde 138 — İşbu muahedename mucibince Türkiye’den
iftirak etmiş olan arazi ahalisinden hiçbiri 1 ağustos 1914 sene-
sindenberi vukubulan tavır ve hareket-i siyasiyesinden veya bu
muahede mucibince sıfat-ı tabiiyetinin tanziminden dolayı iz’aç
veya tazip edilmeyecektir.
Madde 139 — Türkiye diğer bir devletin hâkimiyet veya
himayesine tabi müslümanlar üzerinde her ne mahiyette olursa
olsun icra-yı hâkimiyet ve salâhiyet-i kazaiye hususundaki bil
cümle hukukundan kat’iyyen feragat eyler.
îşbu muahedename mucibince Türkiye’den iftirak eden ve
Türkiye tarafından tanılan bir şekl-i idareye malik arazi üzerine
hiç bir Osmanlı memuru tarafından ne doğrudan doğruya ne de
dolayısiyle hiçbir nüfuz icra edilmeyecektir.
DÖRDÜNCÜ BÂB
Ekalliyetlerin himayesi
Madde 140 — Türkiye 141, 145 ve 147 nci maddeler ahkâ
mının kavanin-i esasiye gibi tanınılmasını ve ne mülki ve ne
askerî hiçbir kanun ve nizamın ve ne bir irade-i seniyenin veya
resmî bir muamelenin ahkâm-ı mezkûre ile mütenakız veya hiç
bir kanun ve nizamın bir irade-i seniyenin veya resmî bir mua
melenin ahkâm-ı mezkûreye takaddüm ve tefevvuk etmemesini
taahhüt eyler.
Madde 141 — Türkiye kendi bilcümle ahalisine, tevellüt,
milliyet, lisan, ırk veya din nazar-ı itibare almaksızın hayat ve
hürriyetlerince himaye-i tamme ve kâmile bahşedeceğini taahhüt
eyler. Türkiye ahalisinden kâffesinin umumî ve hususî her nevi
edyan mezahip ve itikat hususlarında serbestçe icra-yı ayine
hakları olacaktır. Fıkra-i anifede beyan olunan hakkın serbesti-i
istimaline iras olunacak tecavüzat alâkadar olan mezhep hangisi
olursa olsun aynı mücazat ile cezalandırılacaktır.
Madde 142 — 1 teşrinisani 1914 tarihindenberi Türkiye’de
bir usul-i idare-i tedhiş mevcut bulunmuş olmasından dolayı
ihtida hususat-ı hal-i tabiide cereyan etmemiş ve tarih-i mezkû-
dan sonra vaki olan ihtidaların hiçbiri tanınmamış olduğundan
1 teşrinisani 1914 tarihinden evvel gayr-i müslim bulunmuş olan
her şahıs gayr-i müslim kalmış addolunacaktır. Meğerki iade-i
hürriyet ettikten sonra birriza ihtida için muktazi muamelâtı
ifa etmiş ola.
Hükûmet-i Osmaniye harbin devamı müddetince Türkiye’de
irtikâp olunan kıtaller esnasında efrada karşı ika olunan zarar
ların vasi bir surette tazmini için 1 teşrinisani 1914 tarihinden-
beri herhangi bir ırk veya dine mensup olursa olsun kaybolmuş
veya cebren kaldırılmış veya hilâf-ı usul hapis (kapatılmış) veya
hut esir edilmiş olan bicümle eşhasın zahire ihracile teslimleri
için ifa-yı muavenet etmeği ve memurlarının muavenetini temin
eylemeği taahhüt eyler.
Hükûmet-i Osmaniye bizzat mutazarrır olan eşhasın ve
ailelerile akrabalarının şikâyetlerini istima, tahkikat-ı muktazi-
yeyi ifa ve eşhas-ı mezkûrenin tahliye-i sebillerine kemal-i istik
rar ile karar ita etmek üzere Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafın
dan nasbolunacak muhtelit komisyonların icraatını teshil et
meğe taahhüt eder.
Hükûmet-i Osmaniye mezkûr komisyonların mukarreratına
riayet ettirmeği ve hukuku bitamamiha iade olunmuş olan eş
has-ı mezkûrenin emniyet ve hürriyetlerini temin eylemeği taahhüt
eyler.
Madde 143 — Türkiye ırkî ekaliyetlere mensup eşhasın bir
riza vaki olacak muhaceret-i mütekabilelerine müteferri olarak
düvel-i müttefikanın münasip görecekleri ahkâmı tanımağı ta
ahhüt eyler.
Türkiye mühaceret-i mütekabileye dair Yunanistan ile Bul
garistan arasında Nöyi’de akddolunan 27 teşrinisani 1919 tarihli
muahedenamenin 16 ncı maddesinden istifade etmemeği taahhüt
eyler, işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
altı ay zarfında Yunanistan ile Türkiye, Yunanistan’a terk olu
nan veyahut Osmanlı kalan arazide bulunan Türk ve Rum ırk
larına mensup ahalinin bilihtiyar ve mütekabilen muhaceretleri
hakkında bir itilâf-ı mahsus akdedeceklerdir.
İşbu itilâf takarrür edemediği takdirde Yunanistan ve Dev
let-i Aliyenin Cemiyet-i Akvam Meclisine müracaata hakları ola
cak ve Meclis-i mezkûr itilâf-ı mezburun şeraitini tayin edecektir.
Madde 144 — Hükûmet-i Osmaniye emval-i metruke hak
kındaki 1915 tarihli kanun ile ahkâm-ı mütemmimenin haksız
olduğunu tasdik ve keenlemyekûn hükmünde olduğunu ve gerek
makabline ve gerek mabadine hüküm ve tesiri olamayacağını
beyan eyler.
Hükûmet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihindenberi Türk
olmayan tebaa-i Osmaniyeden gerek taktil havfile ve gerek diğer
herhangi bir vasıta-i zecriye ile yurtlarından cebren tardedilen
eşhasın yurtlarına avdetlerini ve iş güclerile tekrar iştigallerini
teshil için tedabir-i mümküneyi ittihaz etmeği resmen taahhüt
eyler. Ve tebaa-i merkumenin veya bunların mensup oldukları
cemaatların uhde-i tasarruflarında bulunan emval-i menkule ve
gayr-i menkuleden tekrar ele geçebilecek olanların —-kimin elinde
bulunur ise bulunsun— sürat-i mümküne ile iadeleri iktiza ettiğini
tasdik eyler.
Emval her gûna rüsum ve tekâliften vareste olarak ve mu
tasarrıf ve zilyetleri için bir gûna tazminat ita olunmaksızın iade
olunacak ve fakat bu mutasarrıf ve zilyetlerin failleri aleyhine
ikame-i dâva etmek hakları mahfuz kalacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye münasip görülecek her mahalde Ce-
mıyet-i Akvam Meclisi tarafından hakem komisyonları teşkilini
kabul eyler. Bu komisyonlardan her biri Hükûmet-i Osmani-
yenin bir mümessili ile zarar görmüş olmak iddiasında bulunan
veyahut efraddan biri tarafından bu iddia dermeyan olunan
cemaatın bir mümessilinden ve Cemiyet-i Akvam Meclisi tara
fından mansup bir reisten mürekkep olacaktır.
Hakem komisyonları işbu maddede beyan olunan kâffe-i
metalibi tetkik ve bu metalip hakkında mücmel bir usul-i mu
hakeme tatbikile icra-yı hükm edecektir.
Mezkûr komisyonlar hususat-ı âtiyeyi emir edebilmek salâ
hiyetini haiz olacaklardır :
Evvelen: Tekrar inşa ve tamir için lüzum görecekleri kâffe-i
ameliyata mahsus amelenin hükûmet-i Osmaniye tarafından
tedariki, bu amele hakem komisyonu tarafından ameliyat mez
kûrenin hangi arazide icrasını lüzum görecekleri mezkûr arazide
sakin ırklara mensup eşhas arasından alınacaktır.
Saniyen: Taktil ve tehcire filen iştirak etmiş veyahut bu
taktil, tehcir fiillerinin ikaına sebep olmuş olduğu badettahkik
sabit olan her şahsın tebidi, şahs-ı mezburun emvali hakkında
ittihaz olunacak tedabir komisyon tarafından tayin olunacaktır.
Sâlisen: 1 ağustos 1914 tarihindenberi bilâvaris vefat etmiş
veya kaybolmuş olan bir cemaat efradına ait kâffe-i emval ve
emlâkin intikali; emval ve emlâk-i mezkûre hükümet1
yerine
bir cemaata intikal ettirilebilir.
Râbian: 1 ağustos 1914 tarihinden sonra emval-i gayr-i
menkule hakkında vâki olan bilcümle bey’î muamelât ile emval-i
mezkûre üzerindeki hukuk-ı muhdeseye mütedair kâffe-i mu
amelâtın iptialini; zilyetlerin tazmini hükûmet-i Osmaniyeye te
rettüp edecek ve bu tazmin iadenin tehirine behane ittihaz olu-
namıyacaktır.
Maamafih mevzuubahis olan mülkün zilyed-i hazırı tara
fından bazı mebaliğ tesviye olunmuş ise hakem komisyonu alâ
kadarlara âdilâne bazı suver-i tesviye tahmil etmek salâhiyetini
haiz olacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye komisyonların vazifelerini teshil et
meği ve kaabil-i istinaf olmayan kararlarının temin-i icrasını
mümkün mertebe teshil eylemeği taahhüt eyler.
Devair-i adliye veya idare-i Osmaniyenin hiç bir kararı
bunları karşı dermeyan olunamayacaktır.
Madde 145 — Tebaa-i Osmaniyenin kâffesi nazar-ı kanunda
müsavi olacak ve ırk ve lisan veya din farkı gözedilmeksizin aynı
hukuk-ı medeniye ve siyasiyeden istifade edeceklerdir.
Din, itikat ve mezhep farkı tebaa-i Osmaniyeden hiç birinin
hukuk-ı medeniye ve siyasiyeden istifadesi ve hususile hide-
mat-ı ammeye kabulü ve memuriyetlere ve ihtiramata nailiyeti
ve muhtelif mesalik ve sanayiin icrası hususlarına sekte iras
etmeyecektir.
Hükûmet-i Osmaniye işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz’ından iki sene sonra ırkî ekaliyetlerin temsil-i nisbisi esasına
müsteniden usul-i intihabın tertip ve tanzimi hakkında düvel-i
müttefikaya bir proje ita edecektir.
Tebaa-i Osmaniyeden birinin gerek münasebat-ı hususiye
veya ticariyede gerek umur-ı mezhebiye ve matbuat ve her türlü
Fransızca metinde “gouvernement” değil “Etat” kelimesi vardır.
neşriyatta ve gerek ictimaat-ı umumiyede herhangi bir lisanın
serbesti-i istimaline karşı bir gûna tahdidat vaz olunmayacaktır.
Türkçeden başka bir lisanla mütekellim tebea-i Osmaniyeye
lisanlarını mahakim huzurunda gerek şifahen ve gerek tahriren
istimal etmeleri zımnında teshilât-ı münasibe irae olunacaktır,
Madde 146 — Hükûmet-i Osmaniye musaddak ecnebi darül-
fununlarile mekâtibinden verilen ruus şehadetnamelerinin meriy-
yetini tasdik eylemeği taahüt eyler. Bu şehadetnameler ile
ihraz-ı ehliyet ve iktidar edenlerin serbestçe icra-yı sanat etme
lerine muvafakat eyler.
îşbu hüküm Türkiye’de sakin düvel-i müttefika tebaası hak
kında da tatbik olunacaktır.
Madde 147 — Irk, din veya lisan itibarile millî ekaliyetlere
mensup bulunan tebaa-i Osmaniye hakkında hukukan ve fiilen
diğer tebaa-i Osmaniye misillû muamele olunacak ve bunlar aynı
teminattan müstefit olacaklardır.
Hususile bunlar müstakillen ve memurin-i Osmaniyenin bir
gûna müdahlesi olmaksızın masarifi kendilerine ait olmak üzere
her nevi müessesatı hayriye, diniye veya içtimaiye, ve her türlü
mekâtib-i iptidaiye, taliye ve âliye ve diğer müessesat-ı tedri-
siyeyi ihdas, idare ve murakabe etmek ve mekâtib-i mezkûrede
kendi lisanlarını serbestçe istimal eylemek hususunda müsavi bir
hakka malik olacaklardır.
Madde 148 — Irk, lisan ve din itibarile millî ekalliyetlere
mensup tebea-i Osmaniyenin büyük bir nisbette bulunduğu şehir
ve mıntakalarda bu ekaliyetlere devlet, belediye bütçelerile ve
sair bütçelerden maarif ve umur-ı hayriyeye hadim olmak mak-
sadiye tahsis olunabilecek mebaliğden âdilâne bir hisse temin
olunacaktır.
Bahis konusu ödenek ilgili toplulukların yetkili temsilcilerine
verilecektir.1
Madde 149 — Hükûmet-i Seniye Türkiye’de mevcut ırkî
bilcümle ekaliyetlerin her birinin ruhanî tedrisi, muhtariyet-i
idaresini tasdik ve ana riayet etmeği taahhüt eyler. Hükûmet-i
Osmaniye bu maksatla ve işbu muahedenin ahkâm-ı muhalifesi
mahfuz kalmak kayd-ı ihtirazisi tahtında selâtin tarafından sadır
1
Maddenin bu sonuncu fırkası türkce metinde yoktur.
olan fermanlar, hat-tı hümayunlar, beratlar ve tezakir-i nuzzar
ve tezkere-i samiyeler ile milel-i gayr-i müslimeye umur-ı mez-
hebiye, tedrisiye ve adliyece bahşolunan imtiyazat ve muafiyatı
bütün derece-i şümul ve ittisal ile halen teyit eylediği gibi imti
yazat ve muafiyat-ı mezkûreyi atiyen de muhafaza eyler.
Hükûmet-i Osmaniye tarafından imtiyazat ve muafiyat-ı
mezkûrenin ilgasını, tahdit veya tadilini mutazammın sadır olan
bütün kararnameler, kanunlar, nizamnameler ve tamimler keen-
lemyekûn addolunacaktır. İşbu muahedename ahkâmınca Os
manlı usul-ı idare-i adliyesince icra olunan her gûna tadilât,
ırkî ekaliyetlere şamil olmak haysiyetile,
işbu muahede ahkâmına faik addedilecektir.
Madde 150 — Hükûmet-i Osmaniye tebaa-i Osmaniyeden bu
lunan hıristiyan ve musevilerin mühim nisbette sakin oldukları
şehir ve mahallerde mezkûr Osmanlı tebaasının din ve mezhep
ve ayin-i ibadetlerine bir tecavüz teşkil edecek herhangi bir fiil
ve harekette bulunmağa icbar edilmeyeceklerini ve anların
hafta tatillerinde mahakimde isbat-ı vücuttan veyahut bir mu-
amele-i kanuniye ifasından imtina eyledikleri takdirde hukuk-ı
kanuniyelerinirı izaasına mahkûm edilmeyeceklerini Hükûmet-i
Osmaniye taahhüt eyler.
Maahaza bu madde asayiş-i umuminin muhafazası zımnında
diğer bütün tebea-i Osmaniyeye tahmil olunan taahhüdat-ı ka-
nuniyeden bu hıristiyan ve musevî Osmanlı tabaasını muaf kıl-
miyacaktır.
Madde 151 — Başlıca düvel-i müttefika bu kısımda mün
deriç mevaddın temin-i icra ve tatbiki için ne gibi tedabire te
vessül edilmek iktiza ettiğini Cemiyet-i Akvam Meclisile mütte-
fikan tetkik ettikten sonra tayin edeceklerdir.
BEŞİNCİ BÂB
Mevad-dı askeriye, bahriye ve havaiye
Türkiye bütün milletler teslihatının suret-i umumiyede
tahdidi istihzaratını mümkün kılmak için âtide mezkûr mevad-dı
askeriye, bahriye ve havaiyeye tamamile riayet etmeği taahhüt
eyler.
Birinci Kısım
Mevad-dı askeriye
Birinci Fasd
Akhâm-ı umumiye
Madde 152 — Türkiye’nin bulunduracağı kuvve-i müselleha
ancak berveçh-i âti kıtaattan ibaret olacaktır.

  1. Zat-ı şahaneye mahsus hassa kıtaatı;
  2. Dahil-i memlekette emn ve asayişi idame ve akalliyetlerin
    muhafazasını temin edecek jandarma kıtaatı,
  3. İğtişaşat-ı azime vukuu halinde jandarma askerini tak
    viye edecek ve gerekirse 1
    hudutların tarassudunu temin edecek
    kıtaat.
    Madde 153 — işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ını
    takip edecek altı2
    ay zarfında 152 nci maddede musarrah kuvve-i
    müsellahadan gayri kıtaat terhis ve lağıv edilecektir.
    ikinci Fasd
    Kuvve-i müsellaha-i Osmaniyenin mevcudu, teşkilâtı ve kadrosu
    Madde 154 — Zat-ı şahaneye mahsus maiyet-i seniye kıtaatı
    bir erkân-ı harp ile piyade ve süvari cüzütamlardan mürekkep
    olacak ve mevcudu zabit ve efrat dahil olmak üzere yediyüz
    kişiyi tecavüz etmeyecektir. Bu mevcut 155 inci maddede mu
    ayyen umumî mevcuda dahil değildir.
    Maiyet-i seniye kıtaatının suret-i teşekkülü işbu faslın 1
    numaralı melfufunda tafsil edilmiştir.
    Madde 155 — 152 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrala
    rında tadat olunan kuvanm umum yekûnu erkân-ı harplar, za-
    bitan, mekâtib-i askeriye heyet-i talimiyesi ve idariyeleri ve
    depo kıtaatı dahil olduğu halde 50.000 neferi tecavüz etmiyecektir.
    Madde — 156 Jandarma neferatı Türkiye’nin taksim edi
    leceği mentatıktaki arazide bulunacaktır. Bu manatık-ı arziyenin
    1
    Türkçe metinde bu kelime atlanmıştır. Fransıcza aslındaki “eventu-
    ellement” karşılığı olarak ilâve edilmiştir.
    2
    Türkçe metinde üç ay yazılı ise de aslolan fransızca metinde altı ay olduğu
    için düzeltildi.
    F. 37
    hududu 200 üncü maddede musarrah olduğu veçhile tayin olu
    nacaktır. Her mıntaka-i arziyede piyade ve süvari kıtaatından
    mürekkep ve mitralyözlerle mücehhez ve hidemat-ı idariye ve
    sıhhiyeye malik bir jandarma kıt’ası teşkil olunacak ve bu kıt’a
    vilâyet, sancak ve kazalarda ve sair yerlerde sabit emn ve asayiş
    hizmetini ifa için muktazi müfrezeleri tedarik edecek ve kıt’anın
    mıntaka-i arziyenin bir veya müteaddit noktalarda seyyar ihti
    yatları bulunacaktır.
    Vazife-i mahsusalarından dolayı jandarma kıtaatı ne topa
    ne de eslihaya malik olmayacaktır.
    Kıtaatın mevcud-ı umumisi 155 inci maddede mezkûr kuv
    ve-i umumiyenin mevcud-ı umumisinden 35.000 neferi tecavüz
    edemeyecektir.
    Bir kıt’anın azamî mevcudu bütün kıtaatın umumî mevcu
    dunun rub’unu tecavüz etmeyecektir.
    Bir cüzütamın aksamı 200 üncü maddede musarrah mütte
    fikin komisyonunun müsaadesi olmaksızın kendileri için muay
    yen mıntaka-i arazinin haricinde istimal edilemeyeceklerdir.
    Madde 157 — Takviye kıtaat-ı mahsusası piyade, süvari,
    cebel topçusu, istihkâm cüzü tamları ile kıtaat-ı fenniye ve umu-
    miyeyi ihtiva edecek ve bunların mevcud-ı umumisi 155 inci
    maddede muayyen mecvut da dahil olduğu halde 15.000 neferi
    tecavüz etmeyecektir.
    Bir cüzütamın takviye kıt’ası 200 üncü maddede musarrah
    müetlifin komisyonunun müsaade-i mahsusası olmadıkça bu kıta
    at-ı mahsusa mevcud-ı umumisinin sülüsünü tevacüz etmeyecektir.
    Takviye kıtaat-ı mahsusasının teşkilâtına dahil bulunan
    esliha ve hidemat-ı mahsusanın nisbeti merbut 2 numaralı tab
    loda tayin olunmuştur.
    Bunların tahaşşut mahalleri 200 üncü maddede musarrah
    olduğu veçhile tayin olunacaktır.
    Madde 158 — 156 ve 157 nci maddelerde mevzuubahis teş
    kilâtta erkân-ı harp ve hidemat-ı saire heyeti de dahil olduğu
    halde zabıtanın nisbeti hizmette bulunan umumî mevcudun yir
    mide birini ve küçük zabitanın nisbeti on ikide birini tecavüz
    etmeyecektir.
    Madde 159 — Muhtelif düvel-i müttefika veya bitaraf dev
    letler tarafından gönderilecek zabitan Osmanlı hükümetinin
    idaresi altında jandarmanın teşkil ve talimi emrinde kumandan
    lığa muavenette bulunacaklardır.
    Bu zabitanın miktarı 158 inci maddede muayyen zabitan
    miktarına dahil değildir. Fakat bunların mevcudu jandarma
    zabitan mevcudunun yüzde on beşini tecavüz etmeyecektir.
    200 üncü maddede musarrah müttefikin komisyonunca vu-
    kubulacak itilâfat-ı mahsusa ile bu zabitanın nisbeti adediyesi
    ve tabiiyetleri tesbit ve bu madde ile taayyün eden muhtelif
    hidemata bu zabitanın iştirakleri şeraiti tanzim edilecektir.
    Madde 160 — Aynı mıntaka-i arziyede 159 uncu madde
    mucibince Hükûmet-i Osmaniyenin emrine verilen ecnebi zabitanı
    kaideten aynı tabiiyete mensup olacaklardır.
    Madde 161 — 178 inci maddede muayyen boğazlar mınta-
    kasında ve Adalarda (Limni, İmroz, Somatras, Bozcaada ve
    Midilli adaları müstesna olduğu halde) Osmanlı ve Yunan jan
    darma neferatı bu mıntakadaki beynelmüttefikin umum kuva-yı
    işgaliye kumandanlığının emrine tabi olacaklardır.
    Madde 162 — Her gûna seferberlik tedabiri veya seferberliğe
    müteallik veya efrad-ı mevcudenin ve işbu bapta musarrah her
    nevi kuvanın vasait-i nakliyesinin takviyesine mütedair her nevi
    tedabir memnudur.
    Erkân-ı harbiye ve hidemat-ı müteferrika gibi teşkilât-ı
    muhtelife hiç bir suretle mütemmim kadrolara malik olamama-
    bdırlar.
    Madde 163 — 153 üncü maddede muayyen müddet zarfında
    elyevm mevcut bilumum jandarma kuvası 156 nci maddede
    bahsedilen jandarma kıtaatına kalbedileceklerdir.
    Madde 164 — İşbu bapta bahsedilmeyen her türlü teşkilât-ı
    askeriye memnudur.
    Müsaade edilen hassa kıtaatı müstesna olmak üzere elli bin
    kişinin haricinde kalan fazla teşkilâtın ilgası tedricen muahede
    nin imzasından itibaren icra olunacak ve bu ilga keyfiyeti 153
    üncü maddede mevzu şerait veçhile muahedenin mevki-i meri
    yete vaz’ından azamî üç ay sonra tamamen hitama ermiş
    bulunacaktır.
    Osmanlı harbiye nezaretinde müstahdem zabitan ve memurin
    ile erkân-ı harbiye-i umumiyenin ve bunlara merbut idarî teş-
    kkilâtın mevcutları 200 üncü maddede tarif edilen müttefikin
    komisyonunun Osmanlı kuvve-i müsellahasını idareye ancak
    lâzım addedeceği bir miktara tenzil edilecek ve işbu mevcutlar
    158 inci maddenin tahdit ettiği azamî kuvvet meyanında dahil
    kalacaklardır.
    Üçüncü Fasıl
    Ahz-ı asker
    Madde 165 — Osmanlı kuvve-i müsellahası istikbalde ancak
    gönüllü efrattan terekküp edecektir.
    Silk-i askerî ırk ve mezhep farkı gözedilmeksizin Devlet-i
    Osmaniyenin bilumum tebaasına seyyanen küşade bulunacaktır.
    156 nci maddede tarif edilen jandarma kıtaatına gelince
    bu kıtaat esasen mıntakavî bir tarzda terkip edilecek ve her
    mıntakanın kıt’ası müslüman ve hıristiyan nüfuslarına imkânen
    muadil bir nisbette tanzim edilecektir.
    Ahkâm-ı ânife efrat hakkında olduğu gibi zabitana da kaa-
    bil-i tatbik olacaktır.
    Madde 166 — Küçük zabitler ile efrat için müddet-i hizmet
    mütevaliyen 12 sene olacaktır.
    Müddet-i hizmetlerinin inkızasından evvel herhangi bir se
    beple hizmetten affedilen adamların yerlerine alınacakların adedi
    senede 155 inci maddede tayin olunan umumî mevcudun yüzde
    beşini tecavüz etmeyecektir.
    Madde 167 — Bilumum zabitan meslekten yetişmiş olacak
    lardır. Elyevm Osmanlı askerî ve jandarma zabitliğinde bulunup
    da yeni kuvve-i müsellahada ipka edilecek olanlar lâakal kırk
    beş yaşına kadar ifa-yı hizmet edeceklerini taahhüt etmelidirler.
    Elyevm Osmanlı askeri ve jandarma zabitliğinde bulunup
    da yeni kuvve-i müsallahaya ithal edilmeyecek olanlar her gûna
    mükellefiyet-i askeriyeden kat’iyen terhis edilecekler ve hiçbir
    nazarî veya amelî talim-i askeriye iştirak etmeyeceklerdir.
    Yeniden nasbolunacak zabitan lâakal mütevaliyen 25 sene
    hizmet-i fiiliyede bulunlunmağı taahhüt etmelidirler.
    Herhangi bir sebeple müddet-i taahhütlerinin inkızasından
    evvel terk-i hizmet eden zabıtanın yerine alınacak zabıtanın mev
    cudu 158 inci maddede muayyen umum zabitanı yekûnunun yüz
    de beşini tecavüz etmeyecektir.
    1 No. LU TABLO
    SULTANIN HASSA KITAATININ TEŞEKKÜL TARZI
    Birlikler Azamî mevcut Mülâhazalar
    Karargâh
    Piyâde
    Süvari
    Hizmet
    Y e k û n . . .
    100 (
    425
    125
    50
    700
    1)
    Subaylar
    • ve
    Erler
    (1) Bu mevcuda şunlar dahildir :
    a) Sultanın Hassa Kıtaatı karar
    gâhı;
    b) Generaller, her rütbeden ve
    sınıftan subaylar ile Sultanın Hassa
    Kıtaatına bağlı askerî memurlar.
    2 No. LU TABLO
    HUSUSİ TAKVİYE BİRLİKLERİNİN TEŞEKKÜLÜNE DAHİL
    MUHTELİF SINIF VE HİZMET TEŞKİLLERİNİN MEVCUTLARI
    Birlikler Azamî mevcut
    Karargâh (Komutanlık : subaylar ve personel 100
    Piyade
    (Komutanlık : subaylar ve personel
    8.200
    Topçu 2,500 Subaylar
    Süvari 700 ve
    İstihkâm ve fennî kıtaat 2,000 Erler
    Fennî ve umumî hizmetler . . . 1,500
    Yekûn 15.000
    3 No. LU TABLO
    MÜSAADE EDİLEN AZAMİ SİLÂH VE MÜHİMMAT STOKLARI
    SİLÂH (tüfek veya top)
    1,000 KİŞİ (1) İÇİN BAŞINA MÜHİMMAT
    MİKTAR MİKTARLARI
    Malzeme Sultanın Kıtaat Hususî Sultanın Kıtaat Hususî
    hassa (Legions) takvi – hassa takviye
    kıtaatı ye bir kıtaatı birlikleri
    likleri
    Tüfek veya 1,150 1.150 1,150 1,000 1000 1000
    filintalar (2) tabanca b aşına 100 mermi
    Tabancalar Subay başına ve bin-
    dirilmiş ast-subay başına
    ‘ 1 tabanca
    Ağır veya hafif
    makinalı tüfek 15 10 15 50,000 100000 100,000
    Dağ topu (3) 5 (4) 1,500
    1 Yedekler (remplacements) dolayısiyle artma dahil.
    2 Otomatik tüfek ve filintalar hafif makinalı olarak hesaplanmıştır.
    3 Hiçbir sahra topuna veya ağır topa müsaade edilmemektedir.
    4 Dört toplu bir batarya.; buna ilâveten bir yedek top; yekûnen 15
    batarya.
    Dördüncü Fasıl
    Askerî mekâtip, müessesat-ı tedrisiye, şirekât ve
    cemiyat
    Madde 168 – Muahedenin imzasından itibaren üç ay müru
    runda Türkiye’de ancak müsaade olunan cüzütamlara muktazi
    zabitan ve küçük zabitanın yetiştirilmesi için lâzım-ı gayr-ı mu-
    farik olan berveçh-i âti mekâtip ipka edilecektir :
    Zabitan mektebi;
    Her bir mıntaka-i arziye için birer küçük zabit mektebi.
    Bu mekteplerde tedrisatı takip etmek üzere kabul edilecek
    şakirdanın adedi tamamile zabitan ve küçük zabitan kadrolarında
    mevcut münhalât nisbetinde olacaktır.
    Madde 169 – 168 inci maddede beyan olunanalardan maada
    ınüessesat-ı tadrisiye ve her gûna spor cemiyetleri ve saire hiç
    bir mes’ele-i askeriye ile iştigal etmemelidirler.
    Beşinci Fasıl
    Gümrükçüler, zabıta-i mahalliye, bilât ve kasabat
    zabıtası, kır zabıtası, orman bekçileri
    Madde 170 — Üçüncü kısmın (Mevad-dı siyasiye) 48 inci
    maddesi ahkâmına halel gelmemek şartile gümrük muhafızları,
    mahalli zabıta memurları, şehir ve kır zabıta memurini, orman
    bekçileri ve buna müşabih sair memurinin adedi işbu muahede
    ile muayyen Osmanlı hudud-i arziyesi dahilinde 1913 senesinde
    vazaif-i mümasile ifa eden âdemler miktarını tecavüz etmemelidir.
    tstikbalen bu gibi memurinin adedi ancak istihdam edildik
    leri mahallerde nüfus-i ahalinin tezayüdü nisbetine tebaan tez
    yit edilebilecektir. Bu müstahdimin veya memurin ile şömen-
    döferler hizmetinde bulunanlar herhangi bir askerî talime iştirak
    için cemedilemeyeceklerdir.
    Taksimat-ı mülkiyenin her birinde şehir ve kır zabıtaları,
    orman bekçileri jandarma umuruna müteallik olan 165 inci mad
    dede tarif edilen esas dairesinde nasb ve tayin olunacak ve evamir
    ve teşkilâta tabi tutulacaklardır.
    Türkiye’nin memurin-i mülkiyesinden bulunmaları itibarile
    Osmanlı kuvve-i müsellahasından hariç kalacak olan Osmanlı
    zabıta memurları meyanına müttefik veya bitaraf düvel-i muh
    telife tarafından verilecek ecnebi zabitan veya memurin hü
    kûmet-i Osmaniye idaresinde Ofmınlı zabıtasını tensika ve ku
    mandaya ve talim ve terbiyeye muavenet edeceklerdir. Bu ec
    nebi zabitan veya memurinin miktarı Osmanlı memurin-i zabı
    tasının miktarının yüzde on beşini tecavüz etmeyecektir.
    Altıncı Fasıl
    Teslihat, Mühimmat, Levazımat
    Madde 171 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından
    üç ay sonra Osmanlı kuvve-i müsellahasmın muhtelif kıtaatında
    kullanılmakta veya ihtiyaten saklanılmakta olan teslihatın mik
    tarı bu baba melfuf 3 numaralı cetvelde muharrer miktarı te
    cavüz etmemelidir.
    Madde 172 – Türkiyenin malik olacağı mühimmat-ı har
    biyenin miktarı bu baba melfuf 3 numaralı cetvelde muharrer
    miktarı tecavüz etmemelidir.
    Madde 173 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından
    itibaren altı 1
    ay mühlet zarfında Osmanlı kuvve-i müsellahası
    için müsaade edilen miktardan fazla bilcümle esliha, cephane ve
    muhtelifülcins malzeme-i harbiye 200 üncü maddenin tarif ettiği
    askerî murakabe komisyonuna mehal-i muayyenede teslim edi
    lecektir.
    Düvel-i müttefika bu teslim olunan esliha, cephane ve malze
    menin ne yapılacağını bilâhara tayin edeceklerdir.
    Madde 174 — Esliha, mühimmat, malzeme-i harbiye, âlet-i
    tayeran ve her nevi aksamı ancak 200 üncü maddede bahsolunan
    müttefikin komisyonunun müsaadesinin haiz fabrika ve mües
    seselerde yapılabilecektir.
    îşbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren altı 2
    ay zarfında her nevi esliha, mühimmat yahut her nevi mevad-
    dı harbiye imaline, ihzarına, itharına, tetkikine yarayan diğer
    bilcümle müessesat ilga olunacak veyahut tamamen hususat-ı
    ticariyede istimal olunmak üzere tebdil ve tağyir olunacaktır.
    Müsaade olunan mühimmat mevcudunun hıfzına mahsus
    1
    ve 2
    . Türkçe metinde üç ay yazılıdır. Fransızca metne göre düzeltilmiştir.
    mebaniden maada bilcümle ebniye-i mümasile aynı muameleye
    tabi tutulacaktır.
    Bu müessesat ve mebanide imaline müsaade olunan mik
    tardan fazla mühimmat ve esliha imali için kullanılabilecek her
    türlü edevat-ı imaliye ve vasait-i harbiye 200 üncü maddede be
    yan olunan kontrol komisyonunun ittihaz edeceği kararlara tev
    fikan istimalden iskat edilecek ve tamamen ticarî bir şekle ifrağ
    olunacaktır.
    Madde 175 — Türkiye’ye esliha ve cephane, malzeme-i
    harbiye, alet-i tayeran ve aksamı ve bu gibi her cins şeylerin
    ithali 200 üncü maddede beyan olunan komisyonun müsaade-i
    mahsusasına iktiran etmedikçe kat’iyyen memnudur. (Silâh ve
    mühimmat ve malzeme-i harbiye ile sair her nevi bu gibi mal
    zeme imalâtı da kat’iyyen memnudur)1
    Memalik-i ecnebiyeye mahsus her nevi esliha mühimmat
    ve mevad-dı harbiyenin imal ve ihracı da kat’iyyen memnudur.
    Madde 176 — Alev makinalarının semli ve buna mümasil
    muhnik gazların ve mayiat ve mevad ve müstahzarat-ı mümasi-
    lenin istimali memnu olduğundan bunların Türkiye’de imali veya
    oraya ithali şiddetle memnudur.
    Bilhassa müstahsüat-ı mezkûrenin imal, muhafaza ve is
    timaline hadim her nevi malzeme dahi memnudur.
    Zırhlı otomobillerle “tank” namındaki hücum otobillerinin
    ve makasıd-ı harbiyeye hadim bu gibi alât ve edevatın Türkiye’
    de imali ve oraya ithali memnudur.
    Yedinci Fasıl
    Tahkimat
    Madde 177— 178 inci maddede bahsedilen Boğazlar ve ada
    lar mıntıkasında bilcümle istihkâmat teçhizatından tecrit ve mez
    kûr maddede zikredildiği veçhile hedmolunacaktır.
    Bu mıntıka haricinde mevcut mevaki-i müstehkeme 89
    uncu maddede münderiç kayd-ı îhtirazi tahtında olarak hal-i
    hazırlarında muhafaza olunabileceklerdir. Fakat üç ay mühlet
    zarfında teçhizatlarından tecrit olunacaklardır.
    1
    Bu cümle fransızca, ingilizce ve italyanca metinde yoktur.
    Sekizinci Fasıl
    Boğazların İdare-i Serbestisi
    Madde 178 — Boğazlardaki serbestiyi temin için düvel-i
    müteakide ahkâm-ı âtiyeyi kararlaştırmışlardır :
    Evvelâ — Muahedenin mevk-i meriyete vaz’ından itibaren
    3 ay mühlet zarfında 179 uncu maddede beyan edildiği veçhile
    Marmara’daki sevahil ile adaların ve Boğazlar sevahilinin Limni,
    İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli adalarının dahil bulunduğu
    bir mıntaka-i mahdudede bilcümle müessesat-ı askeriye, istihkâ-
    mat ve bataryalar teçhizatlarından tecrit ve hedm olunacaklardır.
    Mezkûr mıntakada ve adalarda müessesatın ihyası ve mües-
    sesatı mümasilenin inşası, seyyar bataryaların oralara süratle
    şevkine hadim yollar ve şömendöferler inşası şerait-i âtiye tahtında
    memnudur; Fransa, İngiltere ve İtalya hükümetleri el-haletü
    hazihi mevcut ve bu missillû makasıda hadim olabilecek yollar
    ve demir yolları istimalden iskat için lâzım gelen istihzaratta bu
    lunmak hakkını haiz olacaklardır.
    Limni, İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli 1
    adalarında
    yeni yollar ve şömendöferler inşası ancak bâlâda ismi geçen üç
    devlet-i muazzamanın müsaadesile mümkün olacaktır.
    Saniyen — (Evvelâ) işaretli bendin birinci fıkrasında mu
    harrer tedabiri Türkiye ile Yunanistan kendilerine ait olan mın-
    takalarda bizzat masarif ihtiyarı ile ve 203 üncü maddede mevzu
    kontrol altında ittihaz edeceklerdir.
    Sâlisen — (Evvelâ) işaretli bendin birinci fıkrasında mün
    deriç menatık ve adalar2
    makasıd-ı askeriyede ancak marezzikir
    üç devlet-i muazzama tarafından müştereken istimal olunabi
    leceklerdir. Bu madde arazi ve cezair-i mezkûrede bulunup 161
    inci madde ahkâmı mucibince müttefikin kuva-yı işgaliyesi
    kumandanlığına tabi olacak olan Yunan ve Osmanlı neferatının
    istihdamını ve 152 inci maddede musarrah maiyet-i seniye hassa
    muhafaza kıtaatının vücudunu dahi şamildir.
    Râbian — Düvel-i mezkûre Boğazların serbestisini doğrudan
    doğruya yahut bilvasıta ihlâle müstait herhangi bir hareketi
    veya tedarikâtı men için lâzım addettikleri kuva-yı askeriye ve-
    1
    Fransızca metinde Midilli Adası yazılı değildir.
    2
    Fransızca metinde Limni, İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli adaları
    tekrar yazılmıştır.
    ya havaiyeyi bu arazide ve adalarda bulundurmak salâhiyetini
    haiz olacaklardır.
    Bu nezaret bahren düvel-i muazzama-i mezkûreden her
    birinin tayin edeceği birer istasyonu ile icra olunacaktır.
    işbu bentte beyan olunan kuva-yı işgaliye icap ettiği zaman
    karada 1907 tarihli dördüncü Lahey mukavelenamesine merbut
    nizamnamede musarrah şerait dairesinde veyahut bu mukave
    lenamenin yerine kaim olaca ve Düvel-i mezkûrenin her birinin
    iştirak edeceği diğer bir mukavele mucibince tekâlif-i harbiye su-
    retile vaz-ı yed (istimval) hakkını haiz olacaklardır. Maahaza
    tekâlif-i harbiye-i mezkûre ancak derhal tediyat yapılarak icra
    olunacaktır.
    Madde 179 — 178 inci maddede bahsi geçen mıntaka ber
    veçh-i âti tahdit olunur : (1 numaralı haritaya bakılmalı)
    Evvelâ-Avrupa’da :
    Saros körfezinde Karaçalı mevkiinden başlayarak şimal-i
    şarkiye doğru; takriben şimal-i şarkiye müteveccih bir hat Beğ-
    likdere havzasının cenup hududu Kurudağın zirvesine kadar
    takip eder;
    Oradan bir hat mezkûr dağ tepelerini takip eder;
    Sonra bir hat-tı müstakim şimalen “Emirli” den ve cenu-
    ben “Dereler” den geçerek sonra şimal-i şarkiye doğru inhina
    peyda eder ve Tekfurdağ-Malkara yolunu “Aynarcık” m 3 kilo
    metre garbinde kateder ve oradan Ortaköyün 6 kilometre cenu
    b-i şarkisinden geçer;
    Sonra bir hat şimal-i şarkide inhina peyda ederek Hayra-
    bol-u Tekfurdağ (Tekirdağ) yolunu Tekfurdağının 18 kilometre
    şimal-i garbisinde kat eder;
    Oradan “Muradlı'”ııııı tahminen bir kilometre cenubunda
    Muradlı-Tekfurdağ yoluna :
    Bir hat-tı müstakim;
    Oradan şark ve şimal-i şarkiye ve Yeniköy’e doğru .
    Çatalca-Çorlu şömendöferinin asgarî iki kilometre şimalin
    den geçecek surette mütegayyir bir hat-tı müstakim;
    Oradan şimal ve şimal-i şarkiye doğru ve 27 nci maddede
    tarif edilen Türkiye hududunda Istranca’nın garbinde bir noktaya
    kadar :
    Yeniköy’ü mıntaka dahilinde bırakan bir hat-tı müstakim
    geçer;
    Oradan ve Bahr-i Siyaha kadar :
    27 nci maddede 1
    tayin edilen Avrupa-yi Osmanî hududu.
    Saniyen -— Asya’da :
    Edremit körfezinde düvel-i müttefika tarafınan Dahlina
    buruna ile Kemeriskele arasında tayin olunacak bir noktadan ve
    şark-ı şimal-i şarkiye doğru: Kemeriskelesi ile Kemeri’n ve bu
    iki mahalli biribirine rabt eden yolun cenubundan geçen bir
    hat;
    Badehu Osmanlar-Orşanlar dekovil hattının Değirmendere’yi
    bir hat-tı müstakim;
    Orada Manyas gölüne kadar şimal-i şarkiye doğru :
    Değirmendere ve Karadere suyunun sahil-i yeminini takip eden
    bir hat;
    Oradan şarka doğru Manyas gölünün sahil-i cenubisi;
    Sonra Bandırma-Susıgırlı şimendifer hattının Karadere
    mecrasını kat ettiği noktaya kadar :
    bu ırmağın (Susığırlı) mansabına doğru cereyanı;
    Oradan şarka Karaoğlan’a doğru Atranos çayının mansa-
    bından 3 kilometre mesafedeki bir noktaya kadar :
    bir hattı müstakim;
    Oradan mezkûr ırmağın cereyanını takip ederek mansap
    cihetine şimal-i şarkîye doğru;
    Sonra Apolyont Gölü’nün sahil-i cenubisi.
    Sonra oradan Mudanya-Bursa şimendifer hattının Bursa-
    nın beş kilometre şimal-î garbisinde Nilüfer çayını kat ettiği nok
    taya kadar :
    Bir hat-tı müstakim;
    oradan şimal-î şarkiye doğru Bursa’nın takriben altı kilo
    metre şimalinde nehirlerin telâki mahalline kadar :
    Nilüfer çayının mansabına doğru cereyanı;
    Oradan şarka ve şimal-i şarkîye doğru ve İznik gölünün mün-
    tehay-ı cenup noktasına kadar :
    bir hattı müstakim;
    1
    Fransızca metinde 27 inci madde fıkra I, bend 2 yazılıdır.
    Oradan İznik’in iki kilometre şimalinde bir noktaya kadar :
    Bu gölün cenup ve şarka sevahili;
    Oradan şimal-i şarkîye doğru Sapanca gölünün münteha-yı
    garbine kadar :
    Çırçırçeşme-Sıradağ-Elmalıdağ-Kalpakdağ-Ayıtepe-Hekimtepe sırtlar hattını takip
    Oradan şimale doğru ve Armaşa’nın 8 kilometre cenub-i
    garbisinde İzmit-Armaşa yolu üzerinden bir noktaya kadar :
    Mümkün mertebe Şocalıdere havzasının şark hududunu
    takip edecek bir hat; Oradan Akabedr’in Kara Deniz’de inansa-
    bmın 2 kilometre şarkındaki bir noktaya kadar :
    Bir hat-tı müstakim.
    Madde 180 — Muahede-i haziranın mevki-i meriyete vaz’
    ından itibaren 16 gün zarfında tayin olunacak bir komisyon 178
    inci maddenin irae ettiği mıntaka hudutlarını mahallinde tayin
    edecektir. Bu hudutların 27 nci maddenin 1-2 fıkrasında zikir olunan
    serhatlere temas eden kısmı müstesnadır. Bu komisyon Fransa,
    İngiltere ve İtalya memurin-i askeriyesi tarafından mütekabilen
    tayin olunacak üç azadan terekküp edecek ve iktiza-yı ahvale
    göre bunlara Yunan hakimiyetine geçecek mıntaka kısmı için
    Yunan Hükümeti tarafından bir âza ve yahut Devlet-i Aliye
    hakimiyetinde kalan kısım için Devlet-i Aliye tarafından bir âza
    iltihak edecektir. Komisyonun ekseriyet-i âra ile vereceği karar
    lar alâkadar taraflar için mecburiyülicra olacaktır.
    Bu komisyonun masarifi bu mıntakanın masarif-i işgali-
    yesinden mahsup edilecektir.
    İkinci Kısım
    Mevad-dı bahriye
    Madde 181 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ı tari
    hinden itibaren, 30 teşrinievvel 1918 tarihli mütarekename mu
    cibince Osmanlı limanlarında tevkif (interné) edilmiş olan bil
    cümle sefain-i harbiye başlıca düvel-i müttefikaya kat’î olarak
    teslim edilmiş addolunacaktır. Maamafih Türkiye sahilleri bo
    yunca hidemat-ı inzibatiye ve saydiye için adetleri:
    7 ganbot (Sloops)
    6 torpido
    yu tecavüz etmeyecek surette sefain bulundurmak hakkını haiz
    olacaktır. Bu sefain 102 inci madde mucibince Osmanlı bahri
    yesini teşkil edecek ve Bahriye Beynelmilel Kontrol Komisyonu
    tarafından âtideki sefain meyanından intihap olunacaktır.
    Ganbotlar :
    Aydın Reis
    Burak Reis
    Sakız
    Preveze
    Hızır Reis
    Kemal Reis
    İsâ Reis
    Torpidolar :
    Sivrihisar.
    Sultanhisar.
    Dıraç.
    Musul.
    Akhisar.
    Yunus.
    Gümrüklerin teftişi için tesis edilecek olan idare umur-i
    memuresinin hüsn-i suretle cereyanı için tezyidini zarurî gör
    düğü halde daha mühim bir kuvvet istihsali hususunda 178 inci
    maddede işaret edildiği veçhile düvel-i selâse-i müttefikaya mü
    racaat hakkını haiz olacaktır.
    Ganbotlar 77 milimetre çapından dûn iki top ile iki mitral-
    yözden ibaret hafif teslihata malik olabilirler. Torpidolar(yahut
    devriye sefaini) 77 milimetre çapından dûn yalnız bir toptan
    ibaret hafif teslihatı havi olabilirler. Bu gemilerde bulunan bil
    cümle torpiller ile torpil kovanları kaldırılacaklardır.
    Madde 182 — Hükûmet-i Osmaniye için 181 inci maddede
    zikredilen sefainin yerine ikame edilecek olanlardan maada diğer
    safain-i harbiye inşa yahut iştirası memnudur
    Torpitoların yerine devriye sefaini ikame olunacaktır.
    Bu sefainin yerine tahsis edilecek olan gemiler :
    600 tonluk gambot;
    100 tonluk devriye sefaini.
    Yalnız bir sefinenin ziyaı müstesna olmak üzere gambot
    ve torpidoların denize tenzilleri tarihinden itibaren ancak yirmi
    senenin hitamında yerine diğeri konabilecektir.
    Madde 183 — Âtide zikir ve tadat olunan Osmanlı nakliye
    sefain-i müsellahası ve filo sefain-i muavinesi silâhlarından tec
    rit olunarak sefain-i ticariyeden ve ad itibar olunacaktır :
    Reşit paşa (eski Por Antonyo);
    Tirimüjgân (eski Penbroke Kasl);
    Giresun (eski Varvik Kasl);
    Millet (eski Si Gal);
    Akdeniz;
    60, 61, 63 ve 70 numaralı yük vapurları (Ferry-boats du
    Bosphore)
    Madde 184 — Umur-i ticariye için inşası itmam edilecek
    olan sath-ı bahir sefaini müstesna olmak üzere Türkiye’de elyevm
    inşa edilmekte bulunan kâffe-i sefaini harbiye ve minelcümle
    tahtelbahirler tahrip edileceklerdir.
    Gemilerin tahrip ameliyatı işbu muahedenin mevki-i meri
    yete vaz’ı tarihinden itibaren iptidar edecektir.
    Madde 185 — Tahtelbahir veya sath-ı bahir sefainin ve diğer
    bilumum sefain-i harbiyenin tahribinden zuhur edecek bilcümle
    eşya, makina ve malzeme ancak büsbütün sınaî ve ticarî işlerde
    istimal edilecektir. Bunlar ne furuht ve ne de ecnebiye terk
    edilemeyeceklerdir.
    Madde 186 — Ticarette kullanılmak için bile olsa Türkiye’
    de tahtelbahir inşa veya iştirası memnudur.
    Madde 187 — 181 inci maddede tâdil edilen sefain-i bah-
    riye-i Osmaniye 201 inci maddeye nazaran beynelmilel bahriye
    kontrol komisyonu tarafından tayin edilen miktardan maada
    ne kendi dahillerinde ne de ihtiyat olarak esliha ve malzeme-i
    harbiyeyi havi olamayacaktır.
    Balâdaki makadirin tayinini takip eden ay zarfında 30 teş
    rinievvel 1918 tarihli mütarekenin tarih-i imzasında Türkiye’ye
    ait bulunmuş olan bilcümle esliha, cephane ve eşya-yı harbiye-i
    bahriye, torpil ve mayınlar da dahil olduğu halde düvel-i muaz-
    zama-i müttefikaya tamamile teslim edilmiş olacaktır.
    Balâda bahsolunan eşyanın memalik-i Osmaniye dahilinde
    imali ve memalik-i Osmaniyeden ihracı men edilecektir. Diğer
    bütün mevad-di müdahhare, mevcut esliha-i ihtiyatiye veyahut
    her malzeme-i harbiye, bahriye memnudur.
    Madde 188 — Bahriye beynelmilel kontrol komisyonu 189
    uncu madde ahkâmına tevfikan Osmanlı bahriyesine kabul edile
    cek rütbei muhtelifeden zabitan ve efrat adedini ve teşkilâtını
    tesbit edecektir.
    Bu hey’et 181 inci madde mucibince Türkiye’ye bırakılacak
    sefainin teçhizine mahsus hey’etle, hidemat-i saydiye ve inzi
    batiye hey’eti, tarassudat-ı havaiye postaları hey’etini ihtiva
    edecektir.
    Bu adedin tesbitini takip edecek olan iki ay zarfında eski
    Osmanlı bahriye-i harbiyesine mensup olan eşhas ile balâda
    bahsedilen adetten fazla kalacak olanlar ve diğer bütün eşhas
    terhis edilecektir.
    Yukarıda zikrolunan eşhas ve hey’etten maada umur-ı bahri
    ye için Türkiye’de hiç. bir teşkilât-ı bahriye veya askeriye veya
    bir ihtiyat kuvveti teşkil edilemeyecektir.
    Madde 189 — Osmanlı bahriye mensubini, hizmet-i bahriyede
    zabitan için bilâfasıla 25, gedikli er ile efrat için kezalik bilâfasıla
    12 sene imtidat etmek şartile ve gönüllü suretile tedarik edilecek
    tir.
    Müddet-i muayyenenin hitamından evvel herhangi sebepten
    dolayı terk-i hizmet edecek eşhasın yerine kaim olacak olan mik-
    tar-ı senevi, Bahriye Beynelmilel Kontrol Komisyonu tarafından
    tayin edilmiş olan eşhas miktar-ı umumisinin yüzde beşini teca
    vüz edemeyecektir.
    Eski Osmanlı bahriye-i harbiyesinden terhis edilen efrat
    berrî ve bahrî hiç bir gûna talim ve terbiye görmeyecektir.
    Eski Osmanlı bahriye-i harbiyesine mensup olup terhis edil
    meyecek olan zabitan, esbab-ı harbiyeden dolayı daha evvel ay
    rılmağa mecbur olmadıkları takdirde kırk beş yaşına kadar
    hizmet etmeği tahhaüt eyleceklerdir.
    Ticaret-i bahriyede müstahdem zabitan ve efrat hiç bir gûna
    talim-i askerî görmeyeceklerdir.
    Madde 190 — 178 inci maddede beyan olunan mmtakada
    telsiz telgraf merkezleri işbu muahedenin meriyete duhulü ta
    rihinde düvel-i müttefika-i muazzamaya teslim edileceklerdir.
    Hükûmet-i Osmaniye ve Yunanistan mezkûr mıntakada hiç
    bir telsiz telgraf merkezi tesis edemeyeceklerdir.
    Üçüncü Kısım
    Berrî ve bahrî sefain-i havaiyeye müteallik mevad
    Madde 191 — Türkiye kuvay-i askeriyesinde berrî ve bahrî
    hiç bir tayaran âleti bulunmayacak ve hiç bir kabil-i sevk balon
    muhafaza edilmeyecektir.
    Madde 192 — Muahede-i haziranın mevki-i meriyete vaz’
    mdan itibaren iki ay zarfında elyevm Türkiye berrî ve bahrî
    ordularında bulunan bilumum tayyareciler terhis edileceklerdir.
    Madde 193 — Türkiye memalikinin kuvay-ı müttefikadan
    tamamen tahliyesine değin müttefikin tayyareleri bütün Türkiye
    arazisi üzerinde serbestçe tayaran ve mürur etmek ve yere inmek
    te serbest olacaktır.
    Madde 194 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından-
    itibaren altı ay zarfında hangi cinsten olursa olsun bütün tayaran
    aletlerinin ve bunların aksamının, tayaran motorlarının ve bun
    lara ait parçaların Türkiye’de imali, ihracı ve ithali tamamen
    memnudur.
    Madde 195 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından
    itibaren bilumum berrî ve bahrî alât ve malzeme-i tayaran ma
    sarifi Türkiye tarafından tesviye edilmek üzere düvel-i müttefi-
    ka-i muazzamaya teslim edileceklerdir.
    Bu teslimat altı 1
    ay zarfında ikmal edilmiş olacak ve mahal-
    1-i teslimleri Müttefikin Havaî Kontrol Komisyonu tarafından
    taviıı olunacaktır.
    Düvel-i müttefika-i mezkûre hükümetleri bu malzemenin ne
    olacağını bilâhara kararlaştıracaklardır.
    tşbu malzeme bilhassa umur-i harbiyede kullanılan yahut ev
    velce kullanılmış olan bilumum mevaddı ihtiva edecek ve ezcümle:
    ttmam edilmiş, imal edilmekte bulunmuş, tamir veya terkip
    halinde bulunan kara ve deniz tayyareleri tayarana salih olan,
    imal edilmekte veya tamir ve yahut terkip halinde bulunan kaa-
    bil-i sevk ve idare balonlar, müvellidülma imaline mahsus âlât;
    Kaabil-i sevk balonlar hangarları ve her nevi tayyarelerin
    depolan;
    Kaabil-i sevk balonlar, teslim edilecekleri müddete kadar
    Türkiye hesabına olarak müvellidülma ile şişirilmiş halde bulun-
    1
    Türkçe metinde üç ay yazılmıştır.
    F. 38
    durulacaktır, işbu balonların teslimine değin müvellidülma is
    tihsaline mahsus âlât ile balonların depoları düvel-i müşarüniley
    him emrine âmâde olarak Türkiye’de bırakılabilecektir;
    Tayyare motorları;
    Tayyare mahfazaları;
    Teslihat (top, mitralyöz, makinalı tüfek, bomba atan, tor
    pil atan nişan edevatı);
    Mühimmat (mermi, obüs, dolu gülle)
    Güverte edevatı;
    Tayaranda müstamel telsiz telgraf, fotoğraf, sinema edevatı;
    Yukarıda ki kategorilerden herbirine ait yedek parçalar 1
    Türkiye’de mevcut olan herhangi neviden olursa olsun ta
    yaran edevat ve teçhizatı malzeme-i harbiye ad ve itibar edilecek
    ve bu namla ihraç, iare, ferağ, istimal, tahrip edilemeyecektir.
    Yalnız 202 nci maddede mevzu-i bahis Tayyare Kontrol
    Komisyonu bunlar hakkında hükmünü verinceye kadar hareket
    ten sakıt bulundurulacaklardır.
    Bu komisyon bu hususta yegâne mercidir.
    Dördüncü Kısım
    Müttefikin kontrol ve tensikat komisyonları
    Madde 196 — işbu kısmın ahkâm-ı mahsusası müstesna
    olmak şartile muahede-i haziranın muhtevi bulunduğu askerî,
    bahrî, havaî mevad ve ahkâm başlıca düvel-i müttefika tarafın
    dan tayin olunan kontrol komisyonlarının nezareti tahtında
    Türkiye tarafından icra edilecek ve bu husustaki masarif Türkiye’
    ye ait olacaktır.
    Mevzu-i bahis komisyonlar askerî, bahrî, havaî mevad ve
    ahkâmın icrası hususunda başlıca düvel-i müttefikayı Türkiye
    nezdinde temsil edeceklerdir.
    Bu komisyonlar başlıca düvel-i müttefikanın ittihaza sa
    lâhiyettar oldukları veyahut ahkâm-ı mebhusenin icrasını temin
    için ittihazına lüzum görülebilecek olan kararları Türkiye me
    murinine tebliğ edeceklerdir.
    Madde 197 — Müttefikin kontrol ve teşkilât komisyonları
    merkezlerini istanbul’da tesis edebilecekler ve icap ettiği za-
    1
    Bu fıkra türkçe metinde yoktur.
    man Türkiye arazisinin herhangi bir noktasına gidebilmek yahut
    oraya tâli komisyonlar veya bir veyahut müteaddit aza izam et
    mek salâhiyetini hazi olacaklardır.
    Madde 198 — Hükûmet-i Osmaniye kontrol ve teşkilât
    komisyonlarının vazifelerinin ifası için lûzum gösterecekleri her
    türlü malûmatı ve dosyaları mezkûr komisyonlara vermeğe mec
    bur olacak ve ahkâm-ı askeriye ve bahriye ve havaiyenin tamamen
    icrası için bu komisyonların gerek memurin ve müstahdimin ve
    gerek malzeme misilli muhtaç olacakları her türlü vasaiti masa
    rifi kendisine ait olmak üzere ita edecektir.
    Hükûmet-i Osmaniye her komisyon nezdine, bu komisyonun
    Hükûmet-i Osmaniyeye ifa edeceği tebligatı ahz ve telekkiye
    memur olmak üzere bir mümessil tavin edecek ve bu mümessil
    talep edilen bilcümle malûmat veva vesaiki ita veya tedarik ey
    leyecektir.
    Madde 199 — Müttefikin kontrol komisyonlarının idare ve
    masarifatı ve vazifelerinin istilzam evlediği masarifat Türkiye
    tarafından tesviye olunacaktır.
    Madde 200 — Müttefikin askerî kontrol ve tensikat komis
    yonu berveçh-i âti vazaifle mükellef olacaktır :
    Bir taraftan kuva-yı Osmaniyenin müsaade edilen miktara
    tenziline ve birinci faslın altıncı babında bahs edilen esliha ve
    malzeme-i harbiyenin teslimine dair olan mevad ve ahkâm-ı as
    keriyenin icrasına ve mezkûr faslın yedinci ve sekizinci bapların
    da mevzu-i bahis mevaki-i müstahkemenin teslihattan tecridine
    ve diğer taraftan yeni Osmanlı ordusunun tensik ve kontrol edil
    mesine dikkat ve nezaret eyleyecektir.
    1- Bu komisyon müttefikin kontrol komisyonu sıfatiyle
    bilhassa berveçh-i âti vazaifin ifasile mükellef olacaktır :
    a- Gümrükçüler, mahalli, şehir ve kır memurin-i zabıtası,
    orman bekçileri ve buna müşabih memurinden Türkiyenin 170
    mcı madde mucibince muhafaza edeceği miktarların tesbiti;
    b- Hükûmet-i Osmaniye’den cephane ve mühimmat depo
    larının bulundukları mahaller ile istihkâmat; mevaki-i müstah
    keme, kıla’, esliha, fabrika, darıssınaaları cephane ve malzeme-i
    harbiye fabrikaları ve bunların imalâtı hakkuıda lüzumu olan
    malumatın istihsali;
    c- Cephane, esliha, malzeme-i harbiye, imalât-ı harbiyeye
    mahsus âlâtın teslimi, teslim ve tesellümün nerede vaki olacağı
    nın tayini ve bunların işbu muahedede musarrah olduğu veçhile
    istimal olunamayacak bir hale ifrağı veya tahvil-i eşkâli;
    2- Bu komisyon müttefikin askerî teşkilât komisyonu sı-
    fatile berveçh-i âti vazaifi haiz olacaktır :
    a – Hükûmet-i Osmaniye ile müştereken işbu kısmın 1
    ilâ 4 fasıllarının birinci babında mevzu-i bahis esasat dairesinde
    Osmanlı kuvve-i müsellahasının teşkili ve 156 nci maddede musar
    rah arazi mıntakaların tahdidi ve muhtelif arazi arasında jandar
    ma efradile takviye kıtaatının tevzii.
    b- 156 ve 157 nci maddelerde tasrih edildiği veçhile jandarma
    ve takviye kıtaatının suret-i istihdamı şeraitinin teftişi ve bâlâda
    mezkûr maddeler ahkâmına tevfikan tayin edilmiş olan kuvanın
    tevziine muvakkaten tadilat icrasına dair Hükûmet-i Osmaniye
    tarafından vuku’bulacak talepler üzerine mukarrerat ittihaz
    etmek.
    c- 159 uncu madde mucibince Hükûmet-i Osmaniye jandarma
    hidematına kabul edilecek müetlifin veya bitaraf zabitanın milliyet
    itibarile nisbetlerini tayin ve bunların madde-i mezkûre muci
    bince kendileri tarafından tasrih edilmiş olan muhtelif memuri
    yetlere suret-i iştiraklerini tesbit etmek.
    Madde 201 — Müttefikin bahrî kontrol komisyonu bilhassa
    inşaat destgâhlarını ziyaret, sefainin tahribini teftiş, eslihasının
    malzeme-i harbiye-i bahriyesini ve cephanesini tesellüm, tahrip
    ve hedim ameliyatına nezaret edecektir.
    Hükûmet-i Osmaniye mevad-dı bahriyenin infazını temine
    medar olacak bilcümle malûmat ve dosyaları müttefikin bahrî
    kontrol komisyonuna ihzara mecbur olacak hususile sefain-i
    harbiye plânlarını, eslihasının terkibatını, topların cinsini cepha
    ne, torpil, mevad-dı müştaile, telsiz telgraf cihazları ve hulâsat an
    bilumum malzeme-i harbiye-i bahriyeyi ve vesaik-i kanuniye,
    idariye ve nizamiyeyi komisyona verecektir.
    Madde 202 — Müttefikin havaî kontrol komisyonu, elyevm
    Hükûmet-i Osmaniyenin elinde bulunan malzeme-i havaiyeyi
    kayd ve tahrir etmek sefain-i havaiye detsgâhlarını teftiş etmek,
    balon, tayyare, motor, esliha fabrikaları, cephane, mevad-dı
    müştaile ve siefain-i havaiyede istmal olunabilecek bu kabil mevad-
    dı teftiş etmek bilcümle sefain-i havaiye limanlarını, hangarlarını,
    yere inme mahallerini ziyaret etmek ve Osmanlı arazisinde bu
    lunan malzeme-i havaiye park ve depolarının mevkiini ziyaret
    etmek icap ederse malzemenin nakil ve tesellümünü temin et
    mek vazaifini haziz olacaktır.
    Hükûmet-i Osmaniye müttefikin havaî komisyonuna mevad
    ve ahkâm-ı havaiyenin icrasını temine hadim addettiği malûmat
    ve vesaik-i kanuniye ve idariye ve saireyi ve hususile Türkiye’de
    havaî kuvvetlere mensup bilcümle eşhasın ve mevcut malzeme
    ile derdest-i imal olan ve sipariş edilmiş bulunan malzemenin mik
    tarını ve umur-ı havaiye için çalışan müessesat ve bunların mahal
    lenle hangarlar ve yere inme mahallerini mübeyyin bir cetvel
    verecektir.
    Madde 203 — Müttefikin askerî, bahrî ve havaî kontrol
    komisyonları 178 inci maddenin 1 ve 2 işaretli bentlerinde icrası
    mevzu-i bahis olan icraatın beraberce teftişini tem in etmek üzere
    bir takım mümessiller tayin edeceklerdir.
    Madde 204 — 89 uncu maddede beyan olunan arazinin va-
    ziyet-i siyasiyesi suret-i kat’iyede tanzim olununcaya kadar müt
    tefikin kontrol ve teşkilât komisyonlarının verecekleri kararlar
    bu komisyonlar tarafından ancak vaziyet-i mezkûrenin tanzi
    minden dolayı lüzum görecekleri tadilat nazar-ı itibare alınmak
    kayd-ı ihtirazisile ittihaz olunacaktır.
    Madde 205 — Havaî ve bahrî müttefikin kontrol komisyon
    larının memuriyetlerine 201 ve 202 nci maddelerin tamami-i
    icrasından sonra hatime verilecektir.
    200 üncü maddenin 1 numaralı fıkrasında musarrah kontrol
    vazaifini icraya memur müttefikin askerî komisyonunun kontrol
    kısmına dahi aynı suretle hitam verilecektir.
    Ancak mezkûr komisyonun yeni Osmanlı kuvve-i müsella-
    hasının teşkilâtına memur kısmı 200 üncü maddenin 2 nci fıkra
    sında târifatı veçhile işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ın
    dan itibaren beş sene müddetle devam edecektir.
    Başlıca düvel-i müttefika mezkûr komisyonun bu kısmının
    ilga veya temdidi hususunda ita-vı karar hakkını muhafaza eder
    ler.
    Beşinci Kısım
    Ahkâm-ı umumiye
    Madde 206 — 30 teşrinievvel 1918 tarihli mütarekenamenin
    ahkâm-ı âtiyesi yani 7, 10, 12, 13, 24 üncü maddeleri işbu muahede
    ahkâmına mugayir olmadıkça mer’ı kalacaktır.
    Madde 207 — Türkiye işbu muahedenin mevki-i meriyete
    vazından itibaren hiç bir ecnebi memlekete askerî, bahrî ve havaî
    hiç bir heyet izam etmemeği ve böyle bir heyetin azimetine mü
    saade eylememeği taahhüt eyler. Bundan maada bir devlet-i
    ecnebiyenin ordusunda, donanmasında veya kuva-yı havaiye-
    sinde hizmet veya tezyid-i malûmat için ana intisab etmek veyahut
    suret-i umumiyede bir memleket-i ecnebi; ede askerî, bahrî veya
    havaî kuvvetlerin talim ve terbiyesine muavenet etmek üzere
    Osmanlı tebaasının memleketini terk etmesini men için tedabir-i
    münasibe ittihazını taahhüt eyler.
    Düvel-i müttefika bu muahedenin mevkii mer’iyete vaz’ı
    tarihinden itibaren kendi ordularına, donanmalarına, kuvay-ı
    havaiyelerine hiç bir Osmanlı tebaası ithal etmemeği, terbiye-i
    askeriyesini tezyid için Osmanlı tebaasını kabul etmemeği yahut
    alelumum Osmanlı tab’asından birini askerî, bahrî veya havaî
    muallim, sıfatile istihdam etmemeği taahhüt ederler.
    Maahaza bu tedbir Fransa hükümetinden fransız kavanin
    ve nizamatına tevfikan lejyon etranjer (ecnebi alayı) yazmak
    hakkını nez edemez.
    ALTINCI BÂB
    Üsera-yı harbiye ve mezarlıklar
    Birinci Kısım
    Üsera-yı harbiye
    Madde 208 — Henüz memleketlerine gönderilmemiş olan
    Osmanlı üsera-yı harbiyesi ile mevkuf tutulmuş olan Osmanlı
    sivillerin, bu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren,
    mümkün mertebe süratle memleketlerine iadelerine devam olu
    nacaktır.
    Madde 209 — Üsera-yı harbiye ile mevkuf sivillerin teslim
    edilmelerini müteakip memurin-i Osmaniye marifetile bunlar
    derakap memleketlerine izam olunacaklardır.
    Bu üseradan harpten evvelki itilâf kuvvetleri tarafından
    işgal edilmiş arazide kâin olanlar aynı veçhile memleketlerine
    gönderileceklerdir. Fakat bu izam keyfiyeti itilâf işgal ordusu
    memurininin muvafakatile ve onların teftişleri altında vukubu-
    lacaktır.
    Madde 210 — 30 teşrinievvel 1918 tarihinden itibaren
    üseranın bilcümle masarif-i iadesi Hükûmet-i Osmaniye tarafın
    dan tesviye olunacaktır.
    Madde 211 — Üsera ve sivillerden zabt ve rabt hususuna
    muhalif harekette bulunup da duçar-ı mücazat olmuş bulunan
    lar bu cezayı ikmal etmiş veya etmemiş bulunsunlar bu cihetler
    nazar-ı itibare alınmaksızın memleketlerine iade edileceklerdir.
    Bu hüküm üsera-yı harbiye ve sivillerden 15 haziran 1
    1920
    tarihinden sonra irtikâp eyledikleri efalden dolayı tecziye edil
    miş olanlar hakkında tatbik olunmayacaktır. Bilumum üsera-yı
    harbiye ve sivil mevkuf in tarih-i iadelerine kadar alelhusus say
    ve zabt ve rabt nokta-i nazarından meriyülicra bulunan kava-
    nine tabi bulunacaklardır.
    Madde 212 — Bir takım üsera-yı harbiye ve sivillerden
    zabt ve rabta muhalif efal ve harekâttan başka bir takım ceraim
    için müstahik-i veya mahkûm-i mücazat olanlar mevkuf kala
    bileceklerdir 2
    .
    Madde 213 — Hükûmet-i Osmaniye memleketlerine iade
    olunan bilâtefrik bilcümle eşhası kendi arazisine kabul eylemeği
    taahhüt eyler.
    Üsera-yı harbiye veya Osmanlı tebaasından memleketlerine
    avdet etmek arzusunda bulunmayanlar iadeden hariç bırakı
    labileceklerdir. Fakat itilaf hükümetleri bunları iade yahut bi
    taraf bir memlekete sevk veyahut kendi memleketlerinde ikamet
    etmek için bunlara müsaade eylemek hakkını muhafaza ederler.
    Hükûmet-i Osmaniye bu eşhasa veya ailelerine karşı hiç bir
    istisnaî muamele yapmamağı, ve bu sebepten dolayı bunlar hak
    kında herhangi s uretle olursa olsun bir tazyik ve eza ve cefa yap
    mamağı taahhüt eder.
    Madde 214 — Düvel-i müetlife kendi ellerinde bulunan üse
    ra ve tebaa-i Osmaniyenin vatanlarına iadelerini, Hükûmet-i Os-
    1
    Türkçe metinde “1 kânunusâni” yazılıdır.
    2
    Türkçe metinde “kalacaklardır” yazılıdır.
    maniye tarafından Memalik-i Osmaniye’de kendi arzuları hilâ
    fında olarak mevkuf tutulan bilcümle kendi esir veya tebaalarının,
    Hükûmet-i Osmaniye’ce derhal serbest bırakılmalarına talik et
    mek hakkını muhafaza ederler.
    Madde 215 — Hükûmet-i Osmaniye husasat-ı âtiyeyi taah
    hüt eder :
    1- Gaiplerin ve kendi arzularile Osmanlı toprağında kalmak
    isteyen düvel-i mütelife tebaasının taharrisi ve tahkik-i hüviyet
    lerine memur olacak mütelifin komisyonlarına her teshilâtı irae,
    ve icap eden vasait-i nakliyeyi tedarik ve ita eylemeği, ordugâh
    ta hapishanelere, hastanelere ve sair tekmil mevakie girmelerini
    ve bunları tenvir edecek ve icra-yı taharriyat eylemelerine medar
    olacak resmî ve gayr-ı resmî bilcümle vesaiki kendilerine ita et
    meği kabul ve taahhüt eder.
    2- Düvel-i müttefika tebaasından birinin mevcudiyetini
    ketm eden ve vâkıf olduktan sonra bunu ihbar hususunda tec-
    viz-i kusur eden memurin ve efrad-ı Osmaniye haklarında tayin-i
    mücazat hususunu taahhüt eder.
    3- İşbu muahedenamenin mücazata müteallik yedinci kıs
    mında musarrah mücazatı istilzam eden ve esna-yı harpte Türk-
    •ler tarafından müttefikin üsera-yı harbiye ve tebaasına karşı
    irtikâp olunan ef’al ve harekât-ı cinaiyenin tebeyyününü teshil
    eylemeği taahhüt eder.
    Madde 216 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika te-
    baasile zabitan ve asakir-i berriye ve bahriyesine ait olup memu
    rin-i Osmaniye’ taraflarından tevkif edilmiş olan kâffe-i eşya,
    teçhizat, esliha, para, tahvilat, vesaik ve her nevi eşya-yı zati-
    yeyi bu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ı tarihinden iti
    baren bilâifate-i vakit iade etmeği taahhüt eder.
    Madde 127 — Düvel-i âkide-i âliye kendi memleketlerinde
    bulunan üseray-ı harbiyenin iaşesine sarf edilmiş olan mebaliğin
    mütekabileten tediyesinden sarf-ı nazar ettiklerini beyan ederler.
    İkinci Kısım
    Metfenler
    Madde 218 — Hükûmet-i Osmaniye bu muahede ile muayyen
    hududu dahilinde vaki arazisinin İngiltere, Fransa, İtalya hü-
    kametlerinin asakir-i berriye ve bahriyelerinden meydan-ı harp
    ta vefat edenler ve ceriha, hastalık, kaza gibi esbaptan dolayı
    terk-i hayat eyleyenlerin mezarlarının bulunduğu aksamı ile bu
    askerlere mahsus kabristanlar inşası için muktazi arazinin ve bu
    kabristanlar ile âbidelere giden yolların hak-kı temellükü tamamen
    düvel-i müşarünileyhime terk edecektir.
    Yunan hükümeti dahi taht-ı hâkimiyetine mevzu Boğaz
    larla adalar mıntakası hakkında aynı taahhüdü ifa eylemeği
    taahhüt eyler.
    Madde 219 — ingiltere, Fransa ve italya hükümetleri 218
    inci madde mucibince hak-kı tasarrufu kendilerine ita olunan ara
    zinin bu muahedenin mevki-i meriyete vazından itibaren altı ay
    müddet zarfında kendilerine devir ve ferağ edilmesi lâzım geldi
    ğini hükûmet-i Osmaniye ile Yunan hükümetine bildireceklerdir.
    ingiltere, Fransa, italya hükümetlerinden her biri emvatın
    defnolunduğu veya defnolunabileceği menatıkı tetkike ve mü
    teaddit mezarlıklarla hin-i hacette inşa edilecek kabristanlar
    mahallerini teklife yegâne salâhiyettar olacak komistonu tayin
    etmek hakkını haiz olacaklardır.
    Hükûmet-i Osmaniye ile hükûmet-i Yunaniye bu komis
    yonlara birer aza tayin edebilecekler ve ifa-yı vazifelerini teshi-
    len bunlara her türlü muaveneti ibzal eyleyeceklerdir.
    Arazi-i mezkûrede ezcümle Gelibolu şibih ceziresi dahilinde va
    ki olup 3 numaralı haritada tayin ve irae olunan arazi dahi dahil
    dir. Bu arazinin hudutları fıkra-i sabıkada musarrah olduğu veç
    hile Hükûmet-i Yunaniye’ye bildirilecektir.
    Menfeattar hükümet mezarlık için tahsis edilen bu nevi ara
    ziyi herhangi bir maksat için istimal etmemeği ve ettirmemeği
    taahhüt eder.
    Arazi-i mezkûrenin sahili askerî, bahrî ve ticari bir maksad
    için istimal edilemeyecektir.
    Madde 220 — Hükûmet-i Osmaniye 219 uncu madde muci
    bince tayin edilen arazinin hak-kı tasarrufunun tamamen ve
    münhasıran ingiltere, Fransa ve italya hükümetlerine devir ve
    ferağına muktazi tedabir-i kanuniye ve idariye bu tayini takip
    edecek olan altı ay zarfında Osmanlı ve Yunan hükümetleri ta
    rafından ittihaz olunacaktır. Arazinin istimlâki icap ettiği takdir-
    de bu istimlâk muamelesi icab-ı hale göre kendi masraflarına
    olarak Osmanlı ve Yunan hükümetleri tarafından icra kılınacak
    tır.
    Madde 221 — 218 inci maddede musarrah arazi dahilinde
    kâin mezarlıklarla âbidelerin inşasını, muhafazasını, idaresini
    ve nezaretini münasip görecekleri herhangi bir komisyon veya
    heyete tevdi etmek ingiltere, Fransa ve italya hükümetlerine
    ait olacaktır.
    Bu komisyon veya heyet hükûmet-i Osmaniye ve Yunaniye
    taraflarından resmen tanınacak ve bu komisyonlar emvatı defne
    ve mezarlıkların bir noktada cemini, inşasını temin eylemek için
    lüzum görecekleri ecsadı nakle iptidar etmek hakkını haiz olacak
    lardır. Neferatın bakiye-i izamı herhangi bir bahane ile olursa-
    olsun alâkadar olan hükümete mensup veya heyetin müsaadesi
    olmaksızın defn edilmeyecektir.
    Madde 222 — Bu fasılda mevzu-i bahis olan arazi hükümet
    veya memurin-i Osmaniye veyahut icabına göre hükümet ve
    memurin-i Yunaniye taraflarından hiç bir resme veya vergiye
    tâbi tutulmayacaktır, ingiltere, Fransa, italya mümesilleri ile
    kabristanları ve âbidatı ziyaret etmek arzusunda bulunacak olan
    zevat her zaman bu araziye serbestçe dahil olacaklardır. Hükû
    met-i Osmaniye ve Yunaniye bu kabristana müntehi yolların
    muhafazası vazifesini daimî bir surette deruhde ederler. Hükû
    met-i Osmaniye ve Yunaniye arazinin irvası için bu kabristan
    ların idare ve muhafazasına tahsis edilen heyet-i müstahdiminin
    ihtiyacatına muktazi kâfi miktarda suyun tedariki zımnında in
    giltere, Fransa ve italya hükümetlerine bilcümle teshilat-ı lâ-
    zımeyi irae eylemeği taahhüt ederler.
    Madde 223 — Bu fasıl ahkâmı arazi-i metruke üzerinde
    Osmanlı ve Yunan hâkimiyetine icab-ı hale göre naktse iras et
    meyecektir. Hükûmet-i Osmaniye ve Yunaniye hükûmet-i mütte-
    fikaya ita olunan hakka tecavüz veya mezarlıklar ve abidelere
    hakaret eylemekle müttehem eşhasın temin-i tecziyesi için kâffe-i
    tedabir-i muktaziyeye tevessül etmeği taahhüt ederler.
    Madde 224 — Hükümet-i müttefika ile hükûmet-i Osmaniye
    bu faslın diğer ahkâmına halel gelmemek şartile Cemiyet-i Akvam
    Ahidnamesi mucibince kendilerine mandası verilen arazi de dahil
    olmak üzere kendi memleketlerinde metfun berrî ve bahrî asakir
    kabirlerine hürmet ve bu kabirleri muhafaza ettireceklerdir.
    Madde 225 — Hal-i esarette iken vefat etmiş olan muhtelif
    muhasım hükümet tebaasına mensup üsera-yı harbiye ile sivil
    üzeranın mezarlıkları 224 üncü maddede musarrah şeriat daire
    sinde münasip veçhile muhafaza edilecektir. Vefat edenler hak
    larında tayin-i hüviyetlerine hadim malûmatı havi mükemmel
    bir liste ve hüviyetleri tayin edilmeksizin defn olunan eşhasın
    miktarı ve kabirlerinin mevkii ve haklarında malûmat itasını
    mütekabilen taahhüt ederler 1
    .
    Bir taraftan düvel-i müttefika ve diğer taraftan hükûmet-i
    Osmaniye :
    Evvelâ — Hüviyetlerine muktazi bilcümle malûmat-ı müfide
    it asile beraber vefat edenlerin mükemmel defterini :
    Saniyen — Hüviyetleri tahakkuk edilmeksizin defn edilmiş
    olan bilcümle emvat kabirlerinin miktarile emvatın bulunduk
    ları mahaller hakkında bilcümle tarifat itası;
    YEDİNCİ BÂB
    Mücazat
    Madde 226 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikanın
    kavanin ve adat-ı harbiyeye mugayir ef’al ve harekâtı irtikâp
    etmekle müttehem eşhası mahakim-i askeriyelerinde muhakeme
    etmek hususundaki serbesti-i hareketlerini tasdik eyler. Kanun
    ların gösterdiği cezalar suçlu oldukları tanınan şahıslara tatbik
    edilecektir 2
    . işbu madde ahkâmı mahakim-i Osmaniye’de veya
    müttefikin mahakiminde derdest-i icra bulunan bilcümle muha-
    kemat veya takibata dahi teşmil edilecektir.
    Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikaya veyahut bun
    lardan talep vukubulacak olan devlete kavanin ve adât-ı harbi
    yeye mugayir bir fiil ve hareket ika etmiş olmakla müttehem bil
    cümle eşhas isimlerinin veya hükümet tarafından haiz oldukları
    rütbe, memuriyet veya hizmetlerinin tasrihile beraber teslim ede
    cektir.
    Madde 227 — Düvel-i müttefikadan birinin tebaası aleyhine
    ika olunacak ef’al ve harekât faillerinin muhakemesi bu devletin
    mahakim-i askeriyesinde rüyet olunacaktır.
    1
    Bu son cümle fransızca metinde yoktur.
    2
    Bu cümle türkçe metinde yoktur, fransızca metinden alınmıştır.
    Düvel-i müttefikadan bir çoğunun tebaası aleyhine ika olunan
    efal ve harekât faillerinin muhakemesi alâkadar devletlerin
    mahakim-i askeriyelerine mensup azadan müteşekkil mahakim-i
    askeriyede rüyet edilecektir.
    Herhalde müttehem, vekilini bizzat tayin evlemek hakkını
    haiz olacaktır.
    Madde 228 — Hükûmet-i Osmaniye isnat olunan ef’al-i cür-
    miyenin tamamile anlaşılması mütteheminin zahire ihracı ve mesu
    liyetlerin alavechissıhha tebyini için iraesini muktazi göreceği
    herhangi nevi bilcümle vesaik ve malûmatı tedarik ve ita ey
    lemeği taahhüt eder.
    Madde 229 — 226 ve 228 inci maddeler ahkâmı kavanin
    ve adât-ı harbiyeye mugayir ef’al ve harekâtı irtikâp etmiş olma-
    ğla müttehem bulunan ve sabık Osmanlı imparatorluğuna ait
    olup kendilerine terk edilmiş veya terk edilecek olan hükümet
    lerin arazisinde veya mezkûr hükümetlerin elinde bulunan eşhas
    hakkında da tatbik edilecektir.
    Bu eşhas hükûmat-ı mezkûreden birinin tabiyetini iktisap
    eylemiş ise bu hükümet alâkadar hükümetin talebi üzerine ve
    anınla müttefikan veya bilcümle hükûmat-ı müttefikanın taleb-i
    müştereki üzerine eşhas-ı mezkûrenin takip ve tecziyesini temine
    muktazi tedabir-i lâzimeyi ittihaz etmeği taahhüt eyler.
    Madde 230 — Hükûmet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihin
    de arazi-i Osmaniyeden bulunan herhangi bir arazide hal-i harp
    esnasında ika edilen kıtallerden mes’ul olmak üzere düvel-i müt-
    tefikaca talep olunacak eşhası düvel-i mezkûreye teslim eylemeği
    taahhüt eder.
    Düvel-i müettefika bu suretle müttehem eşhası muhakeme
    edeeck olan mahkemeyi tayin etmek hakkını muhafaza ederler,
    ve hükûmet-i Osmaniye de işbu mahkemeyi tanımağı taahhüt
    eder.
    Cemiyet-i Akvam tarafından mezkûr kıtaller faillerini muha
    keme etmek üzere vakt-i münasipte salâhiyettar bir mahkeme
    teşkil olunduğu takdirde düvel-i müttefika bu müttehemleri mez
    kûr mahkemeye havale etmek hakkını muhafaza ve hükûmet-i
    Osmaniye de işbu mahkemeyi tanımağı taahhüt eder.
    228 inci madde ahkâmı işbu maddede musarrah ahvale kaabil-i
    tatbiktir.
    SEKİZİNCİ BÂB
    Mevad-dı maliye
    Madde 231 — Hükûmet-i Osmaniye Almanya ve Avusturya-
    nın düvel-i müttefikaya karşı açmış oldukları harb-i mütecaviza-
    neye iştirak etmekle düvel-i müşarünileyhime tamamen tazmini
    iktiza edecek her nevi zararlar iras etmiş ve fedakârlıklar ihti
    yar ettirmiş olduğunu tasdik eyler.
    Diğer taraftan düvel-i müttefika hükûmet-i Osmaniyenin
    menabi ve servetinin bu tazminatın tamamen ifasına gayr-i kâfi
    olduğunu tasdik ederler.
    Bu şeraite binaen ve işbu muahedename neticesi olarak yeni
    den bir takım arazisnin inkısama uğraması hasebile Türkiye’ye
    sabık Osmanlı tmperatorluğu varidatından ancak bir kısmı bı
    rakılmış olacağına nazaran düvel-i müttefika yalnız işbu muahe
    denin bu kısmı ile dokuzuncu (mevad-dı iktisadiye) kısmının ih
    tiva ettiği mevad ve ahkâm mahfuz kalmak şartile hükûmet-i
    Osmaniyeye karşı tazminata müteallik bütün müddeiyattan sar-fı
    nazar etmişlerdir.
    Düvel-i müttefika Türkiye’ve bazı mertebe ifa-yı muavenet
    arzusunda bulundukları cihetle bilhassa alâkadar bulunan düvel-i
    müttefikadan yani Fransa, Britanya İmparatorluğu ve İtalya
    devletlerinden her birinin vekillerinden ve istişarî reyi haiz bir
    Osmanlı komiserinden mürekkep bir maliye komisyonunun ih
    dası hususunda hükûmet-i Osmaniye ile peyda-yı itilâf ederler.
    İşbu komisyonun salâhiyet ve vazaifi (attributions) âtideki mad
    delerde irae edilmiştir.
    Madde 232 — Maliye komisyonu Hükûmet-i Osmaniyenin
    menabi-i servetini muhafaza ve tezyit için en münasip göreceği
    her türlü tedabiri ittihaz edecektir.
    Maliye nazırı tarafından her sene Osmanlı Parlementosuna
    takdim edilecek bütçe evvel beevvel maliye komisyonuna arz ve
    parlementoya işbu komisyon tarafından tasvip edilen şekilde
    takdim edilecektir. Parlemento tarafından yapılan tadilat maliye
    komisyonunun tasvibine iktiran etmedikçe icra edilmeyecektir.
    Maliye komisyonu Türkiye’nin bütçelerile kavanin ve niza-
    mat-ı maliyesinin tatbik ve icrasına nezaret edecektir. Bu neza
    ret doğrudan doğruya maliye komisyonunun taht-ı emrinde bu-
    lunacak ve azası ancak bu komisyonun tasvibile tayin edilecek
    olan Osmanlı heyet-i teftişiyesi vasatatile icra olunacaktır.
    Hükûmet-i Osmaniye bu müfettişlere ifa-yı vazife edebilme
    leri için muktazi her türlü teshilâtın iraesini ve hükümetin hide
    mat-ı maliyesine iktidar ve ehliyetleri kâfi olmayan memurin
    hakkında maliye komisyonunca telkin olunacak tedabirin itti
    hazını taahhüt eyler.
    Madde 233 •— Bundan maada maliye komisyonu Düyun-i
    Umumiye Meclisi ve Bank-ı Osmanî ile bilittifak Türkiyede te-
    davül-i nukut hususunu tanzim etmek ve muvafık ve muhik
    görülecek her nevi vasait ile bunu islâh eylemekle mükellef ola
    caktır.
    Madde 234 •— Hükûmet-i Osmaniye maliye komisyonunun
    inziman-ı muvaffakati olmadıkça dahilî veya haricî hiç bir istik
    raz akdetmemeği taahhüt eyler.
    Madde 235 — Hükûmet-i Osmaniye esna-yı harpte ve işbu
    muahedenamenin mevki-i tatbike vaz’ına kadar memurin-i
    Osmaniyenin herhangi bir icraat veya ihmâl ve tekâsülü yüzün
    den 236 nci maddede musarrah düvel-i müttefika sivil tebaasının
    şahıslarile emvallerince duçar oldukları bilcümle zarar ve ziyan
    ları işbu muahedename ahkâmına tevfikan nakten tazmin etmeği
    taahhüt eyler.
    Hükûmet-i Osmaniye, Avrupa ve Tuna komisyonuna karşı,
    bu komisyonun harp esnasında duçar olduğu zararlardan dolayı
    maliye komisyonunca tayin olunacak iadat, tamirat ve tazmi
    natı ifaya mecbur tutulacaktır.
    Madde 236 — Türkiyenin Osmanlı düyun-i umumiye hiz
    metinin ifasına teminat olarak tahsis veya tevdi edilmiş olan vari
    dat müstesna olmak üzere (bir numaralı merbuta müracaat)
    bütün menabi-i serveti maliye komisyonunun emrine vaz oluna
    cak ve komisyon da bu menabi-i serveti ihtiyaca göre berveçh-i
    âti surette istimal edecektir :
    1- Birinci derecede maliye komisyonunun maaşat ve ma.sa-
    rif-i cariyesi ile işbu muahedenamenin mevki-i icraya vaz’ını
    mütakip Osmanlı kalan arazide kalacak olan müttefikin kuva-yı
    işgaliyesinin alelade masarifi tediye olunduktan sonra Osmanlı
    kalan arazide 30 teşrini evvel 1918 taribindenberi müttefikin
    kuva-yı işgaliyesinin masarifi ve bu masarif-i işgaliyeyi ihtiyar
    etmiş olan devletten gayrı bir devlet lehine olarak Türkiye’den
    fek-ki irtibat etmiş olan arazideki müttefikin kuva-yı işgaliye
    sinin masarifi.
    İşbu masarifin miktarile bu masarifin tesviyesine muktazi
    tekasit-i seneviyenin miktarı maliye komisyonu tarafından ta
    yin edilecek ve bu komisyon takasit-i mezkûreyi işbu kısım
    mucibince’ Türkiye’yi kendisine tahmil edilecek olan düyun-i
    umumiye-i Osmaniyeye ait faizlerin tediyesine muktazi mebaliğin
    muhtemel olan herhangi bir noksanının ikmalini temine ikdar
    edebilecek surette tayin eyleyecektir.
    2- îkinci derecede Hükûmet-i Osmaniyenin 235 inci madde
    mucibince Türkiyenin vaziyet-i maliyesi ve idaresinin masaraif-i
    esasiyesini temin eylemek mecburiyeti nazar-ı dikkate alınmak
    şartiyle 9 uncu kısmın (mevad-dı iktisadiye) 317 ncı maddesinde
    tarif olunduğu veçhile 1 ağustos 1914 tarihinde kendi tebaalarile
    Osmanlı tabiiyetini haiz olmayanların esna-yı harpte memurin-i
    Osmaniyenin her türlü ihmal ve tekâsülî harekâtından dolayı
    gerek şahsan gerek maleıı duçar oldukları zarar ve ziyanlardan
    naşi düvel-i müttefikanın mütalebatı dolayısile tediyesine mecbur
    olacağı tazminat ve şahsî zararlara müteallik mütalebatın mik
    tarlarını maliye komisyonu tayin ve esbab-ı tediyesini ihzar eyle
    yecektir. Emval ve emlâke mütedair mütalebat 9 uncu kısmın
    (mevad-dı iktisadiye) 287 nci maddesi mucibince tetkik, tayin
    ve tesviye edilecektir. Maliye komisyonu salifüzzikir 287 nci
    madde mucibince düvel-i müttefika emrine muhavvel mebaliğin
    adem-i kifayeti halinde gerek şahsa gerek emvale ait mütalebatın
    tesviyesine tahsis olunacak taksit-i senevî ile bu taksit-i senevinin
    baliğ olduğu meblağı tayin eyleyecektir.
    Madde 237 — Hükûmet-i Osmaniye tarafından esna-yı
    harpte vukubulan taahhüdata (düyun-i dahiliye dahil olduğu
    halde) karşılık olarak Türkiye’nin varidatı üzerinde esna-yı harp
    te alınan merhunata müteallik muamele fesh edilmiştir.
    Madde 238 — Türkiye 28 haziran 1919 tarihinde Versay’-
    da Almanya ile akd edilen sulh muahedenamesinin 261 inci mad-
    desile Avusturya ve Bulgaristan ve Macaristan ile münakit sulh
    muahedenamelerinin mevad-dı mütekabilesi mucibince Almanya,
    Avusturya, Bulgaristan ve Macaristanvn Türkiyeye karşı olan
    bilumum matlubatının düvel-i müttefikaya devrini tasdik eyler,
    Düvel-i müttefika bu suretle kendilerine devr olunan matlubattan
    dolayı Türkiyeden bir gûna tediyat talebinde bulunmamağı
    kararlaştırmışlardır.
    Madde 239 — Maliye komisyonunun muvafakati olmaksı
    zın hükûmet-i Osmaniye tarafından gerek tebaa-i Osmaniyeye ve
    gerek eşhas-ı saireye yeniden hiç bir imtiyaz ita edilemeyecek
    tir.
    Madde 240 — Türkiye’den kendi menfeatlerine olarak bir
    arazi fek olunan hükümetler bu arazide kâin olup devlet-i Osmaniye
    veya hazine-i hassa namına mukayyet bulunan bilcümle emval
    ve emlake meccanen tasarruf eyleyeceklerdir.
    Madde 241 — Gerek 1913 senesi Balkan muharebatı netice
    sinde ve gerekse işbu muahedename ile menfeatlerine olarak
    Türkiye’den arazi fek olunan devletler 1 teşrinisani 1914de mevcut
    Osmanlı düyun-i umumiyesinin taahhüdat-ı seneviyesine iştirak
    edeceklerdir.
    Menfaatlerine olarak Türkiye’den arazi fek edilmiş veya edil
    mekte olan Balkan şibihceziresi devletleri ile Asya’da yeniden
    teşkil olunan devletler bâlâda zikir olunan taahhüdat-ı seneviye-
    den hisselerine isabet eden kısmın tediyesi için teminat-ı kâfiye
    ita edeceklerdir.
    Madde 242 — İşbu kısmın tatbikince Osmanlı düyun-i
    umumiyesi şimdiye kadar Muharrem Kararnamesi’ne tâbi olan
    düyun ile işbu fasla merbut 1 numaralı cetvelde muharrer istik-
    razatı muhtevi olmak üzere ad ve telâkki edilecektir.
    1 teşrinisani 1914 tarihinden mukaddem münakit istikraza-
    tın Türkiye ile Balkan hükûmatı ve Asya’da yeniden teşekkül
    eden devletler arasında Osmanlı düyununun taksiminde nazar-ı
    itibare alınacaktır. İşbu taksim suret-i âtiyede icra edilecektir :
    1- 17 teşrinievvel 1912 tarihinden mukaddemki (Balkan
    harbi) istikrazata ait tekasit-i seneviye Arnavutluk da dahil
    olduğu halde Türkiye ile Türkiye’den arazi almış olan veya almak
    ta bulunan Balkan devletleri arasında taksim olunacaktır.
    2- İşbu birinci taksitten sonra Türkiyeye kalup 17 teşrini
    evvel 1912 ve 1 teşrinisani 1914 tarihlerinde Türkiye tarafından
    münakit istikrazata ait tekasit-i seneviyeye ilâve olunan tekasit-i
    seneviye Türkiye ile işbu muahedename mucibince menfeatlerine
    olarak Türkiye’den arazi fek olunan hükümet arasında taksim
    olunacaktır.
    Madde 243 — Her hükümet tarafından tediye olunacak
    taksit-i senevi miktarını tayin için âtideki esas-ı umumiye isti-
    nad edilecektir :
    Hisse-i musibe miktarı düyunun tediyesine muktazi meba
    liğin yekûn-i umumisile olan nisbeti Türkiye’nin 1907 de muhdes
    gümrük rüsum-ı munzamasi hasılatı dahil olmak üzere 1909-1910
    1910-1911, 1911-1912 yani sene-i maliye-i selâse varidat-ı umumi-
    yesi had-di vasatisinin arazi-i müdevvere varidat-ı umumiyesi
    had-di vasatisi nisbetine müsavi olacaktır.
    Madde 244 — Maliye komisyonu, işbu muahedenin mevki-i
    tatbike vazını müteakip müddet-i kalile-i mümkine zarfında 243
    üncü maddede mevzu esas mucibince mezkûr maddede muayyen
    tekasit-i seneviye miktarını tayin edecek ve bu baptaki mukarre-
    ratını tarafin-i âkidin-i âliyeye tebliğ edecektir.
    Maliye komisyonu Bulgaristan ile münakit 27 teşrinisani
    1919 tarihli muahede-i sulhiyesinin 134 üncü maddesinde muay
    yen vazaifi ifa edecektir.
    Madde 245 — Salifüzzikir tarzda hesap olunan tekasit-i
    seneviye Türkiye’den arazi fekkini icap ettiren muahedename-
    lerin tarih-i tatbikinden bilitibar işbu muahedename ile fek olunan
    arazi için dahi 1 mart 1920 tarihinden itibaren tediye edilecektir.
    Takasit-i seneviye-i mezkûre “252” nci maddede gösterilen is-
    tisnaiyet hariç olmak üzere düyunun tasfiye-i katiyesine kadar
    devam edecektir. Maamafih tekasit-i seneviye miktarları dü
    yunu teşkil eden istikrazatın itfasile mütenasiben peyderpey te
    nakus edecektir.
    Madde 246 — Hükûmet-i Osmaniye Muharrem Kararnamesi
    ve ana lahik diğer kararnameler mucibince haiz olduğu kâffe-i
    hukuku Maliye Komisyonu’na devreyler.. Düyun-i Umumiye-i
    Osmaniye Meclisi İngiliz, Fransız, İtalyan murahhaslarile Bank-ı
    Osmanî mümessilinden mürekkep olarak kemafissabık ifa-yı
    vazife edecektir. Muharrem kafarnamesile tahsis oluna bilcümle
    varidat ile 1 teşrinisani 1914 tarihinden mukaddemki sair bilcümle
    ıstikrazat mukavelenameleri mucibince idaresi meclise mevdu
    sair bilumum varidatı tahsil ve idare eyleyecektir.
    Düvel-i müttefika Düyun-i Umumiye Meclis-i idaresine
    âtideki programın mehma-imkân temin-i icrası için Maliye Komis
    yonu tarafından tayin edilecek şerait dairesinde Osmanlı Maliye
    Nezaretine idareten ifa-yı muavenete mezuniyet ita eyler :
    Düyun-i Umumiye-i Osmaniye îdare-i hazırası tarafından
    bazı varidatın doğrudan doğruya cibayeti usulü maliye komisyonu
    tarafından tayin edilecek şerait dahilinde Osmanlı kalacak olan
    bilcümle vilâyetlere mümkün mertebe vasi surette teşmil ve tat
    bik edilecektir.
    Maliye Komisyonunun tasvibile her ne vakit bilvasıta vari
    dat ve tekâlif-i cedide ihdas olundukça mezkûr komisyon bu va
    ridat ve tekâlifin idaresini Osmanlı Hükümeti hesabına Düyun-i
    Umumiye Meclis-i idaresine tevdi imkânını tetkik edecektir.
    Gümrük idaresi, Maliye Komisyonu tarafından tayin ve azil
    ve idare-i mezkûreye karşı mesul olacak bir müdür-i umuminin
    taht-ı idaresine vaz olunacaktır.
    Gümrük rüsumu tarifesi ancak Maliye Komisyonunun mu-
    vafakatile tâdil olunabilecektir.
    Fransa, Büyük Britanya ve italya hükümetleri Düyun-i
    Umumiye Meclis-i idaresinin idamesi mi veyahut bunun yerine
    meclis-i idare-i hazıra vazaifinin hitamında Maliye Komisyonu
    nun ikamesi mi lâzım geldiği hakkında hâmillerin reyine badel-
    müracaa ekseriyet-i ârâ ile karar verecektir. Hükûmat-ı müşarüni-
    leyhimanın bu baptaki kararları bu müddetin hitamına muadil
    lâakal altı ay evvel ittihaz olunacaktır.
    Madde 247 — Komisyon mevcut mukavelename veya ka
    rarnameler mucibince elyevm tahvilat hamillerine tahsis edilen
    teminat yerine Türkiye’nin varidat-ı umumiyesi üzerine teminat-ı
    kâfiye veya rehin ikamesini bilâhare teklife mezundur. Hükû
    mat-ı müttefika Maliye Komisyonunun o zaman vukubulacak
    bilumum teklifatını tetkik eylemeği taahhüt eder.
    Madde 248 — Her nerede bulunursa bulunsun Düyun-i
    Umumiye-i Osmaniyeye ait bilumum emval-i menkule ve gayr-ı
    menkule tamamile bu müessesenin emrine müheyya bulunacak
    tır.
    Düyun-ı Umumiye Meclis-i idaresi emvalin nakde tahvilin
    den mütehassıl bilcümle hasılatını gerek düyun-i muvahhide ge-
    rekse şark demir yolları tahvilatının 1
    fevkalade amortismanın
    dan istimal etmek hakkını haiz olacaktır.
    Madde 249 — Hükûmet-i Osmaniye Trablus tazminatı ve
    ihtiyat akçesi üzerindeki hukukunu Maliye Komisyonuna devr
    etmeği taahüt eder.
    Madde 250 — Hükûmet-i Osmaniye kendisinde kalacak
    olan arazide- bu arazinin müttefikin kuvvetleri tarafından işgali
    müstesna olmak üzere- şimdiye kadar Düyun-i Umumiye hide-
    matına tahsis olunup tediyesi lâzım gelen ve henüz tediye edil
    memiş olan varidata muadil bir meblağı Düyun-i Umumiye İda
    resine tediye edecektir. Meblağı mezbur Türkiye’nin vaz’iyeti
    maliyesi müsait olduğu zaman Mali ve Komisvonunun reyine tah
    sis olunacaktır.
    Madde 251 — Düyun-i Umumiye Meclisi İdaresi işbu Mec
    lisin harp zamanında icra olunan bilumum muamelatını yeniden
    tetkik edecektir. Meclis-i İdare tarafından vukubulup Muharrem
    kararnamesi veyahut suver-i saire ile kablelharp tayin olunan
    salâhiyat ve taahhüdata tevafuk etmeyen bilcümle sarfiyat bunun
    tediyesi Maliye Komisyonunuııca mümkün olduğuna hükmolun-
    duğu vakit Hükûmet-i Osmanive tarafında Meclis-i İdareye tes
    viye kılınacaktır. Meclis-i İdare esna-yı harpte ittihaz edilen
    tedabiri yeniden tetkik etmek ve Düyun-i Umumiye Meclisinin
    salâhiyetine münafi addedeceği bilcümle taahhüdatı iptal eylemek
    hakkını haiz olacakır.
    Madde 252 — İşbu muahedename ahkâmınca Düyun-i
    Umumiye-i Osmaniyeye tediyesi muktazi mebaliğten uhdelerine
    bir hisse-i seneviye tahmil olunan herbiri Düyun-i Umumiye Mec
    lis-i İdaresini altı ay evvel haberdar etmek şartile mezkûr taksit-i
    seneviye ve alâkadar devlet ile Düyun-ı Umumiye Meclis-i
    İdaresi arasında takarrür edecek faiz miktarı üzerinden sermayeye
    tahvil etmek suretile hasıl olacak meblağı tediye ederek taahhü-
    datından kurtulabilecektir. Düyun-i Umumiye Meclis-i İdaresi
    işbu istirdad-ı taahhüdü (Rachat) talep etmek hakkını haiz olmıya-
    caktır.
    1
    Fransızca metinde soit de la Dette unifiee, soit des lots turcs “
    yazdıdır.
    Madde 253 — Almanya ile olan sulh muahedenamesinin
    “259” uncu maddesinin “1, 2, 4, 7” nci fıkraları ve Avusturya ile
    olan sulh muahedenamesinin “210” uncu maddesinin birinci fık
    rası mucibince Almanya ve Avusturya tarafından devri iktiza
    eden “altın” mebaliğ maliye komisyonunun emrine vaz olunacak
    tır.
    Madde 254 — Almanya ila olan sulh muahedenamesinin
    “259” uncu maddesnin üçüncü fıkrası mucibince Almanya ta
    rafından verilecek mebaliğ derhal Düyun-i Umumiye Meclis-i
    İdaresinin emrine vaz olunacaktır.
    Madde 255 — Hükûmet-i Osmaniye ole Umur-i Sıhhiye-i
    Osmaniye İdaresi ve sabık Meclis-i Âli-i Sıhhiye’ye ait nııkııt ile
    Meclis-i Âli-i Sıhhînin Hükûmet-i Osmaniyeye karşı olan müddea-
    sı ve Karadeniz ve Boğaziçi tahlisiye vapurları idaresine ait nukut
    hakkında düvel-i müttefika tarafından ve indelicap düvel-i saire
    ile müttefikan ittihaz olunacak mukarreratı kabul etmeği taahhüt
    eyler.
    Düvel-i müttefika bu hususta kendilerini temsil etmek salâ
    hiyetini Maliye Komisyonuna ita ederler.
    Madde 256 — Harpten sonra Almanya’dan Türkiye’ye ih
    raç olunacak emtianın tediyesine Hükûmet-i Osmaniye tarafın
    dan muayyen bir kambiyo fiatile mevki-i tedavüle ihraç edilen
    evrak-ı naktiyenin kabul edilmesine dair olarak Almanya hükü
    meti tarafından esna-yı harpte vukubulmuş olan taahhütten
    Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika ile bilittifak Almanya
    hükümetini tebriye eder.
    Madde 257—İşbu kısım mucibince düvel-i müttefikanın Hükû
    met-i Osmaniye’ye karşı olan metalibi tatmin ve harpten evvel
    ki Düyun-i Umumiye-i Osmaniye tasfiye edilir edilmez Maliye
    Komisyonunun vazaifi hitam bulmuş olacaktır. O takdirde Hü
    kûmet-i Osmaniye, Cemiyet-i Akvam azasından bulunan devlet
    lerin Hükûmet-i Osmaniyeye yeniden Türkiye’nin menfaatine
    olarak idareten ifa-yı muavenet etmeleri lâzım gelip gelmeyece
    ğini ve lâzım geldiği takdirde işbu muavenet ve muzaheretin
    iktisap edebileceği şekli Cemiyet-i Akvam Meclisi ile birlikte tet
    kik edecektir.
    Madde 258 —
    1- Türkiye evvelâ gayr-ı safi 1600 ton ve daha fazla hacm-ı
    istiabisinde olup düvel-i müttefika hükümetlerine teslim edilecek
    olan bilumum buharlı Osmanlı sefainini ve saniyen 1 Ağustos
    1914 tarihinden sonra Osmanlı sancağı altına nakledilmiş olup
    Almanya ile münakit sulh muahedenamesinin 233 üçüncü madde
    si mucibince Tamirat Komisyonuna teslim edilecek olan bilcümle
    Alman sefainini sevir ve sefere salih bir halde olarak düvel-i
    müttefika hükümetlerinin irae edeceği herhangi limanlarında
    teslim edecektir.
    2- Birinci fıkrada musarrah sefain şunlardır 1
    :
    a) Harp esnasında bitaraf bir sancağa nakil keyfiyeti düvel-i
    müttefika nazarında hükümsüz olmağla 29 teşrinievvel 1914 ta
    rihinde Osmanlı sancağını hâmil bulunmuş olan veya halen Osman
    lı sancağını hâmil bulunan bilumum sefain-i ticariye;
    b)- Tebaa-i Osmaniyeden bir şahıs veya bir şirkete ait. veyahut
    tebaa-i osmaniyenin taht-ı idare ve murakabesinde bulunup
    düvel-i müttefikadan gayri bir memlekete mensup bir şirkete
    ait bilumum sefain;
    3- Hükûmet-i Osmaniye her ne nevi ve mahiyette olursa
    olsun kâffe-i imtiyazat, merhunat, teminat ve tekâlüften âzâde
    olarak sefine üzerindeki hak ve tasarrufun tamami-i intikalini
    temin zımnında düvel-i müttefika ve icab-ı hale göre fıkra-i ânife-
    de mezkûr Tamirat Komisyonu tarafından lüzum gösterilecek
    bilumum evrak ve vesaiki birinci fıkrada zikrolunan sefainle
    aynı zamanda teslim edecektir.
    ita ve lâzım gelecek bulumum tazminat ve tavizat (rachats)
    Hükûmet-i Osmaniyeye ait olacaktır. Hükûmet-i Osmaniye Düvel-i
    Müttefikayı ve icab-ı hale göre birinci fıkrada zikir olunan Ta
    mirat Komisyonunu her ne sebepten mütevellit olursa olsun
    herhangi bir istirdat ve dâvaya karşı bilcümle ahvalde temin et
    mek mecburiyetinde bulunduğundan teslim edilecek sefine hakkın
    da her ne mahiyette olursa olsun vaki olabilecek bilumum metalip
    ve müddeiyatı deruhde eyleyecektir.
    1
    Fransızca metinde bu ikinci fıkra ve bentleri yoktur. Onun yerine
    ” 2 ” numara ile kaydedilen hüküm 3 üncü fıkra yerini tutmaktadır.
    E K : 1
    HARPTEN ÖNCEKİ OSMANLI DÜYUN-I UMUMİYESl (5 KASIM 1914)
    Altın Türk Lirası
    istikraz Mukavele Faiz Amortis- ttibariMenşe 5 Kasıml914 Yıllık Ödeme Amor- îhraç
    Tarihi man Fonu Sermayesi te Mevcut (Komisyon tisman Bankası
    Sermaye dahil) devresi
    I 2 3 4 5 6 1
    7 8 9
    o
    o
    o/
    /o Alt. T. L. Alt. T. L. Alt. T. L
    Duyun-i Muvahhide 1903 4 .4.644 42.275.772 36.799.840 1.887.375 — —
    tkramiyeli Türk Tahvilâtı 1870 4 .4.644 15.632.548 10.666.975 0.270.000 — —
    Osmaniye 18-30 Nisan 1890 1 1 4.999.500 2.952.400 249.975 1931 Osmanlı Bankası
    1896 %5 29 Şubat-12 Mart
    1893
    5 .50 3.272.720 2.814.020 180.450 1946 Osmanlı Bankası
    1903 % 4 3 Ekim 18.88 4 .50 2.640.000 2.439.228 119.097 1958 Doyçe Bank
    Balık -Avı 21 Şubat-6 Mart
    1903
    (Deutsche Bank)
    Bağdat 1. ci seri 20 Şubat-5 Mart
    1903
    4 .087.538 2.376.000 2.342.252 97.120 2001 Doyçe Bank
    1904 % 4 4-17 Eylül 1903 4 .50 2.750.000 2.594.064 124.059 1960 Osmanlı Bankası
    1901-5 %4 21 Kasım-4 Aralık
    1901
    6-19 Kasım 1903
    25 Nisan-8 Mayıs
    1905
    4
    .50 5.306.664 4.976.422 239.397 1961 Osmanlı Bankası
    Askerî Teçhizat 4-17 Nisan 1905 4 .50 2.640.000 2.441.340 119.097 1961 Doyçe Bank
    Bağdat 2. ci seri 20 Mayıs-2 Haziraıı4 .087.538 4.752.000 4.718.120 200.500 2006 Doyçe Bank
    1908
    Bağdat 3. cü seri 20 Mayıs –
    2 Haziran 1908
    4 .087.538 5.236.000 5.221.700 220.550 2010 Doyçe Bank
    1908 % 4 6-19 Eylül 1908 4 .50 — 4.711.124 4.538.908 212.000 1965 Osmanlı Bankası
    1914 % 5 13-26 Nisan 1914 5 .50 22.000.000 22.000.000 1.213.025 — Osmanlı Bankası
    Doklar, tersaneler ve 1913 5,5 1.5 1.485.000 1.485.000 88.500 1943 Türkiye Millî Bankası
    deniz inşaatı
    Tömbeki Mümtaz
    istikrazı
    Kırk milyon Frank
    (Şark Şimendöferleri)
    Gümrükler 1902
    25 Nisan –
    8 Mayıs 1893
    1-13 Mart 1894
    17-29 Mayıs 1886 4
    28 Eylûl-11 Ekim
    1902
    1909 % 4 30 Eylül- 4
    13 Ekim 1909
    İstanbul Belediyesi 1909 3-16 Kasım 1909 5
    İstanbul Belediyesi 1913 1913
    Hudeyde – San’a
    Soma-Bandırma 1910
    Gümrükler % 4 1911
    Bağdat Belediyesi
    Osmanlı Bankası’nın
    hazine bonoları 1912
    Periye ve Ortaklarının
    hazine bonoları
    Hazine bonoları 1911
    % 5 (Harp gemileri mubayaası)
    Tütün rejisi avansı
    Konva Ovası sulaması
    5
    24 Şubat – 9 Mart 4
    1911
    20 Kasım- 4
    3 Aralık 1910
    27 Ekim- 4
    9 Kasım 1910
    1912 6
    1912 6
    1913
    1911
    .1 1.000.000 664.510
    .35 1.760.000 1.567.192
    .50 8.600.020 7.923.234
    1 7.000.004 6.550.098
    .50 1.100.000 1.073.490
    .50 1.100.000 1.094.500
    .098.738 1.000.010 1.000.010
    .16.715 1.712.304 1.700.644
    7.040.000 6.699.8801
    14.285
    .20
    .20
    .20
    33.000 26.070
    50.250 1934 Osmanlı Bankası
    76.751 1957 Doyçe Bank ve gurubu
    (Milletlerarası Banka
    dahil)
    387.976 1958 Osmanlı Bankası
    350.864 1950 Osmanlı Bankası
    60.651
    60.500
    40.988
    71.532
    352.440
    6.000
    33.333 2.724.893 1.063.664 1.000.003
    .20 4.400.0(10 •- 4.400.000 1.100.000
    1.778.587 1.778.587 125.058
    1.700.000
    818.970
    890.039
    818.970
    110.000
    50.006
    1958 Türkiye Millî Bankası
    — Periye Bankası ve
    Ortakları
    2006 Fransız Bankası
    (Banque Française)
    1992 Osmanlı Bankası
    1952 Doyçe Bank
    — Türkiye Millî Bankası
    1915 Osmanlı Bankası
    1918 Periye Bankası ve
    Ortaklan
    Türkiye Millî Bankası
    1932 Doyçe Bank (Anadolu
    Demiryolları)
    1
    5 Kasım 1914 tarihinde mevcut sermaye rakkamlarımn yerine bu andlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte, bu tarihte geriye kalan
    amorti edilecek sermaye rakkamları konacaktır.
  • Bu bonoların karşılığı üzerinden 833.147 Türk lirası alınmış bulunmaktadır.
    Madde 259 — Türkiye işbu muahedenamenin 9 uncu kıs
    mının (Mevad-di iktisadiye) 277 nci maddesine halel târi olmak
    sızın Brest-Litovsk ve Bükreş Muahedenamelerile muahedat-ı
    mütemmimede münderiçj bilumum ahkâmdan istifade etmekten
    feragat eder. Türkiye salifüzzikir muahedat mukteziyatından
    olarak ahz eylemiş olduğu bilcümle vasait-i naktiyeyi, nukudu,
    kaabil-i havale tahvilat ve esham ve senedat (instruments n6-
    gociables) veya mahsulatı gerek Romanya’ya ve gerek başlıca
    düvel-i müttefikaya devir etmeği taahhüt eder.
    Madde 260 — Hükûmet-i Osmaniye ve alâkadar devletler
    işbu muahedenamennin inkizasından itibaren altı ay tecavüz
    etmeyecek bir müddet zarfında işbu kısımda münderiç ahkâmın
    mevki-i tatbike vaz’ma muktazi tedabir-i kanuniyeyi isdar ey
    leyeceklerdir.
    MERBUT I1
    İşbu tablonun erkamı tashihat-ı âtiye müstesna olarak irae
    edilmiştir.
    (İşbu tablo Mısır vergisi ve Kıbrıs fazla-i varidatile temin
    edilmiş olan istikrazlardan gayrı diğer bilumum istikrazatı ihtiva
    ve resülmal-i aslî-î itibarîlerini 162, 120, 631 liradan ibaret olmak
    üzere irae eylemektedir.)
    Tablonun birinci sahifesinin zirindeki (1) numaralı haşiyenin
    tercümesi :
    (1) 5 teşrinisani 1914 tarihindeki resülmal miktarları yerine
    muahedenaminin mevki-i tatbike vaz’ı tarihinde, tarih-i mez
    kûrdaki resülmal miktarları ikame edilecektir.
    Bir numaralı merbutun izahnamesi
    5, 6, 7, nci sütunların erkamı altın Osmanlı lirası olarak irae
    edilmiştir.
    Harpten evvelki altın tedavülü yerine elyevm Türkiye’de
    evrak (-ı nakdiye) tedavül etmektedir.
    1
    Merbut I Türkçe metinde yoktur. Fransızca metinden terceme edi
    lerek buraya alınmıştır (sahife 614 ve 615 e bakılsın).
    İstikrazat mukavelenameleri ahkâmı mucibince (eylül 1903
    tarihli zeyl kararnamenin birinci maddesine ve müstakrazat
    mukavelenamelerine müracaat) istikrazatın ihraç edildiği ve
    Avrupa’da faiz ve amortismanlarının tediyesi lâzım geleceği akçeye
    nisbetle kağıt Osmanlı lirası hal-i hazır kambiyo rayicile harpten
    evvelki altın Osmanlı lirasının rayicim irae etmekten uzaktır.
    tşbu sütunlarda altın osmanlı lirası gösterilmiş olması kupon
    ve itfa akçelerine muktazi mebaliğin altın olarak imza edilmesi
    lüzumunu ifade etmeyip ancak Osmanlı lirası olarak gösterilen
    erkamın hâmillerin müstehak bulundukları akça ile tediye oluna-
    bilmeleri için lüzumu olan bir kambiyo rayicile .hesap edilmesi
    lâzım geleceğini ifade eder.
    MERBUT II
  • 1 –
    Komisyon usullerini ve tarz-ı mesaisini vaz ve tayin ede
    cektir.
    Riyaset Fransız, İngiliz ve İtalyan delegelerine her sene
    mütesaviyen tevdi olunacaktır.
    Her delege gaybubetinde yerine kaim olmak üzere bir vekil
    tayin etmek hakkını haiz olacaktır.
    Mukarrerat ekseriyet-i ârâ ile ittihaz olunacaktır. İta-yı rey
    den istinkâf müzakere edilen meseleye muhalif bir rey olarak
    telâkki olunacaktır.
    Komisyon muamelatı için lüzum görülebilecek memurin ve
    müstahdimini nasbedip muvafık göreceği maaş ve şerait-i istih
    damı tayin edecektir.
    Komisyonun masarif ve sarfiyatı 236 nci maddenin birinci
    fıkrası ahkâmı mucibince Türkiye tarafından tesviye olunacaktır.
    Komisyon azasile memurin maaşatı makul bir derecede tayin
    olunarak arasıra komisyonda temsil olunan hükûmatın muvafa-
    katile tetkik olunacaktır.
    Komisyon azası düvel-i mütehabe tarafından alelusul Tür
    kiyeye izan edilen memurin-i siyasiyenin haiz olduğu aynı imti-
    yazatı haiz olacaktır.
    Türkiye Komisyonun azası ile memurin ve müstahdiminine
    her ân ve her mahalde Türkiyede’ki bilumum umur-i nafiayı
    veya müessesatı muayene ve teftiş etmek ve komisyonun taleb
    edebileceği bilcümle evrak ve vesaiki ve malumatı ita eylemek
    için mezuniyet-i kâmile itasını taahhüt eder.
    Komisyon Hükûmet-i Osmaniye ile bilittifak taahhüdatını
    ifa hususunda hükûmet-i müşanüdileyha tarafından ihmal
    vukuunda tahsil olunan bilumum rüsumun kontrolünü, idaresini
    ve tahsilini müstakillen deruhde etmeğe mezundur.
    . 4 –
    Maliye Komisyonunun her bir azası vazaifinden mütevellit
    ihmâl ve tekâsül ve ef’alinden dolayı ancak anı tayin etmiş olan
    hükümete karşı mes’ul olacaktır. Hükûmat-ı müttefikadan hiç biri
    diğer hiç bir hükümet hesabına mesuliyet deruhde etmez.
  • 5 –
    Maliye Komisyonunun muamelatını, tarzı mesaisini ve Tür
    kiye’nin tensikat-ı maliyesi hakkındaki teklifa t mı mübeyyin
    olarak her sene bir rapor ile senelik hesabatı neşredecektir.
  • 6 –
    Komisyon gerek işbu muahedename mucibince ve gerek Hü
    kûmet-i Osmaniye ile badelitilâf kendisine tevdi edilebilecek
    olan diğer bilumum vazaifi kezalik deruhde edecektir.
    DOKUZUNCU BAB
    Mevad-dı iktisadiye
    Birinci Kısım
    Münasebat-ı ticariye
    Madde 261 — Uhud ve mukavelat ve taamülattan müte
    vellit imtiyazat-ı ecnebiye usulü 1 ağustos 1914 tarihinden mukad
    dem anlardan ya doğrudan doğruya veya bilvasıta istifade eden
    devletler menfeatine olarak yeniden tesis edilecek ve işbu menafi
    1 ağustos 1914 tarihinde bunlardan istifade etmeyen Düvel-i Müt-
    tefikaya dahi teşmil olunacaktır.
    Madde 262 -—• 1 ağustos 1914 tarihinden mukaddem Dev-
    let-i Osmaniyenin eski memalikinde posta idareleri bulunan dü
    vel-i müttefika posta idarelerini yeniden açmak hakkını haiz ola
    caklardır.
    Madde 263 — 25 nisan 1907 tarihli muahedenameftin güm
    rük ithalat rüsumuna taalluk eden ahkâmı bilcümle Düvel-i Müt
    tefika olmak üzere tekrar mevki-i meriyete vaz olunacaktır.
    Şu kadar ki işbu muahedenamenin (umur-i maliyeye müteal
    lik olan) sekizinci kısmının 231 inci maddesi ahkâmına tevfikan
    teşkil edilecek olan Maliye Komisyonu işbu ithalat rüsumunun
    tadiline veya istihlak rüsumunun vaz’ına her zaman müsaade
    edebilecek ise de işbu tadilatın veya vaz olunacak mükellefiyet-i
    cedidenin eşyanın mevrit ve sahibi tefrik edilmeksizin bilcümle
    eşya hakkında dahi siyyanen tatbik edilmesi şarttır.
    İşbu madde mucibince Maliye Komisyonu tarafından vaki
    olan müsaade üzerine mevcut rüsumun tadili veya rüsum-i cedide
    vaz’ı keyfiyeti bilcümle Düvel-i Müttefikayı tebliğ edildiği tarih
    ten itibaren altı ay sonra mevki-i tatbika vazolunabilecektir.
    Düvel-i Müttefikadan herhangisi tarafından bu bapta serdedile-
    cek mülahazat mezkûr müddet zarfında Komisyon tarafından tet
    kik olunacaktır.
    Madde 264 — 1 ağustos 1914 tarihinden evvelki imtiyaz
    mukavelenamelerinden mütevellit hukuk ve muafiyat mahfuz
    kalmak ve 263 üncü maddede beyan olunan müsavat şeraiti dai
    resinde hareket olunmak şartile Türkiyenin müvazene-i iktisadi-
    yesini ve hüsn-i idaresini temin eylemek maksadiyle Düvel-i Müt
    tefika tabiyetinde bulunan eşhas ve emval üzerine her gûna rüsum
    ve tekâlif vaz etmek hususunda Maliye Komisyonu Maliyeye
    müsaade etmek hakkını haiz olacaktır. Tebaa-i Osmaniye dahi
    aynen işbu rüsum ve tekâlife tabi olacaktır.
    Aynı maksadla ve aynı şerait tahtında olmak üzere Maliye
    Komisyonu Düvel-i Müttefika tebaasına karşı ithalat ve ihracat
    için memnuiyet vaz’ına müsaade etmek hakkını dahi haizdir.
    işbu rüsum ve tekâlif ve memnuiyetler bilcümle Düvel-i
    Müttefikaya icra edilecek tebligat tarihinden itibaren altı ay
    sonra tatbik olunabilecektir. Düvel-i Müttefikadan herhangisi
    tarafından bu bapta serd edilecek mülahazat mezkûr müddet
    zarfında Komisyon canibinden tetkik olunacaktır.
    Madde 265 — Düvel-i Müttefika sefainine ait olup Hükû
    met-i Osmaniye tarafından kablelharp muteber addedilmiş olan
    veya badema düvel-i bahriyenin başlıcaları tarafından muteber
    addedilebilecek olan sefine ve vapurlara müteallik her nevi şe-
    hadetnameler ile vesikalar Devlet-i Osmaniye tarafından dahi
    muteber ve Osmanlı sefainine ve vapurlarına verilmiş olan şeha-
    detnamelere muadil addolunacaktır.
    Sevahile malik olsun olmasın yeni teşekkül eden devletler
    hükümetleri tarafından kendi gemilerine veya vapurlarına ita
    olunan şehadetnameler ve vesikalar dahi, işbu vesaik başlıca bah
    rî devletler tarafından suret-i umumiyede müraat edilen teamü-
    lata muvafık olarak ita edilmiş olmak şartile, aynı suretle mer’î
    addolunacaktır.
    Hükûmat-ı akidin deniz sahiline malik olmayan Düvel-i Müt
    tefika veya bilumum hükûmat-ı cedidenin kendi arazileri dahilin
    de muayyen ve münferit bir mevkie tescil ettirdikleri sefain ban
    dıralarını tanımayı kabul eylemişlerdir. İşbu mevaki sefain-i
    mezkûre için tescil limanı makamında tutulacaktır.
    Madde 266 — Devlet-i Osmaniye Düvel-i Müttefika veya
    hükûmat-ı cedideden herhangi birine ait mahsulat-ı tabiiye veya
    sınaiyeyi muamelat-ı ticariyede her gûna rekabet-i gayr-i meş-
    ruaya karşı muhafaza etmek için iktiza eden bilvümle tedabir-i
    kanuniye ve idariyeyi ittihaz edecektir.
    Devlet-i Osmaniye üzerlerinde veya züruf-i mülasakası veya
    haricî sandıkları üzerinde mahsulat ve emtianın mevridi, nevi,
    tabiatı ve evsaf-ı mahsusası hakkında ya doğrudan doğruya ve
    yahut dolayısı ile yanlış bir malumatı gösteren markalar, isimler,
    yazılar bulunan emtianın gerek ithalini ve gerek ihracını gerek
    imalini gerek tedavülünü gerek dahilde furuhtunu veya mevki-i
    furuhta vaz’ını ya haciz veya sair münasip bir ceza ile nehi ve men
    eyleyecektir.
    Madde 267 — Devlet-i Osmaniye muamele-i müteka-
    bileye mazhar olmak şartile Düvel-i Müttefikadan veya hükû
    mat-ı cedideden birinin memalikinde mer’î olup makamat-ı ai-
    desi tarafından muntazam bir şekilde hükûmet-i Osmaniyeye
    tebliğ edilen ve bir mıntakanın merbut olduğu memlekette şa
    rap ve ispirtolu mahsulatın o mıntaka ismile yadedilmesine salâ-
    hiyet veren veyahut bulunduğu ahval icabınca o mıntaka unva-
    nile tevsim edilmesine cevaz gösteren kavanine veyahut kavanin-i
    mezkûre ahkâmına tevfikan ittihaz olunan mukarrerat-ı adliye
    ve idariyeye tevfik-i hareket etmeği kabul eder. Marezzikir
    kavanin ve mukarrerata muhalif olarak bir mıntıka unvanını
    taşıyan mahsulat ve emtianın ithalat ve ihracatı, imali, tedavülü,
    furuhtu veya furuhta arzı Hükûmet-i Osmaniye tarafından 266
    nci maddede beyan olunan tedabir vasıtasile men ve tazyik oluna
    caktır.
    Madde 268 — Devlet-i Osmaniye beynelmilel ticarete girişe
    cek olursa bu nokta-i nazardan hakimiyetten mütevellit hukuk ve
    imtiyazat ve muafiyyata malik addolunmayacaktır.
    İkinci Kısım
    Muahedat
    Madde 269 — işbu muahedenamenin mer’î olmağa baş
    ladığı tarihten itibaren ve mezkûr muahedenamede münderiç
    ahkâm nazar-ı dikkate alınmak şartile zirde ve mevad-dı ânifede
    tadat edilen iktisadî ve fennî kesirüttarafin muahedat ve muka-
    velat ancak Devlet-i Osmaniye ile işbu muahedat ve mukavelata
    iştirak eylemiş olan müttefik devletler arasında tatbik olunacak
    tır :
    1- Tahtelbahir kablolara dair 14 mart 1884 ve 1 kânunuevvel
    1886 ve 23 mart 1887 tarihli mukavelelerle 7 temmuz 1887 tarihli
    Protocole de eloture;
    2- Gümrük tarifelerinin ilânına ve gümrük tarifelerinin ilân
    ları için beynelmilel bir ittihat teşkilâtına dair 5 temmuz 1890
    tarihli mukavelename:
    3- Paris’te beynelmilel bir Umur-i Sıhhiye-i Umumiye idaresi
    vücüde getirilmesine dair 9 kânunuevvel 1907 tarihli itilâfname;
    4- Roma’da beynelmilel bir ziraat müessesesi vücude geti
    rilmesine dair 7 haziran 1905 tarihli mukavelename;
    5- Osmanlı istikrazına dair 27 haziran 1855 tarihli muka
    velename;
    6- Esko nehri mururiye resminin iştirasına dair 16 temmuz
    1863 tarihli mukavelename;
    7- Süveyş Kanalının serbesti-i istimalinin teminine mahsus
    bir usul ihdasına müteallik 29 teşrinievvel 1888 tarihli mukave-
    name.
    Madde 270 — Hükûmat-ı akidin işbu maddede beyan olunan
    ahkâm-ı mahsusa Devlet-i Osmaniye tarafından tatbik edilmek
    şartile işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ı tarihinden
    zirde beyan olunan mukavelename ve iltilafnamelerde kendilerine
    ait olanları tekrar tatbik edeceklerdir.
    Posta mukavelatı
    Umumî posta ittihadına dair 4 temmuz 1891 tarihinde Viya-
    nada imza olunan mukavelename ve itilafnameler;
    Posta ittihadına dair 15 haziran 1897 tarihinde Vaşington’da
    imza olunan mukavelename ve itilafnameler;
    Posta ittihadına dair 26 mayıs 1906 tarihinde Roma’da
    imza edilen mukavelename ve itilafnameler;
    Telgraf mukaveleleri
    Beynelmilel telgraflara dair 10-22 temmuz 1875 tarihinde
    Sen Petersburg’ta imza olunan mukavelat;
    Beynelmilel telgraf konferansı tarafından 11 haziran 1908
    tarihinde Lizbon’da kararlaştırılan nizamname ve tarifeler.
    Devlet-i Osmaniye, hükûmat-ı cedidenin dahil oldukları veya
    iştirak eyleyecekleri Umumî Posta ittihadı ile Beynelmilel Tel
    graf ittihadına dair mukavelenamelerde ve itilafnamelerde mün
    deriç ahkâma tevfikan hükûmat-ı mezkûre ile hususî itilaflar
    akdine muvafakati reddetmemeği deruhte eder.
    Madde 271 — İşbu muahedenin meriyeti tarihinden itiba
    ren hükûmatı akidin beynelmilel telsiz telgraflara dair 5 temmuz
    1912 tarihli mukavelename ahkâmından kendilerine ait olanları
    düvel-i mezkûre tarafından Türkiye’ye tebliğ ve irae edilecek
    kavaid-i muvakkatenin Türkiye’ce tatbik edilmesi şartile yeni
    den tatbik edeceklerdir.
    İşbu muahedenin meriyeti tarihini takip edecek beş sene
    zarfında 5 temmuz 1912 tarihli mukavelename makamına kaim
    olmak üzere beynelmilel telsiz telgraf münasebatına dair muka
    velat-ı cedide akdedilecek olur ise Devlet-i Osmaniye mukavelat-ı
    mezkûrenin tanzim veya imzasına iştirak etmemiş olsa bile ana
    ittiba eyleyecektir.
    işbu mukavele-i cedide mevki-i meriyette bulunan ahkâm-ı
    muvakkate makamına dahi kaim olacaktır.
    Madde 272 — Devlet-i Osmaniye işbu muahedenamenin
    tarih-i meriyetinden itibaren on iki ay zarfında hususat-ı atiyeyi
    ifa etmeği deruhde eder :
    1- Milkiyet-i sınaiyeye dair 20 mart 1883 tarihinde Paris’te
    akdolunup 2 haziran 1883 tarihinde Vaşington’da tadil edilen
    beynelmilel mukavelename ile asar-ı edebiye ve bediiyeye müteal
    lik olarak 8 eylül 1886 tarihinde Bern’de akd ve 13 teşrinisani
    1908 tarihinde Berlin’de tadil olunan beynelmilel muahedeye ve
    20 mart 1914 tarihinde Bern müzeyyel protokoluna iştirak eyle
    yecektir.
    2- Memalik-i müttefika ve hükûmet-i cedide tebaasına ait
    milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiyeyi marezzikir mukavelat
    ahkâmı dairesinde vaz edeceği ahkâm-ı kanuniye ile tasdik ve
    himaye eylemeğe mecburdur.
    Bundan maada ve bâlâda zikredilen mecburiyetler hari
    cinde olmak üzere Devlet-i Osmaniye memalik-i müttefika ve
    eediden herbirini tebeasına ait mülkiyet-i sınaiye ve edebiye
    ve bedüyeyi lâakal 1 ağustos 1914 tarihinde mevcud olan vüsat
    derecesinde ve aynı şerait tahtında tasdik ve himaye eylemeğe
    mecburdur.
    Madde 273 — Devlet-i Osmaniye zirde tadat edilen muka
    velat ve itilafata iştirak veya anları tasdik eylemeği taahhüt
    eder :
    1- Otomobillerin seyir ve seferine dair 11 teşrinievvel 1909
    tarihli mukavelename,
    2- Gümrüğe tabi vagonlara kurşun tamga vaz’ına dair 15
    mayıs 1886 tarihli itilâfname ile 18 mayıs 1907 tarihli protokol;
    3- Ticaret istatistiklerinin tevhidi şekline dair 31 kânunu
    evvel 1913 tarihli mukavelename;
    4- Denizlerde yanaşma, muavenet ve tahlis muamelatının
    tevhidine dair 23 eylül 1910 tarihli mukavelename;
    5- Hastane gemilerinin liman rüsum ve vergilerinden mua
    fiyetine dair 21 kânunuevvel 1904 tarihü mukavelename;
    6- Beyaz kadın ticaretinin menine dair 18 mayıs 1904 ve
    4 mayıs 1910 tarihli mukavelename;
    7- Calib-i şehvet resimlerin menine dair 4 mayıs 1910 tarihli
    mukavelename;
    8- 30 haziran 1892, 15 nisan 1893, 3 nisan 1894, 19 mart
    1897, 3 kânunuevvel 1903 tarihli sıhhiye mukavelenameleri;
    9- Kaviyyüttesir mualecat reçetelerinin tevhidine dair 29
    teşrinisani 1906 tarihli mukavelename;
    10- Filokseraya karşı ittihaz edilecek tedabire dair 3 teşrini
    sani 1881 ve 15 nisan 1889 tarihli mukavelenameler;
    11- Ziraata faideli kuşların himayesine dair 19 mart 1902
    tarihli mukavelename;
    Madde 274 — Düvel-i Müttefikadan her biri işbu muahe
    denamenin ahkâm-ı umumiyesine veya münderecat-ı hususiyesine
    bilistinat zatüttarafeyn uhut ve mukavelattan hangilerinin yeni
    den mevki-i meriyete vaz’ını talep ettiğini Devlet-i Osmaniyeye
    tebliğ edecektir.
    tşbu madde mucibince yapılacak tebligat doğrudan doğruya
    veyahut diğer bir devlet vasıtasiyle icra olunacaktır. îşbu teb
    ligatın keyfiyet-i tebliği Devlet-i Osmaniye tarafından tahriren
    bildirelecektir. Uhut ve mukavelatın meriyeti tarihi tebligat
    icra edildiği tarih olacaktır.
    Düvel-i Müttefika Türkiye ile yalnız işbu muahedename
    mündericatına muvafık olan uhut ve mukavelatın tekrar mevki-i
    meriyete vaz’mı beyinlerinde kararlaştırmışlardır.
    İcra edilecek tebligatta eğer icap ederse mukavelat ve mua
    hedat ahkâmından işbu muahedename ahkâmına muhalif olma
    sından dolayı mevki-i meriyete tekrar vaz edilmemiş addolunacak
    olan kısımlar zikir ve tasrih olunacaktır.
    Bu hususta ittifak-ı ârâ hasd olamaz ise Cemiyet-i Akvama
    müraacat olumcaktır.
    Tebligat muamelesinin ifası için düvel-i müttefikaya işbu
    muahedanemenin tarihi meriyetinden itibaren altı ay mehil veril
    miştir.
    Yalnız bu suretle bir tebligata mevzu teşkil edecek olan za
    tüttarafeyn uhut ve mukavelat Türkiye ile düvel-i müttefika
    arasında tekrar iktisab-ı meriyet edip maadası münfesih addoluna
    caktır.
    Bâlâda zikir olunan kavait, düvel-i müttefika ile Türkiye
    arasında mevcut olan zatüttarafeyn bilcümle uhut ve mukave-
    lata tatbik olunacaktır. Bu hüküm Düvel-i Müttefika-i mezkû-
    reden Devlet-i Osmaniye ile hal-i harpte bulunmayanlar hakkın
    da dahi caridir.
    İşbu madde ahkâmı 261 inci ahkâmını tağyir etmeyecektir.
    Madde 275 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihin
    den işbu muahedenamenin tarih-i meriyetine kadar Almanya,
    Avusturya, Bulgaristan yahut Macaristan ile akdettiği bilcümle
    uhut ve mukavelat ve itilafatı işbu muahedename mucibince
    mefsuh addettiğini kabul eder.
    Madde 276 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihinden
    mukaddem akd ettiği muahedat, mukavelat ve itilafnameler
    mucibince Almanya, Avusturya,Bulgaristan veyahut Macaris
    tan’a veya hükûmat-ı mezkûre memurini ile tebaasına bahşet
    miş olduğu bilcümle hukuk ve menafi-i muahedat ve mukavelat
    ve itilafat-ı mezkûre mevkii merivette kaldıkça Düvel-i Mütte-
    fikaya veya bunların memurin ve tebaasına dahi tamamen bahş
    ve temin eylemeği deruhte eder.
    Düvel-i Müttefika işbu hukuk ve menafiden mütevellit fevai-
    di kabul edip etmemek hakkını muhafaza ederler.
    Madde 277 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihin
    den mukaddem veya mezkûr tarihten işbu muahedenamenin
    merî olmaya başladığı tarihe kadar Rusya ile veyahut arazisi
    Rusya’nın eski memalikinden ayrılmış olan bilcümle devlet ve
    hükümetler ile ve kezalik 15 ağustos 1916 tarihinden itibaren
    işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vazolunduğu tarihe
    kadar Romanya ile akdettiği bilcümle muahedat ve mukavelat
    ve itilafatı münfesih addettiğini kabul eder.
    Madde 278 — Düvel-i Müttefika ile Rusya’dan veyahut
    arazisi mukaddema Rusya memalikinden bir kısmını teşkil eden
    devlet ve hükümetlerden biri işgal-i askerî suretile veya diğer
    bir vasıta ile veya hangi bir sebep dolayısile herhangi bir makam-ı
    resminden sadır olan bir vesika mucibince Devlet-i Osmaniyeye
    veya Osmanlı tebaasından birine her ne mahiyette olursa olsun
    hukuk ve imtiyazat veya menafi bahşetmek mecburiyetinde kal
    mış olduğu takdirde imtiyazat ve hukuk ve menafi-i mezkûre
    işbu muahedename mucibince keenlemyekûn addolunacaktır.
    işbu fesih ve iptalden tevellüt edebilecek herhangi tekâlif
    ve tazminat ne Düvel-i Müttefikaya ve ne de işbu muahedename
    ile taahhütlerinden vareste kılınan hükûmat ve devlet veya me-
    kamat-ı resmiyeye hiç bir veçhile tahmil edilemeyecektir.
    Madde 279 — Devlet-i Osmaniye; 1 ağustos 1914 tarihin
    den itibaren işbu mukavelenamenin merî olmağa başladığı tarihe
    kadar uhut ve mukavelat ve itilafat ile düvel-i gayr-ı muharibeye
    veya mezkûr devletler tebaasına her ne mahiyette olursa olsun
    bahşettiği hukuk ve menafiden işbu muahedenin yevm-i meriyetin
    den itibaren salifüzzikir uhut ve mukavelatın mevki-i meriyette
    kaldığı müddet zarfında düvel-i müttefika ile tebaalarını da müs
    tefit kılmağa deruhte eyler.
    Madde 280 — Hükûmat-ı akidinden 23 kânunusani 1912
    tarihinde Lahey’de imza olunan Afyon Mukavelenamesini henüz
    imza etmeyenler veyahut imza ettikten sonra henüz tasdik et
    memiş bulunanlar mezkûr mukavelenameyi mevki-i meriyete
    vazetmeği ve bu maksatla bu bapta iktiza eden kavanini sürat-i
    mümkine ile ve nihayet işbu muahedenamenin tarih-i meriyetin
    den itibaren on iki ay zarfında ihzar eylemeği kararlaştırmış
    lardır.
    Bundan maada hükûmat-ı akidin işbu muahedenamenin
    tasdiki muamelesini kendi aralarından mezkûr mukavelenameyi
    henüz tasdik etmeyenler hakkında gerek mukavele-i mezkûrenin
    gerek bunu mevki-i icraya koymak üzere 1914 senesinde akdedilen
    Üçüncü Afyon Konferansı mukarreratına tevfikan Lahey’de
    kuşat edilen hususî protokolün her nokta-i nazardan tasdik ve
    imzası makamında addececeklerini kabul ederler.
    Fransa Cumhuriyeti Hükümeti işbu muahedenamenin tas
    dikini mutazammın zabıt varakasının musaddak bir suretini
    Felemenk Hükümetine tevdi ederek mezkûr hükümeti işbu vesi
    kayı 23 kânunusani 1912 tarihli muahedenamenin nüsah-ı musad-
    dakalarının tevdii ve 1914 senesi müzeyyel protokolünün imza
    muamelesi makamından ahz ve kabul etmeğe davet eyleyecektir.
    Milkiyet-i sınaiye
    Madde 281 — işbu muahedenamede tasrih edilen ahkâma
    müraat olunmak şartiyle milkiyet-i sınaiyye ve edebiye ve bedii-
    yeye müteallik hukuk, 272 nci maddede beyan olunan Paris ve
    Bern Mukavelenamelerinde milkiyet-i mezkûre hakkında mev
    zu tarifat dairesinde olmak üzere, işbu muahedenamenin merî
    olmağa başladığı tarihten itibaren, hükûmat-ı akidin memalikin-
    de ve harbin başladığı tarihte bu hukuktan müstefit olan eşhasın
    veya müşarik ve varislerinin lehine olarak tecdit ve ihya olunacak
    tır. Kezalik eğer harp vukua gelmemiş olsaydı bir milkiyet-i sı-
    naiyenin veyahut neşr olunan edebî veya bediî bir eserin himayesi
    için vaki talepleri üzerine harp esnasında iktisab-ı hukuk etmeleri
    muhtemel bulunanların hukuku dahi işbu muahedenamenin
    mevki-i meriyete vaz’ı tarihinden itibaren sahib-i hak olan eşhasın
    lehine olarak muteber addolunacaktır.
    Şukadar ki Düvel-i Müttefikadan birinin teşriî, icraî’ veya
    idarî bir makamı tarafından Osmanlı tebaasına müteallik mil
    kiyet-i sınaiye, edebiye veya bediiyeye dair ittihaz olunan teda-
    bir-i mahsusaya ait mukarrerat merî kalacak ve bunlardan mü
    tevellit netayiç bitamamiha cari olacaktır. •
    Harbin devam ettiği müddetçe Düvel-i Müttefikadan birinin
    veyahut hükümet hesabına veya anın mezunuyetile herhangi
    bir şahıs tarafından milkiyet-i sınaiye, edebiye ve hediyeden is
    tifade edilmesine veyahut işbu hukukun tatbik edildiği mahsu
    lat, echize ve medaddın ve herhangi eşyanın satışa veya mevki-i
    furuhta vazına veya istimaline karşı Devlet-i Osmaniye veya
    Osmanlı tebaası tarafından istihkak veya müddeiyat sert edile
    meyecektir.
    Düvel-i müttefikadan birinin işbu muahedenamenin imza
    edildiği tarihte merî olan kavanini başka gûna ahkâmı ihtiva
    etmiyorsa işbu maddenin ikinci fıkrasında beyan edilen tedabir-i
    mahsusanın mevki-i icraya vaz’ı maksadiyle tatbik olunan her
    nevi ef’al ve muamelat dolayısı ile tesviyesi lazım gelen veya
    tesviye olunan mebaliğin cihet-i tahsisi Osmanlı tebaası zimmetin
    deki deyinler için işbu muahedede irae olunan cihet-i tahsisin
    aynı olacak ve Düvel-i Müttefika tebaasına ait milkiyet-i sınaiye
    ve edebiye ve bediiye hukukuna müteallik olmak üzere Hükû
    met-i Osmaniye tarafından ittihaz olunan tedabirden mütehassıl
    mebaliğ, Osmanlı tebaasının sair bilcümle düyunu hakkındaki
    muameleye tabi tutulacaktır.
    Düvel-i Müttefikatlan her biri harpten evvel veya harp esna
    sında veyahut andan sonra kendi kavaninine tevfikan tebaa-i
    Osmaniye tarafından ihraz olunan milkiyet-i sınaiye, edebiye
    ve bediiyeye müteallik hukukunu (alâmet-i farika-i sınaiye ve ti
    cariye müstesna olmak üzere) ya müdafa-i milliye zarureti ile ve
    menafi-i umumiye icabatı olarak veyahut Türkiyedeki tebaasının
    milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiyeye ait hukukunun Devlet-i
    Osmaniye tarafından bir muamele-i madeletkâraneye tabi tu
    tulmasını temin maksadiyle veyahut ta işbu muahedename mu
    cibince Türkiye tarafından deruhde olunan bilcümle mükellefiyet
    lerin tamami-i infaz ve icrasını teminen işleterek veya işletmek
    üzere ahara icazet vererek veyahut işbu işletme muamelesinin
    murakaba hakkını kendine alıkoyarak milkiyet-i mezkûre huku
    kunu tahdit ve şarta müteallik veya takyit eylemek hakkını
    muhafaza eder. Düvel-i Müttefikaya verilen bu hak-kı hiyar işbu
    muahedenamenin mevki-i meriyete vazından sonra tahdit veya
    şarta talik veya takyit muamelesine ancak müdafaa-i milliye
    veya menafi-i umumiye nokta-i nazarından lüzum görüldüğü
    takdirde tatbik ve istimal olunabilir.
    Düvel-i Müttefika tarafından bâlâda beyan olunan ahkâmın
    tatbikine gidilecek olduğu takdirde makul bir tazminat veya aidat
    verilecek ve işbu tazminat ve aidatın cihet-i tahsisi, işbu muahe
    dename mucibince tebaa-i Osmaniyeye tesviye edilecek sair bil
    cümle düyunat için tayin olunan cihet-i tahsisin aynı olacaktır.
    Düvel-i Müttefikadan her biri milkiyet-i sınaiye ve edebiye
    ve hediyeye ait hukukun tamamen veya kısmen ahara devri ve
    hukuk-i mezkûrenin havalesi muamelatını, işbu muamelat 1 ağus
    tos 1914 tarihinden itibaren icra edildiği veya bundan sonra icra
    edilecek olduğu ve binnetice bu maddenin ihtiva ettiği ahkâmın
    tatbik edilememesine sebebiyet verecek olduğu takdirde keen-
    lemyekûn addetmek hakkını muhafaza eder.
    Bu madde ahkâmı Düvel-i Müttefika tarafından harp kava-
    nin-i fevkalâdesine tevfikan tasfiye edilen veyahut 289 uncu
    madde mucibince tasfiye edilebilecek olan şirketlere ve teşebbü-
    sata ait milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiye hukukuna tat
    bik olunmayacaktır.
    Madde 282 — 1 ağustos 1914 tarihinden mukaddem iktisab
    edilen veyahut eğer harp vukua gelmemiş olsaydı o tarihtenberi
    ya harpten evvel veya harbin devam ettiği müddet zarfında vaki
    olacak bir talep ile ihrazı mümkün bulunan milkiyet-i sınaiye ve
    edebiye ve bediiye hukukunun muhafaza ve istihsali, her nevi
    muamelatın ifası, rüsumun tediyesi velhasıl o memleket kavanin
    ve nizamatına tevfikan lâzım gelen muamelatın ikmali veya bu
    gibi hukuk-i milkiyete itiraz için bu hususta bir gûna rüsum-i
    munzamma tediyesine hacet olmaksızın veya muamelat-ı cezaiye-
    ye uğratmaksızın işbu muahedenin mebde-i meriyetinden itibaren
    lâakal bir sene mehil verilecektir.
    Bir muamelenin ifa ve ikmâl edilmemesinden veyahut bir
    harcın verilmemesinden dolayı munkazi addedilmiş olan milkiyet-i
    sınaiye hukuku tekrar merî olacak ve şu kadar ki müttefik dev
    letlerden her biri ihtira beratlariyle resim ve planlara ait hukukun
    gayr-ı merî olduğu müddet zarfında bunları işleten veya istimal
    eden eşhas-ı sâlisenin hukukunu sıyanet için lâzıme-i madeletten
    addedecekleri tedabiri ittihaz eyleyeceklerdir. Bundan maada
    Osmanlı tebaasına ait bulunan ve bu suretle tekrar mevki-i meri
    yete vaz edilecek olan ihtira beratlariyle resimler, icazet resmine
    müteallik olarak esna-yı harpte bu beratlara ve resim ve plan
    lara tatbiki lâzım gelen mukarrerat ve ahkâm ile işbu muahe
    dename ahkâmına tabi olacaktır.
    Bir ihtira beratının mevki-i fiile vaz’ı veyahut alâmet-i fâ-
    rika-i sınaiye ve ticariyenin veya bir resmin istimali için verilen
    mehil 1 ağustos 1914 tarihi ile işbu muahedenin mevki-i meriyete
    vaz’ı tarihi arasında geçen müddete mahsup edilmeyecek ve bun
    dan maada 1 ağustos 1914 tarihinde merî olan hiç bir ihtira beratı
    ve alâmet-i fârika-i sınaiye ve ticariye veya resim işbu muahede
    namenin mevki-i meriyete vaz’ı tarihinden itibaren mürur edecek
    iki senenin inkızasından evvel işletilmemesi veya istimal olun
    maması sebep ittihaz edilerek mürur-i zamana veya feshe tabi
    tutulmayacaktır.
    Madde 283 — Bir taraftan Osmanlı tebaası veya Türkiye’de
    mukim olan veya icra-yı sanat eden eşhas tarafından ve diğer
    cihetten Düvel-i Müttefika tebaası ve yahut düvel-i mezkûre ara
    zisinde sakin olan veya orada icra-yı sanat eden eşhas tarafından
    ve ne de eşhas-ı mezkûrenin esna-yı harpte diğer kısım arazisinde
    hal-i harp tarihile işbu muahedenamenin meriyeti tarihi arasında
    geçen müddet zarfında vukua gelen ve esna-yı harpte herhangi
    bir zamanda mevcut veya 282 nci madde hükmüne tevfikan ye
    niden iktisab-ı meriyet edecek olan milkiyet-i sınaiye ve edebiye
    ve bediiye hukukuna iras-ı halel edebilecek mahiyette telakki
    olunabilen vukuat sebebile haklarını devir ve ferağ eyledikleri
    eşhas-ı sâlise canibinden hiç bir dâva ikame olunamayacak ve
    istihkak talep edilemeyecektir.
    Kezalik işbu muahedenamenin imzası tarihinden itibaren
    bir sene zarfında bazı müstahzarat ve mamulatın veya ilân tarihi
    ile işbu muahedenin tarih-i imzası arasında mürur eden müddet
    zarfından neşir olunan âsâr-ı edebiye ve hediyenin gerek düvel-i
    müttefika ve gerek Türkiye arazisinde furuhtu veva mevki-i furuhta
    vaz’ı veya istimali ihlalinden dolayı ikame olunacak deavi eşhas-ı
    mezkûrece nazar-ı itibare alınmayacaktır. Maamafih eshab-ı
    hukuk harp esnasında Türkiye tarafından işgal olunan havalide
    bir ikametgâha veya bir müessese-yi ticariyeye malik bulunmuş
    lar ise haklarında bu hüküm ve karar tatbik edilmeyecektir.
    Madde 284 — Milkiyet-i sınaiye hukukunun istimaline veya
    âsâr-ı edebiye ve bediiyenin neşrine icazeti mutazammın olmak
    üzere kablelharp bir taraftan düvel-i müttefika tebaası veyahut
    düvel-i mezkûre memalikinde sakin veya orada icra-yı sanat eden
    eşhas ile diğer taraftan Osmanlı tebaası arasında akdedilen mu
    kaveleler Türkiye ile düvel-i müttefika arasındaki hal-i harp
    tarihinden itibaren münfesih addolunacaktır. Fakat herhalde
    bu nevi mukaveleden ilk müteneffi olan kimse işbu muahedena
    menin tarih-i meriyetinden itibaren altı ay zarfında hak sahibin
    den yeni bir icazet talep etmeğe salâhiyettar olacak ve işbu ica
    zet şeraiti hakkında taraf in arasında itilâf hasıl olur ise işbu hukuk-
    kun müstenit olduğu kanun hangi memlekete ait ise o memle
    ketin bu hususta salâhiyettar olan mahkemesi tarafından tayin
    olunacaktır. Kavanin-i Osmaniyeye tevfikan istihsal edilen hu
    kuka müstenit icazet bundan müstesna olup bu takdirde şerait-i
    icazet 287 nci maddede beyan olunan hakem komisyonu tarafından
    tayin olunacaktır. Mahkeme veya mezkûr komisyon olvakit icap
    ederse hukuk-i mephusenin esna-yı harpte istimal edilmesi hase-
    bile muvafık-ı madelet göreceği aidatın miktarını tayin edecektir.
    Düvel-i Müttefikadan birinin kavanin-i mahsusa-i harbiye-
    sine tevfikan ihale edilmiş olan milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve
    bediiyeye müteallik hukuk için verilmiş olan icazetler kablelharp
    mevcut icazetlerin devam etmesi yüzünden haleldar olmayıp
    tesirat-ı kâmileleri baki kalmak şartiyle meriyetleri devam ede
    cektir. Bu icazetlerin biri harpten evvel akdedilen bir icazet mu
    kavelesinden ilk müteneffi olan bir kimseye verilmiş ise bu son
    icazetin makamına kaim olacaktır.
    Milkiyet-i sınaiyenin istimali veyahut bir eser-i edebinin veya
    tiyatro faciasının veyahut eser-i bediin neşri veya sahneye vaz’ı
    için kablelharp akdedilmiş olan bir mukaveleye veya herhangi
    bir icazete bianen harp esnasında para verilmiş ise bunun cihet-i
    tahsisi tebaa-i Osmaniyenin sair duyum ve matlubatı hakkında
    işbu muahedename mucibince tayin olunan cihet-i tahsisin ay
    nı olacaktır.
    Madde 285 — işbu muahedename mucibince Türkiye’den
    ayrılan memalik ahalisi işbu tefrike ve bundan mütevellit tebed-
    dül-i tabiiyete bakılmayarak bu tebeddül esnasında kavanin-i
    Osmaniye icabınca Türkiye’de haiz oldukları milkiyet-i sınaiyeye
    ve milkiyet-i edebiye ve bediiyeye ait haklarını muhafaza edecek
    lerdir.
    işbu muahedename mucibince Türkiye’den ayrdacak olan
    memalikte hin-i tefrikte mevcut olan veya 281 inci madde muci
    bince yeniden iktisab-ı meriyet eyleyecek olan milkiyet-i sınaiye
    ve edebiye ve bediiye hukuku memalik-i mezkûrenin rabt ve
    ilhak edileceği hükümet tarafından kabul olunacak ve bu mem
    leketlerde kavanin-i Osmaniyeye tevfikan ihale edildiği müddet
    için muteber olacaktır.
    Madde 286 — Milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiye umu
    runa müteallik dosyalarla defterlere ve planlara ve bunların
    ledelicap Türkiye kalemleri tarafından Türkiye’den ayrılan arazi
    hangi devletlere ilhak edilmiş ise o devletlerin kalemlerine tevdi
    ve tebliğine müteallik bilcümle mesail hususî bir mukavelename
    ile hal ve tanzim olunacaktır.
    Dördüncü Kısım
    Emval, hukuk ve menafi
    Madde 287 — 1 ağustos 1914 tarihinde taht-ı hâkimiyet-i
    Osmaniyede bulunan yerlerde mevcut olup harp esnasında
    Osmanlı tabiiyetinde bulunmayan Düvel-i Müttefika tebaasının
    veya tebaa-i mezkûrenin taht-ı murakabesindeki şirketlerin uh
    desinde bulunan emval ve hukuk ve menafi – kapitülastonlar
    iktizasınca istifası caiz olan rüsum müstesna olmak üzere – Hü
    kûmet-i Osmaniye veya Osmanlı idareleri tarafından mevzu
    her gûna rüsumdan âzâde olarak eshabına iade olunacaktır. Em
    val-i mezkûre, harp esnasında, eshabı, bundan hiç bir istifade
    temin edemeyecek surette zabt ve hacz edilmiş ise her ne mahiyet
    te olursa olsun her gûna rüsumdan âzâde olarak iade edilecektir.
    Hükûmet-i Osmaniye, hak-kı tasarruflarından mahrum
    edilen eshabın mallarını, bu mutasarrıfların müsaadesi olmaksı
    zın tahmil edilen her türlü tekâlif ve düyunattan azade olarak
    iade için elinden gelen bilcümle tedabiri ittihaz edecektir. Hükû
    met-i müşarünileyha işbu iadeden dolayı mutazarrır olanların
    zararlarını tazmin edecektir.
    Bu maddede beyan olunan iade keyfiyeti icra edilemediği
    veyahut emval ve hukuk ve menafi gerek zabt edilsin gerek edil
    mesin zarar ve hasara uğradığı takdirde mutasarrıfı tazminat
    talebine salâhiyettar olacaktır. Bu bapta Düvel-i Müttefika tebaası
    veya tebaa-i mezkûre tarafından murakabe edilen şirketler ta
    rafından vaki olacak müddeiyat tetkik edilerek tazminat mikta
    rı Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından intihap edilecek bir heyet-i
    hakemiye tarafından tayin olunacaktır, işbu tazminat Hükû
    met-i Osmaniyenin uhdesinde olarak müddeinin mensup olduğu
    hükümet arazisinde sakin veya o hükümetin kontrolü altında bu
    lunan Osmanlı tebaasının emvalinden ifraz ve tahsil olunacaktır.
    Tazminat-ı mezkûre beyan edilen işbu menabiden istihsal edile
    meyecek olduğu takdirde umur-i maliyeye müteallik olan sekizin
    ci kısmın 236 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında münderiç
    tahsisat-ı seneviyeden ifraz ve tesviye olunacaktır.
    Bâlâda muharrer ahkâm Düvel-i Müttefika kuvvetlerinin
    işgal-i filisi tahtında bulunan ve işbu muahede mucibince Türki
    ye’den ayrılan yerlerdeki emval ve hukuk ve menafie 30 teşrini-
    sani 1918 tarihindenberi iras olunan zararları tazmin mecburiye
    tini tahmil etmeyip mezkûr tarihten itibaren emval ve hukuk ve
    menafi-i mezkûreye ika edilen zararlar bu hususta mesul olan
    düvel-i müttefikaya raci olacaktır.
    Madde 288 — Evvelce tebaa-i Osmaniyeden olup da bila-
    hara işbu muahedename veyahut Türkiye’den ayrılan yerlerin
    tayin-i mukadderatına müteallik diğer bir muahede mucibince
    düvel-i müttefikadan birinin veya bir yeni hükümetin tabiiye
    tini bihakkin iktisap edenlerin Türkiye’deki emval ve hukuk ve
    menafii, emval hukuk ve menafi-i mezkûrenin bilâhare buluna
    cağı hal ve vaziyette iade olunacaktır 1
    .
    Madde 289 — işbu muahedenameden tevellüt edebilecek
    ahkâm-ı muhalifenin hükmü baki kalmak şartiyle, düvel-i müt
    tefika, “17 ekim 1912” 1
    senesinde Osmanlı hakimiyetinde bulu
    nan yerler müstesna olmak üzere kendik memleketinde ve müs
    temlekelerinde veya mahmiyelerinde bulunan tebaa-i Osmani
    yenin veya bunlar tarafından kontrol edilen şirketlerin emval
    ve hukuk ve menafini zabt veya tasfiye etmek hakkını muhafaza
    ederler.
    Tasfiye alâkadar hükûmet-i müttefikanın kanunlarına tev
    fikanın kanunlarına tevfikan icra olunacak ve Osmanlı mutasar
    rıfları işbu hükümetin rizası olmadıkça işbu emval ve hukuk ve
    menafie tasarruf edemeyecekleri gibi bunlara hiç bir külfet tah
    mil edemeyeceklerdir.
    Madde 290 — Osmanlı tebaası hakkında cari olan 281 inci
    maddenin beşinci fıkrası ve 282, 284 üncü maddeler 287 inci mad
    denin ikinci fıkrası 289, 291, 292, 293, 301, 302, 308 inci madde
    lerdeki ahkâm işbu muahedenin veya Türkiye’den ayrılan yer
    lerin mukadderatını tayin edecek diğer bir muahedenin tatbikile
    hukukan düvel-i müttefika veya yeni bir hükümet tabiyetini
    alan osmanlı tebaasına şamil değildir.
    1
    Türkç metinde bir terceme yanlışı görülmüş ve. düzeltilmiştir. Yanlış,
    fransızca “etat” ve “Etat” kelimeleri arasındaki farkı gözden kaçırmaktan ve
    “etat” kelimesini “hükümet” diye Türkçeye çevrilmesinden doğmuştur.
    2
    Türkçe metinde 1 ağustos 1914 yazılıdır. Fransızca metne göre
    düzeltildi.
    Madde 291 — ” 17 ekim 1912″1
    senesinde Osmanlı hâki
    miyetinde bulunan yerler müstesna olmak üzere Düvel-i Mütte-
    fikadan birisinin arazisinin bulunan Osmanlı tebaasının emval
    ve hukuk ve menafii ve kezalik bunların satışının tasfiyesinin
    veya diğer vucuh-i tasarrufiyesinin hasılat-ı safiyesi, işbu devlet
    tarafından -287 nci madde mucibince- kendi tebaası metalibinden
    münbais tazminata veya anların Osmanlı tebaasından alacak
    larına mahsup edilebilecektir. 289 uncu maddenin ve işbu madde
    deki fıkra-i ânife mucibince istimal olunmayan bu gibi emval,
    hukuk ve menafiin tasfiyesi hasılatı Maliye Komisyonuna verile
    cek ve işbu muahedenin sekizinci kısmının (ahkâm-ı maliye)
    236 nci maddesinin ikinci ahkâmına tevfikan istimal olunacaktır.
    Madde 292 — Osmanlı Hükümeti memalik-i müttefikada
    bulunan emval ve hukuk ve menafilerinin tasfiye veya zabtından
    zarara uğrayacak olan kendi tebaalarının bilumum zarar ve zi
    yanlarının tazminini deruhte eder.
    Madde 293 — işbu muhadename veyahut 17 teşrinievvel
    1912 den itibaren akdolunan herhangi bir muahede mucibince
    Türkiyeden tefrik olunan arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet eden
    bir devlet-i müttefika veya bir devlet-i cedide hükümetleri bu
    arazi dahilindeki Osmanlı şirketlerinin veyahut tebaa-i osmani
    yenin murakabesi tahtındaki şirketlerin emval, hukuk ve menafii-
    ni tasfiye edebileceklerdir. Tasfiye hasılatı doğrudan doğruya
    şirkete teslim edilecektir.
    Taht-ı niyabetine (mandat) mevzu arazi ahalisi de dahil
    olduğu halde Düvel-i Mütelife tebaasının 1 ağustos 1914 tarihinde
    menafi-i mütefevvikası bulunan şirketlere bu madde kaabil-i
    tatbik değildir.
    Tasfiye hasılatının tesviyesine müteallik işbu maddenin bi
    rinci fıkrasının ahkâmı, sahibi bir şirket-i osmaniye olup da mu
    rakabesi veya ekseriyet-i sermayesi gerek doğrudan doğruya
    Almanya, Avusturya, Macar veya Bulgar tebaasının yedinde
    bulunan ve gerekse bunlar tarafından murakabe edilen bir şirkette
    halen veyahut 1 ağustos 1914 te menafü bulunan şömendöfer
    şirketleri hakkında tatbuk olunamayacaktır. Bu takdirde tasfiye
    hasılatı Maliye Komisyonuna teslim olunacaktır.
    1
    Türkçe metinde 1 ağustos 1914 yazılıdır.
    Madde 294 — işbu muahede neticesi olarak kalacak arazi-i
    Osmaniyedeki şömendöfer imtiyazını haiz Osmanlı şirketlerinin
    hukuk, menafi ve emval ve müesseselerini başlıca düvel-i mütte-
    fikanın talebi üzerine Hükûmet-i Osmaniye mubayaa edecektir 1
    .
    Hükûmet-i Osmaniye Maliye Komisyonunun reyine tevfikan
    salifüzzikir hukuk, menafi, emval ve müesseseleri, kendinin şö
    mendöfer hattında veya müesseselerinde malik olabileceği her
    türlü menafi dahil olduğu halde devredecektir. Bu devir Cemiyet-i
    Akvam tarafından mansup bir hakemin tayin edeceği bedel üze
    rinden icra edilecektir. Bedeli Maliye Komisyonuna teslim oluna
    caktır. Mezkûr Komisyon da gerek bu bedeli gerek 293 üncü
    maddesince ahiz ve tesellüm olunan bilcümle mebaliği şirkette
    ya doğrudan doğruya veya bilvasıta alakadar olanlar arasında
    tevzi eyleyecektir. Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar tebaa
    larına ait hisseler Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaris
    tan ile münakit sulh muahedenameleri mucibince teşkil olunan
    Tamirat Komisyonuna teslim olunacaktır. Maamafih Hükûmet-i
    Osmaniyeye ait olabilecek hisse işbu muahedenin sekizinci kıs
    mının (ahkâm-ı maliye) 236 nci maddesinde tayin olunan husu-
    sat için Maliye Komisyonu tarafından tevkif edilecektir.
    Madde 295 — Almanya ile münakit sulh muahedenamesinin
    260 ıncı maddesinin veya Avusturya, Macaristan ve Bulgaris
    tan ile münakit sulh muahedenamelerinin ahkâm-ı mütenazıra-
    sının tatbikine muktazi tedabir müstesna olmak üzere Hükûmet-i
    Osmaniye işbu muahedenamenin mevki-i tatbika vazından altı
    aylık bir müddetin inkizasına kadar kendi arazisi dahilinde kâin
    olup işbu muahedenamenin mevki-i tatbike vaz’ı anında Almanya,
    Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan veya bunların tebaasına
    ait emval, hukuk ve menafiin istimaline müteallik her türlü mua
    meleyi men edecektir.
    işbu muahedenamenin mezkûr devletlere ait olan hukuk-i
    temellükiyeye müteallik • ahkâmı mahfuz olmak şartiyle Hükû
    met-i Osmaniye başlıca Düvel-i Müttefika tarafından salifüz-
    1
    Fransızca metinde ” reprendre ” kelimesi ile ifade edilen bu hüküm
    Konya’da basılan türkçe metinde ” istirdat edecektir ” şeklinde yazılıdır.
    zikir altı aylık müddet zarfında irae edilecek olan ve yukarıdaki
    maddede mevzu-i bahis bulunan emval, hukuk ve menafü tasfiye
    edecektir. İşbu tasfiye muamelesi başlıca düvel-i müttefikanın
    nezaretleri tahtında irae edecekleri surette icra olunacaktır.
    Bu emvalin hak-kı istimaline müteallik memnuiyet tasfiye
    muamelesinin hitamına değin ipka ve idame olunacaktır.
    Tasfiye edilen emvalden Almanya, Avusturya, Macaristan
    veya Bulgar devletleri ne ait olanlardan gayrisinin tasfiye hası
    latı doğrudan doğruya eshabına teslim olunacaktır. Tasfiye edilen
    emval düvel-i mezkûreye ait olduğu takdirde hasılatı, emvalin
    ait olduğu devlet ile münakit sulh muahedenamesile müteşekkil
    Tamirat Komisyonuna devir edilecektir.
    Madde 296 — Muahede-i hazıra mucibince Türkiyeden fek
    edilen arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet eden hükümetler arazi-i
    mezkûre üzerinde bulunan ve işbu muahedenin mevki-i meriyete
    vaz’ı tarihinde Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a
    veyahut bunların tebaasına ait bulunan her gûna emval, hukuk
    ve menafü tasfiye etmek hakkını haiz olacaklardır. Meğerki Al
    manya ile akdedilen muahede-i sulhiyenin 260 ıncı maddesi Avus-
    turya-Macaristan ve Bulgaristan ile münakit muahedat-ı sulhi
    yenin de buna tekabül eden ahkâm-ı mucibince emval, hukuk
    ve menafi-i mezkûre başka bir surette tasarruf edilmiş ola.
    Tasfiyenin hasılı 295 inci maddede musarrah şerait daire
    sinde istimal olunacaktır.
    Madde 297 — Eğer mal sahibi 287 nci maddede musarrah
    hakem komisyonu huzurunda 293, 295 veya 296 nci maddeler
    ahkâmına tevfikan tasfiye edilmiş emvalin şerait-i bey’iyesinin
    veyahut emvalin bulunduğu yerde icra-yı hakimiyet eden hükü
    met tarafından kavanin-i umumiyesinin haricinde olarak ittihaz
    edilmiş tedabirin fiatına gayr-ı muhik bir surette iras-ı zarar et
    tiğini ispat ederse komisyon kendisine adilane bir tazminat ita
    sına hüküm etmek salâhiyetini haiz olacak ve bu tazminat marez-
    zikir hükümet tarafından tesviye olunacaktır.
    Madde 298 — Hak-kı tasarruf bahşeden her bir kararın,
    müessesat ve şürekânın tasfiyesine müteallik her gûna avamirin
    veyahut arazileri üzerindeki düşman emval, hukuk ve menafü
    hakkında düvel-i müttefikadan birinin mahakim ve devairi ta-
    rafından muta veya müttehaz kavanin-i harbiyeyi tatbikan ita
    ve ittihaz edilmiş hükmünde olan evamir, nizamat, talimat ve
    mukarreratın muteber addedileceği teyit olunur. Herhangi bir
    şahsın emval-i mezkûreye taalluk etmiş menafii emval-i mezkû-
    rete müteallik nizamat, evamir, mukarrerat ve talimatın şuruan
    mevzuunu teşkil etmiş addolunacaktır, tşbu menafi, nizamat,
    evamir, mukarrerat ve talimat-ı mezkûreden gerek sarahaten
    man tuk ve gerek meskût olsun.
    Mezkûr avamir, nizamat, mukarrerat ve talimat mucibince
    emval, hukuk ve menafiin muamele-i intikaliyesinin yolunda
    olup olmadığı hakkında hiç bir niza dermiyan edilmeyecektir.
    Kezalik Düvel-i Müttefika arazisi üzerinde bir mal, bir müessese
    veya bir şirket hakkında (gerek tahkik, gerek haciz, gerek idare-i
    cebriye, gerek intifa, gerek istimval, gerek nezaret veya tasfiye,
    gerek bey’i ve idare-i emval ve hukuk ve menafi, gerek tahsil
    veya tesviye-i düyun, gerek tesviye-i masarif, teklif ve tarh ve
    gerek düşman emval, hukuk ve menafii hakkında Düvel-i Müt-
    tefikanın mahakim ve devairince müttehaz veyahut harp kava
    nin-i istisnaiyesini tatbikan ittihaz, isdar veya icra edilmiş hük
    mündeki kavanin ve nizamat ve evamir ve talimat mucibince
    icra olunan muamelat hususlarına müteferri olsun) icra edilen
    muamelatın meşruiyeti tasdik olunmuştur.
    Madde 299 — Düvel-i Müttefikadan bir veya bir kaçı namına
    veya emri veyahut muvafakati üzerine Türkiye arazisinde Al
    manya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristanın veya tebaalarının
    emval, hukuk ve menafii hakkında 30’teşrinievvel 1918 tarihinden
    işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ına kadar ittihaz
    oluna kâffe-i tedabirin muteber olduğu bilhassa teyit olunmuş
    tur. Tedabir-i mezkûre neticesinde düvel-i müttefika yedinde
    kalan mebaliğ 295 inci maddenin son fıkrasında zikir olunan
    kuyut dairesinde muameleye tabi olacaktır.
    Madde 300 — Düvel-i Müttefikadan biri yahut anın namına
    mahakim ve devairinin emrile hareket eden herhangi bir şahıs
    aleyhine harp esnasında harbin ihzaratı nokta-i nazarından tebaa-i
    Osmaniyenin emvali, hukuk ve menafii hakkında icra olunan
    herhangi fiil veya ihmalden dolayı Türkiye tarafından veyahut
    1914 ağustosu bidayetinde Osmanlı tabiiyetini haiz olan veya
    bu tarihten sonra o tabiiyeti iktisap eden bir kimsenin kendi
    tarafından veya namına yapılacak müracaat ve mütalebat mak
    bul değildir. Kezalik her müttefik devletin kavanin ve nizamatmdan
    ve harbin müstesna tedabirinden mütevellit ef’al veya ih
    mal dolayısiyle herhangi bir kimsenin aleyhinde yapılacak müra
    caat ve mütalebat gayr-ı makbuldür.
    Madde 301 — işbu muahedenamenin mevki-i meriyete va-
    zındandan itibaren altı ay zarfında Osmanlı kavanini mucibince
    ruhsat verilmiş bulunan ve işbu muahedeye tevfikan tasfiyeye
    tabi bulunan bütün şirketlerin hisse senedatı, tahvilatı veyahut
    emval-i menkulesi ve Osmanlı tebaası yedindeki emval, hukuk
    ve menafie müteallik kâffe-i mukavelat, şehadetname, senet ve
    sair vesaik-i tasarrufiyeyi Osmanlı Devlet-i ledettalep Düvel-i
    Müttefikadan herbirine tevdi edecektir.
    Düvel-i Müttefikadan alâkadar olanın talebi üzerine Hükû
    met-i Osmaniye her zaman balâda zikir olunan emval, hukuk ve
    menafi hakkında kezalik işbu emval hukuk ve menafiin 1914
    ağustos bidayetindenberi yapılan devir ve ferağına müteallik her
    nevi malumatı ihzar ve ita edecektir.
    Madde 302 — Düvel-i Müttefika tebaası veya gruplarının
    taht-ı murakabesinde bulunan osmanlı şirketleri müstesna olmak
    üzere bir taraftan hükûmet-i seniye ile işbu muahedename mevki-i
    meriyete konulduğu tarihte memalik-i Osmaniyede mukim te
    baası ve diğer taraftan düvel-i müttefika hükümetleri ile 1914
    senesi ağustosunun 1 inde Osmanlı tebaası olmayan ve memalik-i
    Osmaniyede ikamet veya bir sanat icra etmeyen (Devlet-i Aliye
    hizmetinde bulunan ecanip memurlarının maaş ve muhassesat
    ve ucurat-ı resmiyeler müstesna olmak üzere) tebaaları arasında
    mevcut olup 236 ıncı maddede ve sekizinci kısmının (ahkâm-ı
    maliye) birinci melfufunda işaret olunan Osmanlı Düyun-i Umumi-
    yesinden gayri düyunat alakadar düvel-i müttefikanın akçasile
    tediye veya olveçhile hesaba geçirilecektir. Düvel-i Müttefikanın
    müstemlikât veya mahmisi olduğu memalik ile ingiliz müstem-
    likâtı ve Hindistan da buna dahildir. Ve mezkûr düyun gerek
    muharebeden mukaddem vacibüttediye bulunmuş olsun ve gerek
    harp dolayısiyle icrası tamamen ve kısmen taahhüre duçar olan
    muamelat-ı ticariye veya mukavelenameden münbais olup mu
    harebe esnasında vacibüttediye mahiyeti iktisap eylemiş bulun-
    sun aralarında biç bir fark gözedilmeksizin seyyanen salifülbeyan
    muameleye tabi tutulacaktır. Bir deyni diğer akçe ile tediye lü
    zumu hasıl olduğu takdirde, akçe tebdili, harpten evvel cari kam
    biyo üzerinden icra olunacaktır.
    işbu ahkâmın hin-i tatbikinde muharebeden evvelki akçe
    farkı nisbeti Türkiye ile alâkadar hükûmat-ı müttefika beyninde
    ilân-ı muhasamattan bir ay mukaddem vukubulan telgraf nak
    liyatı hesap vasatisi nisbetine müsavi addolunacaktır.
    Akçe tebdili meselesinde bir kontrato para farkı nisbetini
    muayyen bir surette tasrih eylemiş ve taahhüdün alâkadar düvel-i
    müttefikanın parası ile edasını şart koymuş ise para farkı nis
    betine mütedair salifülbeyan ahkâm tatbik olunmayacaktır.
    Düşman hukuk ve menafii ve emval-i menkulesinin tasfiye-i
    hesabatından münbais hasılat ile işbu fasdda münderiç düşman
    mevcudat ve matlubat-ı naktiyesi dahi bâlâda mezkûr akçe veya
    para farkı nisbeti üzerinden hesap ve tesbit edilecektir.
    Bu maddenin para farkı nisbetine müteallik ahkâmı işbu
    muahedename mucibince Hükûmet-i Osmaniyeden fek edilen
    arazi üzerinde mütemekkin eşhasın matlubat veya düyunatına
    tatbik edilmeyecektir.
    Madde 303 — 287 ve 302 nci maddelerin ahkâmı harp dola-
    yısı ile mevzu kavanin-i istisnaiyeyi veya işbu muahedenamenin
    ahkâmını tatbikan düvel-i müttefika tarafından şirketlerin veya
    ticaretgâhların emvali, hukuku ve menafiine dair icra edilen mua-
    mele-i tasfiyeye dahil olan veya olacak bulunan, milkiyet-i sınai
    ye edebiye ve asarı nefise hukuku hakkında dahi tatbik oluna
    caktır.
    Bişinci Kısım
    Mukavelat, Mürur-i zaman ve Hükümler (Mukarrerat)
    Madde 304 — Merbut zeyilde irae olunan bazı mukavelat
    ile mukavelat kabilinden olan ukude müteallik istisnaiyat ve
    kavaid-i mahsusa mahfuz olmak üzere, düşmanlar arasında müna
    kit her mukavele 1 ağustos 1914 tarihinde tebaa-i Osmaniyeden
    bulunmayan ve elyevm düvel-i müttefikadan birinin tabiiyetinde
    olan tarafin-i akidinden birinin mensup olduğu Düvel-i Müttefika
    kanununa tevfikan ve mezkûr kanunun tayin ettiği şerait dahilin
    de ipka veya fesh olunacaktır.
    Madde 305 — Tarafin-i akidin arazisi üzerinde düşmanlar
    arasındaki münasebata dair harpten evvel ve sonra cereyana baş
    lamış olan mürur-i zamanlar ve mürur-i müddetler ve hak-kı
    müracaatını sukutu 29 teşrinievvel 1914 tarihinden itiharen
    işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ına kadar talik edilmiş
    addolunacaktır.
    Bu müddetler işbu muahedenin mevkii meriyete vaz’ında
    lâakal üç ay sonra cerayana başlayacaktır. Bu hüküm ibrazında
    faiz ve hisse-i temettüü verilecek olan kuponların vadeleri ve
    kezalik ibrazı halinde vacibüttediye olan ve kura keşidesinde
    isabet etmiş olan tahvilat ve vacibüttediye diğer hisse senedatr
    ve tahvilatı hakkında dahi tatbik olunacaktır.
    Japonya kanunu ahkâmına nazaran madde-i hazıra ve keza
    lik 304 üncü madde ve merbut zeyil Japonya tebaası ile Osmanlı
    tebaası beyninde münakit mukavelata tatbik olunmaz.
    Madde 306 — Düşmanlar arasındaki münasebatta kablel-
    harp tanzim edilmiş ve muayyen (matlup) vadeler dahilinde ka
    bul veya tediye için ibraz edilmemiş olan herhangi bir sened-i
    ticari ne keşideci ve cirantaları adem-i kabul ve adem-i tediye
    den dolayı ihbar edilmemiş ve ne de protesto keşide kılınmamış
    olmasından ve ne de esna-yı harpte bazı muamelata riayet kılın
    mamış bulunmasından naşi hükümsüz addolunmaz. Eğer bir
    sened-i ticarinin kabul veya tediyesi zımnında ibrazı yahut adem-i
    tediye ve adem-i kabulün keşideci ve cirantaya ihbarı ve protes
    to etmesi veya adem-i kabulü ve adem-i tediye halinde ihbar ey
    lemesi lâzım gelen taraf esna-yı harpte bunu yapmamış ise işbu
    muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren senedin ibrazı
    ve adem-i tediye ve adem-i kabul hakkında ihbar ve protesto
    keşide etmesi zımnında kendisine lâakal üç ay vade bahşolunacak-
    tır.
    Madde 307 — Esna-yı harpte Düvel-i Müttefika tebaasın
    dan olan bir kimse aleyhine veya menafiine karşı veyahut bir dev
    let-i müttefika tebaasının menfeattar bulunduğu bir şirket aley
    hine veya menafiine karşı idarî ve adlî bir daire-i Osmaniyeden
    isdar edilmiş olan mukarrerat (hükümler) ve ittihaz kılınmış olan
    tedabir-i icraiye işbu tebaanın talebi üzerine 287 nci maddede
    musarrah hakem komisyonu marifetile tekrar tetkik olunacaktır.
    Bu takdirde tarafin eğer mümkün ise ve muvafık-ı madelet
    addolunursa devair-i Osmaniyeden sadır olan mukarrerat veya
    tedabir-i icraiyenin sudurundan mukaddem bulundukları vazi
    yete irca edilecek ve mümkün olmadığı takdirde bir müttefik
    devlet tebaası hakkında sudur etmiş olan kararın tatbikinden
    ve tedabir-i icraiyenin ittihazından dolayı duçar olduğu zararın
    telafisi zımnında hakem komisyonu münasip bir zaman hüküm
    edecektir. İşbu zaman (tamirat) hükûmet-i Osmaniyeye tahmil
    olunacaktır.
    Gerek tarafinden birinin bir şarta adem-i riayetinden ve
    gerek kontratoda münderiç bir hakkın istimalinden naşi bir mu
    kavele fesih edilmiş olduğu takdirde bundan mütessir olan taraf
    hakem komisyonuna müracaat edebilecektir. Bu komisyon ta-
    raf-ı mutazarrıra bir tazminat hükmedebilecek veyahut kontra-
    tonun feshinden dolayı Türkiyede ziyaa uğramış olan hukukun
    tekrar meriyetine kadar verebilecektir. Mamafih bunun için
    işin icabatına göre bir tecdit ve iade-i meriyetin adilane ve müm
    kün olması şarttır.
    Devlet-i Osmaniye işbu madde ahkâmına nazaran vaki olan
    tecdit ve iadeden mutazarrır olmuş olan her şahs-ı şalisin zararını
    tazmin edecektir.
    Madde 308 — Bir taraftan Düvel-i Müttefika tebaasından
    olan veya anların tabiiyetini iktisap etmiş olan veya arazisi Tür
    kiye’den ayrılmış olan yeni hükümetler tebaasından bulunan
    kimseler ve diğer taraftan osmanlı tebaası beyninde muahede-i
    haziranın mevki-i meriyete vaz’ından mukaddem akdedilmiş
    olan mukavelata müteallik bilcümle mesail tarafinden birinin men
    sup olduğu müttefik hükümet veya iki hükümetin mahakim-i
    milliyesinde veya konsolatosu mahkemesinde rüyet olunacak
    ve mahakim-i Osmaniye bu bapta salâhiyettar olmayacaktır.
    Madde 309 — Bir Devlet-i Müttefikanın veya arazisi Tür
    kiye’den ayrılmış olan yeni bir hükümetin millî veya konsolato
    mahkemelerinin hükümleri veyahut 287 nci maddede beyan olu
    nan hakem komisyonunun kararları, işbu mahakim ve komis
    yonlar muahede-i hazıra ahkâmınca salâhiyettar oldukları tak
    dirde, Türkiye’de kaziye-i muhkeme kuvvetini haiz olacak ve
    icra emrine (exequatur) hacet kalmaksızın icra olunacaktır.
    ZEYİL (MELFUF)
    I — Ahkâm-ı umumiye
    1- 304 ve 306 nci maddeler mefadınca ve işbu melfuf ahkâ
    mınca bir mukavelenin tarafeyninden olan eşhas arasında ticaret
    filen gayr-ı mümkün veya memnu veyahut tarefeyn-i akideynden
    birinin tabi bulunduğu havanin ve nizamat vea kararnamelerle
    gayr-ı kanunî bulunmuş olduğu halde tarafeyn her ne suretle
    olursa olsun işbu ticaretin gayr-ı mümkün ve memnu ve muhalif-i
    kanun olduğu günün tarihinden itibaren yekdiğere düşman ad
    dedilecektir.
    2- Düvel-i müttefika tarafından esna-yı harpte müttehaz
    kavanin, mukarrerat ve nizamat-ı dahiliyenin ve ezcümle şerait-i
    mukavelatm tatbikatı mahfuz olmak üzere atiyüzzikir mukave
    lat merî kalacaktır :
    (a) Emlâkin ve eşya ve emval-i menkule ve gayr-ı menkule-
    nin ahara devir ve ferağı maksadile münakit mukavelat, şu şart-
    laki devir ve ferağ tarafin yekdiğere karşı düşman vaziyetine
    düşmeden evvel ifa edilmiş ola.
    (b) Bedelat-ı icar ve icarat ve mevid-i icar;
    (c) Irifcrek (vefaen beyi) ve rehin ve nantisman mukavele
    leri;
    (d) Eşhas-ı hususiye yahut şirketlerle hükümet, vilâyetler
    ve devair-i belediye veyahut sair eşhas-ı hükmiye-i idariye ara
    sında münakit mukavelat ve kezalik devlet veya vilâyetler ve
    devair-i belediye ve sair eşhas-ı hükmiye-i idariye tarafından
    verilmiş olan iltiyazat işbu muahedede musarrah imtiyazata
    müteallik ahkâm-ı istisnaiye mahfuz olmak üzere merî olacaktır.
    Bu suretle ipka edilmiş olan mukavelatın icrası keyfiyeti
    şerait-i iktisadiyenin tahavvülü hasebile tarafinden biri için kül
    li zararı müstelzim olduğu takdirde hakem komisyonu 287 inci
    madde mantukunca mutazarrır olan tarafın talebi üzerine ana
    tamir-i zarara kâfi bir tazminat takdir edecektir.
    II — Bazı nevi mukavelat hakkındaki ahkâm-ı hususiye
    Tahvilat ve ticaret borsalarındaki vaziyetler
    3-A) Hükümetlerce tanınmış tahvilat ve ticaret borsaları
    için harp esnasında tanzim olunup düşman memleketlerine men
    sup eşhas-ı hususiye tarafından harpten evvel marezzikir bor-
    salarla ahzolunan vaziyetlerin tasfiyesine ait ahkâm ve mukar-
    reratı ihtiva eden nizamnameler ile bu nizamnamelerin temin-i
    tatbiki için ittihaz edilen tedabir tarafin-i akidin canibinden tas
    dik olunmuştur. Şu şartla ki:
    Evvelâ : muamelatın marezzikir borsaların nizamına tabi
    tutulacağı evvelce sarahaten beyan edilmiş ola;
    Saniyen : İşbu nizamat umum için mecburiyülittiba buluna;
    Sâlisen : Şerait-i tasfiye makbul ve haklı ola.
    B) :Liverpol pamuk tacirlerinin kararı üzerine 31 temmuz
    1914 tarihinde pamuk üzerinde icra olunan nisbî vadeli muame
    lât tasfiyesi işbu muahede ile tasdik olunmuştur.
    Rehin
    4- Bir düşman canibinden tedeyyün edilmiş olan bir bor
    cun temini zımnında verilmiş olan bir rehnin adem-i tediye-i
    deyn halinde furuhtu, rahine ihbar edilememiş olsa bile, dayinin
    hüsn-i niyetle hareket ve tedabir-i lazıma ittihazına ihtimam et
    miş olması şartiyle, muteber olacaktır. Bu takdirde malın satılma
    sından dolayı mal sahibi bir gûna talep dermeyan eylemiyecektir.
    Senedat-ı ticariye
    5- Bir şahıs gerek kablelharp ve gerek harp esnasında düş
    man olan bir kimse tarafından kendisine karşı vaki olan taahhütten
    dolayı bir sened-i ticarinin tediyesini taahhüt eylemiş ise diğeri
    muhasamatın küşadına rağmen taahhüdünün temin-i netayici-
    ne mecbur tutulacaktır.
    Sigorta mukaveleleri
    6- Fıkarat-ı âtiyenin ahkâmı yalnız Türkiye ile icra-yı ticaret
    memnu olduğu zaman tebaa-i Osmaniye ile Düvel-i Müttefika
    tebaası beyninde akd edilmiş olan kontratolar hakkında tatbik
    olunacaktır. Bu ahkâm, Düvel-i Müttefika tebaasından olsalar
    bile işbu muahede ile Devlet-i Aliyeden tefrik edilen arazide sakin
    efrat-ı ve kumpanyalar ile osmanlı tebaası beyninde münakit
    kontratolar hakkında cari değildir. Atideki fıkarat ahkâmı kaa-
    bil-i tatbik olmadığı takdirde sigorta ve tekrar sigorta (reassu-
    rance) mukaveleleri 304 üncü madde ahkâmına tabi tutulacaktır.
    Harike karşı sigortalar
    7- Harike karşı, emlâke müteallik olup işbu emlâkte alaka
    dar olan şahıs ile muahharan düşman olmuş bir şahıs beyninde
    tanzim kılınmış olan mukaveleler muhasamatın küşadından veya
    tarafinden birinin bilâhara düşman hal ve sıfatını iktisap etmesin
    den veya tarafinden birinin esna-yı harpte veya harpten sonra
    üç ay zaman zarfında ahkâm-ı mukaveleden birini ifa etmemiş
    olmasından dolayı mefsuh addolunmayacaktır. Bu mukaveleler
    ancak işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz oldunduğu tarihten
    üç ay sonra hulul edecek ilk tediye-i ücret vadesi tarihinden iti
    baren fesih olunacaktır. Zaman-ı harpte vadeleri hulul etmiş olup
    o vakittenberi ödenmemiş olan primler ve vadesi geçmiş taksit
    ler veya esna-yı harpte duçar olunduğu iddia kılınan zayiat için
    vaki olacak talepler hakkında bir talimatname tanzim oluna
    caktır.
    8- Eğer harpten mukaddem harike karşı akdedilmiş olan bir
    sigorta bir emr-i adlî veya idarî ile evvelki sigorta edenden ikinci
    bir sigortacıya devir edilmiş olduğu takdirde işbu muamele-i de
    vir muteber tutulacak ve iptidaen sigorta edenin mesuliyeti dev
    rin icrası gününden itibaren muntafi addedilecektir, maahaza
    iptidaki sigorta edenin talebi üzerine mumaileyh şerait-i devir
    den tamamen haberdar edilmek hakkını haiz olacaktır. Eğer bu
    şerait-i mukarin-i adalet olmadığı tezahür ederse bunlar âdilâne
    bir şekle ifrağ için lüzumlu bir derecede tadil olunacaktır. Bundan
    maada sigorta olunan kimse talip olduğu günün tarihinden ilk
    sigorta eden ile muvafık kaldığı surette mukavelevi tekrar ilk
    sigortacıya devir etmeğe haklı olacaktır.
    Hayat üzerine sigorta
    9- Bir sigortacı ile muahharan düşman olmuş olan diğer
    bir şahıs beyninde tanzim kılınmış olan hayat sigorta mukave
    leleri muhasamatın küşadı veya şahsın bilahara düşman olması
    sebebile mefsuh addolunmayacaktır. Fıkra-i sâlife mucibince
    mefsuh addolunmayan bir kontrato mündericatma nazaran za-
    man-ı harpte vacibüttediye olan her meblağ harpten sonra kaa-
    bil-i istifa olacaktır. İşbu meblağa, vacibüttediye olduğu tarihten
    itibaren eda olunancaya kadar, senevî yüzde beş faiz zam olacak-
    tır. Bir hayat sigorta mukavelesi, sigorta ucuratının adem-i te
    diyesi yüzünden harp esnasında hükümden sakit olmuş veya
    ahkâm-ı mündericesinden bazılarının adem-i tatbiki yüzünden
    infisah-^sylemiş ise hayatı sigorta edilen kimse veya vekilleri veva
    şarik ve varisleri, işbu muahedenin kesb-i meriyet ettiği tarihten
    itibaren on iki at zarfında sigortacıdan mukavelenin hükümden
    sakit veya mafsuh olduğu tarihteki kıymetine muadil bir bedel
    talej) etmeğe haklı olacaklardır.
    10- Eğer hayat üzerine sigorta kontratosu bir sigorta kum
    panyasının muahharan düşman olmuş olan bir memlekette kâin
    şubesi tarafından akdedilmiş ise nefs-i kontratoda hilafına ahkâmın
    adem-i mevcudiyeti halinde mezkûr mukavele kanun-ı mahallî
    hükmüne tabi olacaktır. Lâkin sigortacı sigorta edilen şahıstan
    veya makamına kaim olanlardan zaman-ı akitte mevcut kavanin
    ve uhut ve nefs-i mukavelede muayyen şerait hilâfına olarak
    zaman-ı harpte tatbik edilmiş tedabir neticesi olarak talep ve
    istihsal kılınmış olan mebaliğin istirdadı hakkını haiz olacaktır.
    11- Bilcümle ahvalde kontratoya tatbiki kaabil olan kanun
    hükmüne tevfikan sigortacı primlerin adem-i tediyesine rağmen
    kontratonun hükümsüzlüğünü sigorta edilmiş olan kimseye ih
    bar edinceye kadar, sigorta edilen şahsa karşı bağlı kalırsa bu
    ihtar ancak hal-i harpten dolayı icra edilemediği takdirde sigor
    tacı tediye edilmemiş olan primleri senevî yüzde beş faiz zammile
    ol şahıstan istihsal etmek hakkını haiz olacaktır.
    12- Dokuzuncudan onbirinciye kadar olan fıkaratın tatbiki
    zımnında tarafeynin taahhüdat-ı mütekabilelerinin hesabı için
    hayat-ı beşeriyenin ihtimalatını faizinin miktarına meze ederek
    nazar-ı itibare alan sigorta mukaveleleri hayat üzerine yapılmış
    mukavelat hükmünde addolunacaktır.
    Bahrî sigortalar
    13- Bir sigortacı ile muahharan düşman olmuş olan bir şahıs
    beyninde akdedilmiş olan bahrî sigorta mukaveleleri (gerek sefer
    gerek zaman üzerine tanzim kılınmış olan senetler de dahil olduğu
    halde) o şahsın düşman olduğu andan itibaren mefsuh addoluna
    caktır. Meğer ki kontratoda tasrih edilmiş olan hasar bu andan
    daha mukaddem cereyana başlamış ola.
    Hasar henüz cereyana başlamamış ise prim halinde ve sair
    suretle tediye edilmiş olan mebaliğ sigorta edenden kaabil-i istifa
    olacaktır.
    Hasarın cereyana başlamış olması takdirinde —taraflı diğer
    düşman olsa bile— kontrato merî addolunacaktır. Kontrato mün-
    dericatına göre gerek prim olarak gerek (felâket-i bahriye ziyanı)
    olarak medyun olan mebaliğ, işbu muahedenin mevki-i meriyete
    vaz’ından itibaren vacibüleda olacaktır. Kablelharp düvel-i mu
    haribe tebaasına karşı veyahut düvel-i mezkûre tebaası tarafın
    dan tedeyyün edilmiş ve badelharp tahsil olunmuş olan mebaliğ
    için faiz tediyesi zımnında bir mukavele akd olunup da zayiat
    vaki olsa ve bahrî sigorta mukavelesi mucibince zayıat-ı mezkûre
    kaabil-i tazmin bulunmuş ise işbu faiz zayiatın yevm-i vukuun
    dan sonra mürur edecek bir senelik müddetin hitamından iti
    baren cereyan edecektir.
    14- Sigorta edilmiş ve muahharan düşman olmuş olan bir
    şahıs ile akd olunan bahrî bir sigorta mukavelesi, sigorta eden
    kimsenin mensup olduğu devlet veya amn müttefikleri tarafından
    sebebiyet verilmiş olan ef’al-i harbiyeden mütevellit kazaları
    şamil addolunamaz.
    15- Muahharan düşman olan bir sigortacı ile harpten mukad
    dem bahrî bir sigorta mukavelesi akd etmiş olan bir şahsın mu
    hasamatın be’dinden sonra aynı hasara müteallik olmak üzere
    düşman olmayan diğer bir sigortacı ile yeni bir mukavele akdetmiş
    olduğu ispat olunursa yeni kontrato tarih-i tanziminden itibaren
    evvelki kontratonun makamına kaim olup vadeleri hulul etmiş
    olan primler evvelki sigortacının ancak yeni kontratonun hin-i
    tanziminde kontratodan mesul olmağa başladığı keyfiyeti esas
    ittihaz edilerekten hesap ve tediye olunacaktır.
    Diğer sigortalar
    16- Yedinci fıkradan on beşinci fıkraya kadar mevzu-i bahis
    olan mukaveleden maada olup harpten evvel bir sigortacı ile muah
    haran düşman olmuş olan bir şahıs beyninde sebketmiş olan si
    gorta mukaveleleri hakkındaki tarz-ı muamele aynı tarafeyn bey
    ninde münakit harik sigorta mukaveleleri hakkında mezkûr
    fıkralarda gösterilen muameleye tamamile mutabık olacaktır.
    Mükerrer sigortalar
    (Reassurances )
    17- Düşman olmuş bir şahıs ile akdolunan mükerrer sigorta
    mukavelatı ol şahsın düşman olmasından dolayı mülga addoluna
    caktır. Fakat harpten mukaddem cereyana başlamış olan hayatî
    ve bahrî haşarat vukuu takdirinde işbu hasaratan mütevellit
    mebaliğ-i medyunenin hak-kı istifasına halel gelmeyecektir. Mü
    kerrer sigorta edilmiş taraf her ne zaman düşman istilâsı neticesinde
    sigorta edecek diğer bir kimse bulamamak imkânsızlığına vaz
    edilmiş olursa, mukavele, işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’
    ından üç ay sonraki müddetin hitamına kadar kaim olacaktır.
    Bir mükerrer sigorta (reassurance) mukavelesi işbu fıkra hük
    münce ilga edilecek olursa gerek tediye edilmiş ve edilecek prim
    ler hakkında ve gerek harpten evvel cereyana başlamış olup
    hayat ve bahrî kazalara ait haşarattan mütevellit mesuliyetlere
    dair tarafeyn beyninde bir hesap tesis ve tertip olunacaktır.
    Dokuzuncudan onbeşinci fıkraya kadar mezkûr olan haşa
    ratın gayrı bulunan haşarata mütedair tesviye-i hesabat tarafey
    nin düşman oldukları tarihten itibaren vaki olacaktır.
    Ve bu tarihten sonra duçar olunan haşarata mütedair müd-
    deiyyat nazar-ı itibare alınmayacaktır.
    18- On yedinci fıkranın ahkâmı, hayatî ve bahrî haşarattan
    maada haşaratı sigorta eden bir kimse canibinden bir kontrato
    ile kabul edilmiş olan hasarat-ı hususiyeye ait mükerrer sigorta
    ya dahi şamildir.
    19- Hususî bir kontrato ile yapılmış hayat sigorta mukave
    lesinin reassüransı, bir reassürans mukavele-i umumiyesinde dahil
    olmasa bile merî tutulacaktır.
    20- Bahrî bir sigorta mukavelesinin harpten mukaddem bir
    mükerrer sigortası vaki olduğu takdirde mükerrer sigorta eden
    kimseye devir olunan hasar (tehlike) muhasamatın iptidarından
    evvel başlamış ise devr-i mezkûr muteber olacak ve muhasamatın
    küşadına rağmen mukavele merî kalacaktır. Mükerrer sigorta
    mukaveleleri mucibince gerek prim ve gerek zayiat-ı vakıa yüzün
    den zimmette kalan mebaliğ badelharp istifa olunabilecektir.
    21- 14 ve 15 inci fıkraların ahkâmı ile 13 üncü fıkranın son
    cümlesi hasarat-ı bahriyeye müteallik mükerrer sigorta muka
    velelerine tatbik olunacaktır.
    Altıncı Kısım
    Şirketler ve imtiyazat
    Madde 310 – 29 teşrinievvel 1914 1
    tarihinden evvel Hükû
    met-i Osmaniye veya devair-i mahalliye-i Osmaniye canibinden
    işbu muahede mucibince Osmanlı kalan arazi dahilinde ita olunan
    imtiyazat ile 294 üncü madde mucibince Maliye Komisyonu
    tarafından ita olunabilecek imtiyazattan müstefit olan Düvel-i
    Müttefika tebaasile düvel-i müttefika grupları veya tebaası tara
    fından murakabe edilen şirketlerin 29 teşrinievvel 1914 tarihinden
    mukaddem akdolunan asıl imtiyaz mukavelenamesile mukave-
    lat-ı müteahhireden münbais olan kâffe-i hukuku hükûmet-i
    Osmaniye veya devair-i mezkûre canibinden, 287 inci madde
    hükümlerini tatbiken,2
    iade olunacaktır.
    Hükûmet-i Osmaniye mezkûr mukavelat ve itilafatı şerait-i
    cedide-i iktisadiye ye tevfik etmeği ve bundan maada müddet
    lerini 29 teşrinievvel 1914 tarihinden işbu muahedenin mevki-i
    meriyete vaz’ına kadar mürur eden müddet kadar temdit eylemeği
    taahhüt eyler. Osmanlı hükümeti ile anlaşmazlık halinde bu an
    laşmazlık 287 inci maddede bildirilen Hakem Komisyonuna
    sunulacaktır 3
    .
    Fıkra-i ânifede beyan olunan hukuku ihlâl eden kâffe-i ahkâm-ı
    kanuniye vesaire ile 29 teşrinievvel 1914 tarihinden sonra yine
    hukukun zararına olarak ita olunan imtiyazat ve vaki olan iti-
    lafat Hükûmet-i Osmaniyece bâtıl ve keenlemyekûn addoluna
    caktır.
    İşbu maddede beyan olunan imtiyaz sahipleri Maliye Ko
    misyonunun rey ve muvafakati ile esna-yı harpte duçar oldukları
    zarar ve ziyan veya haşarat için Hakem Komisyonu tarafından
    287 inci maddede tayin edilen şerait dairesinde kendilerince ba-
    mukavele istihsal edebilecekleri tavizat mukabilinde takdir olu
    nacak tazminattan tamamen veya kısmen feragat edebileceklerdir.
    Madde 311 — Başlıca Düvel-i Müttefikadan birinin idare ve
    vasayetine terkolunmak üzere Türkiye’den fek edilmiş olan ara
    zide 29 teşrinievvel 1914 ten evvel Hükûmet-i Osmaniye veya
    devair-i mahalliye-i Osmaniye canibinden ita edilmiş olan imtiya-
    1
    Türkçe metinde 1912 yazılıdır. Fransızca aslına göre düzeltildi.
    2
    Türkçe metinde 287 inci maddeye atıf yoktur.
    3
    Bu son cümle Türkçe metinde yoktur.
    zattan müstefit olan düvel-i müttefika tebaasile düvel-i mütte
    fika grupları ve tebaası tarafından murakabe edilmiş olan şirket
    lerin hukuk-i meşrua-i müktesebeleri aklâkadar devlet tarafından
    tamamen ipka ve muhafaza edilecektir. Devlet-i mezkûre kendi
    lerine evvelce tahsis olunmuş olan teminatı ipka veyahut anlara
    muadil teminat irae edecektir.
    Maahaza mezkûr devlet imtiyazat-ı mezbureden birinin
    muhafazası menafi-i âmmeye mugayir olduğu fikrinde bulunur
    ise arazi kendi idaresi veya vasayeti altına vaz olunacağı tarihten
    itibaren altı ay zarfında imtiyaz-ı mezkûru iştira veyahut tadilini
    teklif eylemek salâhiyetini haiz olacaktır. Bu takdirde sahib-i
    imtiyaza ahkâm-ı atiyeye tevfikan muhik bir taviz vermeğe mec
    bur olacaktır.
    İşbu tavizin miktarı hakkında tarafeynce birriza ittifak ha
    sıl olmazsa miktar-ı mezkûrun tayini üç azadan terekküp edecek
    hakem mahkemelerine tevdi olunacaktır. Bunların bir azası,
    imtiyaz bir şirkete ait olduğu takdirde, sahib-i imtiyazın veya
    ekseriyet-i sermayenin sahibi bulunan kimselerin mensup olduğu
    devlet tarafından ve ikinci aza alâkadar arazide icra-yı hüküm
    ve nüfuz eden devlet canibinden ve üçüncüsünün intihabı da ala
    kadarlar ittifak edemezlerse işbu üçüncü aza Cemiyet-i Akvam
    Meclisi tarafından tayin olunacaktır.
    Gerek cihet-i hukukiyeyi ve gerek hakkaniyeti nazar-ı iti
    bare alarak ita-yı hüküm edecek olan mahkeme takdire tealluk
    eden kâffe-i nokatı da nazarı itibare almaya mecbur olacak ve
    bu hususta fıkra-i atiyede beyan olunduğu veçhile mukavelenin
    şerait-i iktisadiye-i cedideye tevfik edilerek yeniden kabulü esa
    sını da nazardan dur tutmayacaktır.
    Eğer imtiyaz ipka edilmiş ise sahib-i imtiyaz işbu madde
    nin ikinci fıkrasında beyan olunan müddetin hitamında kontra-
    tosunun şerait-i cedide-i iktisadiyeye tevfik edilmesini talep et
    mek hakkını haiz olacak ve alâkadar devletle oğrudan doğruya
    itilâf hasıl olamadığı takdirde karar anifüzzikir mahkeme-i hake-
    miyeye havale olunacaktır.
    Madde 312 — Gerek 1913 senesindeki Balkan muharebatı
    neticesinde ve gerek 311 inci maddede beyan olunan arazi müstes
    na olmak üzere işbu muahede ile Türkiyeden fek edilmiş olan
    arazide suret-i katiyede iktisab-ı tasarruf eden devlet 311 inci
    maddenin birinci fıkrasında beyan olunan imtiyazın sabib ve
    alakadarlarına karşı kâffe-i hukuk ve mükellefiyatça, Devlet-i
    Osmaniyenin makamına kaim olacak ve bunlara tahsis edilmiş
    olan teminatı muhafaza veyahut muadil teminat irae etmeğe
    mecbur bulunacaktır.
    tşbu kaimiyet arazi-i mezkûreyi iktisap eden her devlet
    için arazinin intikalini tasrih eden muahedenin mevki-i meriyete
    vaz ‘mdan itibaren haiz-i tesir olacaktır
    Mezkûr devlet imtiyazatın işletilmesi ve mukavelatın icra
    edilmesi hususlarının bilâ inkıta devamı için tedabir-i lâzıma
    ittihaz eyleyecektir.
    Maahaza işbu muahede mevki-i icraya vaz olunur olunmaz
    mezkûr imtiyazat ve mukavelat ahkâmının mezkûr devletler
    ahkâm-ı kanuniyesile şerait-i cedide-i iktisadiyeye bilittifak tev-
    fiki zımnında araziyi iktisap eden devletler ile imtiyazat ve muka-
    velattan müstefit olanlar arasında müzakerata girişilebilecek
    tir. Altı ay zarfında ittifak hasıl olamadığı takdirde devlet veya
    imtiyazattan müstefit olanlar nizalarını 311 inci maddede suret-i
    teşekkülü beyan olunan hakem mahkemesine havale edebilecek-
    erdir.
    Madde 313 — 311 ve 312 inci maddelerin tatbiki evrak-ı
    naktiye ihracı hakkı dolayısiyle tavizat itasına mahal vermeye
    cektir.
    Madde 314 — Türkiyeden ayrılan arazide 29 teşrinievvel
    1914 tarihinden sonra Hükûmet-i Omsaniye yahut hükûmatı-
    mahalliye-i Osmaniye tarafından ita olunan yahut tarih-i mez
    kûrdan sonra devir ve intikal ettirilen imtiyazatın meriyetini
    Düvel-i Müttefika tanımağa mecbur değildirler. İşbu imtiyazat
    ve devir ve intikalat batıl ve keenlemyekûn ilân olunabilecek ve
    iptalleri hiç bir tazminat itasına mahal vermeyecektir.
    Madde 315 — Hükûmet-i Osmaniye canibinden 30 teşrini
    evvel 1918 tarihinden beri verilen imtiyaz veyahut imtiyazda
    bahşolunan hukuk kezalik 1 ağustos 1914 tarihinden itibaren işbu
    muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ına kadar Almanya, Avs-
    turya, Macaristan ve Bulgaristan ve Osmanlı tebaasına veyahut
    anların kontrolü tahtında bulunan şirketlere verilen her imtiyaz
    veya bir imtiyazda bahş olunan hukuk iptal olunmuştur.
    Madde 316 — (a) Osmanlı kanununa tevfikan teşekkül
    etmiş olup Türkiyede icrayı muamele eden ve Düvel-i Müttefika
    tebaası tarafından murakabe edilen veya edilecek olan her bir
    şirket işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    beş sene zarfında emval ve hukuk ve menafiini düvel-i müttefi
    kadan birinin kavaninine tevfikan teşekkül eden ve işbu devletin
    tebaası tarafından murakabe olunan bir şirkete devir etmek
    hakkını haiz olacaktır.
    Emval kendisine devir olunan bu şirket eski şirketin, kava-
    ııin-i Osmaniye mucibince haiz olduğu veya bu muahede muci
    bince haiz olabildiği hukuk ve imtiyazatın aynından istifade et
    meğe devam edecek, fakat kendisine evvelce taalluk etmiş bütün
    vazaif ve tekâlifi ifa etmeğe mecbur olacaktır.
    Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika tabiiyetini haiz
    şirketlerin Türkiyede imtiyazat ve mukavelattan istifade et
    melerine müsait bir surette kavaninini tadil etmeği deruhte eder.
    b) Kavanin-i Osmaniye’ye tevfikan müteşekkil olup Türkiyeden
    fek edilen arazide icra-yı muamele eden düvel-i müttefika tebaa
    sı tarafından murakabe edilen veya edilecek olan her bir şirket
    aynı veçhile ve aynı müddet zarfında emval ve hukuk ve menafiini
    gerek arazi-i mezkûrede icra-yı hâkimiyet eden devletin, gerek
    tebaası mezkûr şirketi murakabe eden devletin kavaninine tevfi
    kan müteşekkil diğer herhangi bir şirkete devir etmek hakkını
    haiz olacaktır. Emval kendisine devir olunan şirket işbu muahede
    ahkâmının kendisine bahşettiği hukuk dahi dahil olmak üzere
    şirket-i sabıkanın haiz olduğu hukuk ve imtiyazatın aynından
    istifade edecektir.
    c) Türkiyede kendilerine işbu maddenin (a) harfli fıkrası
    mucibince Osmanlı şirketlerinin emval ve hukuk ve menafü devir
    olunan düvel-i müttefika tabiiyetindeki şirketler ile Türkiyeden
    fek edilen arazide düvel-i müttefika grupları ve tebaası tarafın
    dan murakabe edilen Osmanlı tabiiyetini haiz şirketler ve kezalik
    mevzu-i bahis arazide icra-yı hâkimiyet eden devlet tabiiyetinden
    gayrı bir tabiiyyeti haiz olup işbu maddenin (b) fıkrası mucibince
    kendilerine Osmanlı şirketlerinin emval, hukuk ve menafü devir
    olunan şirketler Türkiyede Osmanlı tabiiyetini ve Türkiyeden fek
    edilen yerlerde ise işbu arazinin hâkimi olan devlet tabiiyetini
    haiz mümasil şirketlerin tabi tutulduğu kanun vesair ahkâmdan
    ve rüsum ve tekâlif ve taahhüdattan daha ağır ahkâm ve rüsum-
    ve taahhüdata tabi tutulamayacaktır.
    (d) işbu maddenin (a) ve (b) harfli fıkraları mucibince ken
    dilerine Osmanlı şirketlerinin emval, hukuk ve menafi» devir olu
    nacak şirketler bu devir nuamelesi münasebetiyle hiç bir resm-i
    mahsusa tabi olmayacaklardır.
    Yedinci Kısım
    Ahkâm-ı Umumiye
    Madde 317 — “Düvel-i müttefika tebaası” tabiri, işbu
    kısımda ve sekizinci kısımda (mevadd-ı maliye’ye ait mesail ve
    hususatına) âtideki eşhas ve heyata şamildir :
    Evvelâ — Müttefik devletlerden ‘ birine veya bu devletin
    taht-ı himayesindeki hükümet veya araziye mensup şirketler ve
    cemiyetler;
    Saniyen — Ellerindeki himaye varakalarının tarihi 1 ağustos
    1914 tarihinden mukaddem olan düvel-i müttefika mahmileri;
    Sâlisen — Düvel-i müttefikaya mensup gruplar veya tebaa
    tarafından murakabe edilen malî, sınayi ve ticaret Osmanlı şir
    ketleri veya mezkûr gruplar ile tebaanın 1 ağustos 1914 tarihinde
    menafi-i faikaya malik oldukları bu gibi şirketler;
    Kâbian — Düvel-i müttefika tebaası ile mahmilerinin men-
    faattar oldukları müessesad-ı diniye ve hayriye ve tedrisiye.
    Düvel-i Müttefika, tebaalarının faik bir menfaat a malik ol
    duklarını zan ve takdir ettikleri cemiyet, müessesat ve tesisatın
    bir listesini, işbu muahedenin mevki-i icraya vaz’ından itibaren
    bir sene zarfında malî komisyonuna tebliğ edeceklerdir.
    ONUNCU BÂB
    Seyir ve sefer-i havaî
    Maede 318 — Düvel-i Müttefikaya mensup tayyareler Os
    manlı karaları ve suları üzerinde tayaran etmekte ve karaya
    inmekte tamamile serbest olacakları gibi Osmanlı tayyarelerinin
    haiz oldukları hukukun aynından – bahusus karada veya denizde
    bir kaza vukuunda – müstefit olacaklardır.
    Madde 319 — Diğer bir devletin arazisi üzerinden uçmak
    suretile ecnebi bir memlekete gidecek düvel-i müttefikaya mensup
    tayyareler- Devlet-i Osmaniyece başlıca düvel-i müttefikanın mu
    vafakati ile vaz ve tanzim olunabilecek ve Osmanlı ve memalik-i
    müttefika tayyarelerine siyyanen kabil-i tatbik olacak nizamatm
    ahkâmına bilâhara tabi olmak üzere Türkiye arazisi üzerinden,
    karaya inmeksizin uçmak hakkını haiz olacaklardır.
    Madde 320 — Türkiyede mevcut ve müesses olup beynel
    milel tayyare esfar ve münakalatına küşade olan tayyare mey
    danları düvel-i müttefika tayyarelerine açık bulundurulacaktır
    “Karaya inme” ve “tesisiye ve tertibiye” rüsumu dahil olmak
    üzere her türlü rüsum hususunda memalik-i müttefika tayyare
    leri Türk tayyarelerde siyyan tutulacaktır.
    Türkiye bâlâda zikr olunan tayyare meydanlarından başka
    işbu muahedenin mevki-i icraya vaz’ından itibaren bir sene zar
    fından düvel-i müttefika canibinden tayin ve irae olunacak mahal
    lerde tayyare meydanlarını vücuda getirmeği deruhte eyler. Bu
    meydanlar işbu maddenin ahkâmına tabi olacaktır.
    İşbu madde ahkâmı tatbik olunmadığı takdirde, düvel-i
    muazzama, Türkiye arazisi ve suları üzerinde esfar-ı havaiye
    icrasını mümkün kılmak için ittihazı muktazi bilcümle tedabiri
    icra hakkını muhafaza ederler.
    Madde 321 — işbu ahkâmın meriyeti mahfuz olmak üzere
    318, 319 ve 320 nci maddelerde zikir olunan mururiye, transit
    ve karaya inme hakkının istimali, Devlet-i Osmaniyenin isdarına
    lüzum görebileceği nizamata müraât edilmesine vabestedir. Ta
    biidir ki bu nizamat başlıca düvel-i müttefikanın tasvip ve muva
    fakatine iktiran edecek ve bilâfark Osmanlı ve Düvel-i Müttefika
    tayyarelerine tatbik olunacaktır.
    Madde 322 — Tabiiyet ve kaabiliyet-i seferiye şahadetname-
    lerile ehliyetnameler ve düvel-i müttefikadan herhangisi tarafın
    dan ita olunacak veya muteber addedilecek olan izinnameler
    Türkiyede dahi muteber ve Hükûmet-i Osmaniye tarafından ve
    rilen şahadetnamelere, ehliyetnamelere ve izinnamelere muadil
    tutulacaktır.
    Maede 323 — Düvel-i Müttefikaya mensup tayareler, hava
    tarikile icra olunan münakalat-ı dahiliye-i ticariye noktai nazarın
    dan Türkiyede en ziyade mazhar-ı müsaade olan devlet muame
    lesinden müstefit olacaklardır.
    Madde 324 — Düvel-i müttefika yanında 1914-1919 harbine
    girişmiş olan hükümetler Cemiyet-i Akvama dahil olmadıkça ve
    Pariste 13 teşrinievvel 1919 da akd olunan seyir ve sefer-i havaî
    mukavelesine iştirake mezun kılınmadıkça Türkiye, düvel-i müt-
    tefikanın muvafakati olmaksızın, 318 ve 319 uncu maddeleri
    ahkâmından bâlâdaki hükümetleri müstefit edemeyecektir.
    Madde 325 — Düvel-i Müttefika ile beraber 1914-1919 har
    bine girişmiş olan hükümetler Cemiyet-î Akvam erkânından
    olmadıkça veya 13 teşrinievvel 1919 tâ Pariste akd olunun seyr-ü
    sefer-i havaî mukavelesine iştirak için müsaade almadıkça kendi
    lerine Hükümeti Osmaniye tarafından, düvel-i müttefikanın
    muvafakati olmaksızın seyir ve sefer-i havaiye müteallik hiç bir
    imtiyazda bir hak verilemeyecektir.
    Madde 326 — Hükûmet-i Osmaniye, 13 teşrinievvel 1919 ta
    Pariste akd olunan seyir ve sefer-i havaî mukavelesi ile fenerlere,
    işaretlere, umur-i haviyeye ve tayyare meydanlarının civarındaki
    tayaranlara dair vaz olunan kavait ve nizamata Osmanlı arazisi
    üzerinde uçan bütün Osmanlı tayarelerince riayeti temin için muk
    tazi tedabiri tatbik etmeği taahhüt eyler.
    Madde 327 — İşbu kısımlara münderiç ahkâm ile yüz ve
    tahmil olunan taahhüdat, Hükûmet-i Osmaniye Cemiyet-i Ak
    vama kabul edilinceye veya 13 teşrinevvel 1919 tarihinde Paris’te
    akd olunan seyir ve sefer-i havai mukavelesi mucibince bu muka
    veleye iştirake mezun kılınıncaya kadar merî ve muteber kalacak
    tır.
    ONBlRlNCÎ BÂB
    Limanlar, Su yolları 1
    ve Turuk-i hadidiye
    Birinci Kısım
    Mülahazat-ı umumiye
    Madde 328 — Hükûmet-i Seniye, kendisine hemhudut ol
    sun olmasın hükûmat-ı müttefikadan herhangi birinin ülkâsın-
    dan gelen veya oraya giden eşhas, emtia, vapurlar, gemiler, ara
    balar, ve vagonların ve posta nakliyatının kendi memaliki da
    hilinde beynelmilel münakalata en ziyade müsait olan demir
    yollarından, kaabil-i seyr-i sefain nehirlerinden ve kanallarından
    1
    Türkçe metinde yalnız demiryolları (Turuk-i hadidiye) yazılıdır.
    transit olarak serbesti-i müruruna müsaade edeceğini taahhüt
    eder. Eşhas, emtia, vapurlar, gemiler, arabalar, vagonlar ve pos
    ta nakliyatı hiç bir transit resmine tabi olmayacak ve hiç bir veç
    hile biluzum imhal ve takyide maruz bırakılmayacak ve gerek
    ücret ve gerek teshilat hususunda ve vucuh-i sairede Osmanlı
    lar hakkında merî aynı muameleye mazhar olacaktır.
    Transit eşyası her nev’i gümrük resminden ve mümasil rü
    sumdan muaf bulunacaktır.
    Tarifelerin şeraitine nazaran transit eşyasına tatbik oluna
    cak ücurat ve tekâlif makul bir raddede olacaktır. Transit icra
    olunan mesafenin herhangi bir kısmında istimali muhtemel bulu
    nacak veya istimal olunacak gemi veya sair vasıta-i nakliyenin
    tabiiyeti ve bunların eshabımn sıfatı hodbehot veya bilvasıta
    nazar-ı dikkate alınmayıp rüsum, teshilat veya tahdidatta siyya-
    nen muameleye tabi tutulacaktır.
    Madde 329 — Muhacir nakliyatı mesailinde hükûmet-i se
    niye kendi memalikinden transit olarak gelip geçecek müsafir-
    lann filhakika transit olarak mürur ettiklerini tetkikten başka
    hiç bir kontrol teklif ve idame etmeyeceğini ve bu husus için
    teşkil olunan bir idarenin muamelatına, hiç bir seyr-i sefain şir
    ketinin veya nakliyat işleri ile alâkadar olan diğer şirket, heyet veya
    şahsın iştirakine veyahut doğrudan doğruya veya bilvasıta ic
    ra-yı tesir eylemelerine müsaade eylemeyeceğini taahhüt eder.
    Madde 330 — Hükûmet-i Seniye işbu muahedenamenin muh
    tevi olduğu ahkâm-ı hususiye haricinde emtia ve eşhasm nak
    liyatı şeraitinde ve fiatında, gerek memalikine ithal ve gerek
    oradan ihraç olunsun hudutlardan duhul ve huruçta, emtianın
    cinsine ve vasait-i nakliyenin (nakliyat-ı havaiye dahil) tabii
    yetine yahut vapur, gemi, vagon, merakib-i havaiye veya vasait-i
    nakliye-i sairenin mebde-i hareketine veya hududuna en yakın
    mahalle veyahut eşyanın gideceği son mevkie veya aradaki mü-
    tevassıt mahalle göre veyahut emtianın ithal ve ihracına vasıta
    olan liman Osmanlı veya ecnebi bir liman olduğuna nazaran ve
    yahut eşya berren veya bahren veyahut hava tarikile nakil olun
    duğuna göre rüsum ve ücurattan veyahut ithalat ve ihracatın
    memnuiyetinde bilvasıta veya bilavasıta bir fark ve rüchan gös
    termemeği taahhüt eder.
    Hükûmet-i Seniye düvel-i müttefikanm herhangi birine men
    sup limanlar, vapurlar veya gemilerin menafiine muhalif surette
    gerek Osmanlı, gerek düvel-i saire limanları gemileri veya vapur
    ları hakkında hiç bir surette bilvasıta veya bilâvasıta ücurat-ı
    munzama veya ikramiye usulü tesis etmeyeceğini ve bilhassa
    tarif-i mümtezice usulü tatbik suretile fevait temin eylemeyece-
    ğini yahut Osmanlı veya düvel-i saireden birinin limanından
    geçenlere yahut Osmanlı veya düvel-i saire vapur ve gemilerini
    istimal edenlere tatbik olunmayacak muameleleri ve mühletleri
    Düvel-i Müttefika limanlarından geçen veya vapur ve gemi
    lerini istimal eden eşhas ve emtiaya tatbik etmeyeceğini taah
    hüt eyler.
    Madde 331 — Düvel-i Müttefika memalikinden gelen yahut
    oraya giden emtianın hudud-i Osmaniyeden geçmesi muamelâ
    tının mümkün mertebe taksiri düvel-i müttefika memalikinden
    geleceği veya oraya gideceği veya memalik-i mezkûreden tran
    sit edileceği veya işbu memalik için transit yapılacağı tefrik edil
    meksizin bu eşyanın hudud-i Hakaniden serian ve salimen temin-i
    sevk ve nakli hususunda Memalik-i Osmaniyede şerait-i müma
    sile ile sevk olunan aynı cins eşya . gibi muamele edilmesi zım
    nında fennî ve idarî lâzım gelen tedabir ittihaz olunacaktır. Bil
    hassa bozulacak eşyanın nakliyatı bilâ izaa-i vakit suret-i mun-
    tazamada icra olunacak ve gümrük muamelâtı eşyanın şevki icap
    eden diğer hazır katara yetiştirilmesini temin edecek surette vak
    tinde yapılacaktır.
    Madde 332 — Şirketlerin hukuk-i imtiyaziyesi mahfuz ol
    mak şartiyle, Memalik-i Osmaniye limanları veya sair bir dev
    letin herhangi bir limanı nef’ine olarak Memalik-i Osmaniye de
    miryollarında ve turuk-i nehriyes’inde yapılan müsaadat ve tarife
    tenzilâtından Düvel-i Müttefika limanları dahi müstefit olacaktır.
    Madde 333 — Şirketlerin hukuk-i imtiyaziyesi mahfuz ol
    mak üzere, Hükûmet-i Seniye, memalikindeki limanlara veya
    diğer bir devletin Umanlarına fevait temin edecek surette tanzim
    edeceği tarifelerden düvel-i müttefika limanlarının fevaid-i müma
    sile istihsal eylemek üzere hissement olmalarına mümaneat ede
    meyecektir
    ikinci kısım
    Seyr-i sefain
    Birinci Fasıl
    Serbesti-i seyr-i sefain
    Madde 334 — Düvel-i Müttefika tebaası ve bunların emvali,
    sefineleri ve gemileri Memalik-i Osmaniyenin bütün limanlarında
    ve karasularındaki seyir ve sefer yollarında Osmanlılar ile osmanlı
    emval ve sefain ve gemilerinin müstefit olacakları muamelâttan
    hiç olmaz ise onlar kadar istifade edeceklerdir.
    Bilhassa Düvel-i Müttefikadan herhangi birine mensup gemi
    veya vapurlar Memalik-i Osmaniyenin bütün limanlarında ve
    Osmanlı merakibi bahriyesinin yanaşabildiği iskelelerde Osmanlı
    gemi ve vapurlarına tatbik olunacak şeraitten daha gali şeraite
    maruz olmamak üzere yolcu ve emtia-i ticariye alıp vermeğe
    mezun olacaklardır. Limanlarda tavakkuf, tahmil ve tahliye,
    tonilato, rıhtım, kılağuzluk, fener, karantinaya ait rüsum ve
    tekâlif ve bunlara mümasil olup hükümet ve memurin-i devlet
    ve eşhas-ı adiye ve her nevi esnaf cemiyetleri veya müessesat
    namına ve nef’ine cibayet olunan rüsum ve tekâlif dahil olduğu
    halde liman ve rıhtımın her nevi tekâlif ve teshilatında düvel-i
    müttefikadan herhangi birine mensup gemi ve vapurlar osmanlı
    vapur ve gemilerine müsavi surette muamele göreceklerdir. Hü
    kûmet-i Seniye düvel-i müttefikadan birine veya sair bir devlete
    müsaadekâr bir muamele tatbik ederse bu muamele-i müsaade-
    kârane bilâ kayıt ve şart ve derhal düvel-i müttefikadan her
    birine teşmil olunacaktır. Gümrük, polis, sıhhiye, muhaceret ve
    tavattun mesailine veyahut ithal ve ihracı memnu eşyanın tet
    kikine ait muamelâtta tatbik olunan usul-i mutade haricinde
    gerek eşhas ve gerek vapur ve gemilerin seyir ve hareketinde
    müşkülat gösterilmeyecek ve muamelat-ı mezkûre makul ve
    muntazam bir surette icra olunup bila lüzum nakliyat taasip edil
    meyecektir.
    ikinci Fasıl
    Menafi-i Beynelmileli haiz limanlar
    Madde 335 — Esamisi aşağıda münderiç olup menafi-i
    beynelmileli haiz oldukları ilân olunan şark Umanları işbu kısmın
    atiyüzzikir mevaddında münderiç kavaide tabidirler.
    istanbul, Ayastafanos’tan Dolmabahçe’ye kadar;
    Haydarpaşa;
    İzmir;
    İskenderun;
    Hayfa;
    Basra;
    Trabzon (352 nci maddede mezkûr şerait dahilinde);
    Batum (ileride tayin olunacak kavait dahilinde).
    Bu limanlar serbest mmtakaları muhtevi olacaklardır.
    İşbu muahedenamenin ahkâm-ı muhalifesinden maada ber-
    veçh-i bâlâ zikir olunan limanlarda tatbik olunacak usul ve kavait.
    mensup olduğu memleketin hak-kı hakimiyetini ihlâl edemeye
    cektir.
  1. Seyr-ü sefer
    Madde 336 — Menafi-i beynelmilel-i haiz oldukları ilân olu
    nan limanlarda Cemiyet-i Akvam azasından olan devletler tebaası,
    emvali ve sancağı limanlardan istifade hususunda serbesti-i tamma
    mazhar ve her suretle müsavat üzere muameleye nail olacaklar
    dır. Ve bilhassa tavakkuf, tahmil ve tahliye, tonilato, rıhtım kıla-
    ğuz, fener, karantine rüsum ve tekâlifinde ve bunlara mümasil
    olup hükümet ve memurin-i devlet ve eşhas-ı adiye ve her nevi
    esnaf cemiyetleri ve müessesat namına ve nef’ine olarak cibayet
    olunan rüsum ve tekâlif dahil olduğu halde liman ve rıhtımın her
    nevi tekâlif ve teshilatında düvel-i muhtelif etebaası, emvali ve
    bayrağı ile limanın mensup olduğu hükümet tebaası emvali, bay
    rağı araında hiç bir fark gözetilmeyecektir.
    Gerek polis, sıhhiye muhaceret ve tavattun mesailine veyahut
    ithal ve ihracı memnu eşyanın tetkikine ait muamelâtta tatbik
    olunan usulde mutad takyidat haricinde gerek eşhas ve gerek
    vapurların seyir ve hareketinde müşkülat gösterilmeyecek ve
    muamelat-ı mezkûre makul ve suret-i muntazamada icra olunup
    makbul bir sebep olmaksızın nakliyat işkâl edilmeyecektir.
    2- Rüsum ve tekâlif
    Madde 337 — Limandan veya methallerinden edilen is
    tifadeye veyahut limanda gösterilen teshilata mukabil olan ücurat
    ve tekâlif 336 nci maddede gösterildiği veçhile şerait-i mütesaviye
    üzere cibayet olunacak ve miktarı ile suret-i cibayeti liman idaresi
    tarafından gerek idare gerek liman ile methallerinin hüsn-i mu
    hafaza ve imarat-ı mütemadiyesi ve bunların islâh ve tekkemmülü
    veyahut seyr-i sefainin temin-i fevaidi için icra olunan sarfi
    yat ile mütenasip olacaktır.
    Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 54 üncü maddesinin hük
    mü müstesna olmak üzere işbu madde ile 338, 342, 343 üncü mad
    delerde mezkûr ücurat ve tekâliften maadasının cibayeti mem
    nudur.
    Madde 338 — Beynelmilel usule tabi bir limanda ithalat
    veya ihracat eşyasından alelusul müsaade ile cibayet olunan güm
    rük, mahallî oktruva veya istihlakât rüsumu o eşyayı nakil eden
    veya nakil edecek olan vapur veya gemi limanın hâkimiyetini
    veya idaresini haiz hükümete mensup ve anın sancağını hamil
    olsun veya olmasın aynı miktarda tediye olunacaktır. Muktezi-
    yat-ı iktisadiyeden mütevellit olduğu tahakkuk eden esbab-ı
    hususiye müstesna olmak üzere işbu rüsum alâkadar devletin
    sair hududunda cibayet olunan mümasil rüsumun tarz-ı tatbik ve
    miktarına müsavi olacaktır. Emtianın ihracat veya ithalatı hu
    susunda turuk-i berriye veya miyahiyede veyahut diğer liman
    larda hükûmet-i mezkûrenin irae edeceği teshilat beynelmilel
    usule tabi limanın ithalat ve ihracatına dahi teşmil olunacaktır.
    3- înşaat
    Madde 339 — Gerek limanın idaresi gerek hüsn-i muhafaza
    ve tamiratı ve tekemmülatı için teşkilât-ı mahsusa mevcut ol
    madığı surette limanın hak-kı hâkimiyetini veya idaresini haiz
    olan hükümet seyr-i sefaine ait her türlü tehlike ve mevanii
    izale ve limanda merakinin harekâtını teshil için lâzım gelen
    tedabiri icra eyleyecektir.
    Madde 340 — Limanın hak-kı hâkimiyeti veya idaresini
    haiz olan hükümet limanın ve methallerinin istimalini işkâl ey
    leyecek inşaata asla tevessül etmeyecektir.
    4- Serbest mıntakalar
    Madde 341 — Serbest bir mıntakada gerek mağazaların
    inşası veya istimali gerek eşyanm denklenmesi veya denklerin
    çözülmesi için irae olunacak teshilat; muamelât-ı ticariyenin
    Hiukteziyat-ı hazırasına muvafık olacaktır. Serbest mıntakafa
    istihlakine müsaade olunan her nevi mevad 342 nci maddede
    beyan olunan istatistik rüsumu müstesna olmak üzere gümrük,
    aksis1
    vesair her türlü rüsumdan muaf olacaktır, işbu muahe-
    denamede muhalif kuyut mevcut olmadığı surette limanın hak-kı
    hâkimiyetini veya idaresini haiz olan devlet serbest mıntakada
    imalâta müsaade etmek veya anı men etmek salâhiyetini haiz
    olacaktır. İşbu maddenin mukarreratmdan herhangi birinin tat
    bikatında gerek alâkadar olan kimselerin tabiiyetine gerek eş
    yanın menşeine veya gideceği mahalle göre hiç bir fark yapıl
    mayacaktır.
    Madde 342 — Gerek menşei, gerek gideceği mahal hangi
    ecnebi memleketi olur ise olsun mevad-dı ticariyenin serbest
    mıntakaya duhulünde ve oradan hurucunda 336 nci maddede
    zikir olunan tekâliften maada hiç bir resim ve teklife tabi tutul
    mayacaktır.
    Ancak eşyanın kıymetinin binde birini tecavüz etmeyecek
    surette bir istatistik resmi cibayet olunacaktır, işbu istatistik
    resminin hasılatı münhasıran serbest mıntakada cereyan eden
    muamelat-ı ticariyeye ve seyr-i sefaine ait hülâsa cetvellerini
    tanzim hidematına tahsis olunacaktır.
    Madde 343 — 344 üncü maddedeki kuyut müstesna olmak
    üzere eşyanın serbest mıntakanın hak-kı hâkimiyeti veya idare
    sini haiz olan hükümet arazisinden mezkûr mıntakaya yahut
    mıntakadan bu araziye duhul ve hurucunda 338 inci maddede
    muharrer rüsum mezkûr maddedeki şerait dairesinde cibayet
    olunabilecektir.
    Madde 344 — Mevrit veya mahal-li vusulü diğer hükümet
    memleketi olup serbest mıntakaya duhul ve oradan huruç eden
    eşhas, eşya, posta, vapurlar, gemiler, arabalar, vagonlar ve
    vasait-i nakliye-i saire mezkûr mıntakanın hak-kı hâkimiyeti
    veya idaresini haiz olan devletin arazisinden mürurunda transit
    halinde imiş gibi addolunacaklardır.
    1
    Fransızca “accise” kelimesinin aynen tekrarıdır. Her nedense terceme
    edilmemiştir. İstihlâk vergisi diye terceme edilebilirdi.
    5.— ihtilâfatın halli
    Madde 345 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 61 inci
    maddesindeki kuyut müstesna olmak şartiyle, alâkadar hükû-
    mat beyninde 335 ilâ 344 üncü maddeler ahkâmının tarz-ı tefsir
    ve tatbikine veya umumiyet itibarile limanın suret-i istimalin
    den mütevellit her türlü ihtilâfat Cemiyet-i Akvam tarafından
    mevzu şerait dairesinde hal olunacaktır.
    Liman ve methallerinden suhulet-i intifaı ihlâl edecek ma
    hiyetteki inşaatın icrasına müteallik ihtilâfat bir usul-i müsta-
    celeye tabi olacak ve esas ihtilâfa müteallik hüküm veya rey-i
    kat’iye tesir etmemek şartiyle bunlar hakkında bir rey veya hükm-i
    muvakkat ita olunabilecek ve bu surette inşaatını derhal tatili
    veya terki caiz olacaktır.
    Üçüncü Fasıl
    Meriç ve Tuna nehirlerine ait ahkâm
    Madde 346 — Mücavir bulunan hükûmattan biri Cemiyet-i
    Akvam Heyet-i idaresinden talep eylediği Meriç nehri beynel
    milel ilân olunacak ve 28 haziran 1919 tarihinde Almanya ile
    akd olunan muahedenamenin 332 ilâ 338 nci maddeleri mün-
    dericatına tevfikan beynelmilel enhar kavaidine tabi tutulacaktır.
    Madde 347 — Mücavir bulunan hükûmattan birinin Ce
    miyet-i Akvam Heyet-i idaresinden talep eylediği takdirde Meriç
    nehri beynelmilel bir komisyonun taht-ı idaresine vaz olunacak
    ve bu komisyon mücavir hükümetlerden her birinin ve ingiltere,
    Fransa ve Italyanın birer murahhaslarından müteşekkil olacaktır.
    Madde 348 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 133 üncü
    maddesindeki kuyut müstesna olmak üzere, Almanya, Avusturya,
    Macaristan ve Bulgaristan ile akd olunan muahedenamelerin Tuna
    nehrine ait bütün ahkâmını Hükûmet-i Seniye kabul ve tasdik
    ve bundan mütevellit usul-i idareye muvafakat eylediğini bevan
    eder.
    Dördüncü Fasıl
    Bazı devletlere bir takım limanların hakkı
    istimalini bahş eden ahkâm
    Madde 349 — Hükûmet-i Seniyeye Bahr-i sefit ve Adalar
    denizi ile serbesti-i muvasalayı temin için kendisinden ifraz olunan
    arazi ve limanlarda serbestçe transit yapabilmesi hakkı veril
    miştir.
    Serbest transit muamelesi bu hususta umumî bir mukavele
    akd olununcaya kadar 328 inci maddede tarif olunduğu veçhile
    olup badehu anın yerine mukavelename mündericatı kaim ola
    caktır. Alâkadar hükümetler ve idareler beyninde (Hükûmet-i
    Seniye için maliye komisyonunun muvafakatile) teati olunacak
    mukavelat-ı hususiye bâlâda beyan olunan hukukun suret-i
    tatbikini tayin ve bilhassa liman ve orada mevcut serbest mm-
    takaların suret-i istimalini ve doğru bilet ve doğru hamule varaka
    larını muhtevi beynelmilel müşterek tarifeler vaz’ını tanzim ede
    cektir. Yeni bir mukaveleye kadar 14 teşrinievvel 1890 tarihli
    Bern mukavelenamesile ilâvat-ı ahkân ı tatbik olunacaktır.
    Serbest transit muamelesi posta, telgraf ve telefon hidematına
    şamil olacaktır.
    Madde 350 — ithalat ve ihracatını transit suretile icra
    eylemek için izmir limanında 341 ilâ 344 maddelerde mezkûr
    serbest mıntakalar kavaid-i umumiyesine tabi bir mahal Hükû
    met-i Seniyeye icar olunacak ve Cemiyet-i Akvam tarafından
    müddet tayin olunmadığı takdirde icar daimî olacaktır.
    Fıkra-i sabıkada beyan olunan mahallin tahdidi, mevcut
    demiryolları ile irtibatı, tertip ve tanzimi, işletilmesinin şekli ve
    alelumum istimaline ait kâffe-i şerait ve icar bedeli biri Os
    manlı biri Yunan ve biri de Cemiyet-i Akvam tarafından tayin
    olunan azalardan mürekkep bir komisyon tarafından tesbit olu
    nacaktır, işbu şerait ayni esasat dahilinde on senede bir tetkik
    olunabilecektir.
    Madde 351 — Gürcistan, Azerbaycan, Iran ve Ermenistan’a
    Batum limanında serbesti-i duhul ve huruç hakkı bahşolunmuştur.
    Bu hak 349 uncu maddede beyan olunan şerait dairesinde icra
    olunacaktır.
    Madde 352 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 89 uncu
    maddesindeki mukarrerat müstesna olmak üzere, Trabzon limanın
    da Karadeniz ile serbesti-i muvasale hakkı Ermenistan’a bahş
    olunmuştur. Bu hak-kı muvasaladan 349 uncu maddede mezkûr
    şerait dahilinde istifade edilecektir.
    Bu halde ithalât ve ihracatını transit suretile icra eylemek
    için Trabzon limanında 341 ilâ 344 maddelerde mezkûr serbest
    mıntakalar kuva-yı umumiyesine tabi bir mahal Ermenistana
    icar olunacaktır.
    Cemiyet-i Akvam tarafından müddet tayin olunmadığı
    takdirde icar daimî olacaktır.
    Fıkra-i sabıkada beyan olunan tahdidi, mevcut demiryollar
    ile irtibatı, tertip ve tanzimi, işletilmesinin şekli biri Ermeni,
    biri Osmanlı ve biri de Cemiyet-i Akvam tarafından tayin olunan
    azalardan mürekkep bir komisyon tarafından tesbit olunacaktır.
    İşbu şerait aynı esasat dairesinde her on senede bir tetkik
    olunabilecektir.
    üçüncü kısım
    Demiryollar
    Birinci Fasd
    Beynelmilel münakalâta ait ahkâm
    Madde 353 — îmytiyazlı şirketlerin hukuku mahfuz kalmak
    şartile, Düvel-i Müttefika memalikinden Osmanlı memleketine
    gelen veyahut Memamlik-i Osmaniyeden düvel-i müttefika me-
    malikine giden veya düvel-i müttefika memalikinden gelip veya
    oraya gidip transit suretile Osmanlı Memalikinden geçen eşya
    Osmanlı demiryollarında alınacak ücret hususatında (ikramiye
    veya iade-i ücurat dahil-i hesap olmak üzere) ve bu eşyaya gös
    terilecek teshilatta ve hususat-ı sairede aynı cins eşya hakkında
    tatbik olunan en müsait kavaitten yani Osmanlı demiryollarının
    herhangi birinde dahilî münakalatta veya ihracat veyahut it
    halat veya transit suretile yapdan nakliyatta bilhassa kat olunan
    mesafenin tuline göre tatbik olunan şerait-i nakliyeden istifade
    edecektir.
    Düvel-i müttefikadan biri Hükûmet-i Seniyeden talep ey
    lediği takdirde fıkra-i sabıkada beyan olunan ucurat-ı nakliyeyi
    müş’ir ve doğru sevkiyat için hamule senetleri tanzimine müsait
    beynelmilel tarifeler tertip olunacaktır.
    Madde 354 — işbu muahedenamenin mevki-i tatbike va-
    zından itibaren bu maddenin ikinci fıkrasındaki kuyud-i istis
    naiye dairesinde Hükûmet-i Seniye demiryollar ile nakil olunan
    eşya hakkında 14 teşrinievvel 1890, 20 eylül 1893, 16 temmuz
    1895, 16 haziran 1898 ve 19 eylül 1906 tarihli Bern mukavele
    name ve itilafnamelerini kabul eylediğini taahhüt eder.
    îşbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    beş sene sonra demiryollar vasıtasile yolcu, eşya-yı zatiye ve eş-
    ya-yı ticariye nakliyatı hakkında bâlâda mezkûr 14 teşrinievvel
    1890 tarihli Bern mukavelenamesile zeyilleri makamına kaim
    olmak üzere, yeni bir mukavele ve demiryolları nakliyat-ı beynel-
    mileliye şeraitini tanzim etmek üzere mukavele ahkâmına müs
    tenit talimat ve ilâvat yapılır ise Hükûmet-i Seniye ve velevki
    mezkûr mukavelenamenin ihzar ve tertibine iştirakten imtina
    etmiş bile olsa ahkâmını icraya mecbur olacaktır. Yeni muka
    velenamenin akdine kadar Hükûmet-i Seniye bâlâda mezkûr
    Bern mukavelenamesile zeyilleri ve ilâvatı mündericatına tevf ik-i
    hareket edecektir.
    Madde 355 — imtiyazlı şirketlerin hukuku mahfuz kalmak
    şartile transit olarak Memalik-i Osmaniyeden geçmek suretile
    düvel-i müttefikadan biri veya bir kaçı tarafından talep olunduğu
    takdirde düvel-i müttefika beynindeki veya düvel-i mezkûre
    ile diğer bilcümle devletler arasındaki münasebatı temin zım
    nında Memalik-i Osmaniyeden transit suretile geçen şimendi
    ferler ile seyahat eden yolcular ve bunların eşya-yı zatiyeleri
    için doğru biletle seyahata el verişli katarlar tertibine iştirake
    Hükûmet-i Seniye mecburdur. Bilhassa düvel-i müttefika mema
    likinden gelen araba ve katarları Hükûmet-i Seniye kabul ve
    laakal kendi katarlarından aynı hatlarda uzun mesafede icra-yı
    seyir ve sefer edenlerin en eyilerinin süratine muadil bir süratle
    sevk edecektir, işbu doğru münakalâta tatbik olunacak ücret-i
    nakliye, hiç bir veçhile aynı şerait-i sürat ve istirahat tahtında
    dahil-i Memalik-i Osmaniyede icra edilen münakalet için ahzolunan
    ücretten fazla olmayacaktır.
    Düvel-i Müttefika limanlarına gidecek veyahut aralardan
    gelecek olan muhacirinin aynı şerait-i sürat ve istirahat tahtında
    Osmanlı demiryollar nakline tatbik olunacak tarifeler diğer
    herhangi limanlara gidecek veyahut oralardan gelecek olan mu-
    hacırların mezkûr demiryollarda müstefit oldukları her türlü
    ikramiyeye veyahut iade-i ücrete riayet ile kilometro başına en
    müsait tarifelerdeki resimden yüksek bir resmi asla ihtiva etme
    yecektir.
    Madde 356 — Hükûmet-i Seniye 355 inci maddede tasrih
    olunan ve doğrudan doğruya vukubıılacak nakliyata veyahut
    düvel-i müttefika limanlarından gelecek ve ya oralara gidecek
    muhacırların nakliyatına mahsus olan ve bu nakliyatı işkâl ve
    tehir edebilecek olan muayene, tedabir-i inzibatiye, zabıta-i
    sıhhiye ve kontrol gibi fennî, malî veyahut idarî hiç bir tedbir
    ittihaz etmemeği taahhüt eder.
    Madde 357 — Doğru hamule senedi ile olsun olmasın kısmen
    demiryollu ile ve kısmen vasait-i bahriye-i dahiliye ile münaka
    lat icra olunduğu takdirde yapdan salifüzzikir ahkam demiryol-
    ile icra olunan kısma kaabil-i tatbik olacaktır.
    ikinci Fasıl
    Edevat-ı Müteharrike
    Madde 358 — Beynelmilel münakalatta istihdam olunacak
    osmanh vagonlarının :
    1- 18 mayıs 1907 tarihinde tadil olunan 15 mayıs 1886 tarihli
    Bern mukavelenamesine dahil olan düvel-i müttefika demir
    yollarında seyir ve sefer eden eşya-yı ticariye katarlarının ter
    tibatına dahil eşya ve işbu muahedenamenin mevki-i meriyete
    vaz’ından itibaren on sene zarfında düvel-i mezkûre memalikin-
    de kabul edilebilecek mütemadi baskı tertibatının işlemesini işkâl
    etmeyecek vasaitle mücehhez olmalarını;
    2- Düvel-i mezkûreye ait vagonların demiryollarında seyir
    ve sefer eden bütün eşya katarlarına ithal edilmesini Hükûmet-i
    Seniye taahhüt eder.
    Düvel-i müttefikanın edevat-ı müteharrikesi Osmanlı demir
    yollarında, seyir ve “sefer, hüsn-i muhafaza ve tamirat huşunda
    Osmanh edevat-ı müteharrikesi hakkında yapılan muamele mi-
    sillu muameleden müstefit olacaktır.
    Üçüncü Fasıl
    Demiryollarının devir” ve intikali
    Madde 359 — İşbu muahedename mucibince memalik-i Os
    maniyeden ayrılan yerlerde kâin ve gerek hükümete ve gerek
    hususî şirketlere ait demiryolları ile limanların devir ve intikaline
    ve eshab-ı imtiyaza ait tedabir-i maliyeye ve memurinin tekaüt
    muamelesine müteallik kuyud-i mahsusaya riayet şartile demir
    yollarının teslimi veçh-i ati üzere yapılacaktır :
    1) Bütün demiryollann imalât ve tesisatı tamamen ve
    mümkün mertebe hüsn-i halde terk olunacaktır;
    2) Kendine mahsus edevat-ı müteharrikesi bulunan bir
    demiryolu kamilen devir ve intikal eden bir arazide bulunur
    ise işbu edevat-ı müteharrike 30 teşrinievvel 1918 tarihindeki
    müfredat defteri mucibince tamamen ve işleyecek bir halde terk
    olunacaktır. Hükûmet-i Seniye kontrolü kendisine ait olan esbap
    tan mütevellit zayiattan mesuldür;
    3) tşbu muahedename mucibince idareleri inkısama uğra
    yacak demiryollarındaki edevat-ı müteharrikenin suret-i taksimi,
    kendilerine hattın aksam-ı muhtelifesi tahsis olunan idareler
    beyninde bil’itilâf kararlaştırılacaktır, işbu itilâfnamede 30 teş
    rini evvel 1918 tarihinde tanzim edilen son müfredat defteri mu
    cibince mezkûr demiryollarında bulunan ve sebt-i defter edilmeyen
    malzemenin ehemmiyeti ve manevra hatları vesair hatlar dahil
    olmak üzere hatların tulleri ve münakalâtın nevi ve ehemmiyeti
    nazar-ı dikkate alınacaktır. Bir ihtilâf vukuunda mesail-i muh-
    telifün-fiha Cemiyet-i Akvam tarafından mansup bir hakem
    tarafından hal olunacaktır. Bu hakem icabı halinde her kısma terk
    olunacak lokomotif, araba ve vagonların miktarını tayin, an
    ların suret-i ahiz ve tevdiini tesbit ve edevat-ı müteharrikenin
    bir müddet-i muayyene zarfında şebekede mevcut imalathanelerde
    tamiratını temin için muvafık göreceği tedabiri tanzim eyleyecek
    tir;
    4- Levazım, eşya-yı menkule ve âlât dahi edevat-ı müte-
    lıaririkedeki şerait veçhile terk olunacaktır.
    Madde 360 — Hükûmet-i Seniye Hicaz demiryolunda malik
    olabildiği bütün hukukundan feragat ettiğini ve gerek demiryolu
    nun işletilmesi için gerek buna ait ve bunda müstamel emvalinin
    taksimi için alâkadar olan hükümetler tarafından ittihaz olunacak
    bil’umum tertibatı kabul eylediğini beyan eder. Bu tertibatta
    hattm diyaııet”nokta-i nazarından haiz olduğu vaziyet-i mahsusa
    kamilen tasdik ve muhafaza edilecektir.
    Dördüncü Fasd
    Demiryollarının işletilmesi hakkında
    itilâfname
    Madde 361 — işbu muahedenamenin muhtevi olduğu ku-
    yud-i hususiye ahkâmı kamilen mahfuz olmak şartile yeni hudut
    ların tayini neticesi olarak aynı memleketin iki kısmını birbirine
    rabt eden bir demiryolu diğer bir memleketten mürur ederse
    veyahut bir şube hattı bir memleketten başlayarak diğer bir mem
    lekette nihayetlenirse işletme şeraiti alâkadar olan demiryollar
    idareleri beyninde akd olunacak bir suret-i tesviye ile tayin olu
    nacaktır, işbu suret-i tesviye ahkâm ve şeraiti hakkında idare
    ler beyninde muvaffakat hasd olmazsa beyinlerindeki ihtilâf 359
    uncu maddede beyan olunduğu veçhile tayin olunacak bir hakem
    tarafından hal ve faslolunacaktır.
    Hükûmet-i Seniye ile Düvel-i Müttefika yahut hemhudut olan
    yeni hükümetler beyninde bilumum yeni hudut istasyonlarının
    tesisi ve işbu istasyonlar beynindeki hatların işletilmesi mesaili
    şerait-i sabıka dairesinde akd olunacak itilafnameler ile hal oluna
    caktır.
    Madde 362 — Muhtelif memleketler beynindeki müna
    kalat, vagonların mübadelesi, memalik-i muhtelifedeki yollara
    mütedair tarifeler ve 1 ağusts 1914 tarihin de ecza-yı memalik-i
    osmaniyeden bulunan memalikte kâin demiryollarına müteallik
    bilcümle mesail-i mümasile hakkında tertibateı müştereke itti
    haz etmek salâhiyetini haiz olmak üzere alakadar olan hükü
    metler tarafından tayin olunacak fennî murahhaslardan mürekkep
    daimî bir konferans teşkil olunacaktır.
    Dördüncü kısım
    Mesail-i muhtelife
    Birinci Fasıl
    Ameliyat ve taksimat-ı miyahiye
    Madde 363 — Yeni hududun tayini neticesinde bir mem
    leketteki (kanal, feyezan, irva, teybis ve mesail-i mümasile gibi)
    taksimat-ı miyahiye ahar bir devlete ait arazide icra olunan ame
    liyata tâbi bulunur ise veyahut harpten evvelki teamülat muci
    bince bir devlete ait arazide, diğer devlet arazisinde nebean eden
    su veyahut su kuvveti istimal edilirse alâkadar hükümetler bey
    ninde bunlardan her birinin hukuk ve menafi-i müktesebesini
    muhafaza edebilecek bir zemin-i itilaf temin edilmelidir böyle
    bir itilaf hasıl olmadığı takdirde bu bapta Cemiyet-i Akvam
    Meslisince tayin edilecek bir hakem tarafından bir karar ittihaz
    olunacaktır.
    İkinci Fasıl
    Telgraf ve telefon
    Madde 364 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikadan
    herkangi birinin talebi üzerine arazi-i Osmaniyeden mürur eden
    telgraf veya telefon hutut-i esasiyesinin inşa ve idaresi hususunda
    teshilat-ı muktaziye ibrazını taahhüt eder. Mevzu-i bahis olan
    teshilat, düvel-i müttefikadan biri tarafından tayin ve irae edilen
    her telgraf veya telefon şirketine zirdeki hukuka müteallik imti
    yazın itasından ibarettir.
    a- Arazi-i Osmaniye dahilinde şimendifer hatları veya sair
    turuk-i muvasala imtidadınca yeni telgraf veya telefon direk ve
    telleri hatlarının tesisi.
    b- Gerek mezkûr telgraf veya telefon direk ve tel hatlarına
    ve gerek badel-itilaf mevcut direklere rabt edilmiş olan tellere
    her an serbestçe takarrüp edilmesi ve işlemeğe salih bir halde
    idamesi için iktiza eden her türlü tedabirin ittihazı;
    c- Salifüzzikir telgraf veya telefon hatlarından istifade edil
    mek üzere kendilerine mensup memurların istihdam edilmesi.
    Mezkûr hatların tesisine ve betahsis eşhas-ı hususiyeye taz
    minat ve tavizat itası hususatına müteallik kâffe-i mesail bizzat
    Hükûmet-i Osmaniye tarafından tesis edilmiş bir telgraf veya
    telefon hattı hakkındaki aynı şerait dairesinde tesviye edilecektir.
    Madde 365 •— Türkiye mukavelat-ı mevcudedeki her türlü
    ahkâm-ı muhalifeye rağmen hemhudut olsun olmasın düvel-i
    müttefikadan herkangi birinden gelen veya oraya giden telgraf
    ve telefon ve muhaberat ve muhaveratının meriyülicra tarife
    ler mucibince beynelmilel transit muamelatına en elverişli hat
    lar üzerinden serbestçe transit edilmesini taahhüt eder.
    İşbu muhaberat ve muhaverat lüzumsuz hiç bir kayıt ve
    mühlete tabi tutulmayacak ve Türkiyede emr-i nakillerinde
    millî muhaberat hakkındaki teshilata ve bahusus sürat-i nakle
    mazhar olacaktır. Doğrudan doğruya veya bilvasıta mürsil veya
    mürsilünileyhin tabiiyeti hiç bir kayıt, resim ve suhulete mahal
    vermeyecektir. 1
    Sabıka tamamen arazi-i Osmaniye üzerinde kâin iken işbu
    muahedename ahkâmı neticesi olarak düvel-i muhtelife arazi
    sinden mürur edebilecek olan hututa müteallik ve memalik-i
    muhtelifeye ait ucaratın mecmuu, telgraf ucuratı yeni bir mu-
    kavele-i beynelmileliye ile tadil edilinceye kadar, hutut-i mez
    kûre hâkimiyet-i Osmaniye tahtında kalmış olduğu takdirde
    alınacak olan ücretten fazla olmayacak ve bunun hututun mürur
    ettiği düvel-i muhtelife arasında suret-i taksimi alâkadar muh
    telif idareler beyninde tayin edilecektir.
    Üçüncü Fasıl
    Tahtelbahir kablolar
    Madde 366 — Hükûmet-i Osmaniye Derseadet Köstence
    kablosunun İstanbul’da karaya rabtı hakkında düvel-i mütte
    fika tarafından irae olunacak herkangi bir idare veya şirkete
    devir etmeği kabul eyler.
    Madde 367 — Türkiye, Kıbrıs- Lazkiye ve Cidde-Suakiıı
    kablolarının heyet-i umumiyesi veya aksamı üzerindeki her türlü
    hukuk ve salâhiyet ve imtiyazdan başlıca düvel-i müttefika le
    hine olarak gerek kendi ve gerek tebaası namına feragat eder.
    Fıkra-i sâlife mucibince devir edilen kabloların heyet-i umumi
    yesi veya aksamı eşhas-ı hususiyeye ait olduğu takdirde bidaye-
    ten malolduğu meblağ istimalden mütevellit bir aşınma payı
    tenzilde Türkiye’nin matlubuna geçirilecektir.
    Dördüncü Fasd
    Bazı tedabir-i icraiyeye müteallik ahkâm
    Madde 368 — Türkiye nakliyat hususatında düvel-i mütte
    fika namına hareket edecek bir idarî makam tarafından kendisine
    verilecek berveçh-i âti talimatı icra edecektir :
    1
    Bu cümle iyi terceme edilmemiştir. Fransızcası şudur : Nulle redevan-
    ce, facilite ou restriction ne devra dependre direetement ııu indireetement de
    la nationalite de l’expediteur ou du destinataire.
    1- Muahede-i haziranın icrasına memur kıtaatın ve ordu
    larda istimale mahsus erzak, cephane ve malzemenin nakliyatı.
    2- Muvakkaten bazı havalinin iaşesi için yapılacak erzak
    nakliyatı, nakliyatın mümkün olduğu kadar seri bir surette ic
    rasını temin edecek şerait-i tabiiyenin tayini ve telgraf ve posta
    hidematının tanzimi.
    Beşinci Fasıl
    thtilâfat hakkında ahkâm ve şerait-i daimenin tetkiki
    Madde 369 — İşbu muahedenamede muhalif ahkâm bulun
    madığı takdirde bu muahedenin işbu kısmının tefsir ve tatbikin
    de alâkadar hükümetler arasında ihtilaf zuhur edecek olduğu
    takdirde, âtide dermeyan edileceği veçhile, ihtilâf-ı mezkûr Ce
    miyet-i Akvam tarafından hal olunacaktır.
    Madde 3 7 0 — Cemiyet-i Akvam her zaman usul-i idare-i
    daimeye ait mevad-dı ânifeyi tetkik etmeği teklif edebilecektir.
    Madde 371 — İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz’ından
    üç sene mürurunda 328 ilâ 334, 353 ve 355 ilâ 357 nci maddeler
    ahkâmı Cemiyet-i Akvam tarafından her zaman tetkik oluna
    bilecektir.
    373 üncü madde ahkâmı müstesna olmak üzere mukabele
    bilmisil bahsedilmedikçe bu arazinin herhangi bir kısmına ait
    ânifülbeyan maddelerde münderiç ahkâmdan düvel-i mütte
    fikadan biri tarafından mütalebatta bulunulamayacaktır.
    Altıncı Fasıl
    Ahkâm-ı hususiye
    Madde 372 — Düvel-i Müttefika menafüne olarak işbu
    muahedename ile kendine tahmil olunan vazaife halel gelmemek
    şartiyle, muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    beş sene zarfında kaabil-i seyir turuk-i miyahiye, limanlar ve
    demiryollarında beynelmilel transit kavaidine müteallik olarak akd
    olunup Cemiyet-i Akvamın mazhar-ı tasvibi olacak olan her nevi
    mukavelat-ı umumiyeyi kabul edeceğini Türkiye taahhüt eder.
    Madde 373 — İşbu muahedenamede muhalif kuyud-i mah
    susa olmadıkça, işbu kısmın mündericatı kapitülasyon usulü ya
    hut kapitülasyon makamına kaim olacak sair bir suret-i tesviye
    ile Düvel-i Müttefika tebaasına bahşolunan daha vasi hukukun
    meriyetine mani teşkil etmeyecektir.
    ON ÎKÎNCÎ BAB
    Mesai
    Birinci kısım
    Mesai teşkilâtı
    Cemiyet-i Akvam’ın gayesi bir sulh-i âlemşümul tesisi oldu
    ğuna ve böyle bir sulh ancak adalet-i içtimaiye esası üzerine ip
    tin a edebileceğine;
    Bir çok kimseler için haksızlığı, sefaleti, mahrumiyeti intaç
    eden şerait-i mesai mevcut olduğuna ve bunun tevlit ettiği memnu
    niyetsizlik dolayısile sulh ve aheng-i âlem tehlikeye ilka edildiğine
    mebni saat-ı mesainin tanzimi ve yevmi ve usbuî had-di âzam
    mesai müddetlerinin tesbiti, işçilerin tedariki, işsizliğe karşı mü
    cadele edilmesi uygun bir maişete kifayet edecek bir ücret tediye
    sinin taht-ı zamana alınması, erbab-ı mesainin umumî ve meslekî
    hastalıklarına ve işten mütevellit kazalara karşı himayesi, çocuk
    ların, reşitlerin, kadınların sıyaneti, şeyhuhet ve mâluüyet tekaü-
    diyelerinin tayini, memalik-i ecnebiyede istihdam olunan işçilerin
    himayesinin müdafaası, sendikaların serbestisi usulünün kabulü;
    tedrisat-ı meslekiye ve fenniyenin teşkili ve buna mümasil diğer
    tedabirin ittihazı gibi şeraitin acilen İslahına lüzum görüldüğün
    den;
    Ve herhangi bir millet tarafından hakikaten insanî bir tarz-ı
    mesainin kabul edilmemesi yüzünden memleketlerindeki erbab-ı
    mesainin halini islâh arzusunda bulunan diğer milletlerin gay
    retlerine mevani ihdas eylemesinden dolayı;
    Hissiyat-ı adalet ve beşeriyet ile hareket eden ve aynı za
    manda devamlı bir sulh-i âlem teminini arzu eden hükûmat-ı
    müteakide berveçh-i âti hususatta ittifak etmişlerdir :
    Birinci Fasıl
    Teşkilât
    Madde 374 — Mukaddimede zikiredilen programın mevki-i
    tatbike vaz’ile mükellef olmak üzere daimî bir heyet tesis olun
    muştur. Cemiyet-i Akvamın aza-yı asliyesi bu heyetin aza-yı
    asliyesindendir ve bundan sonra da Cemiyet-i Akvam azahğı
    hakkı işbu heyete de aza olmak hakkını da bahşedecektir.
    Madde 375 — Heyet-i daimenin daire-i mesaisi :
    1- Aza ve murahhaslarının umumî konferansı
    2- 380 inci maddede zikir edilen Meclis-i idarenin taht-ı
    idaresinde beynelmilel mesai kalemi
    Madde 376—Aza ve murahhaslar umumî konferansı ihtiyaç
    hasıl oldukça ve fakat lâakal senede bir defa akd-i içtima eder.
    îşbu konferansa her aza, ikisi hükümet tarafından ve diğer ikisi
    bu hükümetin tabiiyetinde işçi istihdam eden sermayedarlar ile
    işçiler tarafından mütekabilen intihap olunacak dört murahhas
    ile iştirak edecektir. Her murahhasa içtimain ruznamesinde mez
    kûr her mevad-dı müteferrika için azamî iki fennî müşaviri re
    fakat edebilir. Konferansta bilhassa kadınları alâkadar eden
    mesail mevzu-i bahis olduğu takdirde fennî müşavirlerden lâakal
    birisi kadın olmalıdır.
    Azalar, işçi istihdam edenler ile işçileri teşkil eden heyetlerin
    en mühimlerde müttefikan, eğer o memlekette bu gibi heyetler
    mevcut ise, hükümete mensup olmayan murahhas ve fen müşa
    virlerini tayin etmelerini taahhüt ederler.
    Fennî müşavirler ancak muavini oldukları murahhasların
    talebi ve konferans reisinin müsaade-i mahsusası üzerine söz al
    mağa mezun olup reye iştirak edemezler.
    Bir murahhas reise tahriren müracaatla fennî müşavirler
    den birisini kendisine vekil tayin edebilir ve işbu vekil bu sıfatla
    müzakerata ve reye iştirak edebilir.
    Murahhasların ve fennî müşavirlerin isimleri mensup olduğu
    hükümet tarafından beynelmilel mesai idaresine bildirilecektir.
    Murahhasların ve fennî müşavirlerin salâhiyetleri konferan
    sın nazar-ı tetkikine arz edilecek ve mevcut azaların sülüsan ek-
    seriyetile konferans her murahhas veya müşavir-i fenniyi işbu
    maddeye muvafık olarak intihap edilmediğini gördüğü takdirde
    redde salâhiyettar olacaktır.
    Madde 377 — Her murahhas konferansın müzakeresine tev
    di olunan her mesele üzerine bizzat rey vermek hakkına malik
    olacaktır.
    Azalardan birisi hükümete mensup olmayan murahhas ta
    yin etmek hakkını istimal etmediği takdirde hükümete mensup
    olmayan diğer murahhas konferans müzakeratına iştirak hakkına
    malik olacak fakat rey vermek salâhiyetini haiz olmayacaktır.
    376 nci maddenin verdiği salâhiyet mucibince konferans
    kendi azalarından birisinin murahhasını kabul etmediği takdirde
    işbu murahhas tayin olunmamış addedilerek bu madde hükmü
    tatbik edilecektir.
    Madde 378 — Konferans içtimalarını Cemiyet-i Akvamın
    merkezinde veya evvelki içtimaların birinde, mevcut azaların
    sülüsan ekseriyetile kararlaştırılan her hangi bir mahalde akd
    edebilir.
    Madde 379 — Beynelmilel Mesai İdaresi Cemiyet-i Akvamın
    merkezinde tesis olunacak ve cemiyet-i mezkûrenin Heyet-i
    Umumiyesinden madul olacaktır.
    Madde 380 — Beynelmilel Mesai İdaresi berveçh-i âti şeraite
    tevfikan irae ve tayin olunacak yirmi dört kişiden mürekkep bir
    Meclis-i İdarenin nezareti altındadır.
    Beynelmilel Mesai Dairesi Meclis-i İdaresi berveçh-i âti teş
    kil edilecektir :
    Hükümetlerini temsil eden on iki şahıs
    Sermayedarları temsil eden konferans murahhasları tarafın
    dan intihap edilen altı şahıs
    Müstahdimin ve ameleyi temsil eden konferans murahhasları
    tarafından intihap edilen altı şahıs
    Hükümetleri temsil eden on iki şahsın sekizi en ziyade ehem-
    miyet-i sınaiyeyi haiz olan azalar tarafından ve dördü mezkûr
    sekiz azanın murahhasları müstesna olmak üzere konferanstaki
    hükümet murahhasları tarafından irae olunan azalar tarafından
    tayin olunacaktır.
    En ziyade ehemmiyet-i sınaiyeyi haiz olan azaların kimler
    olduğu hakkında vukuu muhtemel olan ihtilâfat Cemiyet-i
    Akvam tarafından halolunacaktır.
    Meclisi İdare azalarının manda müddeti üç senedir. İn hilâl
    eden aza yerlerine diğerlerinin intihab ve tayini hususu ve buna
    mümasil diğer mesail konferansın tasvibine talikan Meclis-i İda
    re tarafından takarrür ettirilebilecektir.
    F. 43
    Meclis-i idare, azalarından birini reis intihap ve nizamname-i
    dahilisini tanzim eyleyecektir.
    içtima devrelerini tayin hususu Meclisin kendine aittir.
    Meclisin suret-i fevkalâdede içtima etmesi azadan lâakal
    on kişinin tahrirî talebine mutavakkıftır.
    Madde 381 — Beynelmilel Mesai idaresi bir müdire tevdi
    olunacak ve bu müdir talimatını ahzedeceği idarenin hüsn-i
    intizamından ve kendisine mevdu kâffe-i vazaifin suret-i icrasın
    dan nezdinde mesıd olacağı meclis-i idare tarafından irae ve tayin
    edilecektir. Müdir veya vekili meclis-i idarenin her içtimaında
    hazır bulunacaktır.
    Madde 382 — Beynelmilel mesai idaresinin memurini müdir
    tarafından intihap olunacaktır. MUel-i muhtelifeye mensup bu
    lunacak olan memurin-i mezkûrenin intihabı en eyi netayicin
    istihsali maksadüe kaabil-i telif bir nokta-i nazara matuf olacak
    tır. Memurin-i mezkûrenin bir kısmı kadınlardan olacaktır.
    Madde 383 — Beynelmilel Mesai idaresinin umur ve vazaifi
    işçilerin ahvali ve tarz-ı mesaisi hakkında beynelmilel vaz olunacak
    nizamat ve tertibata müteallik malûmatın cemini ve tefrikini ve
    bilhassa beynelmilel mukavelat ahkâmınca konferansın müzakera-
    tına arzı iktiza eden mesailin tetkiki, ve konferans tarafından
    muktazi görülen kâffe-i tahkikat-ı mahsusanın icrasını ihtiva
    eder. Beynelmilel Mesai idaresi, konferans celselerinin ruzname-
    lerini ihzar ile mükelleftir.
    işbu muahedenin bu kısmına ait mevad-dı mahsusaya tev
    fikan beynelmilel her türlü ihtilafata müteallik kendine isabet
    eden vazaifi ifa eyler.
    Sanayi ve mesaiye dair ve beynelmilel bir faideyi haiz bu
    lunan mesaüe ait tetkikata münhasır olmak üzere fransızca,
    ingilizce ve meclisi idarenin münasip göreceği diğer lisanla bir
    mecmua-i muvakkate tanzim ve neşir edecektir.
    işbu maddede zikir olunan hususattan başka konferansın
    suret-i umumiyede kendisine tefviz edeceği diğer salâhiyet ve va-
    zaife malik olacaktır.
    Madde 384 — Azaların amele mesainle iştigal eden nezaret
    leri doğrudan doğruya Beynelmilel Mesai İdaresinin meclisi idare
    sinde bulunan hükümetlerinin vekili veya vekili bulunmadığı
    takdirde bu hususta alâkadar hükümet tarafından tayin edilen
    diğer bir memur vasıtasile mesai idaresi müdiri ile muhabere icra
    ederler.
    Madde 385 — Beynelmilel Mesai idaresi her mesele hakkında
    Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisinin muavenetini talep edebilir
    ve bu muavenet diriğ olunmaz.
    Madde 386 — Azalardan her biri icab-ı hale göre konferan
    sa ve Meclis-i idareye iştirak eden kendi murahhaslarının ve fen
    nî müşavirlerinin ve vekillerinin seyahat ve ikamet masraflarını
    tediye edecektir.
    Beynelmilel Mesai idaresinin, konferans ve Meclis-i idare
    içtimalarının masarif-i sairesi Cemieyetin umumî bütçesine göre
    Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi tarafından müdire tevdi olu
    nur, işbu maddenin mevad-dı mündericesine göre müdir kendi
    sine tevdi olunan mebaliğin suret-i istimalinden Cemiyet-i Akvam
    kâtibi umumisine karşı mesuldür.
    İkinci Fasıl
    Tarz-ı idare
    Madde 387 — Meclis-i idare, azalardan birisinin hükümeti
    tarafından veya 376 nci madde mucibince herhangi diğer bir heyet
    tarafından vaki olan teklifatı bittetkik konferans devre-i içti-
    maiyesinin ruzname-i müzakeratını tesis eder.
    Madde 388 — Müdir konferansın kâtibliği vazifesini ifa
    eder ve her devrei-i içtimaiyenin ruznamesini devrenin küşadın-
    dan dört ay evvel azaların herbirine ve bunlar vasıtasile eğer
    tayin olunmuşlarsa hükümete ait olmayan murahhaslara bildirir.
    Madde 389 — Aza hükümetlerden herbirisi bir veya mütead-
    did mesailin devre-i içtimaiyenin ruznamesine vaz’ına itiraz
    hakkına maliktir, itirazın esbab-ı mucibinesini muhtevi muhtıra
    müdire yazümalıdır. Müdir bunu heyet-i daime azalarına bildirir.
    Mevcut murahhasların sülüsanı ekseriyetile böyle bir karar veril
    diği takdirde itiraz olunan mevzu ruznamede kalır.
    Sülüsan ekseriyetle konferansın kararına iktiran eden ve
    fıkra-i sabıkada tasrih olunan suretten başka bir tarzda tetkiki
    cap eden her mesele içtimai müteakip ruznameye ithal edilecek
    tir.
    Madde 390 — Konferans kendi vazifesine ait nizamatı tan
    zim ve reisi intihap eyleyecektir. Tetkike vaz’ını münasip gördüğü
    her mesele üzerine rapor takdim etmek üzere komisyonlar tayin
    edebilecektir. İşbu muahedenin işbu kısmının mevad-dı saire-
    sinde başkaca bir ekseriyet mevzu-i bahis olmadığı takdirde kon
    ferans mevcut azanın ekseriyet-i mutlakasile intihab-ı mukarrerat
    evler.
    Verilen reyler adedi devre-i içtimaiyede mevcut murahhas
    lar adedinin nısfından aşağı bulunursa bir karar verilmiş olamaz.
    Madde 391 •— Konferans teşkil ettiği komisyonda müza
    kere hakları olmamak ve fakat yalnız rey-i istişarileri bulunmak
    üzere fennî müşavirler terfik edebilir.
    Madde 392 — Konferans ruznamede muharrer bir maddeye
    ait teklifatın kabulüne karar verirse bu teklifatın berveçh-i âti
    eşkâlini tayin edecektir.
    a- Millî bir kanun şeklinde veya ahar surette azaların tet
    kikine vazolunmak üzere bir tavsiye.
    b- Veyahut azalar tarafından tasdik olunmak üzere beynel
    milel bir mukavele projesi şekli kesb edebilip edemeyeceğini tayin
    edecektir. Bir tavsiyenin veya bir mukavele projesinin konferansça
    son reyde kabul olunması için mevcut murahhasların sülüsan
    ekseriyeti lâzımdır.
    Konferans bir tavsiyeye veya umumî mahiyette bir mukavele
    projesine karar verirken iklimi, teşkilat-ı sınaiyenin gayr-ı kâfi
    surette inkişafı ve esbab-ı hususiye-i sairesi, esas itibarile hiref
    ve sanayiin ahval ve şeraitini farklı kılan memleketleri nazar-ı
    itibare alacak ve bu memleketlere mahsus ahval ve şeraite tevafuk
    etmek üzere lüzum addeceği tadilatı teklif eyleyecektir.
    Tavsiye veyahut mukavelename projesinin bir sureti kon-
    fernas reisi ve müdir tarafından imza olunacak ve Cemiyet-i Akvam
    kâtib-i umumisine tevdi edilecektir. Kâtib-i mumaileyh birer su
    ret-i musaddakasını azalardan herbirine verecektir.
    Azalardan herbiri devre-i içtimaiyenin hitamından itibaren
    bir sene müddet zarfında (veya ahval-i fevkalâde dolayısile bir
    sene müddet zarfında yapılamadığı takdirde hemen imkân hasıl
    olduğu zaman ve fakat herhalde konferansın devre-i içtimaiye-
    sinden itibaren on sekiz ayı tecavüz etmemek üzere) bir kanun
    haline vaz’ı veya başka türlü bir tedbir ittihazı zımnında veya
    mukavele projesini ait olduğu memura veyahut memurine tevdi
    etmeği deruhde eder.
    Azalar bir tavsiye hakkında ittihaz olunan mukarrerattan
    kâtib-i umumiyi haberdar eylerler.
    Bir mukavele projesi hakkında memurin veyahut memurin-i
    müteallikasının rizasını alan aza mukavelenamenin suret-i kat’iye-
    de tasdik edildiğinden kâtib-i umumiyi haberdar edecek ve muka
    vele ahkâmının tamami-i tatbiki için icab eden tedabiri ittihaz
    eyleyecektir.
    Bir tavsiyeyi müteakip bir muamele-i teşriye veyahut bu
    tavsiyeyi kuvveden fiile çıkarabilecek tedabir-i saire ittihaz edil
    mezse veya bir mukavele projesine memurin-i aidesinin rizası
    tealluk etmezse aza diğer hiç bir taahhüde tabi tutulmayacak
    tır.
    Mesaiye müteallik mesail hakkındaki mukaveleye iştirak
    salâhiyeti bazı tahdidata tabi bulunan federal bir hükümet
    mukavele projesini bir tavsiye mahiyetinde telâkki etmek hak
    kına malik olacak ve bu halde işbu maddenin tavsiyeye müteal
    lik ahkâmı mabihüttatbik olacaktır.
    Bâlâdaki madde berveçh-i âti esas dahilinde tefsir edilecek
    tir :
    Hiçbir zaman azaların hiç birisinden konferansça kabul
    olunan bir tavsiye veya mukavele projesinin neticesi olarak er
    bab-ı mesaiye kendi kanunlarile bahşedilmiş olan himayenin
    tenkisi talep edilmeyecektir.
    Madde 393 — Bu suretle tasdik edilen her mukavelename
    Cemiyet-i Akvam kâtibi umumisi tarafından tescil edilecek ve
    ancak tasdik edeüı azaları yekdiğerine raptedecektir.
    Madde 394 — Heyet-i umumiyesi hakkında son rey cemin
    de mevcut azaların sülusan ekseriyetini kazanamayan her proje
    hakkında heyet-i daime azalarından arzu edenler aralarında hususî
    surette akd-ı mukavele ederler.
    Bu kabil mukavele-i hususiye alâkadar hükümetler tarafın
    dan Cemiyet-i Akvam kâtibi umumisine tevdi ve mumaileyh
    tarafından tescil edilecektir.
    Madde 395 — Azalardan herbiri kabul ettiği mukavelelerin
    mevki-i tatbike vaz’ı için ittihaz olunan mukarrerata dair her
    sene bir rapor tanzimile Beynelmilel Mesai idaresine tevdiini taah-
    hüt eder. Bu raporlar Heyet-i İdare tarafından beyan olunan
    şekil ve surette ve talep olunan sıhhat-i tamme ile tanzim oluna
    caktır. Müdir bu raporların hülâsasını konferansın ilk içtimaına
    takdim eder.
    Madde 396 — Amele veya patron cemiyetleri tarafından bir
    azanın kabul edip bir suret-i memnuniyetkâranede tatbikini
    temin ettmediği mukavelat hakkında Beynelmilel Mesai İdaresine
    karşı vaki olan şikâyetler Meclis-i İdare tarafından alâkadar hükü
    mete tebliğ edilecek ve hükûmet-i mezkûre madde-i müştekâ-
    bih üzerine münasip göreceği beyanatı itaya davet edilebdecek-
    t i r .
    Madde 397 — Şikâyet olunan hükümetten bir müddet-i
    münasibe zarfında hiç bir beyanat varit olmaz veya beyanat-ı
    vakıa Meclis-i İdarece makbul görülmezse meclis-i İdare şikâyeti
    ve ledelicap alınan cevabı umuma arz etmeğe salâhiyettar ola
    caktır.
    Madde 398 — Azalardan her birisi mevad-dı sabıka muci
    bince diğerlerinin kabul edip fikrince bir suret-i memnuniyet
    kâranede tatbikini temin etmeyen mukavelat ahkâmı hakkında
    diğer bir aza aleyhine Beynelmilel Mesai İdaresine bir şikâyetname
    tevdi edebilir.
    Meclis-i İdare münasip görürse âtide beyan olunan usul daire
    sinde bir tahkik komisyonu teşkil etmezden evvel 396 nci maddede
    zikir olunan tarzda alâkadar hükümetle tesis-i münasebet eyler.
    Meclis-i İdare şikâyeti alâkadar hükümete tebliğ lüzumunu
    münasip gören veya tebliğ icra edilip bir müddeti münasibe zar
    fında Meclis-i İdareyi memnun edecek hiç bir cevap vürut etmez
    se Meclis-i idare mesele-i müştekâbihi tetkik vazifesile mükellef
    olmak ve bu hususta bir rapor vermek üzere bir tahkik komis
    yonunun teşkilini talep edebilecektir.
    Gerek resen ve gerek bir murahhasın konferansa şikâyeti
    üzerine Meclis-i idare tarafından aynı usul takip olunur.
    397 ve 398 inci maddelerin tatbikile hadis olan bir mesele
    Meclis-i idareye geldiği vakit; şikâyet olunan hükümetin henüz
    Meclis-i idarede bir vekili bulunmayorsa hükûmet-i mezkûre Mec
    lis-i idarenin işbu mesele üzerine vaki olacak müzakeratına iştirak
    için bir murahhas tayin etmek salâhiyetini haiz olacaktır, işbu
    müzakerenin icra olunacak tarihten vakt-i münasibinde hükûmet-i
    mezkûre haberdar edilecektir.
    Madde 399 — Tahkik komisyonu berveçh-i âti surette te
    şekkül edecektir.
    İşbu muahedenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren altı
    ay zarfında azalardan herbiri, birincisi patronlar, ikincisi amele
    ile erbab-ı mesaiyi temsil etmek ve üçüncüsü de bunlardan müsta
    kil omak üzere hususat-ı sınaiyede sahib-i ihtisas üç zatı tayin
    etmeği taahhüt eder. Eşhas-ı mezkûrenin heyet-i umumiyesi bir
    liste teşkil edecek ve tahkik komisyonu azaları bu listeden intihap
    olunacaktır. Meclis-i idare eşhas-ı mezkûrenin sıfatlarını tahkika
    ve mevcut azanın sülüsan ekseriyetile sıfatları işbu madde ah
    kâmına tevafuk etmeyenleri redde selâhiyettardır.
    Meclis-i idarenin talebi üzerine Cemiyet-i Akvam kâtibi
    umumisi tahkik komisyonunu teşkil için listeden üç sınıftan
    birer kişi intihap ve birini komisyona reis tayin edecektir. Bu üç
    şahıslardan hiç birisi doğrudan doğruya şikâyette alakadar bir
    aza meyanından intihap olunamayacaktır.
    Madde 400 — Şikâyette doğrudan doğruya alâkadar olsun
    veya olmasın azalardan her biri 398 inci madde hükmünce bir
    tahkik komisyonuna tevdi olunan şikâyete müteallik sahip olduğu
    bütün malûmatı komisyona tevdi etmeği taahhüt eder.
    Madde 401 — Tahkik komisyonu şikâyeti ariz ve amik tet
    kikten sonra tahkikatının vüsatini tesbit edecek surette müşa-
    hedatını biletraf kayıt ile bir rapor tanzim edecek ve raporunda
    müşteki hükümeti memnun etmek için alınması icap eden teda-
    bire müteallik vasayayı bildirecektir. Bu rapor ledelicap şikâyet
    olunan hükümet hakkında komisyonun münasip görüp hükû-
    mat-ı saire tarafından tatbikini makul gördüğü ceza-yı iktisadiyi
    muhtevi olacaktır.
    Madde 402 — Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi tahkik
    komisyonunun raporum ihtilafta alâkadar olan hükümetlerden
    her birisine tebliğ ve neşrini temin edecektir.
    Alâkadar hükümetlerden herbirisi komisyonun raporunda
    münderiç vasayayı kabul edip etmediklerine dair bir ay zarfında
    Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisine beyan-ı malumat edecekler
    ve kabul etmedikleri takdirde ihtilâfın Cemiyet-i Akvam Ada-
    let-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisine tevdia salâhiyettar ola
    caktır.
    Madde 403 — Azalardan birisi 392 inci maddede zikir edüen
    bir tavsiyeye veya bir mukavele projesine iştirak etmediği takdir
    de diğer azalar onu Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisine
    tevdia salâhiyettar olacaktır.
    Madde 404 — 402 ve 403 üncü madde mucibince kendisine
    tevdi olunan bir şikâyet veya bir mesele üzerine Adalet-i Bey
    nelmileliye Divan-ı Daimisinin kararları kaabil-i temyiz olmaya
    caktır.
    Madde 405 — Tahkik komisyonlarının netayici veya vesa-
    yası Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisi tarafından tasdik,
    tadil veya fesh olunabilecektir. Divan-ı mezkûr ledelicap şikâyet
    olunan hükümet aleyhinde hükûmat-ı sairece tatbikini makul
    gördüğü bir ceza-yı iktisadî hüküm edebilecektir.
    Madde 406 — Eğer herhangi bir aza müddet-i muayyenesi
    zarfında tahkik komisyonunun raporunda münderiç vasayaya
    veya Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisinin kararına ittiba
    etmezse aza-yı saire komisyon raporunın veya Divan-ı Daiminin
    kaabil-i tatbik olarak zikir ve beyan eyledikleri ceza-yı iktisadiyi
    işbu aza hakkında da tatbik edebilecektir.
    Madde 407 — Şikâyet olunan hükümet her zaman gerek
    tahkik komisyonunun ve Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimi
    sinin kararında münderiç vasayasına ittiba için tedabir-i lâzıma
    ittihaz ettiğinden Meclis-i İdareyi haberdar edebilir. Bu Mecliste
    Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi vasıtasile beyanatının tah
    kiki için bir tahkiki komisyonunun teşkilini talep edebilir. Bu halde
    399, 400, 401, 402, 404 ve 405 inci maddeler ahkâmı tatbik edilir
    ve eğer takhik komisyonunun raporu veya Adalet-i Beynelmileliye
    Divan-ı Daimisinin kararı şikâyet olunan hükümete müsait
    bulunursa hükûmat-ı saire derhal hükûmet-i mezkûre aleyhine
    ittihaz eyledikleri tedabir-i iktisadiyeyi iade ederler.
    Üçüncü Fasıl
    Mevad-dı umumiye
    Madde 408 — Azalar işbu muahedenin işbu faslında mün
    deriç ahkâmına tevfikan kabul ettikleri mukavelatın berveçh-i
    âti kuyud-i ihtiraziye tahtında müstemlekelerinde veya malikâ
    nelerinde ve bizzat idare olunmayıp taht-ı himayelerinde bulunan
    memleketlerde tatbikini deruhte ederler.
    1- Mukavelat şeraiti mahalliye dolayısile gayr-ı kaabil-i
    tatbik bulunmamalıdır.
    2- Şerait-i mahalliyeye tevfiki için mukavelede lâzım olan
    tadilat yapdabilmelidir.
    Azalardan her biri müstemlekelerinde veya malikânelerinde
    veya bizzat idare olunmayıp taht-ı himayelerinde bulunan mahal
    lerde ittihaz edeceği tedabirden Beynelmilel Mesai idaresini ha
    berdar etmelidirler.
    Madde 409 — işbu muahedenin işbu faslı hakkında mevcut
    azanın sülüsan ekseriyetile konferans tarafından kabul edilen
    tadilat, vekilleri Cemiyet-i Akvam Meclisini teşkil eden devletler
    tarafından ve azalardan dörtte üçü tarafından kabul edildiği
    takdirde vacibülicra olacaktır.
    Madde 410 — işbu muahedenin işbu faslının ve işbu fasla
    tevfikan bilâhara azalar tarafmdan akdolacak mukavelatın tef
    sirine ait her türlü mesail ve müşkilât Adaleti Beynelmileliye
    Divan-ı Daimisinin takdirine bırakılacaktır.
    Dördüncü Fasıl
    Tedabir-i muvakkate
    (28 haziran 1919 tarihinde Almanya ile akdolunan
    sulh muahedesinde sebketmiştir)
    Madde 411 — Konferansın ilk içtimai 1919 teşrinievvelinde
    vukubulacaktır. Bu içtimain mahalli ve ruznamesi merbut lahi
    kada tesbit edilmiştir.
    Bu ilk devrenin teşkilatı ve daveti lahikada zikir edilen
    hükümet tarafından temin edilecektir. Hükûmet-i mezkûre ve
    saikin ihzarı hususunda azası aynı lahikada beyan edilecek bey
    nelmilel bir komisyonu tarafından muavenet edilecektir.
    Cemiyet-i Akvam bütçesine lâzım gelen kredi verilinceye
    kadar murahhasların ve müşavir-i fennilerin harcırahları müstesna
    olmak üzere, bu devrenin ve müteakibi devrelerin masarifi Umumî
    Posta Ittihatı Beynelmilel idaresi için tertib edilen nisbet dahilin
    de azalar arasında taksim edilecektir.
    Madde 412 — Cemiyet-i Akvam teşkil edilinceye kadar
    mevad-dı sabıka mucibince Cemiyetin kâtib-i umumisine tebliğ
    edilecek muhaberat Beynelmilel Mesai idaresi müdireyeti tara-
    fmden muhafaza edilecek ve idare-i mezkûre kâtib-i umumiyi
    haberdar edecektir.
    Madde 413 — Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisi teşkil
    edilinceye kadar işbu muahedenin işbu kısmı mucibince kendi
    sine tevdi edilecek ihtilâfat Cemiyet-i Akvam meclisi tarafından
    tayin kılınacak üç kişiden mürekkep bir mahkemeye havale edile
    cektir.
    Lahika
    1919 Mesai Konferansının ilk devre-i içtimaiyesi
    Konferansm mahalli Vaşington olacaktır.
    Amerika Cemahir-i Müttefikası konferansı davete tavassut
    edecektir.
    Teşkilât-ı Beynelmilel Komitesi Amerika Cemahir-i Mütte
    fikası, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika İsviçre hükü
    metleri tarafından müntehap yedi zattan mürekkep olacaktır.
    Komite lüzum görürse aralarına diğer azaları davet edebilir.
    Ruzname berveçh-i âtidir :
    1- Sekiz saatlik gün veyahut 48 saatlik hafta usulünün tatbiki.
    2- İşsizliğin önüne geçmeğe ve netayicini İslaha ait mesil.
    3- Kadınların istihdamı:
    a- Vaz-ı hamilden evvel veya sonra (validelik tazminat
    meselesi dahU olduğu halde);
    b- Gece esnasında;
    c- Muzır-ri sıhhat işlerde
    4- Çocukların istihdamı.
    a- Mesaiye sin-ni kabul;
    b- Gece işleri;
    c- Muzır-ri sıhhat işler.
    5- Sanayide istihdam olunan kadınların gece hizmetinin me
    nine ve kibrit sanayiinde beyaz (sarı) fosforun men-i istimaline
    dair 1906 da Bern’de ve kabul olunan beynelmilel mukavelatın
    tatbik ve tevsii.
    İkinci kısım
    Esasat-ı umumiye
    Madde 414 — Erbab-ı mesainin refahiyet-i maddiye ve
    maneviye ve fikriyesinin beynelmilel bir ehemmiyet-i siyasiyeyi
    haiz olduğunu tanıyan hükûmat-ı akidin bu maksada vusul için
    birinci kısımda bahis olunan Cemiyet-i Akvama raptedilen teş-
    kilât-ı daimeyi vücuda getirmişlerdir.
    Hükûmat-ı akidin iklimin âdât ve ahlâkın, hal-i iktisadi
    ve sınaî taamülün tehalüfü dolayısiyle şerait-i say’in derhal yek
    nesaklığını temin etmenin gay-rı mümkün olduğunu takdir eder.
    Fakat mesainin sadece bir emtia-i ticariye gibi telâkki olunmaması
    lüzumuna ve şerait-i mesainin tanzimi için her heyet-i sınayenin
    ahvalin müsaade ettiği kadar tatbikine çalışacağı bir takım
    tarz ve esasların mevcudiyetine kanidir. Hükûmat-ı akidin işbu
    esasattan âtide beyan olunanları müstacel ve hususî bir ehem
    miyette görüyor :
    1- Mesainin bâlâda beyan olunduğu üzere bir emtai-i tica
    riye gibi telakki olunmaması prensipi.
    2- Kavanine mugayir olmayarak her hususta gerek erbab-ı
    mesainin ve gerek işçi istihdam edenlerin hak-kı içtimai.
    3- Erbab-ı mesaiye zamanlarında ve memleketlerinde mü
    nasip görülen bir seviye-i hayat temin edecek ücret tediyesi.
    4- Henüz sekiz saatlik gün veya kırk sekiz saatlik haftanın
    kabul olunmadığı yerlerde bunların kabulü esbabının istikmali.
    5- Mümkün olduğu halde pazar gününü ihtiva etmek üzere
    asgarî yirmi dört saat hafta istirahatının kabulü.
    6- Çocukların mesaisinin ilgası ve terbiye ve tahsillerine
    devamını ve inkişafat-ı maddiyelerini temin için her iki cinsten
    olan çocukların esnan-ı mahdude dahilinde mesaide istihdamları.
    7- Aynı kıymette iş için bilâtefrik-i cinsiyet aynı ücrete te
    diyesi esası.
    8- Her memlekette şerait-i mesai hakkında tertip edilecek
    kavaid-i umumiye o memlekette mukim olan bütün erbab-ı mesa
    iye aynı muamele-i iktisadiyeyi temin etmelidir.
    9- Her hükümet erbab-ı mesainin himayesine ait kavanin
    ve nizamatın tatbikini temin için içinde kadınlar da bulunmak
    üzere bir hizmet-i teftişiye teşkil etmelidir.
    Hükûmat-ı akidin işbu tarz ve esasatın tamam ve kat’î oldu
    ğunu beyan etmeksizin bunların Cemiyet-i Akvamın siyasetine
    rehber olacağı ve Cemiyet-i Akvam azaları heyet-i smaiyelerince
    kabul olunduğu ve tatbikatta muktedir bir heyet-i teftişiye ta
    rafından tamamen muhafaza edildiği takdirde erbab-ı mesai âle
    minin seadetine hizmet edeceği fikrindedir.
    ON ÜÇÜNCÜ BÂB
    Mevad-dı şettâ
    Madde 415 — Esliha ve mevad-dı küliye ticaretine müteal
    lik 26 şubat 1885 tarihli Berlin ve 2 temmuz 1890 tarihli Brüksel
    mukavelat-ı umumiyesinde mevzu-i bahis olan mevad-dı saireye
    mütedair olarak Düvel-i Müttefika veya bunlardan bazıları ile
    herhangi bir devlet arasında akdedilmiş veya akdedilecek olan
    mukavelenameler ile bunları itmam veya tadil etmiş olan muka
    velenameleri tasdik ve kabul eylemeği Türkiye taahhüt eder.
    Madde 416 — 17 temmuz 1918 tarihinde Fransa Cumhuri
    yeti hükümeti ile Monako prensi cenapları arasında imza edilip
    Fransa ile prensliğin münasebatını tayin eden muahedenameye
    düvel-i âkide kesb-i ittila ve bunu kaydeylemiş olduklarını tas
    dik ederler.
    Madde 417 — İşbu muahedename ahkâmı mahfuz kalmak
    üzere muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından mukaddem
    tahaddüs etmiş olan bir vak’a sebebile Türkiye düvel-i mütte
    fikanın hiç birinden doğrudan doğruya veya bilvasıta hiç bir para
    mütalebesinde bulunmamağı taahhüt eyler. ,.
    İşbu madde alâkadarları kim olursa olsun bundan böyle itfa
    edilmiş addolunan bu nev’i mütalebattan feragat-ı kâmile ve ka-
    tiyeyi mutazammmdır.
    Madde 418 — Düvel-i Müttefikadan herhangi birinin ganaim-i
    bahriye mahakimi tarafından isdar olunup Osmanlı gemilerile
    Osmanlı emtiasına müteallik bulunan hükümler ve emirler ile
    masarifin tesviyesine dair olan hükümler ve emirleri Türkiye
    tasdik ve makbul ve mecburiyülifa telâkki eder ve bu hükümler
    ve emirler hakkında tebaası marnına hiç bir mütalebede bulun
    mamağı taahhüt eyler. Gerek düvel-i müttefika gerek bitaraf
    devletler tebaasının hukuk-i tasarrufiyesini haleldar eden Osmanlı
    ganaim-i bahriye mahakiminin hükümlerini ve emirlerini Düvel-i
    Müttefika kendilerinin tayin edecekleri şerait dahilinde tetkik
    eylemek hakkına maliktirler. Isdar olunan hükümler ve emirler
    dahil olduğu halde mesailin dosyasını teşkil eden bütün vesaiki
    tevdi eylemeği ve berveçh-i bâlâ yapılacak tetkikattan sonra
    vukubulacak tavsiyeleri kabul ve icra etmeği Türkiye taahhüt
    eyler.
    Madde 419 — Harp gemilerile hamulelerin batırılmasından
    mütevellit zararları had-di asgariye irca ve kurtarılabilecek olan
    talebat-ı hususiyenin tesviyesini teshil eylemek üzere Osmanlı
    hükûmet-i harp esnasında kendi kuva-yı bahriyesi tarafından
    gark veya duçar-ı hasar edilmiş olan gemilere dair malik olduğu
    ve düvel-i müttefikaya veya tebaasına müfit olabilecek bilcümle
    malumatı ita eylemeği taahhüt eyler.
    Madde 420 — İşbu muahedenamenin mevki-i meriyete
    vaz’ından itibaren altı ay zarfında Osmanlı Hükümeti 29 teşrini
    evvel 1914 tenberi Düvel-i Müttefikadan veya tebaası tarafından
    murakabe edilen şirket ve cemiyetler dahil olduğu halde onların
    tebaasından ahzolunmuş olan ganimet eşyayı, vesaiki, yadigâr-ı
    tarihileri veya asar-ı sanatı düvel-i müttefikava iade eylemeğe
    mecburdur.
    Bu kabil eşya kendilerine iadesi lâzım gelen hükümetler ta
    rafından tayin ve irae edilecek mahalde ve şerait dairesinde teslim
    olunacaktır.
    Madde 421 — İşbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’
    ından itibaren on iki ay zarfında Osmanlı hükümeti antikalara
    dair elyevm mevcut olan Osmanlı kavaninini ilga ve merbut zeyil
    de münderiç kavait üzerine müesses yeni kavanin neşir etmek üze
    re tedabir-i lâzıma ittihaz edecektir. Bu kavanin Meclis-i Mebusana
    tevdi edilmeden evvel Maliye Komisyonunun nazarı tasvibine
    arz olunacaktır. Hükûmet-i Osmaniye bu kavanini bütün akvama
    .siyyanen ve mütesaviyen tatbik etmeği taahhüt eyler.
    Zeyil
  • 1 –
    “Antika” kelimesi 1700 senesine mütekaddem her bir eseri
    veya say-ı insanî mahsulüne şamil olacaktır.
  • 2 –
    Antikaların hüsn-i muhafazasına müteallik kavanin tehdit
    yerine teşvik fikrinden mülhem olacaktır.
    Beşinci fıkrada mevzu-i bahis müsaadeye malik olmaksızın
    bir antika keşif edip bunu salâhiyettar Osmanlı nezaretinin bir
    memuruna ihbar eden her şahıs keşfin kıymetile mütenasip
    mükâfat-ı nakdiyeye nail olacaktır.
    Salâhiyettar Osmanh nezareti iştiradan feragat etmedikçe
    hiç bir antika o nezaretten başka bir şahsa devir olunamaz. Mez
    kûr nezaretten vesika alınmaksızın hiç bir antika memleketten
    harice çıkamaz.
  • 4 –
    îras-ı zarar fikrile veya eser-i lakaydî olarak bir antikayı
    tahrip veya duçar-ı hasar eden her şahıs muayyen bir cezaya
    çarptırılacaktır.
  • 5 –
    Salâhiyettar Osmanlı nezaretinin müsaadesi olmaksızın an
    tika bulmak için arazi kazmak memnu ve ceza-yı naktiyi müs-
    telzimdir.
  • 6 –
    Tarih ve arkeoloji nokta-i nazarından şayan-ı ehemmiyet
    görülen arazi muvakkaten veya daimî surette istimlâk edilebilmek
    üzere ahkâm-ı âdilâne vaz edilecektir.
  • 7 –
    Hafriyat müsaadesi ancak arkeolojide derece-i kifayede
    sahib-i tecrübe olan eşhasa verilecektir. Osmanh Hükümeti bu
    müsaadeleri verirken hiç bir kavmin ulemasını esbab-ı makule
    olmaksızın müsaadeden mahrum edecek tarzda harekette bulun
    mayacaktır.
  • 8 –
    Hafriyat neticesinde elde edilecek âsâr Osmanlı nezaretinin
    tayin edeceği nisbet dairesinde bu nezaretle hafriyatı yapan şahıs
    arasında taksim edilecektir.
    Esbab-ı fenniyeden nâşi taksim mümkün olamazsa kâşif
    zuhur eden antikalardan hissesine düşen kısım yerine tazminat-ı
    adilaneye nail olacaktır.
    Madde 422 — Din, arkeoloji, tarih ve sanat nokta-i nazar
    larından şayan-ı ehemmiyet olup 1 ağustos 1914 tarihinden sonra
    bugün Türkiye’den fek edilen arazide ahız olunmuş olan bilcümle
    eşya işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    on iki ay zarfında Osmanlı hükümeti tarafından mezkûr arazinin
    intikal ettiği hükümetlere iade olunacaktır.
    işbu eşya şahs-ı aharın yed-i tasarrufuna geçmiş ise hükû
    met-i Osmaniye istirdat tarikine veya sair vesaite müracaat ede
    rek madde-i hazıradaki taahhüdünü ifa edecektir.
    işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    altı ay zarfında madde-i hazıra mucibince iade edilecek eşyanın
    cetvelleri alâkadar hükümetler tarafından Osmanlı Hükümetine
    tevdi edilecektir.
    Madde 423 — Osmanlı Hükümeti elyevm taht-ı tasarrufun
    da bulunan istanbul’daki Rus Arkeoloji Encümeni kütüphane
    sinin matbu ve el yazısı kitaplarını ve vesaiki muhafaza ve bunları
    Rusyamn hukukunu vikaye etmek üzere Düvel-i Müttefikanın
    bilahara göstereceği mahalle teslim eylemeği taahhüt eder. O
    zamana kadar düvel-i müttefikadan herhangi biri tarafından
    mezuniyeti haiz eşhasın mezkûr kütüb ve vesaika fürceyap olmasını
    Osmanlı Hükümeti temin edecektir.
    Madde 424 — işbu muahedename mevki-i meriyete vaz
    olunur olunmaz Türkiye kendisinden fek edilen arazideki mülkî,
    askerî, malî, adlî ilh. idarelere ait evrak, defatir ve senedatı ve
    planları ve her nev’i vesaiki bilâimhal alâkadar hükümetlere
    tevdi edecektir, işbu vesaik, evrak, defatir ve senedattan ve plan
    lardan bazdan başka mahalle nakil edilmiş ise alakadar hükü
    metin talebi üzerine Türkiye tarafından teslim edilecektir.
    Birinci fıkrada mevzu-i bahis olup askerliğe tealluklu ol
    mayan evrak, defatir planlar, senedat ve vesaik Osmanlı devai-
    rini alakadar ettikleri ve binaberin teslimleri bu devair için ma-
    haziri dai bulunduğu takdirde Türkiye mukabele bilmisil şartile
    onların muhteviyatını alâkadar hükümetlere tebliğ etmeği taahhüt
    eyler.
    1912 den sonra Yunanistana intikal eden eski Osmanlı im-
    peratorluğu aksamındaki emlâke müteallik olup tahliye esnasında
    Osmanlı memurini tarafından götürülebilen defatir-i umumiye
    ve mahallî defter-i hakanî kuyudatının Yunan Hükümetine tes
    limini Osmanlı Hükümeti bilhassa taahhüt eyler.
    Ziya hasebile veya diğer bir sebep dolayısile bir veya bir
    kaç defterin teslimi mümkün olmazsa ve Yunan Hükümetine ib
    raz olunan senedatın tetkikini icap ettirecek olursa Derseaset’-
    teki merkezî defter-i emlâkten lâzım gelen şerhleri Yunan Hükü
    metine istinsah ettirmeğe hakkı olacaktır.
    Madde 425 — îşbu muahedename mucibince Türkiye’den
    fek edilen veya vaz’iyet-i hazırası işbu muahedename mucibince
    Türkiye tarafından tasdik kdınan arazide icra-yı nüfuz eden hükü
    metlerin mezkûr arazideki idare-i evkafa ve evkaf-ı hususiyeye
    müteallik olup mezkûr arazide mütemekkin eşhas veya şirket
    leri alâkadar eden her nev’i evrak ve vesaika nerede bulunursa
    bulunsun fürceyap olmalarını mukabele bilmisil şartile Hükû
    met-i Osmaniye taahhüt eder.
    Madde 426 — Osmanlı Hükümeti 30 teşrinievvel 1918 ta
    rihinden itibaren 136 ıncı madde üçüncü kısım (mevad-di siyasiye)
    de mevzu-i bahis teşkilât-ı adliyenin mevki-i meriyete vaz’ına
    kadar Türkiye’de düvel-i müttefikadan birinin bir hakim-i veya
    mahkemesi tarafından verilmiş herhangi bir hükm-i adliyi kabul
    ve lüzum görüldüğü zaman icrasını temin etmeği taahhüt eyler.
    Madde 427 — 46 nci madde (üçüncü kısım-mevad-dı siyasiye)
    ahkâmı mahfuz kalmak üzere Türkiye 27 inci maddede hududu
    tasvir edilen arazisine müteallik olup mukaddema İstanbul
    Sıhhiye Meclis-i Âlisinin ve bunun taht-ı riyasetinde olan Osmanlı
    Sıhhiye İdaresinin dahil-i daire-i vazaifi bulunan herhangi bir
    mesele hakkında Düvel-i Müttefika tarafından ve icap ederse
    düvel-i saire ile müttehiden verilecek kararları kabul ve onların
    infazına muavenet eylemeği taahhüt eyler.
    Madde 428 — İşbu muahedename mucibince Türkiye’den
    fek edilen arazi ile üzerinden Türkiye’nin hâkimiyeti ref olunan
    memalike müteallik olup mukaddema Sıhhiye Meclis-i Âlisinin
    veya bunun taht-ı riyasetindeki Osmanlı Sıhhiye İdaresinin
    veyahut İskenderiye Bahrî ve Karantine Sıhhiye Meclisinin da
    hil-i daire-i vazaifi olan herhangi bir mesele hakkında esasat-ı
    âtiyeye tevfikan Düvel-i Müttefika tarafından ve icap ederse
    düvel-i saire ile müttehiden ittihaz olunacak bilcümle mukarreratı
    kabul etmeği Türkiye şimdiden taahhüt eyler.
    Fıkra-i sabıkada mevzuubahis esasat berveçh-i âtidir :
    a) Türkiye’den fek edilip düvel-i müttefikadan birinin muraka-
    vesine vaz olunan arazide alâkadar devlet-i müttefika gerek dev
    leti hakime gerek manda veya himaye sahibi devlet gerek mezkûr
    arazinin idaresinden mesul devlet vzaiyetinde bulunsun işbu
    devlet-i müttefika beynelmilel sıhhiye mukavelatı ahkâmına
    imtisalen karantinehaneler tesis ve idare etmekle mükellef ola
    caktır.
    O S M A N L I İ M P A R A T O R L U Ğ U N U N K Ü Ç Ü L M E S İ 1 6 9 9 ” 1 9 2 Q
    b) Hicaz makamat-ı mübarekesi züvvarının teftişat-ı sıh
    hiyesine müteallik olup istanbul Meclis-i Âli-i Sıhhisi veya Os
    manlı İdare-i Sıhhiyesi veya iskenderiye Bahrî ve Karantine
    Sıhhiye Meclisi tarafından veya taht-ı riyasetinde ittihaz edilmiş
    olan tedabir – işbu tedabirin icrası için icap eden muhtelif karan-
    tinehanelerle müessesat-ı sıhhiyenin kâin olduğu arazi hangi müt
    tefik devlet hâkimiyeti, mandası, himayesi veya mesuliyeti altına
    vaz olunmuş ise – bundan böyle o devlet tarafından ittihaz ve
    deruhte olunacaktır, işbu tedabir beynelmilel sıhhiye mukavela-
    tı ahkâmına muvafık olacak ve icraatın tamamile yeknesaklığını
    temin için makamat-ı mezkûre züvvannın teftişat-ı sıhhiyesile
    alâkadar olan düvel-i müttefikadan herbiri züvvann karanti-
    nesini tanzim edecek olup Cemiyet-i Akvam Meclisinin taht-ı
    murakabesine mevzu bulunan bir komisyonda temsil edilecektir.
    Madde 429 — ileride muhalif ahkâm vaz olunmadığı tak
    dirde muahedename-i hazırın tesis etmiş olduğu her komisyon
    reisinin ârâ inkisama uğradığı zaman ikinci bir rey vermeğe hakkı
    olacağını düvel-i muakide kabul ederler.
    Madde 430 — Muahedename-i hazırın ahkâm-ı muhalifesi
    mahfuz bulunduğu takdirde bazı devletlere muhtas bir mese
    lenin işbu muahede mucibince alâkadar devletler beyninde akd
    edilecek bir mukavelename ile halli icap ettiği zaman bu bapta
    zuhur edebilecek müşkülatın Türkiye Cemiyet-i Akvama kabul
    edilinceye kadar başlıca müttefik devletler tarafından izale ve
    fasl olunacağı düvel-i âkide arasında kararlaştırılmıştır.
    Madde 431 — işbu muahedenamenin ahkâm-ı mahsusası
    müstesna olmak üzere ve mevki-i meriyete vaz’ından itibaren
    üç ay zarfında Osmanlı hükümeti Osmanlı kavaninini muahe
    de-i hazıraya tevfikan tadil etmiş olacaktır.
    Aynı müddet zarfında işbu muahedename ahkâmının icrasına
    müteallik bilcümle tedabir-i idariye ve saire Osmanlı hükümeti
    tarafından istikmal edilmiş bulunacaktır.
    Madde 432 — işbu muahedenamenin tatbikine doğrudan
    doğruya veya dolayısı ile temas eden her meselede Türkiye ek-
    seriyet-i ârâ ile ittihaz-ı mukarrerat edecek olan Cemiyet-i Ak
    vamın lüzum göstereceği tahsisata ruy-i muvafakat gösterecek
    tir.
    Madde 433 — Rusyanın Cemiyet-i Akvam azalığına kabul
    olunur olunmaz kendisile başlıca müttefik devletler arasında
    kararlaştırılacak şerait dairesinde ve işbu muahedename ile ken
    disine suret-i katiyede verilmiş hukuka halel gelmemek şartile
    muahedename-i hazıra dahil olmak salâhiyetini düvel-i muakide
    tasdik etmekte müttehittirler.
    Fransızca, ingilizce ve italyanca tesvit edilmiş olan işbu
    muahedename tasdik edilecektir, ihtilâf zuhurunda -Fransızca
    ve ingilizce metinlerin müsavi addedildiği birinci kısım (Cemiyet-i
    Akvam ahitnamesi) ve on ikinci kısım (Say) müstesna olmak üzere-
    fransızca metin muteber olacaktır.
    Tasdiknamelerin tevdii muamelesi Paris’te ve mümkün
    oladuğu kadar yakın zamanda icra edilecektir.
    Makar-rı hükümetleri Avrupa haricinde olan devletler mua-
    hedenameyi tasdik etmiş olduklarını Paris’teki mümesil-i siyasi
    leri vasıtasile Fransa Cumhuriyeti Hükümetine iblağ eylemekle
    iktifa edebilirler ve bu takdirde tasdiknameleri mümkün olduğu
    kadar süratle göndermek mecburiyetindedirler.
    Muahedename bir taraftan Türkiye ve diğer taraftan
    başlıca müttefik devletlerden üçü tarafından tasdik edilir edümez
    tasdiknamelerin tevdi olunduğuna dair ilk bir zabıtname tanzim
    olunacaktır.
    Bu ilk zabıtnamenin tarihinden itibaren muahede onu bu
    suretle tasdik eylemiş bulunan düvel-i muakide beyninde mevki-i
    meriyete vaz olunacaktır.
    işbu muahedenamede mevzu-i bahis bilcümle mühletlerin
    hesabı için salifüzzikir mevki-i meriyete vazı tarihi (mebde)
    addedilecektir.
    Sair hususatın cümlesinde muahedename her devlet için
    tasdiknamesinin tevdii tarihinden itibaren meri olacaktır.
    Tasdiknamelerin tevdiine mütedair zabıtnamelerin asıl
    larına mutabık olduğu tasdik kılınmış olan birer sureti Fransa
    hükümeti tarafından düvel-i mumziyeye ita olunacaktır.
    Tasdikan lilmekal salifüzzikir murahhaslar işbu muahedena-
    meyi imza etmişlerdir :
    Fransız Cumhuriyeti Hükümetinin evrakı meyanında vaz
    olunmak üzere bir nüsha olarak Sevr’de 10 Ağustos 1920 tarihin-
    de imzalanmıştır. Mutabık suretleri
    tevdi olunacaktır.
    George Grahame
    George H. Perley
    Andrew Fisher
    George Grahame
    R. A. Blankenberg
    Arthur Hırtzel
    A. Millerand
    F. François- Marsal
    Jules Cambon
    Paléologue
    Bonin
    Marietti
    K. Matsui.
    A. Aharonian
    J. van den Heuvel
    Rolin Jaequemyns
    E. K. Venizelos
    A. Romanos
    Maurice Zamoyski
    Erasme Piltz
    Affonso Costa
    D. J. Ghika
    Stefan Osusky
    Hadi
    Dr. Rıza Tewfik
    Réchad Haliss
    düvel-i mumziyenin herbirine
Tags:

Bir cevap yazın